bugün

serinin patlama yapmış şov yapmış döktürmüş heyecanı hiç düşmemiş 5. filmi. devamı daha iyi olma dileğiyle ama daha iyisi nasıl olur bilemiyorum.
serinin en sıkı filmi. anlaşılan bütçeyi sınırsız tutmuşlar zira resmen Rio'nun amına koymuşlar; ne banka kalmış ne de polis merkezi.. haşat olan araba sayısını tahmin bile edemiyorum. ayrıca seriye polis şefi rolüyle Dwayne Johnson katılmış.. bir sahnesinde Vin Diesel ile kapışıyor ki ne duvar ne de Cam Çerçeve kalıyor.
film bitince bir iki dakika bekleyin.. Eva Mendes bir dosya ile polis şefi Dwayne Johnson yanına gidiyor ve o dosya da Michelle Rodriguez 'in yeni vukuatları görünüyor.. sanırım seri devam edecek ve bizim iki esas elemanımız tövbe etmelerine karşın yine yeniden bir maceraya adım atacaklar.
izleyen herkesle aynı fikirdeyim. serinin en iyisi olmuş. sadece araba yarışı yok çatışma var aksiyon var, diyaloglar oldukça başarılı. abartı da var hele ki o kasayı halatla kaçırma sahnesi akıllara zarar. final dışında oldukça başarılı bir yapım. dwayne johnson'in performansı da dikkat çekiciydi. serinin altıncı filminin moskova'da olması ihtimal dahilinde..
kimsenin Gal Gadot tan bahsetmediği fim. motorlu hatun.
çoğu sahne fizik kurallarını hiçe saysa dahi şu ana kadar ki en iyi fast & furious filmidir.

bir kaç tanesini yazalım.
--spoiler--
en başlardan bir sahne olan trenden araba kaçırma sahnesinde adamımız dominic (vin diesel) arabayla trenden atlıyor. normal şartlar altında o arabanın haşat olması gerekir fakat araba sadece bir kaç defa yaylanıyor.

sonlardan bir sahne olan kasa kaçırma sahnesinde ise o kasanın ağırlığının 10 ton olduğu söyleniyor ama adamlarımız 2 tane otomobil ile merkezkaç kuvvetini hiçe sayarak kasayı şehirde gezdiriyor.
--spoiler--

çokta eleştirmeye gerek yok. seyir zevki yüksek bir film. 7,1/10.
--spoiler--
size gerçek bir hikaye anlatayım. 500 yıl önce portekizliler ve ispanyollar buraya gelip...ülkeyi yerlilerin elinden almaya alışmış. ispanyollar tüfeklerle gelmiş. kimin üstün olduğunu göstermeye kararlılarmış. yerliler tüm ispanyolları öldürmüş.
şahsen, portekizlilerin yöntemini tercih ederim. hediyelerle gelmişler. aynalar, makaslar, takılar. yerlilerin tek başına bulamayacakları şeyler. bunları almaya devam etmek için portekizliler için çalışmaları gerekmiş. bu yüzden bugün tüm brezilyalılar portekizce konuşuyor. insanları şiddetle yönetmeye kalkarsan...sonunda direnirler çünkü kaybedecek şeyleri olmaz. işin özü bu. kenar mahallelere gidip onlara kaybedebilecekleri şeyler veriyorum. elektrik, su...çocukları için derslikler.
daha iyi bir hayatın tadıyla...benim oluyorlar...
--spoiler--
bol miktarda spoiler var serpiştirilmiş olarak.

kesinlikle olmamış. hızlı ve öfkeli serisinin sıkı bir fanı olarak rahatlıkla söyleyebilirim, bu film seriden çok alakasız ve serinin tarzından çok uzakta kendi halinde bir aksiyon olmuş.

