bugün

(bkz: rip)
görsel

kısaca alıntı yapmak gerekirse...

Fidel Castro bu...

Milletin ne bağrı yanmış arkadaş!

Şili'de Salesian ve Cizvit papazlarının kurduğu Hristiyan okullarında okudu.
Papaz olacakken Havana'da hukuk fakültesine girip komünistlikle tanıştı.
Sözde hızlı komünisttir, ayaklanma, eylem ondan sorulur ama henüz 22 yaşındayken, Küba siyasetinde ve ticaretinde söz sahibi ailelerden birine damat olabilmiştir.
iktidarını yıktığı Batista'nın çevresinden Jose'nin kızı, içişleri müsteşarı Rafael'in kardeşi, kendisiyle aynı yaştaki Mirtha ile evlenir.
Komünist eylemlerin gülü Fidel, asilzade hanımını da yanına alıp Mimai senin, Newyork benim, elele ABD'de balayına çıkarlar.
10 ay sonra çocukları Fidelito doğar.
Batista idaresi tarafından teröristlikten tutuklanır, Batista'nın affıyla serbest bırakılır.
Fidelito 6 yaşına gelince boşanırlar.
Komünistlerin babası Fidel çocuğunun velayetini almaz.
Sonradan pişman olmuş olacak ki, velayetini almadığı çocuğunu Meksika'da ziyarete geldikleri bir sırada kaçırır, Küba'ya götürür.
Sen misin çocuğu kaçıran?
Mirtha da gider Batista idaresinin başbakanı Emilio'nun oğluyla evlenir.
O adamdan olan kızlarının adını da America koymuşlar.
22 yaşındaki hızlı komünist, papaz okulu mezunu, gariban Fidel'in damat olarak girdiği ailenin marifetleri bitmez. Mirtha'nın yeğenleri en hızlı anti-Fidel partinin de başındadır. Kardeşi ABD kongre üyeliğine kadar yükselmiştir. Aile boyu Fidel düşmanıdırlar.

Fidel, tüm zamanların en büyük ABD düşmanlarındandır.
ABD kendisinden acayip nefret eder.
1958 yılının Mayıs ayında başlarında Fidel'in bulunduğu komünistler Batista'ya karşı savaşırken, ABD kongresi bir kararla Batista'ya silah satışını durdurur.
Aynı ayın sonu gelmeden Fidel zafer kazanmıştır.
Bitmek bilmeyen hayatı boyunca ABD'nin karşısında, mazlumun yanında poz veren papucumun komünisti, 11 Eylül'den sonra ABD'ye ilk destek mesajını ve lojistik yardımı teklif edendir.

2002 yılından sonra, işgal ettiği yerlerden terörist diye topladığı mahkûmları ne yapacağını bilmeyen ABD, sözde azılı düşmanı, mazlumların sakallısı Fidel'e müracaat eder. O derece düşmandırlar yani...

Fidel de eski düşmanı ABD'nin bu ricasını kırmaz, sözde ülkesinden kovduğu ABD'ye Guantánamo deniz üssünü tahsis eder.
Turuncu giysili mahkûm görüntüleri de orada icat edilmiş olur.

Yurdumuzun solcu geçinen burjuvaları, tatil beldesi komünistleri, toz kondurmaz ama David Rockefeller'le defalarca verdiği samimi pozlara dünya basını aşinadır.

Bir sahte kabadayı için gereğinden fazla kelime israf ettim; merak eden bir de bu cephelerden bu şişme lidere göz atabilir.
Kötünün iyisi teranesiyle her kötüye rahmet okuma alışkanlığını bırakın.

Caner KARA

________________
görsel
çantasından ne çıktığı artık kamuoyuna açıklanmalıdır. kaç gündür bekliyoruz ayıptır.
yastığının altından şu not çıkmış ''türk milleti zekidir, türk milleti çalışkandır''
kürtçülere ve diğer emperyalist uşağı akımlara prim vermemiş olan büyük komünist lider.
tanesi 13 000 tl'lik 2 tane rolex saat takan komünist lider.
Bana hep che'nin kötü bir taklidi gibi gelen adam. Yıllar yıllar sonra che'nin yerini Bolivya Ordusuna bunun bildirdiği haberi gelirse hiç şaşırmam.
"Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır? Sosyalizmin başarısızlığından bahsediyorlar. Peki kapitalizmin Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki başarısı nerede?"

