bugün
- memesi küçük olmak10
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı12
- sözlük erkeğinden damat olmaz19
- anın görüntüsü10
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge30
- sözlük kızından gelin olmaz23
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim13
- fatih terim'in yuhalanması11
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel25
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190530
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır25
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- ideal duş alma sıklığı11
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
patrikhane bu sıfatı alırsa tüm ortodoksların merkezi olacaktır.ayrıca patrikhanenin bu sıfatı alması istanbulda vatikanvari bir devlet kurulmasını gerektirir.
(bkz: füniküler)
evrensel manasına gelen sözcük.
insanda minik bir süs köpeğinin ismiymiş intibası bırakan kavram..
- ekümenik gel kuçu kuçu, hey ekümenik işemesene patriğin bacağına!
- ekümenik gel kuçu kuçu, hey ekümenik işemesene patriğin bacağına!
rum ortodoks dünyasının başpiskoposluğu diye tanımlanmaktadır...
ama bu kavram sadece dini liderlik değildir, siyasi bir liderliği de içinde barındıran bir kavramdır...
hristiyan evrenselliği demek daha basit ama iyi anlaşılır bir tanım olur sanırım...
gelecekte türkiye cumhuriyeti'nin başına iş açacaklar listesinde yeri bulunmaktadır...
(bkz: ekumenizm)
ama bu kavram sadece dini liderlik değildir, siyasi bir liderliği de içinde barındıran bir kavramdır...
hristiyan evrenselliği demek daha basit ama iyi anlaşılır bir tanım olur sanırım...
gelecekte türkiye cumhuriyeti'nin başına iş açacaklar listesinde yeri bulunmaktadır...
(bkz: ekumenizm)
türkiye de kaç tane ortodoks vardır ki, sorusunu aklımıza getirir.
diyorum ki, 1400 tane vardır, bunlar mıdır devlet kuracak olan?
alakalı olarak;
(bkz: sekularizm)
(bkz: sinan aygün) *
diyorum ki, 1400 tane vardır, bunlar mıdır devlet kuracak olan?
alakalı olarak;
(bkz: sekularizm)
(bkz: sinan aygün) *
benim de karşı olduğum "vatikanvari", din maneviyatından yoksun maddi bir devletleşme çabaları dışında...
"acaba türkiye de, kendilerinin, tüm ortodoksların manevi lideri olduğunu kabul etse ne kaybederiz?" diye düşündürendir ekumenik sıfatı.
bırakalım "manevi lider" olduklarını ilan etsinler, türkiye'nin uluslararası imajının nasıl yükseldiğini görürüz, "politika gereği" benzer bir uygulamayı yunanistan tarafından batı trakya türkleri için de isteyip arkamıza uluslararası desteği de alabiliriz.
ayrıca o bizden "çok başka", "çok uzak" ve bize "çok düşman" rumları ve liderlerini her şeye rağmen türkiye'ye bağlı, türkiye'de ve türkiye ile iyi ilişkiler içinde gösterebiliriz.
neden korkuyoruz? onların bir "hainlik" yapmasından mı yoksa bizim onları "kontrol" edemeyecek kadar aciz olduğumuzdan mı?
veya ikisi de değil, eğitim ortalamamız %5'in altında hayata komplo teorisi sayfalarından bakıyoruz.
"acaba türkiye de, kendilerinin, tüm ortodoksların manevi lideri olduğunu kabul etse ne kaybederiz?" diye düşündürendir ekumenik sıfatı.
bırakalım "manevi lider" olduklarını ilan etsinler, türkiye'nin uluslararası imajının nasıl yükseldiğini görürüz, "politika gereği" benzer bir uygulamayı yunanistan tarafından batı trakya türkleri için de isteyip arkamıza uluslararası desteği de alabiliriz.
ayrıca o bizden "çok başka", "çok uzak" ve bize "çok düşman" rumları ve liderlerini her şeye rağmen türkiye'ye bağlı, türkiye'de ve türkiye ile iyi ilişkiler içinde gösterebiliriz.
