bugün

kemalizmin en büyük ideologlarındadır.
değildir aslında, ideolog olmak gibi bir iddiası olduğunu sanmıyorum. ne duydum ne işittim. ama fikir namusu olan bir bilimadamıdır. dünya ve türkiye gerçeklerini anlar-anlatır. işine gelenler- gelmeyenler saf olur.
az önce militarist olduğunu ögrendiğim bilimadamı.
(bkz: yuh)
(bkz: el insaf)
edit
işte o postal sevici, tsk hayranı, günde 3 defa yaşasın asker diye haykırıyor cümleleri tek başına bir belge değildir olsa olsa boş laftır.
tüm kemalistler militaristtir emre kongar da kemalist o zaman emre kongar militarist şeklinde yapılan çıkarsamalar kabul edilebilir değildir.
emre kongarın kendi cümlelerinden yola çıkarak yapılması gerekmektedir bu çıkarımların
militarist olduğu konusunda düşüncesi olanların bunu bu şekilde ispatlamaları kendi güvenilirlikleri açısından elzemdir.
isminin bir yerlerinde prof. yazan cahil. okumamış cahille tek farkı da budur zaten. kitleleri yönlendirebilir, sözlerini dinletebilir, öğütler verebilir,top sakal da bırakabilir, ntv ye de çıkabilir; amma tüm bunlar seni, benim gözümde kurtarmaz be abi.
türkiye'nin varlığına en çok ihtiyaç duyduğu aydınlardan birisi.hakkındaki görüşlerin tamamen ideolojik taraflılık dolayısıyla yazıldığını düşünmekteyim.
(bkz: bu bizden)
(bkz: bu değil)
ülkenin büyük çoğunluğunun amerika birleşik devletlerinin ezici egemenliğinden rahatsız olup da, ülkenin %47'sinin amerikaya karşı yeterlilik ve kararlılık gösteremeyen hatta hiç bir varlık gösteremeyen bir partiye oy vermesinin büyük bir çelişki olduğunu söyleyen, bunu da çok mantıklı bir şekilde irdeleyen beyefendi.

%100, çelişkisiz haklı.
abdullah gül'ün en yakışıklı cumhurbaşkanı seçildiği* ülkemizde, en seksi erkek seçilmesi muhtemel yazar.
an itibarıyla yorum farkı nda erdal inönü' nün cenazesini anlatırken ağlayan, beni de ağlatan aydın.
akpyi gözünü kapatarak eleştirmeyen kişidir. doğru bir icraat varsa doğru der. bu noktada bok atıcı olmadığı görülebilir. kendisi nitelikli bir bilim adamıdır. sosyologtur. dolayısıyla nesnel bakışı bilir.
kaldı ki akpnin kaç tane doğru yaptığı şey vardır kasım 2002 den beri?
mehmet barlas gibi gözü kapalı yazarcılık oynayanlardan olmayan.

mehmet barlas gibi, fehmi koru gibi, ergun babahan gibi, ekrem dumanlı gibi türler dururken, beynini kullanması istenilecek son kişidir.
Emin Çölaşan gibi, "Ay"da yaşayan*, Türkiye'den bihaber sözde aydın (!)

* Seçim sonrasından "bizler ayda yaşıyormuşuz yeni geldik" itirafında bulunan, 22 Temmuz seçim sonuçları sonunda "Eşekten düşmüş karpuza" dönen kovulmuş yazar.
(bkz: aman efendim)
(bkz: buyrun siz kapatın)
demokratik laik rejimin giderek dinci oligarşiye dönüşmesi ve akp iktidarı hakkında aşağıdakileri söylemiştir; uslübuna, fikirlerine, mantıklı ve pozitif bakış açısına hayran bırakmıştır.

"Hiç kuşkusuz bu dönemin de bir diyalektiği, bir karşı tepkisi olacak.
Şu anda muhalefet tıkanmış gözüküyor; muhalefetin tıkanması ise siyasetteki seçeneksizliği oluşturuyor.
Ama bu seçeneksizlik geçicidir.

Tarihsel ve toplumsal diyalektik, muhalefetteki tıkanmayı da siyasetteki seçeneksizliği de aşacaktır.

Ne denli güçlü olursa olsun, isterse dünya lideri Amerika arkasında olsun, dinci oligarşi oluşumları mutlaka aydınlanmacı çağdaş demokrası karşısında yenik düşecektir.
Bu toplum bunu yaratacak güce sahiptir.
Dinci oligarşi oluşumlarıyla mücadelede şu diyalektik ilkeyi hiç unutmayalım:

*Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığa dönüşün başladığı andır. "
hoş bir anı;

iktisatcıların kantininde sesli* bir şekilde konusan gemi inşaatcılarla aynı ortamdadır kongar:
-siz gemi inşaat muhendisi ogrencilerisiniz değil mi?
-evet hocam nerden bildiniz?
-(kalkıp gider)*
bir haftada 6 kitap okuyan bilgi makinası olan.vay be ülkenin başına böyle adamlar lazım dedittirecek kapasiteye ulaşmış insan.
efenim demokrat gözüküp mehmet barlasın dediği hiç bişey mantıklı olsa dahi kabul etmeyen herseyi Atatürk'e bağlayan kendi fikirlerinin her zaman doğru olduğunu iddia eden çok konusup hep aynı seyleri söyleyen dersine katılanlara pek sey katabilicek ama programda hiç bişey doğru dürüst konusmayan profesör olmus kişilik.
sosyolojiye ve toplum felsefesine, bir akademisyen, bilim adamı, düşünür ve daha da temel ve önemlisi bir vatansever olarak hakkıyla hakim olan kişi. rahatlıkla söylenebilir ki yüzyılın büyük düşünürlerinden ve sosyologlarından biri. benzerlerinden en büyük (ve o'nu ön plana çıkaran) özelliği de yargı aşaması öncesinde anlama, irdeleme, yargılama aşamalarını geçirmesi. bilmeden atıp tutmaması...
sirke şişesinin dibi gibi gözlüklere sahip olan insan.
dün yayınlanan yorum farkı programında; "benim prensiplerim var kişilerle uğraşmam" dedikten hemen sonra cengiz çandar'a "çantamda senin hakkında neler var" türünden bir laf ederek kendisiyle çelişmiş ve ayıp etmiştir. (bkz: ayar almaktan ayarı bozulan kişi)
sonunda hak ettiğiğ kankayı bulmuş kişiliktir. barlas gibi mülayim davranmayan çandaroğlu cengiz, kongar efendiye keyifsiz dakikalar yaşatmaya başlamıştır. (bkz: yorum farkı)
(bkz: top sakal)
tarihimizle yüzleşmek kitabında kendisinden öğrenci diye söz eden sağlam beyinlerden biri.
tsk nın yaptığı şeyleri devrimci ve gerici olarak ikiye ayıran büyük (!) sosyologtur kendisi. yani 60 darbesi ona göre ilericidir, 71 muhtırası gericidir. 80 de gericidir, 97nin şubatı ilericidir. emre hocam sizin gözlükleriniz ilerici mi yoksa gerici mi acaba?
alper görmüş kendisinin bir analizini yapmış ki tek kelimeyle harika! başka lafa gerek kalmıyor:
edit: kopi pest hatalarından dolayı uzun metni buraya koyamadım.
bir aksilik olmazsa, kendisine karşı bu yaz bir kitap çalışmasına başlayacağım yazar.

Ona karşı bri kitap yazma nedenime bir örnek. Tarihle yüzleşmek kitabında diyor ki; bugüne ait bir kavramla tarih açıklanamaz. ve örnek verir. ispanya'dan kaçan yahudilere kucak açtı diye, Osmanlı'ya, "insan haklarına saygılıydı" diyemeyiz. Çünkü, insan hakları kavramı 20 yüzyıla aittir.

Bu önermeyi kuran kişi olan Kongar, fazla değil 10 sayfa sonra, laikliğin Türklerle başladığını, ta alparslan'la başladığını yazabiliyor. Eğer KongaR'ın önermei doğru ise, Laiklik 13.-14. yüzyıl kavramıdır, ki 1071'i açıklamak için kullanılamaz.

Türkler'de Batılaşama da , Alparslan'la başlamıştır, derki ki, bu iddia ayrı bir komedidir.
yil 1923 , ulke nufusu 11 milyon, yuzde on u okumayazma biliyor yani birmilyon yuz kisi*, onun da yarisi sadece adini soyadini yaziyor. 1923-1946 , bu 23 yil.... diye devam eder. bunu her konusmasinda duyarsiniz. yalan degil ama ezberleyene kadar da anlatir o.

kitaplarini, konusmalarini, tv programlarini takip eden biri olarak soyluyorum, tam bir ogretmen edasiyla konustugu gibi ayni sekilde de yazar. hatta kose yazilarinda da bir onceki yazisinda gecenleri tekrarlar, soyluyorum ama dinlemiyorlar ki diye isyan da eder. onu takip eden bi sonraki yazisinda yine ayni konuya deginmekten cekinmez.

dusuncelerini, bakis acisini, anlatis seklini kendime yakin bulurum. takip etmeye devam.
klasik müzük, abdurrahman çelebi. nerden aklıma geldi şimdi ? sosyoloji kitapları süpermarketlerde nasıl satılır anlat bakalım amcanlara ! resmi ideolojinin dışına çıkmaktan uzak ama bunu yaparken kendi kendini bu zandan uzak tutmak adına tarihimizle yüzleşmek gibi bir kitap yazmış sosyolog. biz de o kitabı okuyup ezber bozduk değil mi ! farklı bir fikir gibi ortaya sürdüklerini yıllardır yazıyor bu ülkenin fikir adamları. derlemeyle ezber bozdurulmuyor yazık ki.

ha bu haliyle kimi etkiliyor kongar ? tabii ki tarifi şöyle yapılabilir: normalde sosyoloji, tarih gibi ilim dallarını okumaktan sıkılan yahut hiç okumamış şahıslara populer [ leştiririlmiş ] bir taktikle yaklaşarak. böylece daha evvel bu konuda bilgisi olmayan birey populer kulturun de etkisiyle bir anda sosyolog olup çıkıyor. aha aynı bu sözlükteki yazarların bazıları gibi.

(bkz: emre kongar çağımızın bilim adamıdır) dedim ya abdurrahman çelebi diye.