fast and furious sanatsal bir film değil evet ama kendine has bir tarzı var, arabalar (muscle car), ateşli hatunlar, sokak yarışları ve hiç düşmeyen tempo. peki bu filmde ne gördük? arabalar önceki filmlere oranla figüran gibi kaldı, ki bu filmde yardımcı oyuncular arabalardır hep. ateşli hatunlar? onların yerini the rock'un kasları aldı malesef, galiba yapımcılar bu sefer erkeklerin değil kızların ilgisini filme çekmek için ekstra çaba sarfetti. halbuki hali hazırda vin diesel pazularıyla filmin testosteronu için yeterliydi, fbi ajanları ve diğer tiplerin spartacus yahut 300'den fırlamış tipler olmasına anlam veremedim, adam kompleksli demeyin şimdi, kaslı mankafalar olsun olmasına da bu filmi çekici kılan hatunlar nerede? sonuçta bu kızların değil biz erkeklerin bayıldığı bir film. yav hatunları geçtim sokak yarışları nerede? tam bir sokak yarışı sahnesi kuruldu bir de baktık yarış skip, porsche garajda yuh dedim. filmde izlenesi tek fast and furious sahnesi olacaktı onu da zahmet edip çekmemişler.

sokaklarda tonlarca ağırlıkta bir kasayı sürükleme gereksizliği mi dersin, bruce willis filmlerindeki gibi kurşun festivalini mi ne ararsan var bir tek fast and furious yok. bu serinin en iyi filmi galiba tokyo drift, müzikleri, arabaları, kızları ve tabiki de senaryo aramayan biz fanları için vaad ettiği tonla yarış sahnesi.

öyle ocean's eleven gibi kadro toplamak bu filmde işe yaramaz. sonuçta oscarı kucaklayacak bir film değil, serinin her filminden bir yüzü koyup madem bir nostajli yapıyorsun bence tokyo'da ölmüş han'ı bir şekil dirilteceğine (hani tokyo'dan daha eskiymiş rio hesabı) sean'ı işin içine soksaydın daha iyiydi.

filmdeki yine alakasız ama seyirlik bir sahne ise terminatör klasiği olan 2 ayının çıplak elle kavgası, duvarlarlardan filan geçmeler. normalde johnson vin diesel'i sikertir ama neyse.

eklemeyi unutuyordum lan şu ölüleri bir rahat bırakın amına koyim ya diriltmeyin.
--spoiler--
filmde 1 tane bile yarış olmuyor lan! aha tam anahtarına porsche ile kapışacaklar, driftler, nitrolar havada uçuşacak diyorsunuz hooop pezevenk yönetmen atlıyor o sahneyi, bir bakıyorsun bizim dingiller porsche u almış garaja gelmiş bile.
--spoiler--
çok başarılı. gözler jason statham'ı arıyor filmde.
iyice saçmalığın dibine vurulmuş filmdir. ayrıca seyirciler araba yarışlarıyla ilgili daha çok sahne istedikçe bu admalar hikayenin gereksiz yerlerine önem vermektedir bu da garip bir durumdur.
"ya tamam iyi ama..." diye yorumlanmaya başlanılabilecek bir filmdir. serinin yakın takipçisi olarak beğenmediğimi baştan söylemeliyim. ama bağımsız düşünülürse evet çok başarılı.