neden korkuyoruz? onların bir "hainlik" yapmasından mı yoksa bizim onları "kontrol" edemeyecek kadar aciz olduğumuzdan mı?
veya ikisi de değil, eğitim ortalamamız %5'in altında hayata komplo teorisi sayfalarından bakıyoruz.
ekümenik sıfatını bizim kabul etmemizden çok, rusya'nın kabul edip etmemesi önemli olsa gerektir. ortodoks nüfusun büyük çoğunluğunu barındıran rusya, ab, abd ve vatikan destekli fener rum patrikhanesinin böyle bir statüye sahip olmasını haliyle hoş görmeyecek ve engellemeye çalışacaktır. kişisel fikrimce, ruhani bağlamda osuruktan teyyare mevzulardır bunlar, ismin ya da kuruluşun önüne zart zurt gelmiş ne farkeder. ama demek ki insanlar dikkate alıyorlar. ayrıca olay sadece ruhani boyutla ilgili gibi görünmüyor pek, birileri düşman coğrafyasına yayılıp söz sahibi olmak istiyor elbette.
Ekümeniklik tartışması bugününün işi oysa dün böyle bir sorun yoktu. Hatta sorun olmamasından da öte Osmanlı Devleti patrikhanenin ekümenik kimliğinin güvencesiydi.
Fatih'in istanbul'dan önceki Fetih sürecini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Bizans ve Roma kiliselerinin ayrılmasından sonra Papalık istanbul'u hedef alan Katolik ordularını destekleyegelmiş, Bizans imparatoru'nun her an başlamasını beklediği Türk Saldırısından kurtulmak için destek istemesini de fırsat olarak değerlendirip Ortodoks Kilisesi'nin Roma'nın üstünlüğünü kabul edip Katolik inancını benimsediğini açıklamasını da şart koşmuştu.
imparator Constantin bunu kabul edip vaftiz oldu ancak istanbul halkının tepki göstereceğini düşündüğü için papa V. Nicolas'tan kudretli bir adamının kendisiyle birlikte Bizans'a gelmesine izin vermesini istemişti. Papa imparatorun isteğini kabul edip Kiev Ortodoks Kilisesi Metropoliti iken Roma'ya gidip Katolik inancına geçmiş olan Kardinal isidor'u ve Midilli Başpiskoposunu görevlendirdi. Kafile istanbul'a vardığında halkın tepkisi kendini göstermekte gecikmedi ama Vatikan'ın para gücü karşısında Ortodoks Kilisesi'nin önde gelenlerinin bir kısmı 12 Aralık 1452'de Ayasofya'da yapılan ayine katıldılar ve Katolikliği kabul ettiler. Tepkili halk bu anlaşmayı onaylamayan din adamı Gennadios ve başvekil Notaras'ın çevresinde toplandı. Gerisi malum...
Bizanslı tarihçi Kritovulos'a göre fetihten sonra 2. Mehmed önceden hakkında bilgi sahibi olduğu Gennadios'u arattı. edirne yakınlarında bir manastıra çekilmiş olan din adamı padişahın davetini ileten muhafızlarla birlikte istanbul'a döndü. Fatih'in Ortodoks Kilisesi'nin bu önemli ismini merasimle karşıladığını, onu kiliseler birleştiği için varlığı bile ortadan kalkmış olan patriklik makamına atadığını biliyoruz. Bizans'ın şaşaalı günlerinde olduğu gibi görkemli bir tören ve ayinle görevine başladıkta sonra Gennadios'u saraya davet eden padişahın patriğe bir sürprizi vardı. Mücevhercilere kıymetli taşlarla bezeli bir patriklik asası yaptırtmıştı Fatih. Kendi ahırında seçip hazırlattığı ata kadar Gennadios'a refakat eden padişah, onu vezirlerin ve kumandanların iştirak ettiği tantanalı bir merasimle Patrikhaneye uğurlamıştı.
