bugün

(bkz: tanrı nın varlığına ve dine dair sorular)
insanları doğruya ve güzele ulaştırmayı amaçlayan, şeytan, melek, iyilik, kötülük, ahlak...vb. mecazi anlamda, toplumsal hayatta karşılığını bulabileceğimiz kavramları içeren öğretiler. egemenlerin, imparatorların eline geçtiğinde ise bir kabusa dönüşen, yere ve halka indirilmesi gereken hayat felsefeleri.
ayrıca karl marx' ın:
"din, var olan dünyaya bir protestodur.
din, ruhsuz koşulda ruhdur.
din, kalpsiz dünyanın kalbidir.
din, mazlum insanın, içli çığlığıdır.
din, halkların afyonudur" dediğidir.
Aptalca bir şey.
gereklidir. kurallar bütünüdür. kuralları değişmezdir. her devirde geçerliliğini koruyan emirlere sahiptir.
kurallarına uyulmalıdır.
kurallarına uymazsan sapıtır, yolunu kaybedersin.
kurallarına uymazsan herkes tarafından yanlış anlaşılırsın.
kurallarına uymazsan ve kafana göre yorumlarsan adın "sapık, faşist, kör cahil, yobaz, cahil cühela" gibi isimlerle anılır ki hoş değildir.
kurallarına uymazsan sadece bu dünyada değil inandığın diğer dünyada da sonuçlarına katlanırsın.
kurallarına uymazsan laf sadece sana değil inandığın dinine de gelir ki en fenası da budur.
kisiye inen tekliftir. kisiyi baglar.
keşke kişiyi bağladığını bir dine mensup herkes kabul edebilse.

not: sahuru bekliyorum dinsiz değilim.
islam, hristiyanlık, yahudilik vs hepsi birer dindir. Din denince akla direk müslümanlık gelmemelidir.
günümüzde herkesin az çok fikir sahibi olduğu kavramdır. tamamen kişisel yorumum olarak, ezbere olmaması gerektiğini düşündüğüm, aileden gelen bir gelenek olarak değil de akıl yoluyla karar verilen bir tercih olmasını temenni ettiğimdir.
Bütün insanlar için gerekli bir kurumdur. insan ne olursa din gerekli bir kurumdur ve ötesi berisi yoktur.
Çok garip bir olgudur . Şayet şöyle açıklıyayım ;

Dinin var oluş sebebi 'temel'de 2 tanedir . Bunlar ;

Eski zamanlarda kuralların olmadığı bir dünya da , insanları kontrol amaçlı , var olan dünyayı daha kötü bir duruma sürüklemek için kullanılan ve insanların ölüm gibi bir şeyden korkmamaları , hayatta yapamadıklarını başka bir hayatta yapmak istediklerini ve sevdiği insanları tekrar görme arzuları yüzünden oluşturulmuş bir alet veya büyük bir yanlış .
Ya da

Gerçekten evrenin mükemmeliği ve en basitinden insan anatomisinin mükemmelliğini ele alırsak gerçekten ihtimal verilebilecek bir şey . Gerçekten yaratanın ve başka bir evrenin varlığıda var olabilecek bir gerçek . Ki benim ve bir çok insanın temennisi olan bir olgun.

Neden şimdi buraya yazdığımı anlatmak isterim .

Bugün bir cafede oturup muhabbet ediyoruz bu konu hakkında . Dikkatler üzerimizde ve bir abimiz yanımıza geliyor . Ve bana sürekli hadislerden örnek verip 'bilmeden sorgulama , yalan yanlış konuşma , öteki dünyada vaad edilen ve insanın temel var oluşunu ' açılayan şeylerden bahsediyor . Anlaşılan üzere tamamen soyut bir muhabbet tarzı . Ben ise gerek evrenin var oluş prensipleri gerek evrim teorsinin detaylı açıkamasını yapıyorum . Sonuç olarak hepimizin aklı ve zihni var . Bunları sorgulama kapasitemizde var . Ben bu doğal hakkımı kullanıp süreki arkadaşa somut tezler veriyorum . Ama o durmuyor ve lafımı kesip orada hâlen daha soyut örnekler verip Ayrına 'bana olan bilgilerinle bir savunma yapma , kitabımızda yazan bu .' Diyor ve beni arkadaş ortamında yüzümü kızartıyor .Evet açıkcası bu zoruma gitti . Şimdi düşünmek lazım elinizde ki bilgiyi ölçüp tartmaya mı çalışırsınız yoksa körü körüne bağlanıp bir merkezi bir çemberde her şeye düşman olarak mı bakarsınız ? ( her şeyden kastım dini sorgulamak .) yani eskiden bende dini dokunulmaz bir şey olarak görürdüm , taa ki bilimle tanışana kadar . Her şeyin bir açıklamasının olduğu , somut örneklerle dolu bir olguyla tanışamna kadar . Tepki çekmemin nedeni acaba ;

insanların zayıf halkası olduğu için mi ?