sözünü söyleyen ve ülkesine sosyalizmi gerçekten uygulayabilmiş, ülkesinde yaşayan insanların aralarında büyük uçurumlar oluşmasına engel olmuş, bir dünya lideridir...
'Devletin imkanlarıyla yapılan hizmetler vatandaşa lütuf gibi sunulamaz' Meclis kapısına yazılmalı bu sözü. Oldum olası iktidarların yol yaptım köprü yaptım okul yaptım uçak yaptım uçurcam gibi övünmelerini kabul etmedim etmiycem de.
tamam insani değerler, ideallar falan iyi güzel hoş da iş uygulamaya gelince kimsenin memnun olmadığı açık.

komünizm yoksullukta eşitlenmekse ne anladım ben öyle komünizmden. herkes sürünüyor ülkede.

tamam belki yolsuzluk, rant, sömürü, gelir dağılımında uçurum gibi fark yok ama herkes de açlıktan sürünüyor be arkadaş.

bırak refahı, para kazanmayı, millet sadece aç karnını doyurmak için gizli gizli bir şeyler satıyor ( çoğu ticari eylem yasak ).

yanlış bilmiyorsam sadece birkaç tv-gazete var. onun dışında herhangi bir gazete satmak yasak.

lokantalar bile kendi malzemelerini alıp yemeğini yapıp istediği satışlı yapamıyor çünkü özel girişim sayılıyor. onun yerine devlet belli aralıklarla malzeme dağıtıyor ( çoğu zaman dağıtmıyor tabi. malzeme gelmediği için 1 tencere yemek yapmadan günü kapatan oluyor ) bu malzemeler gelirse lokanta yemek yapıp satabiliyor. yoksa yemek yiyecek yer bile yok. yemek dediğim de çeşit falan yok. burada ( tc ) kafa üstünde satılan sandviçler.

bildiğim kadarıyla taksiciler doktorlardan ayda 40-50 kat fazla kazanıyor. çünkü turist falan gezdirmeleri serbest ve turistlere geçirebiliyorlar. taksici bir doktorun aylık kazancının 2 katını 1 günde kazanabiliyor.

otele gidiyorsunuz oteldeki hizmetçilere bahşiş veriyorsunuz. diyelim zenginsiniz, 50 dolar verdiniz. adam sevinçten köşe. ağzı açık kalıyor. inanamıyor duruma falan. sonra diyor ki " ben doktorum. karnımı doyuramadığım için de otelde ek iş yapıyorum. ben bu bahşişi normalde 1 ayda anca kazanıyorum".

neticede ideallar, hayaller, ütopya güzel de refah olmayınca bir anlamı yok be. yani herkes eşit çünkü herkes aç. ne anladım böyle işten..

castro amcaya selam tabi. direnişine saygı duyuyorum. lakin gerçekleri de görmek lazım.

he bir de tamam tarihi açıdan iz bırakan, efsane bir lider ama bu adamı överken çelişkiye de düşmemek lazım. bugün demokrasi ve özgürlük aşığı solcu arkadaşlar öve öve bitiremiyor ama adam dünyanın en uzun süre hüküm süren liderlerinden biri. tek seçim yok, giderken de yerine kardeşini bırakıp gidiyor. gazete-tv falan yasak. bunları hep göz önüne almak lazım.
kötünün iyiye diktasıyla iyinin kötüye diktasının arasındaki farkları gözümüze sokmuş olan liderdir. elbetteki hiçbir devrim güllük gülistanlık gelmez. mesele halka ne verdiğidir, halkın ondan ne aldığıdır. bu kadar ambargolar altında halkına daha çok bir nevi yoksulluğu paylaştırmıştır, ancak mutsuzluğu değil, ezilmişliği değil, tutsaklığı değil. sermayenin hüküm sürmesine izin vermediği ülkesinde bizim anladığımız anlamda halka refah sunması mümkün değildi. onun için aslında mücadele hiç bitmedi, mücadele bitmediği için de hem kendi hemde halkı için sıkıntılar hep devam etti.
peki halk memnun muydu, fidel halkına ne verdi;

New Economics Foundation adlı bir vakfın araştırmasına göre küba en mutlu insanların yaşadığı ikinci ülke olarak çıkmıştır. yani sen son model bir cep telefonum yok diye mutsuz olabilirsin ama küba halkı bunun beklentisi içerisinde olmadığı için mutsuz da olmuyor.
sevenler ona fidel derken sevmeyenleri castro diye tersler. bu dahi kendisinin ve sevenlerinin hayat felsefesi konusunda bir fikir veriyor.
fidel, komünizm fikri'nin, sınıfsız ve sömürüsüz dünyayı kurmanın öncüsüydü. umuduydu. yol göstericisydi. öte yandan, onu eleştirmekten imtina etmek de yine komünizm fikrine, 1959'da dağa çıkan o genç öndere haksızlık olur.

