bugün

abd tarafından vatanımıza enjekte edilmiş bir bakteridir. Derhal yokedilmelidir.
akp'nin kapatılması durumunda yeni oyuncakları ya kurulacak yeni bir parti ya da mhp olacaktır. amerika'da rüzgar kimden eserse onun kucağına zıplayan liderlerinin bulunduğu güya müslüman cemaat.
feto nalları diktikten sonra bölünecek olan cemaat.
eylem-provakasyon haberlerinde pkk'ya zorunlu kalmadıkça terörist diyemeden "huzurbozucular" tanımını kullanmayı yeğleyen cemaat kanalı stv'nin ergenekon terör örgütü şeklinde bastıra bastıra altını çizmesi nedendir acep diye beni meraklandırmıştır. hayır daha ne idiğü belirsiz bir hayali örgüte bastıra bastıra terör örgütü derken, pkkya huzurbozucular demek iğrenç bir koku salıyor ortama..

işte başka bir bakış açısı da odatv.com dan kopyala yapıştır..

BÜYÜK OYUN ERGENEKONUN PERDE ARKASI!

Son operasyonlarla ne hedefleniyor? AKPnin kapatılma davasıyla Ergenekon soruşturması aynı merkezler tarafından mı yapılıyor?

Yani hedef hem AKP, hem Kemalistler mi? Peki bu oyunu sahneye koyanlar kim ve amaçları ne?

Önce bir tespitte bulunalım:

Artık Türkiye'nin bildiği gerçek var. Bir cemaat son yıllarda gerek iktisadi gerek siyasi olarak çok güçlendi.

Peki:

Bu cemaat neden bu kadar güçlendi/ Veya güç sahibi haline getirildi?

Bu sınırsız güç ne yapmak istiyor?

Soru soruyu doğuruyor:

Cemaat sadece Türkiye'deki siyasi-iktisadi ve kültürel yaşamı dönüştürmek için mi güç haline getirildi?

Meseleyi salt Türkiye sınırları için de görenler yanılır!

Meselenin özü şudur:

21. yüzyılda Türkiye gerek Ortadoğu gerekse Kafkaslar gibi önemli bölgelerde nasıl bir rol oynayacaktır.

Kemalistler-Ulusalcılar-Milliyetçiler Türkiye'deki iktidara sahip olursa veya kamuoyunda etkili olursa Türkiye'nin tavrı ABD-israil ekseni paralelinde olmayacağını söylemek kahinlik olmasa gerek.

ABD-israil böyle bir iktidarı ister mi? Hayır.

O halde:

Siz ABD ve israil'in yerinde olsanız ne yaparsınız?

Yanıtı basit: Kendileriyle ittifak kuracak bir güç arar ya da yaratırsınız!

Peki bu güçle neler yapabilirsiniz:

Bu gücün Türkiye'deki günlük yaşamı değiştirip değiştirmemesiyle ilgilenmezsiniz. Kadınların bırakın türbana çarşafa girmesi bile sizin ilgilendirmez. Onlar için önemli olan kendilerini sözlerinden çıkmayan bir siyasal iktidardır.

Örneğin: Kuzey Iraktaki Kürtlerle Türkiye bir federasyon kurabilir mi?

Ya da Mehmetçik sadece Afganistanda değil zamanı gelir israil-iran Savaşında da aktif rol oynayabilir mi?

Ya da

Bu ya daları bulmak için kafanızı biraz kaldırmanız gerekiyor.

Örneğin şu sorunun yanıtını aramalısınız:

Türkiye'deki güçlü cemaatin benzeri cemaatler başka ülkelerde de var mı?

Örneğin: Ürdünde; Bosna-Hersekte, Mısırda

Var.

Yani mesele sadece Türkiye ile sınırlı değildir. Mesele ılımlı islam yaratmak! Ilımlı adı bile psikolojik savaşın bir metodu!)

Dönelim son operasyonlara:

Ergenekonda gözaltına alınanların ortak noktası şudur: Gözaltına alınanlar, tutuklananların siyasal görüşleri farklı olsa da hepsi cemaate karşıdırlar.

Yine ortak noktaları ABD-israil ve ABye karşıtlığıdır.

Soruşturma sürdüğü için bu konuya daha fazla giremeyeceğiz. Ama son gözaltılardan amaç, ulusal niteliği öne çıkan isimler üzerinde şüphe uyandırmak mıdır? Kemalist-Ulusalcı- Milliyetçi koalisyonu parçalamak, zayıflatmak mıdır?