--spoiler--

şimdi eğer eksiyi basan arkadaşlar aramızdan ayrıldıysa ayrıntılı kritiğe geçiyorum. anne-baba dedikten sonra 3. kelime olarak "aaba" ve "bmmmmmm" diyerek arabaların üzerine atlayan birisi olarak ilk günden beri arabalara çok meraklıyımdır. modifiye vs gibi konulara hayatımdan ayırdığım vakit çoğu anne babanın çoçuğuna ayırdığı vakitten fazladır. gerçekten mesai ayırdığınız ve bildiğiniz konularda yanlışlar çok çabuk göze çarpar. sonuçta bir aksiyon filmi diyebilirsiniz ki evet öyledir ama bu serinin başlangıcı olan film bugün "fast five" ın sadece araba severlere değil, tüm dünyaya açılmasındaki en önemli etkendir. ilk filmdeki o doğallık, sokak kokusu, arkadaşlık ve ana yemek olan araba tutkusu insanları bu seriye bağımlı hale getirdi. bu film sayesinde zaten var olan modifiye sektörü çok geniş kitlelere ulaştı ve milyon dolarların döndüğü bir sektör haline geldi. aslında serinin ilk filmi dünya çapında bir akım başlattı. ama günümüzde bu akım çok farklı sonuçlar doğurmaya başladı. sadece bizim ülkemizde bile bilinçsiz yarış yapan insanların sebep olduğu ölümler katlandı. tüm dünyada çığ gibi büyüyen bu sektör aslında pek çok trafik canavarı doğurdu. aile arabası olarak dizayn edilmiş arabalara modifiye yapılmaya ve bu arabalardan filmlerdeki hareketleri yapmaları beklendi. sonuç hem görsel olarak hemde topluma yarattığı tehdit açısından rezaletti. özellikle tokyo drift filmiyle konu çok daha farklı yerlere ulaştı. sokak aralarında minibüslerle bile el freni çekmeler vs vs... benim son iki filmde gördüğüm ise artık bu akıma son verilmeye çalışılması. konu süper modifiyeli arabalardan uzaklaşıp, standard görünüme sahip araçlar ve iyi sürücülere yöneldi. git gide artan akıl almaz aksiyon sahneleri bu görüşü destekleyicidir. ister kabul edin ister etmeyin ama tv de veya sinemada gördüğünüz şey "yapılabilir" ise yaparsınız. ama görevimiz tehlike modundaysa yapmazsınız. senelerdir aksiyon filmlerinin hepsinde araba, kovalamaca vb. sahneler vardır ancak kimseyi trafik canavarı olmaya bu serinin ittiği kadar itmemiştir. artık serinin son 2 filminde süper ithal modifiye parçaları görmüyoruz. arabalar dolu evet ama sahne önünde modifiye yok. arabalar standart ve sürücülerin 400metrelik yarışlardan daha önemli dertleri var. dolayısıyla başta yaratılan imaj değiştirilmeye çalışılıyor. bencede olması gereken bu. asla pistler dışında yarışı desteklemiyorum. caddelerde yarışmak cahilliktir. gerçekten bu işi yapabilecek kadar hem yürekli hemde yetenekli insanlar pistlere çıkmalıdır. işte filmin ilk filme göre başarısız olmasının sebepleri ve son filmin bağımsız düşündüğümüzde bir aksiyon filmi olarak çok başarılı olmasının sebepleri bunlardır.

--spoiler--

edit: imla.
Modern warfare 2, oceans eleven, Transformers, Tropa de elite, herhangi bir western filmi ve bilimum aksiyon, suç filmlerini, klişelerini hatırlatan eğlenceli bir aksiyon filmidir.

Kör göze parmak batırırcasına saçma sahneler yok mu? tabi ki var. olacak da, bilmem kaç yüz metre yukarıdan suya dalacaksın birşey olmayacak vs vs bunlar rahatsız etmez de arkadaş bilmem kaç tonluk kasa işi biraz rahatsız etmiştir. Tamam eğlenceli sahnelerdir ve izledik de ne bileyim işte biraz rahatsız etti.

Ayrıca, yarış olmadı lan! geyiği yapanlar da ayrı alem, oğlum cgi'yla yapılmış yarışları izledin özellikle de tokyo driftte zaten bu zamana kadar, otur aç need for speedi oyna, yarış. neyin yarışı? serinin birinci ve 4. filmleri yani vin dieselli gerçek filmleri zaten suç üzerine kuruluydu, yarış olayı suç dünyasına girmek vb konularda yardımcı öğelerdi sadece.

