bugün

ufak cocugun adı freddie highmore 'dur.

charlie and the chocolate factory 'deki performansı da muhteşemdir.. ufaklık hiç rol yapmasa da olur zaten, o yüz ifadesi yeter de artar bile...

ps: johnny depp freddie'yi kendi oğlu gibi sevmekteymiş aynı zamanda.
masal o masal öyle bir yoktur hayal dünyasıdır.
dünya üzerindeki en lanet filmdir sinir hastalarını yatıstırıp uyutmak icin seyrettirilesi bir sacmalıklar hedesi.
peter pan'in olusumunu gayet dokunakli sekilde anlatmayi basarabilmis marc forster filmidir. yazar j m barrie, icindeki cocugun durtuleriyle gercek yasam arasinda kalmis; andaval karisiyla vakit gecirecegine cocuklarla vakit gecirmeyi tercih etmis ve bu cocuklarin yasantisi uzerine bir oyun yazmistir. iste hikaye budur.
insan bu filmi izledikten sonra keske ben de odamin kapisini acsam da kimsenin girmedigi dunyaya girsem der. keske bir aksam yemeginde kimin aslinda kime nasil laf soktugunu ve neleri ima ettigini analiz edip arkalarindan konusmaktansa, burnuma kasik yapistirir, eglenirim der. keske parkta ciddi bi sekilde oturup gazete okumaktansa kopegimle bir sirk ayisi ile dansediyormus gibi dansedebilsem der.
"tamam, soz ne icki icicem ne sigara. ne de gece kuluplerine girmek isteyecegim, yeter ki buyumeyeyim" denir salak gibi.
johnny depp gibi adami bile cocuklastirmis bir filmdir bu, ki kendisine 'bay les' lakabi takan bir adamdir depp.

keske bu film 1,5 saat olmasaydi...
izlendikten sonra insanın içinde hüzün bırakan son sahneleri etkileyen güzel film.
tagline'ı "Unlock your imagination" olan, çekildikten 3 yıl sonra gösterime girebilen masal.*
acayip etkileyici bir masal. zaten filmi izlerken de mr.snow gibi olduğunu düşünüyor insan, ölene kadar çocuk, ölene kadar düşlerin peşinden koşmayı istiyor.
james barrie' nin peter pan' ı yazma sürecini anlatırken, insanın içindeki çocuğa seslenen film.
(bkz: gereksiz filmler)
ağlatan filmdir, hem de her keresinde..
james barrie nin hayatını konu alırken aynı zamanda insanın içinde bir yerlere de dokunan film. izlemek için harcanan 2 saatin hakkını gani gani veren film. ayrıca büyük bütçelerle çekilip fos çıkan filmlere kapak olası bir film. film dediğin böyle olur böyle olur böyle olur.
şu anda bir yandan sümüklerimi silip, bir yandan entry girmeye çalışma sebebim olan muhteşem yapım. baştan sona insanı kucaklayan, sıcacık, güldüren, salya sümük ağlatan, küçük peter'a hasta eden, johnny deep'e sempati oluşturan*, kate winslet'a bir kere daha hayran bırakan filmden öte şey. yönetmeni kim diye baktım hemen, marc forster'mış gel de daha çok sevme şimdi bu filmi. neverland'e göç edip buraları terk edesim var acayip.

ayrıca kendimle ilgili bir ayrıntı keşfetmeme sebep oldu bu film. en sevdiğim film les choristes'ti şimdi bir de bu çıktı demek ki ben çoluklu çocuklu filmleri seviyorum, benim ruhuma onlar dokunuyor**.

şimdi 2005 oscar ödüllerini inceledim de, sevgili akademi üyelerine sormak istiyorum: ey güzel akademi, 2007'de abigail breslin'i yardımcı kadın'a aday yapmasını biliyorsun da*, freddie highmore'a ayıp olmamış mı biraz? bu filme bir müzik oscarı vermek yeterli mi yani? little miss sunshine'a senaryo oscarı veren akademi, siz zaten les choristes'i de eli boş göndermiştiniz, biz de sizi ciddiye alıyoruz.
(bkz: allan knee)

(bkz: dustin hoffman)
(bkz: julie christie)
(bkz: radha mitchell)
(bkz: coldplay)
(bkz: clocks)
çok güzel filmdir. 7,9 oy oranı ile imdb top 250 de 246. sıradadır.
# "...a man looking for the inspiration that he lost..." filmin fragmanı james m. barrie hakkında bu vurucu tespiti yapar ve filmi izlemek için iyi bir sebep ortaya çıkarır....