MHPnin son siyasal tavırlarını da bu paralelde düşünmek gerekir.

Gelelim AKPnin kapatılması davasına:

Başbakan Erdoğan yasaklı olursa AKP kimin eline geçer?

Ya da AKP de kapatılırsa kim AKP kadar güçlü olabilecek bir partiyi hayata geçirebilir?

Sınırsız parasal güce ve medya desteğine sahip cemaat olabilir mi?

Peki Başbakan Erdoğanın bu cemaatle iyi ilişkisi yok muydu; niye hedef olsun?

Ulusalcılar-Kemalistler Milliyetçiler ne derse desin Başbakan Erdoğan ve AKPli bir grupta Milliyetçi damar vardır.

Kim ne derse desin; Başbakan Erdoğan Genelkurmayla hep iyi ilişkiler kurmaya özen göstermiştir.

Bu AKPli grup ne kadar kızıp sinirlense de son tahlilde bu ordu bizim demektedir.

Afganistana Türk askeri gönderilip gönderilmeme meselesinde bile Başbakan Erdoğan ile Ordu ittifak halindedir.

Ve unutmayınız, AKPde cemaat güçlüdür ama partiye hakim değildir! Partide hala güçlü bir Nakşibendi grup vardır.

Son dönemlerde bürokrat atamalarında hep cemaatçilerin olması başta Erdoğan olmak üzere bazı AKPlileri rahatsız etmektedir.

Ve yine unutmayınız; 22 temmuz seçimleri gecesinde kamuoyuna olumlu mesajlar veren Başbakan Erdoğan, Abdullah Gül'ün Köşk ısrarı nedeniyle sekteye uğramıştır.

Gül'ü Köşke zorlayan hangi güçtür?

Fehmi Koru yazılarını bu paralelde okumak gerekir

Özetlersek:

Operasyonu yapan, AKPye dava açan bu cemaattir diyemeyiz.

Ancak sürecin o cemaate yaradığını söyleyebiliriz.

Ki hakkımızda dava açılmasın!!!!!

Peki bu cemaat kimdir?

Eee tabii ki Fethullah Gülen cemaati değildir

Odatv.com
http://www.odatv.com/inde...tegory=0&videoid=2058
türkiye devletini fiilen yöneten cemaattir.
(bkz: fethullahcilarin abdullatif sener dusmanligi)
(bkz: fethullahcilarin masonlari cekememesi) gibi iki post modern başlıkta foyalarının meydana çıkartıldığı güruh.
flaş...
flaş...
türkiye cumhuriyeti açısından ciddi bir tehlike unsurudur. devletin her kademesine yerleşmiş ciddi bir güçtür. ülkede bir çok rivayete göre %20 lik bir kesimdir bu cemaat. genç beyinlerin dinamiklerini öldürüp beyinlerini yıkamakda ciddi bir başarı elde ettikleri gözler önündedir. bir çok oluşum gibi bu cemaatte feodal bir yapıya sahitir ki bu da gençlerimizin beyin olarak öldürüldüğünün en önemli delilidir. bireysel olarak bakılınca cemaat mensuplarına her açıdan ciddi bir üretme kabızlığı belirgin olarak görülür. ve ayrıca cemaat içerisinde ciddi bir sınıf ayrımı vardır. kanımca istiklal mahkemelerinin tekrar kurulup bu oluşumun beyinleri derhal yok edilmelidir.
peşinen olmasa da yine bir edit: ülkede ciddi anlamda bir işsizlik ve ekonomik çöküş varken, güneydoğuda incil dağıtıp halkımız kandırılıyorken, içanadolu da açlıktan ölen insanlar varken, hastanelerde parasızlık yüzünden tedavi edilemeyen insanlar varken, biraz daha açılırsak eğer filistinde binlerce insan katlediliyorken yada ırakta, cemaatin afrikanın ya da asyanın ücra köşelerinde türk okulu açmasının, yada maddi geliri yüksek olan kimselerin tedavi edildiği hastaneler açmasının tek bir mantığının olduğunu düşünüyorum o da ticaret olmalı. vatanda ciddi anlamda bu kadar çok kanayan yara varken insanları bölüp parçalayarak bir yere varılmayacağı kanısına ben vardım ama hala cemaat farkında değil bu durumun.
bana anlatılan bir hikaye;

yurtdışında, sanıyorum almanya, "toplantı var,hocaefendi konuşacak, sen de gel" diye birini yakalamışlar. "ne toplantısı bu?" diye sormuş , "gel sen!" demişler. toplantıya gitmiş, olaylar gelişmiş;