Ermeni, Musevi ve Katolik inancındaki halkın kendi arasındaki ihtilafların halline Patrikhaneyi yetkili kılan ferman bir kaç gün sonra ulaştırıldı Gennadios'a. Bu kadarla da kalmadı Fatih, cemaati azalan kiliseyi güçlendirmek için Ulahlı esirleri Rum köylerine yerleşmeleri ve kiliseye bağlı kalmaları şartıyla serbest bıraktı. Uzun yıllar değişmedi bu bakış. Patrikler 19. Yüzyıla ladar Osmanlı Protokolunda şeyhülislamdan sonra geldiler.
(Radikal,22 Haziran 2008, Avni Özgürel, Syf.13)
Fatih'in yeni fethettiği bu şehrin insanlarının kalbini kazanmak için kullandığu üstün zekasına hayran olmamak, hoşgörüsüne gıpta etmemek ve atamız olduğu için öğünmemek imkansız herhalde. Nasıl ve ne zaman kayboldu bu hoşgörü bilinmez. Korkularımız bir çok şeyin önüne geçmiş ama aslına bakılacak olursa bugün yaşadığımız ekümeniklik sorununun kaynağı Fatih'in ta kendisi. Oysa kendisi bu durumu kendi lehine geliştirmeyi o gencecik yaşında becermiş mükemmel bir siyaset örneği sergilemiş.
Fatih'in istanbul'dan önceki Fetih sürecini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. Bizans ve Roma kiliselerinin ayrılmasından sonra Papalık istanbul'u hedef alan Katolik ordularını destekleyegelmiş, Bizans imparatoru'nun her an başlamasını beklediği Türk Saldırısından kurtulmak için destek istemesini de fırsat olarak değerlendirip Ortodoks Kilisesi'nin Roma'nın üstünlüğünü kabul edip Katolik inancını benimsediğini açıklamasını da şart koşmuştu.
imparator Constantin bunu kabul edip vaftiz oldu ancak istanbul halkının tepki göstereceğini düşündüğü için papa V. Nicolas'tan kudretli bir adamının kendisiyle birlikte Bizans'a gelmesine izin vermesini istemişti. Papa imparatorun isteğini kabul edip Kiev Ortodoks Kilisesi Metropoliti iken Roma'ya gidip Katolik inancına geçmiş olan Kardinal isidor'u ve Midilli Başpiskoposunu görevlendirdi. Kafile istanbul'a vardığında halkın tepkisi kendini göstermekte gecikmedi ama Vatikan'ın para gücü karşısında Ortodoks Kilisesi'nin önde gelenlerinin bir kısmı 12 Aralık 1452'de Ayasofya'da yapılan ayine katıldılar ve Katolikliği kabul ettiler. Tepkili halk bu anlaşmayı onaylamayan din adamı Gennadios ve başvekil Notaras'ın çevresinde toplandı. Gerisi malum...
Bizanslı tarihçi Kritovulos'a göre fetihten sonra 2. Mehmed önceden hakkında bilgi sahibi olduğu Gennadios'u arattı. edirne yakınlarında bir manastıra çekilmiş olan din adamı padişahın davetini ileten muhafızlarla birlikte istanbul'a döndü. Fatih'in Ortodoks Kilisesi'nin bu önemli ismini merasimle karşıladığını, onu kiliseler birleştiği için varlığı bile ortadan kalkmış olan patriklik makamına atadığını biliyoruz. Bizans'ın şaşaalı günlerinde olduğu gibi görkemli bir tören ve ayinle görevine başladıkta sonra Gennadios'u saraya davet eden padişahın patriğe bir sürprizi vardı. Mücevhercilere kıymetli taşlarla bezeli bir patriklik asası yaptırtmıştı Fatih. Kendi ahırında seçip hazırlattığı ata kadar Gennadios'a refakat eden padişah, onu vezirlerin ve kumandanların iştirak ettiği tantanalı bir merasimle Patrikhaneye uğurlamıştı.
