bugün

" dinleyin sürüngenler! sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz! "
görsel
" her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç. bırak ne olacaksa olsun. bırak olsun. "
Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük ama olamayacağız...Hepimiz heba oluyoruz...Bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş...Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşindeyiz...Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz... Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız...Bir amacımız yok; ne büyük savaş ne de büyük bir buhran yaşadık...Bizim savaşımız ruhani savaş... Ve bunalımımız kendi hayatlarımız.

O günden bu güne kadar değişen pek birşey olmamış. Belki de eserin bu kadar etkileyici olması zamandan bağımsız olup verdiği mesajın her zaman aynı vuruculukta olması.
Tyler durden vs kız ismet.
ilk defa güldürdü bu trol. iyi film olur bundan.
bana bu filmi tavsiye edene çok şey borçluyum. o kadar çok ki.. 4 kere izledim her izlediğimde filmden farklı anlamlar çıkartıyorum. hayatımı değiştirdi diyebilirim.
Hâlâ seyretmiş değilim.

Halbuki 10 sene önce falan indirdim.

Hem de HD 1080p Blu-ray mkv formatında. Harddiskimde izlememi bekler.
en az iki kere izlenmesi lazım ama ben sadece bir kere izledim.
" dinleyin sürüngenler! sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz! "
Bu film benim hayatımı birebir değiştirdi.

insanların arasına daldım hiç tanımadığım kızlarla flörtleştim kavga ettim burnum kırıldı sokaklarda sabahlara kadar dolaştım düştüm kalktım en sonunda sadece hayvan bedeninden ibaret bir zavallı olduğumu fark ettim.

insanın emek vermediği takdirde hayatta bir bok başaramayacağını gösteren eserlerden.

O televizyonu instagram'ı twitter'ı kapatın. Kendinizi elit zannetme mastürbasyonundan çıkın ve helada sıçtığınız boka bakın.

Siz 70-80 kiloluk bir et kemik yığını olarak kıymetsizliğinizi anlayıp kendinizi inşa etmediğiniz müddetçe kimse size gökten melekmiş gibi gelip el uzatmayacak.
görsel
" dinleyin sürüngenler! sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz, sizler işiniz değilsiniz, sizler paranız kadar değilsiniz, bindiğiniz araba değilsiniz, kredi kartlarınızın limiti değilsiniz, sizler iç çamaşırı değilsiniz, sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz! bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz! hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz! "
abiiii bi film izledm çok kült ya çok ii. ben de sinefiller için birebir.
bizim bir arkadaş vardı: " altı ayda bir ya dayak yiyeceksin ya da dayak atacaksın" derdi. bu film ile ilgili değildi muhtemelen ama insanın ara sıra içindeki hayvani duygulara yol vermesi lazım sanırım.
görsel
" her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç. bırak ne olacaksa olsun. bırak olsun. "
"Televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. Bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız."
Harika bir felsefesi vardır.

Kitabın yazarı Chuck Palahniuk, bütün konuyu neredeyse olduğu gibi, el yapımı bombaları posta yoluyla göndererek cinayet işleyen Theodore John Kaczynsk isimli katilin unabomber manifestosundan araklamıştır.

Kimliği bir türlü tespit edilemeyen ted kaczynski, 17 yıl sonra cinayetlerine son verme karşılığı, takribi 10 bin kelimelik manifestosunu the washington post’ta 1995 yılında tam sayfa yayınlatmayı başarmıştır. Fight club kitabı 1996 yılında yayınlanmıştır.

Filmdeki aforizmalar kısmen kitap, kısmen senaryo eseridir.

“bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız.”

“Biz anneleri tarafından yetiştirilmiş bir erkek nesliyiz. ihtiyacımız olanın başka bir kadın olduğunu sanmıyorum.”

“Babalarımız bizim için tanrı modeliydi.”

“Sizler işiniz değilsiniz. Sizler paranız kadar değilsiniz. Sizler bindiğiniz arabalarınız değilsiniz. Kredi kartlarınızın limitleri değilsiniz. Sizler iç çamaşırı değilsiniz. Sizler dünyanın dans edip şarkı söyleyen pisliklerisiniz.”

“Ancak her şeyi kaybettikten sonra her şeyi yapmakta özgür oluruz.”

“Dibe vurmadan özgür olamazsın.”
'' her gece ölüyor, her sabah yeniden doğuyordum '', '' umudu kaybetmek özgürlüktür '' ve '' sahip oldukların sonunda sana sahip olur '' gibi değerli cümlelere sahip olan, chuck palahniuk' un günümüz dünyasına ve yaşantı alışkanlıklarına eleştiride bulunan başyapıtı.
bak bu sinefil hallerini her yerde sergileme, döverler seni ha! Abartılıyormuş, hele haspama bak sen!
Abartılmaktan hiçbir tadının kalmadığı film. Ben üniversitede okurken stres bozukluğu yaşadığım bir dönemde kitabını okumuştum -bilirsiniz aslında kitap bu- zaten az çok birbirine karıştırdığım gerçeklik algımın komple içinden geçmişti evet eşek kadar adamdım ama kafa yerinde değildi işte etkilemişti beni. çok sevdiğim bir eserdir filmini de çok sever başarılı bulurum ama çok afedersiniz abarta abarta içine sıçtılar ya.
abartılı bulunması kişiden kişiye değişen gerçek bir başyapıttır. son derece gerçekçi ve dobra bir dille anlatıldığı için çoğu kişinin beğenisine hitap etmiyor olabilir ama abartılıdan ziyade kişinin ruhuna ve beğenisine hitap etmediği söylenebilir. ama abartılı gerçekten de gerçek dışı bir ifade olur. hem roman hem de film olarak ciddi bir beğeni ve ilgi toplaması da başarısının göstergesidir. insanların sorgulayıp şüphe etmesi için güzel bir başlangıç noktasıdır. karakter derinliklerine ve filmin oyuncu kadrosunun kalitesine değinmedim bile...
Filmin konusu ve genel olarak dokusu çok iyi olabilir; ancak bu onun lanet olası bir vıcık Amerikan filmi olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Mesela sabun olayı ve yapıldığı ham madde fikri güzeldi; ama o göğsü büyük herifin filmdeki yerinin, Brad Pitt'in kadının yanına gittiğinde konsolda duran zıbık kadar bile olmadığını düşünüyorum. Belaltı bir şeyler olmadan anlatamıyor dürzüler. illaki saçma sapan bir şey bulup koyuyorlar. Ayrıca mala anlatır gibi anlatmaları saçmalığı neredeyse her Amerikan filminde var. Amerikan Güzeli filmi de böyleydi.
yönetmenliğini david fincher' ın yaptığı, başrollerini edward norton, brad pitt, helena bonham carter' ın paylaştığı, chuck palahniuk' un aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış, günümüzün tüketim toplumu ve kapitalist anlayışına mükemmel göndermelerde bulunan kült film.
günümüzün rutin ve sıkıcı hayat tarzını, tüketimdeki abartılı yükselişi eleştiren, '' özgürlük umudun olmamasıdır '' diyerek umut ve hayallerin olumsuz sonuçlarını da akla getiren usta işi film.