-- sayın mümin kardeşlerimizden gönüllü olanlar parmak kaldırsınlar--
- arif, kaldır elini ve iki de!
+ ne ikisi? ne için? ne gönüllüsü?!
- yahu güven bana, kaldır elini ve iki de!
+ allah allah peki,
-- siz?
+ iki
-- allah'ın inayeti üzerinize olsun aziz kardeşim.

olaydan iki üç gün sonra, gençten iki tane öğrenci kapısını çalıyor. açıyor kapıyı. öğrenciler "biz geldik" diyorlar, anlam veremiyor ve soruyor "ne için?", yanıt "ee bizi okutacaksın ya!" .

işte böyle sayın seyirci müslüman kardeşlerim. gözlerimin önüne takva filmi geliyor, acaba bu cemaat mensupları ve kendilerine şakird diyenler biliyorlar mı takvanın anlamını? biliyorlarsa bu şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemleri nereden buluyorlar?

alt : arif ismi uydurmadır, ne olacağı belli olmaz diyerek belirteyim.
fethullah gülen i görmeden arkasında olan, dediklerini yerine getiren, örümcek ağı misali yayılan ve yayılmaya da devam eden örgüt, cemaat, birbirlerinden habersiz birliktelik.

işte bu denli değişik ama kafalarına koyduklarını yapan bir örgüt. bilinse de bilinmese de öyle hızlı yayılıyorlar ki durdurmak imkansız. içlerinde neden buradayım acaba diye sorgulayanı da var sorgulamayanı da. dünya ya geliş nedenlerini sorgulamadan bir yere bağlanmak, tanımadığı bir kişinin örgütünde bulunmak ne kadar garip bir davranış size bırakıyorum.
bu sıralar darbecilerin ve kirli camasırları sagda solda kalmıs kisilerin iyice uykusunu kacıran cemaat.. ulke sevgisinin hamaset kokan laf ve mitinglerde degil hayatlarını ertesi gun hiç tanımadıkları bir memlekette yasamaya gidebilecek kadar gozu kara yigitlerde oldugunu gosteren grup.. iclerindeki cıkarcıları onlardan saymıyorum.. cemaatlerin modernizmin icinden degerlendirerek modernizmin dısına itiliyor olmaları baslı basına amerikan modernizmi bakıs acısıdır.. bu bakıs ile cemaat amerikancı hükmü fazlaca ironi barındırıyor..
cemaat kendi kültürünü topraga dayalı bir milliyetcilik ve hos goru esasına dayalı bir din bilesenlerinden uretmis ve bu cizgide faaliyet gosteriyor.. amerika neresi israil neresi.. bu cemaat neresi.. ucuz hükümlere gerek yok.. basarılı oldular.. demokratlar.. her kafa bir niyet üretip sonra bu senin niyetin diye baskasını itham ederse ne hukuk ne insanlık kalır ortada..
cemaatler Osmanlıda millet devlet ve din anlayısını gündelik yasamda hala ayakta tutan yapılardır.. bu manada geride olan bir seyi almaktadır.. yalnız medeniyet zaman gectikce ileri gidemiyor ne yazıkki.. takvim yaprakları ile paralel giden yalnızca üretilen aletlerdeki teknoloji.. medeniyet degil.. cep telefonu ile medeni olunmuyor ne yazıkki..
bu manada 'maziye edebi' yeni kusaklara ogreten yapı cemaatlerdir.. yoksa mazi ve bu topraklarda yuzlerce yıldan beri biriktirilegelen medeniyet, yeni cıkan cep telefonu modellerine gecciste digerinin cope atılması gibi cok kısa surede unutulur giderdi.. iste o zaman amerikan kulturu tarafından istilaya ugrardık..
kulturler savasıdır ve kendi kavramlarına sahip cıkan ayakta kalacaktır..
basarılı lan bir cemaattir.. kutluyorum
asil duyguların cemaatidir..
(bkz: fazla söze gerek yok)
(bkz: çamur at izi kalsın)
(bkz: allah a giden her yol güzeldir)
nur cemaatiyle ya da herhangi bir tarikatle karıştırılan cemaattir.
amerika güdümünde müslüman olan cemaat. filistinde ölen din kardeşlerimizin, ırak^ta öldürülen çoluk çocuğun katilini kardeş bellemişlerdir!
(bkz: fazla söze hacet yok)
hakkındaki #3086252 numaralı entarinin abdullah öcalan severler ya da adnan hocacılar için de yazılmasının pek de farketmeyeceği bir kişiliğin sahip olduğu hayran kulübüdür.