Ermeni, Musevi ve Katolik inancındaki halkın kendi arasındaki ihtilafların halline Patrikhaneyi yetkili kılan ferman bir kaç gün sonra ulaştırıldı Gennadios'a. Bu kadarla da kalmadı Fatih, cemaati azalan kiliseyi güçlendirmek için Ulahlı esirleri Rum köylerine yerleşmeleri ve kiliseye bağlı kalmaları şartıyla serbest bıraktı. Uzun yıllar değişmedi bu bakış. Patrikler 19. Yüzyıla ladar Osmanlı Protokolunda şeyhülislamdan sonra geldiler.
(Radikal,22 Haziran 2008, Avni Özgürel, Syf.13)
Fatih'in yeni fethettiği bu şehrin insanlarının kalbini kazanmak için kullandığu üstün zekasına hayran olmamak, hoşgörüsüne gıpta etmemek ve atamız olduğu için öğünmemek imkansız herhalde. Nasıl ve ne zaman kayboldu bu hoşgörü bilinmez. Korkularımız bir çok şeyin önüne geçmiş ama aslına bakılacak olursa bugün yaşadığımız ekümeniklik sorununun kaynağı Fatih'in ta kendisi. Oysa kendisi bu durumu kendi lehine geliştirmeyi o gencecik yaşında becermiş mükemmel bir siyaset örneği sergilemiş.
evrensel anlamına gelir.
istanbul rum patrikhanesinin (fener rum patrikhanesi denmez) ekümenikliği tamamen ortodoksların dini bir sorunudur. türkiye devleti daha resmi olarak tanımadığı bir kurumun sıfatına karışacak durumda kesinlikle değildir. kendi fikrimce bu patrikhane ekümenik değildir ancak bunun sebepleri ortodokslukla ilgilidir, komplo teorileriyle alakası yok. inanın 2000 rum'un gücü yetmez istanbul'u vatikan yapmaya... ve hiç de öyle bir niyetleri yok.
istanbul rum patrikhanesinin (fener rum patrikhanesi denmez) ekümenikliği tamamen ortodoksların dini bir sorunudur. türkiye devleti daha resmi olarak tanımadığı bir kurumun sıfatına karışacak durumda kesinlikle değildir. kendi fikrimce bu patrikhane ekümenik değildir ancak bunun sebepleri ortodokslukla ilgilidir, komplo teorileriyle alakası yok. inanın 2000 rum'un gücü yetmez istanbul'u vatikan yapmaya... ve hiç de öyle bir niyetleri yok.
türkiye ve islam alemi için tehlikeli bir durumdur.
fenber rum patrikhanesinin ekümenikliğinin tanınması ve vatikan ile ortaklaşa bu işi yürütmesi hristiyanlık dışındaki tüm dünya ülkerleri için bir tehlikedir.
ortodoks ve katolik kilisesi tarih boyunca 3 kez anlaşabilmişlerdir ve bu 3 dönemde dünya tarihinde kara sayfalar bölümünde yer almaktadır.
(bkz: haçlı seferleri)
fenber rum patrikhanesinin ekümenikliğinin tanınması ve vatikan ile ortaklaşa bu işi yürütmesi hristiyanlık dışındaki tüm dünya ülkerleri için bir tehlikedir.
ortodoks ve katolik kilisesi tarih boyunca 3 kez anlaşabilmişlerdir ve bu 3 dönemde dünya tarihinde kara sayfalar bölümünde yer almaktadır.
(bkz: haçlı seferleri)
ekümenik hristiyanlıkta ökümenik denen bir kelime ve bizde darül islam(islama ait topraklar) manasına gelmektedir.fener rum patrikhanesininde ökümenik olma isteği var.bu verildiği takdirde hem türkiyedeki hemde balkanlardaki ortodokslara egemen olma daha rahat olacaktır.anlamasız bi karşı cıkma yerine alternatif bir proje uretme daha anlamlı olacaktır
sayın başbakan'ı rahatsız etmeyecek olan kavramdır
güncel Önemli Başlıklar