bugün

nasıl olduysa iskambil kartıyla baktıklarımın tuttuğu eğlence aracı. fal merakları için geliyor:

1- kartlar karıştılır, falına bakılan şahış desteyi keser.
2- bir üstten, bir alttan olmak üzere birer kart çekilir, aynı ise ayrı bir yere koyunur, yoksa devam edilir.
3- 2. işlem 3 defa tekrarlanır.*
4- kartlar kapalı şekilde falına bakılan kişinin önüne koyulur. her kartı kapatmak için kart seçmesi istenir.*
5- ayrıca falına bakılan kişi kendisi-o-ilişki için birer kart seçer.
6- bu noktadan sonra fal okunur.

şimdi her kartın farklı bir anlamı var. mesela 2ler zaman demek. hani bir de kartları kapalı bir kartla kapatıyoruz ya. bu iki kartı birleştirerek yorumluyoruz. mesela 2leri bir 3le kapatmışım. zaman içerisinde sende hoşlanacak diyebilirsiniz.*
her zaman kendinize göre falı düzenleme imkanınız var. misal çok kart varsa ortada çok inişli çıkışlı bir ilişkin var denilebilir. kartların anlamları ise:

A - aşk
2 - zaman
3 - hoşlanma
4 - teklif
5 - seks/cinsellik
6 - düzenli ilişki*
7 - kışkançlık
8 - atışma*
9 - tartışma
10 - ayrılık
j - erkek
q - kız
k - büyük aşk

ne demişler fala inanma ama falsız da kalma.
görsel
geleceğini öğrenmek istiyorsan geçmişine bak.
yılbaşına paspasın altındaki bir kağıtla girme gibi absürd bir olaydan sonra inanmadığım olay. ***
tüm tespitleri vurucu, son bölümü ile öz arayanlara müjde veren, özel özdemir asaf şiiridir.

--spoiler--
Kimi aradığını yitirir aradıkça.
Kimi de arayandır, aranan onu bulur.

--spoiler--
(bkz: götten sallamanın en güzel örneği)
çeşitleri vardır bunların arasında tarot bakan sezgileri güçlü insanlar sağlam atar ve tutar da.
aklımın almadığı bir olay. şimdi hepimiz ''kandırmaca, götten sallama'' filan diyoruz da, adam gibi bi falcıya gidin ağzınız cidden açık kalabilir. insan o kadar şaşırıyor ki, bayaa hakkında her şeyi bilenler var. 6.his filan diyelim artık, ben açıklama bulamıyorum.
kahve telvesi, fotoğraflı kağıtlar, su, kuru fasulye, nohut ve bilumum baklagillerden gelecek tahminleri üretmektir. özellikle dindar kesimin daha çok rağbet edip, medet umduğu da ispatlanmış gerçektir. komik yanı da bu değil mi aslında? sen kalk "allah bilir"li cümleler kur, sonra falcıdan allah' ın bile bilmediklerini öğrenmeye çalış... (bkz: hurafe)
(bkz: sana kabaran bişeyler var).
Inanmadığım lakin çıktığına çokça şahit olduğum hede.

Şöyle ki;
benim teyzem bilir bakmayı, yıllar önce yine evdeyiz annem yapmış kahve ikisi içiyor ben küçüğüm. Neyse teyzem bakıyor annemle ben dinliyoruz. Dedi ki senin evin olacak kapısında 3 tane araba dizili olacak. Bizimde durum berbat o zamanlar, fakirliğin dibindeyiz, hadi bea dedim. Aradan birkaç yıl geçti geldi teyzem demedim mi ben dedi neyi dedim, arabalar dedi vay amk dedim içimden falan neyse ben geçen yıl ilk defa fal baktırdım teyzeme sınava hazırlanıyordum falan dedi ki hedefinden yüksek, hiç aklında olmayan bir yer gelecek burası ne uzak ne de yakın olacak dedi bu da tuttu lan.
görsel
--spoiler--

yakışıklı adam + çirkin kadın = ''kadın zengin''
çirkin adam + tatlı kadın = ''adam zengin''
yakışıklı adam + güzel kadın = ''yakında ayrılacaklar''
çirkin adam + çirkin kadın = ''güzel bir çocukları olacak''
çirkin adam + çirkin adam = ''arkadaş''
yakışıklı adam + yakışıklı adam = ''gay''
çirkin kadın + güzel kadın = ''arkadaş''
çirkin kadın + çirkin kadın = ''lezbiyen''
çirkin adam + yakışıklı adam = ''arkadaş''
güzel kadın + güzel kadın = ''düşman''

--spoiler--
falcı diye eğlencesine gittiğiniz insan sevdiğiniz kişi ile ilgili her şeyi görüyormuş gibi size anlatır, yutturur, tüm ailevi sırlarının bildiklerinizden de fazlasını duyarsınız .şok olursunuz, düşünür durursunuz.sonra öğrenirsiniz ki bu kadın o çocuğun ailesinin dostu.

