aziz yıldırım bugün yaptığı basın toplantısıyla bu tanımın nedenlerini açıklamıştır.
anlayan anladı arkadaş!!
sebebini bulmak zor değildir: her aksiliğe, şanssızlığa, başarısızlığa + guiza'ya rağmen büyük olmak, büyük kalmak kıskançlık, buna bağlı olarak düşmanlık yaratacaktır. biz bu duruma alışkınız, o yüzden pek de umrumuzda olduğu söylenemez... bizim kaçırdığımız şampiyonluk, başka takımların uzaktan bakıp el sallamakla yetindiği, bizimse ta nerelerden kalkıp gelip, en azından bi ucundan yakalamayı başarıp kaçırdığımız şampiyonluktur. bursasporun şampiyon olmasına sözümüz yok, ama fener düşmanlarının bunu maşa olarak kullanması acizliktir.
yolu, fenerbahçe spor kulübü tarafından söylenen herşeyin "göt" diye tabir edilen uzuvla anlaşılmasından geçer.

ondan sonra da adnan polat ve yıldırım demirören gibi yeni çığırlar açan başkanlara sahip hazımsızların "azize", "fenev", gibi 7 yaş çocuğu zeka seviyesindeki argümanlarıyla da ağlamaklı bir şekilde desteklenir.

bunları gördükçe her defasında "lan amma koymuşuz ki bunlara, hayatlarında kendi kulüplerinden çok bizimle uğraşıyorlar" diye düşünmeden de edemiyorum.

evet şimdi "azize"li, "fenev"li entryleri sıralayabilirsiniz.
Birileri tarafından bakın fenerbahçenin başında iyi ki biz varız şayet biz olmasak amma da çok düşmanımız var mazallah halimiz nice olur diye kendi kendilerine yarattıkları ve bu sayede iktidarlarının devamını sağladıkları aslı olmayan önermedir. Eski dönemler göz önünde tutulduğunda nedense bu olduğu varsayılan düşmanlığın olmadığı ve yeni hortlatıldığı anlaşılacaktır. Fenerbahçe diğer takımlarca da sevilir sayılır , taraftarı gözünü açarsa birgün bu gerçeği anlayacaktır.
6s, 8jk, cincon, kiwi, nonoş, karga, tüpçü, rıza efendi iki ekmek bir süt, şampiyonluk hayal eden siyah beyaz köpek, bolat, at kuyruk, bir baba hindi gibi şahane zeka ötesi mükemmel espriler yapan taraftarın mensup olduğu takıma duyulan gereksiz düşmanlıktır.

açacaksın bunlara playstation u kazanacaklar kupaları, ligleri, bilmem neleri... niye düşmanlık yapıyorsunki??
bütün rakipşerinin kıskandıgı ve çekemedigi bütün branşlardaki başarıları yönetimsel olarak dünyanın en iyileri araasına girmeyi başarmış ve maddi manevi büyük üstünlük kurmuş oldugu rakipleri tarafından aşagı çekilme cabasıdır..
önce ali şen sonra aziz yıldırım'ın fenerbahçeyi antipatik olarak yönetmesiyle oluşmuş havadır...
meyve veren ağaç taşlanır mantığı.
galatasaray fanatizanlığıdır.
meyve veren ağaç taşlanırmışmış, o ağaç nası bir meyve vermiş merak konusudur. işte bu yüzden fenerbahçe düşmanlığı var bu bitmek bilmeyen kibir sadece fenerbahçelilerde var.

Galatasaray avrupa kupası getirdi bu ülkeye bu kadar kibirlenmedi.
aslında bizzat fenerbahçe tarafından cıkarılmış bi durumdur. bu durumun ortaya cıkmasında aziz yıldırımın acıklamaları ve mac sırasındaki çirkefliklerdir.
kibirinden dübürü görünmeyen antipatik bir güruhun yıllar içinde yarattığı ve doruğa ulaştırdığı bir sonuçtur.
olmayan şey... fenerbahçe düşmanlığı değildir söz konusu olan, fenerbahçe yönetimi ve fanatiklerinin kibrinden doğan antipatidir sadece.
ya harbiden diye cümleye başlayasım gelen durum. bir takıma ligte ki tüm takımlar mı gıcık olur arkadaş.
sebepleri bellidir.

