bugün

ecel kelimesinin bir harf değişime uğramış kelime.
(bkz: muhabbetin içine sıçmak) aslında sıçmadım. orada bir oyun var. ecel, eycel, eyşel, eyşal, eyşan... eyşan kendi eceliyle ölmediği için eyşan ismi türedi. bundan kafası karışan ezel, kafasını kaşıyarak kafa karışıklığını gidermeye çalıştı. *
o kadar entry girince öldüğünü düşündüğüm karakter. ve evet maalesef ölmüş.
son oyununu oynadı.
senaristlerinin resimlerini "wanted" yazısı ile sokaklara yapıştıracağım dizidir. bulun lan şunları üçbuçuk saattir kafa yoruyorum ezel öldü mü ölmedi mi diye?
kapıyı açan kimdi sorusuna yanıt:

http://www.youtube.com/watch?v=xWlR7QpTIN4
bir yandan düşünüyorum. ulan can, ezel'i biliyor tanıyor. yani can ömer'i keşfediyor aslında. can'da zaten soyadını uçar olarak söyledi. ama ezel tekrar ameliyat olmadıysa ezel aynı ezel. ee can'da ezel'i tanıyor zaten. yani demem o ki, ne diyorum lan ben diyorum yani. toparlayamadım ki. yani diyorum ki can, ömer'i keşfediyor o mektuplardan. -senaristlerin karakterleri hayal ettirmesi; ezel'in kenan ölünce dayıyla konuşması genç ramiz genç kenan'ı görmesi- ee ömer'de çoktan öldü aslında.

yani ezel de ömer de öldü.
ekşi sözlükte 100lerce yazarın final sahnesi hakkında yorumlarda bulunduğu dizidir. hepsi 2-3 aynı farklı olasılığı söylüyor ama herkes bir yerde patlıyor. vallahi çözemedim ben bunu. senaristlerden açıklama istiyoruz. resmen sınıfta kaldık. kimse emin olamıyor yazdıklarından.
evet geldik bu efsane dizinin sonuna ki efsane dememin nedeni belli, biz türk toplumu olarak bugüne kadar belki yüzlerce dizi gördük izledik beğendik veya beğenmedik ama sonuçta izlemesek bile birileri izlerken gördük eleştirdik... bazıları oturdu izledi bu dizileri izlettirdi bazıları ise izlemedi böyle dizimi olur deyip güldü geçti...yabancı dizilere yöneldi haliyle izledi izledi adamların yaptıkları en kötü diziler bizim en iyilerimizden bile daha iyiydi haliyle... sonra bir gün bir dizi çıktı ortaya ezel diye intikam isteyen bir adam, eeh senaryo sağlam gözüküyodu ama bizler yani bu ortada dolaşan saçma sapan türk dizilerinden sıkılıp yabancı dizilere yöenelen bu bünyeler, bu diziyede belkide ön yargıyla yaklaştı, sağlam bir kadrosu olmasına rağmen bu bir türk dizisiydi, ama yinede geçtiler televizyonların karşısına yıllardır yapmadıkları şeyi yapıp açtılar bir türk dizisini belkide istemiye istemiye seyretmeye koyuldular, işte o anda olan olmuştu bile daha ilk bölümüyle bizleri gerek senaryosuyla, gerek oyunculuklarıyla gerek atmosferi gerekse müzikleriyle ekran başına kilitlerdiler. ayladır belkide yıllardır televizyonda haberden başka bir şey seyretmemiş bu insanları oturup ulan ezel var bugün aç şu televizyonu bile dedirtecek duruma getirdiler... ezel farklıydı bunu daha ilk bölümleriyle bizlere kanıtlamıştı, ve izledik izledik sonunda ezelde tükendi ve bitti... açıkcası efsane bir dizinin son bölümünü böyle beklemiyordum ne biliyim daha farklı daha değişik bir son bekliyordum bilmiyorum belkide ben beklentimi çok yüksekte tutmuştum, neyse yinede bu açığı son bölümündeki gerek atmosferi gerekse oyuculukla neredeyse kapatabilmişler, ve ucu açık bir son sahneyle diziyi noktalamışlar... umarız bir sinema filmi çekilir ve bu dizi çok daha farklı bir şekilde, daha farklı bir sonla bize o ters köşelerinden birini yaparak biter, ama öyle olmasa bile dizi burada bu şekilde noktalansa bile ortada tartışmasız bir gerçek vardır. bu dizi farklıdır, bu dizi unutulmayacaktır, ve bu dizi efsane bir dizidir... ve yine bu dizi türk televizyon tarihinin gelmiş geçmiş en sağlam dizisidir...

