bugün

entry'ler (1934)

parkta ayaküstü sakso ifa eden emekliler

o yaşta da bu derece istekli olunuyormuş şaşkınlığı. kuduruk derler bizim oralarda.

türbanlı bir kadınla evlenir misiniz

evlenmem. o da benle evlenmez zaten.

dinler devleti geriye götürür

bu durumun aksi olarak israil'i örnek göstermek düpedüz saflıktır. evet israil din devletidir, faşist de bir devlettir. ama gelişmiş gibi görünmesinin sebebi bu değildir, abd'dir.

açık kalp ameliyatı

3 ay evvel geçirdiğim ameliyat. çok zor elbet, henüz 42 yaşında bunu yaşamış olmak ciddi sıkıntı. evet, ameliyattan korktum, hazırlık aşamasında her gün her an o anı düşündüm. ameliyat günü geldiğinde ise inanmadığım tanrıya ilk kez yalvardım, eğer varsan oğluma iyi bir hayat ver diye. ne yalan söyleyeyim, kendim için hiçbir şey istemedim tanrıdan. korktum tabi ki, gözlerine baktım doktorumun, uyandığımda ise yine doktorumun gözlerine bakıyordum. sonrasında yoğun bakım, yaraların iyileşmesi falan filan. bunlar neyse de, asıl sıkıntı sonra başlıyor; bundan sonra ne olacağım! ölüm korkusunu ciddi ciddi hissetmeye başlıyorsun artık, ne zaman yine aynı şeyleri yaşayacağım diye beynin duman oluyor. hele bir de 2 yaşında bebeğin varsa, onun yanında ağlamamak için sürekli kasıyorsun kendini.
dedim ya en zoru sonrası, psikolojiyi yönetebilmek! benim için 3 aylık süreç geride kaldı ama halen bunu aşamadım. konsantre olmaya çalışıyorum muhakkak ama çok zorlanıyorum. ikinci bir şans gibi diye de düşünmüyor değilim tabi, ölebilirdim de ama işte bu tam olarak bu şekilde aşılmıyor. bakalım süreç ne olacak.

seçimi seks ile bağlayan bir cümle bırakın

kılıçdaroğlu'nun kaybettiğini anlayınca 'haydi sevişelim' dedim hanıma. canım sıkılmıştı bunu o şekilde bastırayım dedim.

pahalılık nedeniyle artık yiyemediğimiz gıdalar

pastırma ve antep fıstığı. özellikle bu ikisi canımı çok yakıyor. sık sık yiyen ben şimdilerde raflarına bakmıyorum bile.

kemal kılıçtaroğlu na kazandıracak formül bırak

imkansıza yakındır ama belki bir umut; babacan ile davutoğlu'na güle güle dersin, sinan oğan ve ince'yi çağırırsın yanına ve hdp'yi de susması ama desteğine de devam etmesi için ikna edersen bir umut doğabilir.

chpli belediyenin depremzedeleri kovması

hem insanlık dışıdır hem de siyaseten aptallıktır. daha bitmemiş bir seçim var önünde, o depremzedelerden ne kırparsam kırparım diye düşüneceğine tam aksi bir hareketle seçimde zaten az olan şansını hiçe yaklaştırıyorsun. tayyip erdoğan seçim kazanmıyor, resmen adama seçim hediye ediyorlar.

15 temmuz gecesi geziciler neredeydi sorunsalı

haddimize mi ki araya gireceğiz.

evli bir kadınla birlikte olmak

evli kadının sorunudur, sorunsa eğer.

cinsel ilişkiyi reddeden kocadan boşanmak

sürekli bir ret hali varsa zaten evli kalmanın bir anlamı da yok.

selvi kılıçdaroğlu nun 1119 tl lik sweatshirtü

adam yüzlerce km'lik yolu yürüyerek gitti. arabası olmadığı için mi! tam bir geri zekalılık, elektrik faturasını ödeyemiyor mu da elektriği kesiliyormuş. bu bir eylem biçimidir, eksik ama bir eylemdir. eksikliği ise şudur, tüm halkı sokağa dökeceksin arkadaş, madem ülke bu derece berbat halde o zaman dökeceksin halkı ki iktidar istifaya zorlansın.

lupin

net kötü bir dizi.

ukrayna yı destekliyorsan amerikancı natocusun

mazlumların yanında oluruz her zaman, ama mesela fransa'nın cezayir'i sömürdüğünü tanı-ma-yan ilk ülke de biz oluruz.
ukrayna silahlanıyormuş, ukrayna mı silahlanıyor yoksa nato rusya sınırlarına mı dayanıyor! rusya gibi dünya'da sözü geçen bir gücün hemen sınırına, tarihsel düşmanı olan nato'ya bu derece gel gel dersen sonucu bu olur. abd'nin sınırlarına konuşlan bakalım ne yapıyor abd seni. bu devletler büyük askeri gücü olan devletler ve yayılmacı emelleri olan devletler. ama şunu bil ki natocu arkadaş; abd dururken rusya'ya ahkam kesmek saçmalık oluyor. önce dünya'nın her yerinde üsleri olan abd'yi yereceksin sonra hemen sınırında nato'yu istemeyen rusya'ya ne yapıyorsun diyeceksin. yani nato sever arkadaşım, rusya günahkar evet ama ukrayna da hiç masum değil.

sezen aksu ya gereksiz linç

onca yoksulluğa, açlığa, hırsızlığa, kibre...vs şeylere kasılmayan tipler konu din olunca en ufak şeyde kafalarını kumdan çıkarıp kaldırıyorlar. ama o kafa bu konu dışında her konuda yine kumun altında. din en dokunulmaz şeydir şu hayatta, neden peki; böyle olması istendiği için. bu sadece islam diniyle kısıtlı değil, şimdiki zamanla da kısıtlı değil; binlerce yılın hikayesi. putlara tapan halkların da hikayeleri benzer. ama bizim farkımız hala bundan kurtulamamamız. bakalım, her toplum bir gün küçük küçük de olsa adım adım ileri gitmeye başlar, belki bize de sıra gelir.

hz muhammed karın ile evlenmek istese ne derdin

zaten kendi ümmetinden bir kadını isterse alır, önce ona helal kılınmıştır. bununla ilgili hatta ayet de var. okuyun derim. sonra da inandığınız şeyi bir daha düşünün.
http://www.kuranikerim.com/melmalili/ahzab.htm

2022 asgari ücret tahmin yarışması

4.100 tl gibi bir rakam olacaktır. daha aşağıda olma ihtimali zaten yok. asgari ücretin 195 dolara düştüğü ülkede bu rakam bile çok çok azdır. hiçbir patron şunu demeyecek; alın bizden de onlara verin. hiçbir güç de bunu onlara zaten yaptıramaz.

yeni tasarım yapıp sözlüğü bitirmek

tamam yaşım biraz var, bazı değişiklikleri hemen kabullenemiyor olabilirim de bu ne arkadaş, bu nasıl bir tasarımdır.

özgür demirtaş

tam bir patron adamı, tam bir piyasacıdır kendisi. sakın ha, denize düşen yılana sarılır misali düzgün bir yere konumlandırmayın bu veya bunun gibi adamları. ben biraz da olsa sola meyilliyim diyen gençleredir sözüm.

1 dolar 140 japon yeni

biz heykellerle uğraşırken japonya uçtu gitti diyen safın japonya'da hiç heykel olmadığını sanması. neyin derdindesin, japonya ekonomisiyle türkiye ekonomisini karşılaştırmak alenen insanlarla dalga geçmektir işte. yok heykel yapmışız da ondan geri kalmışız da falan filan.