demek ki neymiş.hayatta böyle tesadüflere de yer varmış.
kız düşürmek için kullandığım bir durumdur yerine göre bayağı etkili bir silaha dünüşebilir.
beklentisi olan insanların hayatlarına yön verme çabasıdır.
avuç içine kazınmış yol. dibe vurmuş telvenin çizdiği resim. ağzında bakla ıslanmaz şekil.
maça kızı, ay kartı, kader çarkı. papatyanın kanatlarını kopartan hırs. sevgiliye tutulmuş şarkı.
bulanık zihne çöküp durulan görüntü. düşen tetik. üç vakte bırakılan söz.

kayıp anahtar. yarına açılan kapı. umut çilingiri.

hangisi? hiçbiri. diğeri.
kötü huylarım arasında, rastgele açılan kitap sayfalarından cümle falı bakmak var.
inanılmaması gerekendir.
Ama bu sefer inanmak istiyorum ya. Zaten bir defa tek fal baktırdım. ilk okul arkadaşıma. ismi sevgican. Niyetlen dedi hadi istediğin şeye. Tamam dedim. Sonra aldı fincanı. Baktı, baktı, çevirdi bir daha baktı. Uzun saçlı biri var dedi. Kız mı erkek mi bilmiyorum ama sırtına kadar uzanan saçları var dedi bu kişinin. Bu senin tutkun olacak dedi. Tutkunun peşinden gideceksin sürekli. O tutku sana büyük zevkler yaşatacak. Sonra tutkun seni o niyet ettiğin şeye sürükleyecek dedi. Niyetin kabul olucak kral, tutkun sayesinde, uzun saçlı bu insan sayesinde dedi. Aylardan hazirandı. Ben o tutkumu buldum, onun peşinden gittim. Güzel şeyler oldu zamanla. Şimdi inanmak istiyorum fala. O istediğim şey gerçekleşsin istiyorum onun sayesinde. Fal yarıya kadar doğru çıktı yani. Kız ankara'da şimdi. Hiç arayıp söylemedim bunları. Eğer dedikleri tamamen doğru çıkarsa ararım zaten de, bu fal doğru çıksın istiyorum ya.
ilginç bir ritüel.. bugün annem sana kahve yaptım iç dedi.. iyi içeyim dedim, içtikten sonra ters çevir kapat, teyzen falına bakıcakmış dedi.. la ne falı bırakın bu işleri desem de zorla baktılar.. aynen aşağı yazıyorum..

- balığın var bu haber veya kısmet demek(hadi canım)
- kısa ama zayıf bir kız var. yolunu gözlüyor(kıyamam ona)
- bak şurda bak, gördün mü kalbin tertemiz, sıkıntın kalmamış(göremedim nerde amk)
- tek katlı bir ev var kapısında da büyük bir ağaç(tek katlı ev mi olur la)
- üzerinde göz var, sana nazar eden şişman iri gözlü biri var(oha kim o amuğa goyim)
- çok yakın zamanda bir yerden eline yüklü miktarda para geçicek(fincan değil navigasyon cihazı sanki amk)
- uzun ince bir yol var önünde, bir yere elin boş gidip elin dolu geleceksin.(hımmm)
saçma sapan bir şey. bizden uzak olsun.. bide bunlara para veren dediloducu, şişman, kokuşmuş, kezban ev hanımlarını anlamıyorum.
Annem bakıyorsa (zorla fal baktırıyoruz kadına "yine de allah bilir" diye diye bakıyor) kesinlikle çıkar...

Başkasına da inanmam zaten, fal için asla da para verilmez.

Ya da iyice çaresizsiniz ve faldan medet umuyorsunuz demektir.
inanmadığım hede. geçen bir arkadaş illede baktıralım dedi, neyse gittik oturduk işte kahve mahve içtik sohbet muhabbbet. sonra baktırdı falına, adam neredeyse ismine kadar söyledi, bir kaç harf dışında. ben yine inanamadım amk. ama adamın çatır çatır söylediğini de gördüm yani. bu kadarda tutarlı atılmaz sanırım.
---ilk ve son falım---
zaman zaman böyle sakarlıklarım olur. Mutfağın rafındaki bardağa uzanınca elim rafta dizili fincanlardan birine takıldı ve

fincanlardardan biri yere düşüp parçalandı. Kırılan ve etrafa dağılan fincan parçacıkları beni yıllar öncesine bir çocukluk anıma

götürdü...

ilkokul beşinci sınıfta olmalıydım... kuşların ağaçlarda cıvıldadığı, sokaklarda bisikletli çocukların gezdiği güzel bir ilkbahar

günüydü... annemin misafirleri de gelmişti. Bu an benim için de önemli olduğu için hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmak

istemiyordum. Misafirler salonda yerlerini almış; önce hoşbeş edilmiş, hal hatır sorulmuş, konuşma ve gülüşmelerle sohbet

başlamıştı. Sohbeti daha da koyulaştırmak için orta şekerli kahve cezvesi ocağın üzerine sürülmüştür. Birazdan kahveler

içilecek, fincanlar tabağına ters çevrilecek, bir süre bekletildikten sonra fal bakılacaktır. Herkes küçük bir fincandan bahtına

düşeni mahallemizin en güzel fal bakan teyze;sinden öğrenecektir. Heyecan içinde bekliyordum. Hayallerimi gerçekleştirecek

olayı mahallemizin en güzel fal bakan teyzesi bugünden görebilirdi, çocuksu mutluluğuma mutluluk katabilirdi. Hayatımda ilk

kez ben de falıma bakılsın istiyordum. Bu konuda annemi de ikna etmiştim, annem de mahallemizin en güzel bakan

teyzesini...