bütün oyunculara tek tek teşekürler özellikle kenan imirzalıoğlu, tuncel kurtiz, barış falay... bu muhteşem üçlüye özellikle çok teşekkürler.
senaristlere bize yaşatıkları ters köşeler için ayrıca teşekkürler.
dizide emeği geçen herkeze bize yaşattıkları bütün o içten duydular için tekrar tekrar teşekkürler.
ve son olarak ramiz dayımızın gençliğini canlandıran ufuk bayraktar abimize ayrıca teşekkürler kendisi ne kadar sağlam bir oyuncu olduğunu bizlere defalarca kanıtlamıştır...

entry'e son noktayı şu iki dizeyle koymak istiyorum...

herkes öldürebilir sevdiğini
ama herkes öldürdü diye ölmez...
son bölümündeki oyunculuklarla gözleri doldurmuş zaman zaman yaşlar akıtmış pek güzel dizi.

--spoiler--
final sahnesinde ilk başta noldu lan şimdi dedirttiyse de oturup soluklanınca ezelin ölmediği ve can'a kapıyı açanın o olduğu net bir biçimde gözüküyor. zaten senaristler de sonu insanın gözüne sokarak değil, iki senedir yaptıkları gibi bol bol beyin jimnastiği yaptıtarak vermişlerdir.
--spoiler--

ikinci sezon ilk sezon gibi olmasa da yine de türk dizilerine göre çıtayı bir hayli yükseğe koymuştur. hiç birşey ezelle behzattan sonra eskisi gibi olmayacak!
--spoiler--
sonu belli olmayan dizidir. lost tarzı son yapmak moda oldu anlaşılan. her iki ihtimali düşündüğümüzde de (kapıyı ezelin açması ve ölmemiş olması, ya da ezelin ölmesi ve sonrasındakilerin dayının hayali olması) çelişkiler var. dayı benim anlattığım hikaye çoktan bitti, sonrasında yaşananlar hiç olmadı, çünkü gerçek hayatta ölüler bizle konuşmaz diyor. bu doğru ise sonraki sahneler tamamen hayal. ancak dayı yine aşk intikamdan güçlü değildir, her şeyi affedecek güçte arkadaşlıklar yoktur yaşadığımız yerlerde diyor. bunlar ise dizide zaten olan şeyler, ezel ali'yi affetti, ayrıca eyşan'a olan aşkı intikamdan üstün geldi. yani nereden tutulursa elinde kalıyor insanın. keşke dayıya o son konuşmayı yaptırıp muğlak bir son yaratmasalardı.
--spoiler--
bence senaristlerin de yazdığı finalin kesin olarak ne olduğunu bilmediği dizidir.