1. diğer takımların maçlarına bayanlar gidemezken (ki sebebi belli), şükrü saracoğlu stadında bayanlarla erkeklerin yanyana maç izleyebilmesi.
2. fenerbahçe taraftarı takımına destek olmak için sürekli feneriumlardan alıveriş yapması, diğer takımların bunun sırrını bir türlü çözememesi.
3. diğer takımların sadece futbol kulubü olması. (sadece futbol kulübü değiller ama diğer branşların esamesi okunmuyor).
4. fenerbahçe yense de yenilse de, şampiyon olsa da olamasa da sürekli gündemin birinci maddesi olması (bunu da bir türlü çözemiyorlar)
5. en kötü dediğimiz günde stadımızda en az 35 bin taraftar olması, kendilerinin en iyi gününde stadlarına maximum 28-30 bin taraftarın gelmesi.

şimdilik aklıma bu kadarı geliyor. siz dua edin de türkiye kupasını almayalım. avrupada başarılı olmayalım. yoksa çatlarsınız allah korusun. bu durumumuzda bile bu kadar düşmanken...
koyu bir fenerbahçeli olarak konuşuyorum.

sebebi bellidir.

1. aziz yıldırım.
vardır. hiç bitmeyecektir. 12 yıllık aziz yıldırım dönemi için yaklaşık 25-26 yıldır kadıköy'e giden bir futbol aşığı olarak kısaca şunu söyleyebilirim, iyi okuyun olabildiğince objektif yazacağım:
-gerçekten aziz yıldırım ve ekibi zaman zaman fazla kibirli ve zaman zaman rakipleri küçük düşürücü davranmışlardır. ki bir çok kez hatalarını şahsen ben gece lampulu olarak detaylı yazmışımdır. tüm konularda. ama yönetimin son 3-4 yıldır eskiye göre daha az konuştuğuna inanıyorum.
-aynı şekilde taraftarımız da benzer durumlar ve haller içerisine girmiştir. halen daha girenler de var.
-fakat taraftarımızın eskiye oranla göreceli olarak diğer iki ezeli rakip taraftarlarına göre kendini tam bir kulüpsever (futbol değil) olarak geliştirmiş olması.
burada tribün/toplam tezahüratlar anlamında belki görsel bir gerileme yaşanmıştır ama maçı toparlama ya da takımı itme ve rakibi, hakemi sindirme anlamında taraftar bilinci iyice yerleşti artık, bu gözardı edilemez.
-bunlara rağmen taraftar her zaman takımına sahip çıkmıştır. kaçırılan 2 son hafta şampiyonluğunu diğer iki büyük kulüp benzer şekilde kaybetseydi kesinlikle bu kadar çabuk toparlanamazlardı. örnek trabzonspor'un aykut kocaman'ın golüyle kendi sahasında kaybedip şampiyonluğu vermesi sonucu kaç yıldır şampiyon olamayışı.
-muhtemelen daha önceki bir yazımda değindim, bu yıl da şampiyon olamazlar. trabzonspor'un şampiyon olması için iyi bir yerli kadronun yanında en az 4 tane yıldız denilebilecek klas yabancısı olmalı. başka türlü mümkün değil. bunu başaramadıkları müddetçe daha uzun yıllar da şampiyon olamayacaklar. bu sadece bir tespit.
-takımı değil, kulübü sahiplenme anlamında kimse bizimle baş edemez, bu kesin ve kesin anlaşılmıştır.
-bu sene şampiyon olalım ya da olmayalım seneye en az çok çok iyi 2 yabancı daha alınacak, belki de üç yabancı. lige damga vuracak kapasitede hem de.
ve taa en başından beri tüm yazılarımda (karamsar olduğum zamanlarda oldu) güvendiğim aykut kocaman seneye de bu takımın başında. kendi evladımız. elin dedesi, taraftarına hırsız diyeni ya da sadece alacağı parayı düşüneni değil. yeni sezonda da görürsünüz.
-son 6-7 yıllık periyod içerisinde ezeli rakiplere üstünlük sağlandı. neredeyse tüm branşlarda. tabi zaman zaman kötü olduğumuz dönemler ve yenilgilerimiz oldu, olacaktır da.
-ister kabul edin ister etmeyin en baba özelliğimizi belirteyim son olarak; biz kendimiz şampiyon olamıyorsak kimin olduğu umrumuzda olmaz.
-birileri ile ortak manifesto, pankart ya da peşpeşe hakem şikayetleri, federasyona ağlamalar yapmayız. hele üzerinden aylar geçmiş bir mevzuyu rakibimiz ligde devreye girdi diye başka yönlere ulaştırıp, salağa yatarak bel altından girmeyiz. ki federasyonun hatalı kararları da var, yok değil. hakem hataları içinse zaman zaman biz de konuşuyoruz. ama sezon sonu toplamına bakın en fazla +- 5-6 puan olur. bu da iyi bir takımı şampiyonluktan etmez, etmemeli bence. ama işin rengi böyle değil tabi.
bkz. son rakip yönetici açıklamaları! peşpeşe ne güzel di mi?
-her zaman tek başınayız. 5 şampiyonluk üstüste kaçırsak bile tekiz, kendi kendimize yeter ve toparlanırız.
sürekli bize hakem satın alıyorsunuz diyenlere ise sadece gülüyorum. bir sezonda bilmem kaç penaltıyla şampiyon olanları da biliriz. hatta ceza yayında düşürülüp, çizgi içine taşınan penaltıları bile gördük biz. itirazı olan? hatırlamayan varsa hatırlatırız.*
not: yukarıda saydığım tüm özellikler/durumlar diğer bütün büyük rakip takımlar için geçerlidir. aramızdaki tek fark biz bize yetiyoruz ve tekiz.
olay budur. öpüldünüz!*
fenerbahçe ile dalga geçilir hep. pendik derler, 2-2 mi derler. yeni malatya derler. bayatlamıştır bunlar. son 10 yılda takım bazında kimler üstünlük sağladı size? şampiyon olursun, olamazsın, kupan olur, olmaz, bunlar başka şeyler. konu bu değil.
madem fenerbahçe çok başarısız, sizin tabirinizle ezik, o zaman soruyoruz, neden fenerbahçenin adı geçince tir tir titriyorsunuz?
an itibariyle sol frame de açıkça görülen hadisedir.
hayır işin garip tarafı bu kin ve nefret dolu söylemlerin şuan tek rakibimiz olan trabzon spor taraftarlarından değil, ligin kaçıncı sırasında olduklarını artık kendilerinin bile takip etmediği malum iki takımın taraftarı tarafından yapılıyor olması.
ama "düşmanımın düşmanı dostumdur" felsefesinden hareketle bu dostluğunuz gözlerimizi yaşartmıyor da değil hani.