Ha bir de bu seri trafik canavarları yaratmıştır geyiği de ayrı bir saçmalamadır. Oğlum bir filmden de mahalle arası entelektüelli çıkarımı yapmayın lan. vakti zamanında şahinlerle, muratlarla atılan makasları da biliyoruz, 2tona yakın 2.3 motor v6 granada ve türevleriyle de asfaltın anasının ağlatıldığı zamanları da keza bugün en mal sürücüler de genelde doblo vb arabaların sürücüleri. Benim şuan kullandığım araba irmscher modifiyeli astra G, bir ara da yine modifiyeli astra gtc vardı, her parçasını özenle seçip, yurtdışından getirtip özenle taktırıp, özenle temizlediğimiz arabalar bunlar arabayla uğraşıp sınırlarını da bilirsin keza. Haliyle tutup bu kadar sevdiğimiz ve tanıdığımız arabayı arabasın tanımayan ve sevmeyen, tam tersi çevresindeki arabalara öykünerek kullanıp kendini kanıtlama derdinde olanlar gibi kullanacak değiliz.

ha bugün bilmem kaç model honda civicleri veya 106 gtiyları alıp yere yapıştırıp mallık yapanlar yok değil tabi e onlar da zaten dün şahinle, muratla veya avrupa araba la deyip bindikleri 70 model tanuslarla aynı familyadan, zengin çocukları ise hep vardı ve var olacak, ama hiç olmazsa bir kısmı okumuş çocuklar.
bir vin diesel harikasidir.
paranın olduğu kasayı arabalarla sürüklerken kasanın yerdeki betonları bile parçaladığını görürken bir dakika sonra arabalar virajdan dönerken kasanın önüne gelen ağacı devirmeyip, ağaca çarparak devam etmesini görebileceğiniz film.

tanım iki: aksiyon filmi. severiz ekşını. tabiki seagal'a kadar.
--spoiler--
sonunda ek bir sahne daha var. 6. filme önayak olarak konulmuş.
--spoiler--

artık çekerlerse izleriz.
tam olarak izle geç filmidir.
mantık ,fizik kuralları vb. unsurları aramanın saçma olacağıdır.

aksiyon dozu yüksek amerikan şeysi.
serinin en iyi filmi. tek bir şey için bile bunu söyleyebilirim. sonunda han'ın ne diye tsürekli tıkındığını öğrendik. tokyo drift'ten beri merak ediyordum bunun için.
time dergisi tarafından 2011 yılının en iyi 10. filmi seçilmiştir.
gerçekten serinin en iyi filmi arabalar şahane, kaza ve çatışma şahane, filmin müzikleri şahane, serideki herkes dom ve çetesi bu bölümde toplandı.
Don omar da kısa bir süre sahne almıştır filmde.
aksiyonun dibisin!
Rio de Janeiro da iftar vakti çekildiğini düşündüğüm film. kasanın taşınma sahnesindeki yolların boş oluşunu başka bir şeyle açıklayamıyorum.
ciddi anlamda başarılı bulduğun , ismi aksiyon olması gereken serinin 5. filmi.

nefes alacak vaktiniz olmaz ,susarsınız su içirmez ,tuvalete gideyim dersiniz gidemezsiniz ,kumanda bile filmi durdurmaya kıyamaz , böyle her anı ayrı bir heyecan fırtınası deli film.
mantık hatalarımı? ulan her film böyle olsunda mantık hatalarıyla dolu olsun.hiç mi hiç düşünmeyiniz efendim ,film 10 numara.
6. filmi izlemeden evvel ilk 5i izledim tekrardan.

ilk 4 filmle kıyaslanamayacak akdar güzel ve akıcı bir filmdi fast five.

özellikle dan omar ın oynaması çok ince bir güzellikti.

filmin sonu çokça güzeldi.

çoğu arkadaş filmin 6. sını haber verdiğini yazmış ancak ondan önce oyuncuların isimleri geçerken ilk filmlerden görüntüler de yer alıyordu.

şimdi 6. film için zaman kolluyorum.
Filmin sonundaki kasa sahneleri über saçma olsa da serinin en güzel filmiydi.