yazının devamı ve barrie- johnny depp fotoğraflarını yanyana görmek isteyenler için:

http://www.sinemaestro.com/82-finding-neverland.html
"Uykunuzun kaçtığı bir gece Finding Neverland' i açın. Işıkları kapatın. Koltuğun bir köşesine kıvrılın ve ara vermeksizin James M. Barrie' nin Peter Pan' i yaratma sürecine tanıklık edin. Filmin müzikleriyle duygu yoğunluğunu doruklarda yaşayın. Filmin bitimiyle birlikte hemen yatağınıza girin ve Neverland' i ziyaret edebilmek için uyumadan önce peri tozlarını üzerinizde hissedin."*
insanın içindeki neverland arzusunu ve daha önemlisi inancını dürten filmdir.

--spoiler--
çok önce izlememe rağmen aklımda kalan bir sahne var. anne hastadır ve çocuklar tiyatro için hazırlanmaktadırlar. johnny depp büyük oğlanla konuşur, bir şeylerden bahsederler. sonra çocuk taşıdığı sorumlulukların bilincinde olarak yapması gerekenleri sıralar. gerçekle yüzleşir ve büyük bir soğukkanlılıkla bunu kabul eder. johnny o anda çocuğun gözlerine bakıp şaşkınlıkla şöyle der: "artık çocuk değilsin". yaşadığı acılar ve sorumluluk onu çocuk olmaktan çıkarmış, hayallerle değil gerçeklerle bir yetişkin haline getirmiştir. bu onun için bir yıkımdır.
--spoiler--
ben bunu daha önce neden izlemedim diye kişinin kafasını taşlara vurmasına sebebiyet veren filmdir.ayrıca bu yaştan sonra insanda peter pan ı tekrar okuma isteği yol açmaktadır.

--spoiler--
tahmin edilebilir bir sonu olmasına rağmen son sahneleri insanın boğazını düğüm düğüm etmektedir.oyun evde oynanırken , annenin çocuklarıyla birlikte oyunu izlediği sahneler de izleyiciye son darbeyi vurmaktadır.
--spoiler--
johnny depp'in mutlaka izlenmesi gereken filmlerinden biri.
johnny depp, kate winslet ve diğer tüm oyuncuların -özellikle çocukların- mükemmel oyunculuklar sergilediği film, ağlatabilir.
james barrie'nin peter pan'i yaratma süreci tüm film boyunca anlatılan. öyle güzel anlatılmış ki barrie'nin gördüklerini görüyorsunuz izlerken. yazdıklarını anlıyorsunuz , düşler ülkesine gidiyorsunuz.
beklenmeyen şeylerin olduğu, her sahnesinde şaşırtan, sonu heyecanla beklenen bir film değil ama izletiyor kendini.

--spoiler--

izleyen çoğu kişinin etkilendiği gibi; bay ve bayan barrie'nin odalarına giderken james barrie'nin odasında açılan kapıdan masalsı bir görüntünün gözükmesi çok şık olmuş. aynı şekilde bayan barrie ise "sadece" olanları görüyor. o yüzden ki düşler üşkesine dahil olmadığında jonny depp'in "dahil etmeye çalıştım olmadı" deyişini duyuyoruz. masalların içine girmek için masalları anlamak, yaşamak gerekli.

unutmadan; kate winslet'in kurgulanmış masalsı son sahnesi big fish'i çağrıştırdı bana.
--spoiler--
johnny depp in diğer tüm filmleri gibi sıradışı, farklı ve bir o kadarda muhteşem filmi. maharet kate winslet tamıdır bilinmez ama filmin sonunda tıpkı titanikte olduğu gibi bir boğaz düğümlenmesi, bir göz yaşarması olmadı desem yalan olur. bu masalsı film özellikle geceyarısı kendi yatağında izleyince dahada fazla zevk veriyor heralde. herkese şiddetle tavsiye edilir...
--spoiler--

why did she have to die?

--spoiler--

gel de ağlama arkadaş ya.
kanal d'de başlamasıyla beni garip bir sevince boğan filmdir. napsam diyordum tam da. eheh.
"Olmayan ülke" yi neden bunca zaman sorgulamadım dedirtir izledikten sonra. Bunca zaman gerçeklere boyun eğişinizi, kapana kısılmış yaşamınızı... Oysa bir penceredir "neverland", istediğiniz zaman gidebileceğiniz bir başka dünyadır. Filmi izlerken, olduğun dünyadan sıyrılıp bir başka diyara yol alırsın. işte bu yüzden bir "film" demeye kimsenin gönlü elvermez. O bir masaldır...