an itibariyle fidel*:
http://www.youtube.com/watch?v=35_5RbvGE2w
görsel
yas süresinden sonra toprağa verilmiş merhum lider. -abi bu nasıl devrimci bu bildiğin hükümdarmış kardeşini geçirmiş kendinden sonra hemen garip.- bu adam hakkında murat bardakçı geçen günlerde güzel bir yazı yazmış;
http://www.haberturk.com/...82-castro-ve-durust-olmak

--spoiler--

Herkes bilir: Küba, Castro’dan önce iktidarda olan Fulgencio Batista zamanında Amerika’nın batakhanesi halinde idi. Memleket kumar ve eğlence mekânı hâline getirilmiş ve maalesef bir açık hava umumhanesi yapılmıştı. Halk fakirdi, açtı, perişandı ve aleyhinde söz etmeye kalkışanları Batista inim inim inletiyordu.

Castro işte böyle bir memlekette devrim yaptı, iktidara geldi ama ne değişti?

Hiçbir şey! Devrimin üzerinden 57 sene geçti fakat Kübalılar yine fakir, yine aç ve rejim aleyhte söz söyleyenin hemen tepesine çullanıyor!

Batista zamanının vur patlasın çal oynasın günlerinde sadece âlem yapmak için Küba’ya giden paralı yabancılardan yükselen zevk uğultularının yerini senelerden buyana devrim sloganları almış vaziyette ve özellikle son on-onbeş seneden buyana Küba artık bir “sefalet müzesi” hâlini almış halde: Dünyanın dört bir tarafından bu tuhaf müzeyi görmek isteyenler için Küba’ya turlar yapılıyor, adanın milyonlarca fakir-fukara sâkini hem müze hem de bir çeşit sosyalizm tiyatrosu hâline getirilen bu mekânda zoraki figüranlık ediyor ve Küba’ya gidenler halkın bitmeyen ıstırabını seyredip “Aman şekerim, ne kadar enteresan bir yer, bilsen... Vallahi zaman donmuş gibi! Mutlaka görmek lâzım” diyorlar, hepsi o!

--spoiler--
black friday'de ölmeyi de haketmiyordu ama neyse *
Diktatördür.
sierrada takılmışlığımız vardır. puroları güzel fakat içki konusunda bir şey diyemeyeceğim.
Cıanın öldüremediği lider. Bu herif call of duty black opsda bile karşımıza çıkar eski başkan kennedyle beraber zombileri avlarız. Olaya bak.!
türk milliyetçisi olarak söylüyorum adam gibi adamdı. mao, lenin, stalin, pol pot ya da kuzey kore diktatörleri gibi şerefsiz ve ahlak yoksunu bir zalim değildi, anti-emperyalist bir kurtuluş mücadelesi vermiş kahramandı.
Kim ne derse desin amerikan emperyalizmine boyun eğmemiş devrimci lider. Ancak durum içişlerinde hiç öyle değil. Yıllardır ambargoya maruz kalmış küba halkının bir takım iç baskılara maruz kaldığı dedikoduları emperyalistlerin ortaya attığı birşey olsada bunların gerçeklik payı birazda olsa var. Che' nin torunun Canek' in Castro rejimine yaptığı eleştriler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalması , yazar , gazeteci ve sanatçıların baskılara maruz kaldığı gibi bir takım gerçekler ortada. Castro yönetiminde farklı düşünen özgürlükçülerin , hippilerin , eşcinsellerin suçlu lanse edildiği apaçık ortadaydı. Castro ölmeden önce yaptığı bir açıklamada bu yaptıklarının kötü ve telafi edilmesi gereken şeyler olduğu özeleştirisini vermişti.
servetinin 900 milyon doları bulduğu öne sürülüyor. ayrıca altın madeni hatta özel bir adası olduğu da iddia ediliyormuş.

http://www.sabah.com.tr/d...rlik-serveti-kime-kalacak
sanırım adamın tek suçu ülkenin varını yoğunu özelleştirip her problemde de suçu batista ve dış mihraklara bağlamayışı.

öyle fidel hayranı filan değilim ama murat bardakçı gibi, önde gelen karakterlerin fikirlerini değil isimlerini ve içtikleri çay miktarını bilen bir adamın garip tespitlerine önem verecek halim yok açıkçası.
emperyalist kıç yalayıcılarının arkasından atıp tuttuğu adam. siz katil hırsız sevicisi oluşunuza yanın be allahın dangalakları.
*Fidel Castro, Küba’da gücünü eline alır almaz Monopoly oyununun derhal yasaklanmasını emretmiştir.
*Fidel Castro, uğursuz olduğuna inanılan 13. Cuma’da doğmuştur.