bugün

bir beyaz gemiydi ayıran onları
kadın güvertedeydi, adam rıhtımda
şimdi unuttum yüzünü kadının
adamın gözleri aklımda

kana bulanmış bıçaklar gibi
uzun kirpikleri ıslaktı
adam dertli, adam darmadağın
dokunsalar ağlayacaktı

adam bitkindi, adam seviyordu
kalan kederdi, giden gemiyse
taş olduğu içindir dedim
rıhtım taşları erimediyse

derken bir düdük öttü ansızın
bembeyaz gemi gitgide ufaldı
korkunç yalnızlığıyla başbaşa
rıhtımda bir adam kaldı

ümit yaşar oğuzcan
behzat çdir. edit: dün gece alkollü kafa yanlış okumaya sebep olmuş ben dizi olarak anlamışım...

o zaman düzeltelim. mesaj atıp fark eden yazara da teşekkür ederim.

sen bana Yangın ol efendim,
ben sana rüzgar,
tutuşsun Gun, yansın geceler,
zamanımız dar ...
herkesin bir hikayesi vardır.
ama herkesin bir şiiri yoktur!..

-Özdemir Asaf-
Sözlerimi geri alamam
Yazdığımı yeniden yazamam
Çaldığımı baştan çalamam
Bir daha geri dönemem

Akıyorsa göz yaşım kurumasın
Coşup seven gönlümse durmasın
Dost bildik anılarım çağırmasın
Bir daha geri dönemem

Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da
Her nefes alışımız bayramdı
Bir umuttu yaşatan insanı
Aldım elime sazımı

Yine aşınca çayın suyu boyunu
Belki yeniden karşıma çıkacaksın
Gözgöze durup bakınca göreceğiz
Neyiz ve nerelerdeyiz
Bilemiyoruz şimdi

Bulutsuzluk Özlemi
Sözlerimi Geri Alamam
insan olan yerlerim çok ağrıyor,
Olsun, yine de sen kapanma, şu sıra benim,
Yerine bırak ben incineyim. *
Necip Fazıl Kısakürek'in kaleminden çıkanların ilk sıralarda yer aldığı dizelerdir.
(bkz: ha dizeler)
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz
Güzel günler göreceğiz güneşli günler.
...
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Ataol Behramoğlu
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

işte budur hayat!
işte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

CAN YÜCEL
Her zamankinden yakın, her zamankinden de uzak.
Bu olsa gerek, sevmeye başlamak...
bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
birinciliği beyaza verdiler.
geliyorum köpekler gibi acı çekerek
geliyorum, hasretinin gözlerinden öperek...
(bkz: en ünlü dizeler)
Herkes bilir gitmesini.
Bir zaman öğrenirsin
gideni sırtından öpmesini

Herkes yaşar hasretini…
(bkz: istiklal marşı) bakmak yeterlidir.
Bir yer var biliyorum. Her seyi soylemek mumkun. Epeyce yaklasmisim, duyuyorum, anlatamiyorum.
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.

Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben
Bahtiyarım

nazım hikmet
ömrün küsmek ve pişmanlıkla geçip gidiyor
hala aynı soruyu soruyorsun kendine
bazen kendi gölgene basar
sendelersin ıssız sokaklarda
bir karayel eser
üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
çıkar gelir pişmanlıklar en zayif anında
boğazında yıllanır bir düğüm
umrurunda mı zamanın
senin küskünlüğün...
Ölüm ölüm dediğin nedirki gülüm?
Ben senin için yaşamayı göze almışım.
nemrut ateşiyle sabaha kadar, içimde binlerce ibrahim yanar.
azrail mi başımda dikiliyor yoksa sen misin, gülüm yaralarımda solmayan desen misin?
(bkz: leyla ile mecnun)
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,

gözler ki senin en katı zulmün ve silahın.

vur şanlı silahınla gönül mülküm düzelsin,

sen öldürüyorken de vururken de güzelsin.
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
işte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.

NFK
güncel Önemli Başlıklar