--spoiler--

bu kadar muallakta bırakılmaz ki arkadaş. daha önceden değinilen ama üzerinden tekrar geçilmeyen konular var. mesela temmuz'un kardeşine değinmeden bitirmezler diye tahmin etmiştim ama yanına bile yaklaşmadılar. e hadi diyelim ki ezel'in içtiği toz öldürmediyse arkadan görünen o garip tip kimdir? tahminim şu yönde aslında. dayı o yüzüğü verirken tekrardan hayata sıfırdan başlamak için bir nedenin olduğu zaman bu yüzüğü tak demişti. o sebebin can olduğunu anladık. yani ölmemesi gerekiyor can için. o tip değişikliği ise ezel'in final fragmanında da gösterildiği üzere ezel bayraktar mezar taşının bir nevi açıklamasıdır. can gerçek ömer uçar'ın tipini bilmediği için ezel tekrardan yüzünü ve tipini değiştirerek ömer uçar olmaya karar vermiştir ki zaten aynı ömer uçar olamaz. çünkü hala hapishane kaçağı ve bu yüzden de suçlu.

oyunculuklar fevkaladeydi. kenan'ı geçtim de barış falay çok iyi oynuyor arkadaş. dizinin başından beri insan bir bölümde gevşemez mi yahu?

--spoiler--

özet: kafamız sikildi. efsane olabilmesi için böyle bir son şarttı. kesin bir son yapmayacağını ben de tahmin ediyordum. artık dvd'sini alacağım ilk dizi olacak kendileri.

bir de pazartesi geceleri artık ne bok yeriz bilmiyorum.
--spoiler--
eyşan: benden sonra...
ezel : senden sonrası yok.
--spoiler--
bitmemesi gereken diziydi, bitmeyeydi iyiydl.
Sonunda bitti finalin normal bitmesi zaten düşünülemezdi.Ezel değilmiydi bizi devamlı ters köşeye yatıran izledikten sonra kafamızda binbir soru işareti bırakan finalde buna göre olmuş Can'a kapıyı açanın kim olduğunu muallakta bırakarak sonlandırmışlar. Şimdi beni hangi dizi paklar bilemiyorum bütün emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
bugüne kadar hiç bir dizide üzülme derecesine bile gelmemiş bir bünyeyi bile son bölümüyle ağlatan duygusallığın doruğuna çıkmış mükemmel dizi.o ne son bölümdür öyle ya, o ne oyunculuktur kenan, öl bit yani.kısacası hiç abartıyo demeyin o bir şahaserdir. hayranlıkla izlediğim tek dizi olmasıdan ötürüde bittiği için çok üzülüyorum.
son sahneden de anlaşılacağı üzere sinema filmi yolda olan bitik dizi.*
isteyen istediğini desin ama türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi. "türkler dizi mi yapıyor yha, bak yabancılara" deyip de gossip girl izleyen ergen büyelere inat fazla kalitelidir. bir de 90 dakikalık diziyken ve iyiden iyiye sıçmaya başlamışken toparlamaları inanılmazdır. senaristlere kocaman bir teşekkür. pazartesileri yatağa yattığımızda şaşkınlıktan bir müddet düşünmemize neden oldukları, göt olmamızla zevk almamızı sağladıkları için kocaman bir teşekkür. türk televizyon tarihinin en kaliteli senaryosunu oluşturdunuz.

ezel'deki hiçbir ölüme ağlamamıştım. ezel boyunca ilk kez final bölümünde ağladım, ali'nin ezel'e vedasında. var ya barış falay gerçekten mükemmel bir oyuncusun. tuncel kurtiz ve haluk bilginer gibi iki efsaneyle, cansu dere ce kenan imirzalıoğlu gibi gerçek oyunculuğu bu dizi setinde öğrenen iki isimle, yiğit özşener ve burçin terzioğlu gibi gerçekten çok kalitei oyunculuk sergileyen iki isme rağmen şu dizide oyunculuğuyla en çok parlayan kişi sendin barış falay.

son bölümde içimde bir ukte kaldı. hayır deniz fener olayı değil. keşke o trende bir tarafta ezel'den olanları gösterirken diğer tarafta ölen düşmanlarını gösterselerdi. cengiz, kenan, temmuz gibi.