valla birbirlerinden adı geçen entaride yazılanlar bakımından farkı varsa eksile.*
bir kısım müslüman insan yığını..
birey olarak var olmaya muktedir olamayan insanlar için bir aidiyet kapısıdır.
muadillerine nispetle daha esnek olması yapılanmanın daha çok insana ulaşabilmesini sağlar.
komünizm çöktükten sonra ülkücülerle işleri biten abd'nin desteklediği müslüman grup. paraya çok önem verirler. bunu allah yolunda yaparlar ama işler kontrolden çıkmıştır. kimin hangi parayı nereye verdiği belli değildir. onlar için bellidir. ama sen bunu bilemezsin, senden sadece para isterler.
(bkz: fethullah güldüren cemaati) *
(#4130211)
lideri emperyalizmin kucağında olan cemaattir.
(bkz: macera dolu amerika)
babamın da sohbetlerine gittiği cemaat.

geçmişte arkadaşlarla da sohbetlerine gittim, gördüm hani ezbere konuşmuyorum. şimdi de peder her perşembe gitmeyi teklif ediyor ama ben gitmiyorum. bu akşam bizdeymiş grup, annem "sakın gençturkcell falan dinlemem, sinemaya kaçma, bu akşam hizmet edeceksin, çay servisi falan" deyince kendilerine hizmet etmiş şerefine ulaşacağım.

buradan hocaefendi'ye sesleniyorum, salya sümük ağlayarak dua et benim için, iş bulayım! bak çay vercem, bisküvi vercem. maklube yapamadığı için annem onun servisi yok bak.

neyse. geçenlerde bizim arabada bir tanesi milliyet gazetesi görmüş ve babama "abuzittin sen neden milliyet alıyorsun? sabah alsana!" demiş. "hatta sen adresi ver ben sana zaman da gönderteyim" demiş. sızıntı falan tutuşturuyorlar pederin eline, getiriyor. ilim kültür dergisini okuyorum bak.

bu akşam bizdeler, milliyet gazetesi'ni güzelce katlayarak odanın en görünür yerine yerleştirdim. biri laf etsin, şappadanak usulünce oturtacam lafı. 12 yıllık gazetemi bırakıp bırakmayacağımı size mi soracam lan? "sabah da al" falan de, ne demek "neden okuyorsun?" biz senin gibi emirle iş yapmayız amcacım diyecem, tabi peder kaş göz yapmazsa.
egitim sisteminde etkinligi günden güne artan cemaattir. amaclari fakir olan ogrencilere yardimlarda bulunmak degildir. hem fakir hem caliskan olmak zorundasinizdir, nitekim caliskan degilseniz dershanelerinden yahut özel okullarindan kovulma ihtimaliniz %100 dür. sizinti dergisine abone olmaniz istenirken kendi vasiflarindan bahsederler, örnek olarak bakin elimizde günde su kadar satan gazete var bir kanun üzerine 1 hafta manset cikarsak yasalarda degisiklik dahi yaptira biliriz, diyerek kendilerine olan güvenlerini vurgularlar. okullarinda haremlik selamlik vardir. bayan ögretmenler ile erkek ögretmenlerin odalari ayridir, bayan ögretmenler türbanlarini kapatmak icin ders esnasinda 2-3 ay degistirilmeyen pas pasi andiran takma sac kullanir. erkek ve kiz ögrencilerin servisleri farklidir. tenefüslerde bir bayan ögretmen okulun en ust katindaki balkondan bahceyi sürekli gözetlerken erkek olan nöbetci ögretmen ise bahcede herkesi süzer. amac kiz ve erkek ogrencilerin birbirleri ile muhabetlerini engellemektir. beden egitimi dersinden bayan ögrenciler muaf tutulmak ile birlikte hic bir derste esofman giyme haklarina sahip degillerdir. ögretmenlerin büyük cogunlugu cemaat icindeki baska bir ögretmen ile evlilik yapmaktadir. ekonomik olarak cemaat icindeki esnaftan yardim almaktadirlar, kendilerine ayit sirketlerde bulunmaktadir. tüm bunlara nazaran; ögretmenlerinin bir cogu gercekten kalitelidir, konu anlatimlar, destekleyici yayinlar, dagitilan testler cay sohbetleri haricinde ögretmen evleri yahut abi evlerinde yapilan etütler ögrencinin okulda takildiklari konulari tam anlamasi konusunda faydalidir. ayrica kul hakkindan cok korkan bu cemaat okullarda örnegin yil sonu matematigi 1 düsün ögrenciye 2, 2 dusene 3, 3 düsüne 4, 4 düsenede 5 vererek lise sonundaki toplam diploma notuna arti katki saglamaktadir. örnegin diploma notunuz 60 ise atiyorum 65 olmaktadir. öss sinavinda bu diploma notunuz size 1 puan dahi fazla getirdiginde tahmin edin kac kisinin önünde olucaksinizdir. ve size o notu veren ögretmen, o nota göz yuman müdür öss sinavina giripte sizin arkanizda kalan kac tane ögrencinin HAKKINA giricektir.