kahveler içildi. Ben de annemin fincana koyduğu iki yudumluk kahveden bir yudum içmiş, diğer teyzelerden öğrendiğim gibi

fincanı kapağın üzerine ters çevirmiştim... nihayet beklenen an gelmişti. Mahallemizin en güzel fal bakan teyzesi kendine

uzatılan fincanı eline alıp evirdi, çevirdi , karşısındaki kadının yüzüne anlamlı ve derin bir bakıştan sonra kendine özgü o büyülü

anlatımıyla fal yorumuna başladı: ay kızzz senin için daralmış!... içini ferah tut! diyerek onu teselli edici birtakım sözler

söyledi. Misafir kadınlar da başlarını sallayarak onun sözlerini onayladı. Aslında bu fal, bu teyzenin hiç değişmeyecek kaderi

gibiydi sanki. içinin daraldığını anlamak için falcı olmaya hi gerek yoktu. Çünkü o her zaman kederlidir, yüzüne şöyle bir

baksanız siz de anlardınız. Onun için daralmasın da kiminki daralsın. Beş çocuk, geçim sıkıntısı, her akşam eve gece yarısı gelen sarhoş bir koca...

mahallemizin en güzel fal bakan teyzesi diğer fincanı uzatan bir kadına: ay kızzz... kısmet görünüyor, kısmet...! dedi ve

ekledi: üç vakte kadar mı desem , beş vakte kadar mı desem... falında müjdeli bir haber görünüyor dedi. Kadın sevindi,

herkes kadının yanında oturan kızına bakıp anlamlı anlamlı gülümsedi, kızcağız utandı, yüzü kızardı.

Bu falda geçen üç vakte kadar, beş vakte kadar sözüne takılmıştım. Büyülü olmasına büyülü bir sözdü ama 3-5 gün

müydü, 3-5 ay mıdır,bir türlü çözememiştim. Bu söz kafamı kurcalıyordu. Ben 3-5 vakti bilmem , benim falım tez vakitte

çıkmalıydı... tam sırası diye düşündüm annem mahallenin en güzel fal bakan teyzesine ikinci bir kahve yapmıştı, onu içiyordu.

Daha fazla dayanamadım, masanın üstünde duran ve beni bekleyen fincanı kaptığım gibi heyecanla ona uzatıyordum ki... bir

kaza oldu, yine sakarlığım tuttu. Elim kahvesini içen falcı kadının fincanına değdi. Kahve kadının bembeyaz elbisesinin üzerine

döküldü. Falcı teyze can havliyle ayağa fırladı, annem yardımına koştu, beni de bir güzel azarladı, odadan dışarı kovdu. Ben

suçlu bir şekilde odayı terkederken dönüp baktığımda gözlerime inanamadım... bu bir mucize olmalıydı. Çünkü mahallenin en

güzel fal bakan teyzesinin bembeyaz gömleği üzerinde dökülen kahvede, falımda çıkmasını istediğim iyi bir karne getirirsem

bana alınacak olan bisikletin tekerleklerini görüyor gibiydim...

Üç vakit sonrası: yepissyeniii , gıcır gıcır mavi bisikletimle o zamana kadar hep arkalarından baktıgım çocukların arasına

ben de katılmıştım...

Çok vakit sonrası : (bugüne gelince) kahveyi pek sevmem ve içmem. Şimdiye kadar da hiç falıma baktırmadım , gerek de

duymadım. Ama siz kahve içiyorsanız üzerinizde bembeyaz bir gömleğiniz varsa ve içtiğiniz kahve üzerinize dökülmüşse beni

çağırın!! ... mahallemizin en güzel fal bakan teyzesinden aklımdan kalan sözleriyle falına bakabilirim. Ya da hiç zahmet edip

çağırmayın yanınızda bulunan biri bu işi benden iyi yapabilir...
‘‘ umut fakirin ekmeği be anam‘‘ diyerek en az 20 tl den başlayan ve fahiş fiyatlarla suya, kahveye, tarot kartına bakılarak yapılan yorumdur. tutar- tutmaz bilemem ama bir çok falcım var anacığım. taksim‘ de demet, fenerbahçe‘ de svetlana, anlatya‘ da kuzey daha niceleri...
şimdi buldum birini, şile‘ de. mısırlı bir kadın. iyi tutturdu gibi, pazartesi de başka birine gideceğim...
bir evlenecek olduğum çıksın, bir de benim için zirve yapalım. valla...

varsa bu arada falcıya gidip de memnun olan, paylaşıversin anılarını. zira ben pek kazık yedim...
günübirlik yalovalara gitmelerden tutun, bir ay boyunca biriktirdiğim parayı angutun tekinin kucağına bayılmaya kadar pek çok sığırlık yaptım.
saygılar, sevgiler...