son bölümünü salya sümük izlediğim dizi çok azdır. film vardır ama dizi bir ya da ikidir. ezel' bu nadir yaşadığım olayı bana yaşattığı ve 2 sezondur pazartesilere anlam kattığı için teşekkürler.
Dizi sektöründe çıtayı bambaşka bir yere koymuş olan yapımdır. Final bölümünde her zaman yaptığı gibi ama daha da fazla şaşırtmış, hüzünlendirmiş, aniden sevince boğmuş ve en sonunda izleyicinin karın boşluğuna sert bir yumruk oturtmuştur.
finalde kapıyı açan kişi ezel' dir.

dayı ezel'e verdiği yüzükle ezel'e müthiş bir son hazırlamıştır. dayı ezel'e yüzüğü verirken "yeni bir hayata başlamak için tek bir sebebin varsa o zaman tak bu yüzüğü yeğen." demiştir. Ezel için o sebep aslında Eyşan değil Can' dır.

Dayı Hasan Sabbah'a selam çakarak o yüzüğün içine zehir değil Ezel'in yaşadığı acıları dindirecek bir nevi afyon koymuştur.Zira dayı Ezel'i intihara teşvik etmez. Yine Dayı "aşk, intikamdan güçlü değildir." diyerek Ezel'in intikam oyununu bitireceğini belirtmiştir. zaten trende sadece bahar'ın mutlu olup diğerlerinin hüzünlü olmasının sebebi sadece eyşan'ın ölmüş olmasındandır..

Dayı her zaman bir üçüncü yolun olduğunu söylemiştir. Üstelik final bölümünde de dayının bu sözü tekrarlanmıştır.Ne Ezel öldü, ne de Ömer oldu. Ezel üçüncü yol olan inzivayı seçti.

Ezel herkesten intikamını aldıktan sonra Can'a durumu açıklayamayacağını düşündüğünden, Can'a alıştıra alıştıra hikayeyi anlattırmıştır. Can aklında tek şüphe kalmayınca babasının yanına gelmiştir.

Ve belkide kapıyı açan adamın ezel olduğuna dair en önemli ipucu; kafa kaşıma sahnesidir.

Eyşan ile Ezel'in ilk karşılaştığı otel sahnesinde Ezel kafasını kaşımış ve Eyşan ilk kez burada Ezel'i bir yerden tanıdığı hissiyatına kapılmıştır. Yani kafa kaşıma Ömer'in karakteristik bir özelliğidir. Burada da bu vurgulanmıştır.

Tabi son ucu açık olarak bırakıldığı için; herkese istediği sonu düşünmesi için ipuçları serpiştirilmiştir. Benim arzu ettiğim final bu şekilde. "Finalde ezel öldü." diyenler için de yeterince ipucu mevcut.

Hasılı her bölümünü ayrı bir zevkle izlediğim türk televizyon tarihine altın harflerle yazılması gereken bir dizi idi. Emeği geçen herkese teşekkürler.
Dun sona eren muhtesem kurgulu dıye tabır ettıgım fakat son sahnesını hala anlamadıgım dizi.
ufak tefek hataları olsada türk televizyon tarihinin en başarılı dizisiydi denilebilir. bu da bittiğine göre geriye leyla ile mecnun kaldı. o da bittiğinde televizyonla tamemen alakamı kesecem galiba.

edit:kötüleyen arkadaş bu entrynin neresini beğenmedin cidden soruyorum ya ne var bu entryde.insanın ilk entrysi de kötülenmezki canım.
iftiharlı cengo'nun, (ömer uçar'ın kardeşi) ezel'in kardeşi olduğu dizi.**
her bölümü gibi final bölümü de alışagelmişin dışındaydı emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir zira zaten emeği geçen herkes bir şekilde hakkını almıştır diye düşünüyorum.

fakat final bölümünde fener'in orada ezel'in cengiz'i öldüresiye dövmesinden sonra cengiz'in ayağa kalkması imkansızdı bence o kadar güzel bir bölüme kendimizi kaptırsak da es geçilecek bir olay değildi.

ingiliz kemal'i beklemekteyiz efendim artık.
sikko bir dizi.
(bkz: çocuğunu düşünen kahraman olamaz)