(bkz: yasadim biliyorum)
bugünlerde antalya'da "kitap ve kültür günleri" adında bir etkinlik düzenleyen cemaat.

kitap konusunda sadece said-i nursi ve fethullah gülen kitapları ile cemaat yazarlarına yazdırılan kitaplar bulunmakta. nt ve ışık yayın evi katkıda bulunmuş.

bu akşam doç. dr. ayhan tekineş bir sunum yaptı, ahirzaman ve kıyamet alametleri adlı kitabından bahsetti.

hadislerden bahsetti hemen her şeyi kıyamete yorumlamasını ilginç buldum açıkçası. bir de hadislerde benzer şeyleri farklı farklı algılaması da tuhaftı.

hz. muhammed 2 roma imparatorluğunun da fethedileceğini söylemiş, hangisi önce diye sormuşlar, o da doğu roma falan demiş. istanbul fethedilince kendisi geleceği görmüş olmuş, batı roma'yı ise hedef olarak benimsememiz gerekirmiş, birinde geleceği görmüş diğerinde bizim şevklenmemiz gerektiği için öyle demiş. kendisi sanırım vatikan'ın olduğu bir coğrafyada bunun başarılamayacağından emin. o hadiste aslında şu da gizliymiş, istanbul'u silahla, kılıçla almışız, roma'yı ise fikren ikna ederek alabilirmişiz vs.

hadisleri bugün anlayabiliyoruz falan demekte. hemen hemen aynı kelimeleri kullandığı hadislerde farklı şekilde yorum yapmakta, "bakın bu gerçekleşti ama bu gerçekleşmedi ama bu da hedeftir vs. bazı hadisleri gerçek anlamıyla algılamalıyız, bazılarının kast ettiği şeyi algılamalıyız vs."

kitabın yazarı ilginç bir cümle sarf etti, "bu kitabı aslında yazmayı ben istemedim, yayın evi bu kitabı yazmamı istedi, ben de 4 senede yazdım" dedi. kitabın ne amaçla yazdırıldığı da belli oldu yani.

program başlangıcında şehitlerimiz anısına saygı duruşu falan yapıldı, atatürk adı geçse zaten şaşardım, beni şaşırtmadılar ama helikopter kazasında hayatını kaybedenler için de bir saygı duruşu bekledim zira cemaat muhsin yazıcıoğlu'nu sever. hayır stv sabahtan bu yana birilerine bağlanıp "nasıl bilirdiniz" gibisinden yayınlar yapıyor, öyle bir toplantıda öyle bir eylem yapmamaları ilginçti.

dikkatle irdelenmesi gerken bir şey, tarihler konusunda hicri yıl kullanmaya özen gösteriyorlar. işte istanbul'un fethi 854 yılında gerçekleşti, hz. muhammed 8 asır sonrasını gördü. işte 2. asırda müslümanlar şunu yaptı vs. gibi cümleler kullanıyorlar.

yarın da bir kültür aktivitesi olara sakal-ı şerif ziyareti organizasyonları var, atatürk kültür merkezi'nde.

bir de cemaat mensubu amcalarımızın sırf cemaat aktivitesi diye katılıp söyleşi başladıktan 15 dakika sonra birçok kişinin uyumaya başlaması da ayrıca komikti.

kitap ve kültür günleri yerine keşke, fethullah gülen cemaati reklam ve propaganda günleri koysalardı adını, daha gerçekçi olurdu.
literatürde gülen hareketi olarak geçer.
koro halinde ağlama akiviteleri de olan bir topluluk.
Beyin yıkama ve cemaat büyütmede üstüne tanımadığım cemaat. Ayrıca şu sözleri de meşhurdur. atatürk deccaldir