ayrıca (#11389499)
fenevbahce dünyanin en büyük takimi oldugu icin kiskancligin belirtisidir.

yersen.
aslında incelenmesi gereken konu fenerbahçe düşmanlığı değil fenerbahçeli taraftarların diğer bütün takımlara olan düşmanlığıdır.
(bkz: fenerbahce kompleksi)
fenerbahçe gibi bir galaksi karmasına duyulan kıskançlıktır. alex' in yanında messi kim? fener' in yanında barca kim?
bu işin şakası... gelelim ciddi kısmına.
canlar, kibirli başkanınızın macchiavellist politikası ve abartmaya bayılan fanatikleriniz sayesinde saf bir antipati oluşturuyorsunuz. ortada düşmanlık yok, öfke ve antipati var. bu böyle biline...
fenerbahçe düşmanlığı öyle birşeydir,özellikle büyük takım sınıfına giren takımların,fenerbahçe ile birçok branşta ekonomik ve sportif anlamda baş edememeleri sonucu,birbirleriyle yakınlaşıp,fenerbahçeye karşı tavır almalarını gösterir.siz bunla gurur duyuyorsanız yazıklar olsun.
evet fenerbahçeli,fenerbahçeli olmaktan her zaman gurur duyar.fenerbahçe düşmanlarını yeneceğiz.
biz tek, siz hepiniz..
hepinize yeteriz..
biz.. fener.. bahçeliyiz ulan!