Yoksa

Gerçekten ölüm ve yok olmaktan korktuğu için mi ?

Edit : müslümanım . Her ne kadar yanlış anlasanızda . Çünkü bende ölüm ve yok olmaktan en az sizin kadar korkuyorum .
Freud'a göre insan, yaşı ne olursa olsun, her zaman ne yapması gerektiğini kendisine söyleyen, bunlara uyunca kendisini koruyup kollayan, fakat uymayınca da cezalandıran bir "baba"ya ihtiyaç duymaktadır. Ona göre Tanrı kavramı yüceltilmiş baba kavramıdır ve böylesi bir babaya duyulan ihtiyaç da tüm dinlerin kökenidir. Dinler, insanın dünya karşısındaki çocukça çaresizliğine karşı geliştirilmiş bir savunmadır. Dolayısıyla bir efendi arayan onu bulacaktır. O varolduğu için değil, ona ihtiyaç duyduğu için.
etimolojik kökeni hakkında bir bilgi yok. fakat "dinmek" fiili ile inceden bir bağının olması muhtemeldir.
insanın içindeki şeytanı ve kötülüğü dindirmesi,
yok ediciliği, karmaşayı, zalimliği dindirmesi.
ruhsal açlığı, manevi arayışı, aidiyet ihtiyacını dindirmesi.
nefreti ve açgözlülüğü dindirmesi gibi...

ama bir de gizli bir 'kin' var içinde. hem de çok güçlü bir kin...
temel görevi toplumsal entropinin etkisini azaltmak, düzensizliğin ve keşmekeşin önüne geçerek kitlelere 'erk'in güdümünde ve doğa üstü olduğu inanılan güçlerin gölgesinde 'iyi', 'doğru', 'güzel' gibi kavramları adapte etmeye çalışan sistemler bütünü.

Tamamen; filizlendiği coğrafyanın ruhu, dinamiği, sosyo-kültürel yapısı ekseninde doğar ve gelişir. Arap yarımadasında doğan ve büyüyen bir homo sapiens sapiens için islamiyet nasıl en 'makul' din ise, uzak doğunun yaşam şartlarını benimsemiş aynı tür mensubu için de, taoizm, şintoizm, kaodaizm vs. dinler aynı ölçüde 'gerçek'tir.

Günümüzün modern dünyasında olmaması gerekendir.

Zira iyi, doğru, gibi kavramların zorladığı bütün sokaklar erdem kapısına çıkmaktadır. Ahlak kavramının din boyunduruğundan sıyrılıp çekilmesi gerektiği halde; insan ırkının halen bir yaratıcıya ve beraberinde getirdiği dine ve sonsuzluğa inanmayı seçmesi; ölümden sonra yok olup gideceği gerçeğini sindiremeyecek olmasından ve ölümü tanımlayacak içsel bir cesarete sahip olamayışından kaynaklanmaktadır.

Ayakları üzerinde durmayı öğrendiği o ilk andan itibaren yüzünü gök kubbeye çevirerek yaşadığı hayata anlam yüklemeye çalışan insan türünün en büyük açmazı 'aidiyet' ve 'mana' olmuştur ve binlerce yıldır bu ihtiyacını din aracılığı ile gidermektedir.

_____

Bugünün dinlerini 'mit' belleyecek olan binlerce yıl sonrası insanının; nasıl bir kültürel yapı içerisinde hayatı yorumlayacağını bilemiyor olmak ne büyük hayal kırıklığı.
Annesine bağımlı doğan ve ilk yıllarını onun kanatları altında geçiren insanoğlunun daha sonra kendiden çok daha büyük kudretli bir varlığa ihtiyacı doğrultusunda ortaya çıkmış olgudur.
din halkın afyonudur. karl marx
yalana, hurafeye bulanınca en güzel uyku aracıdır.
din gökten geldiğine sanılan kitap olarak anlatılsa da bizzat geçmiş mitlerden, kültürlerden, öf, adet, geleneklerden gelen bir kültürel mirastır. bunların bir anda gökten indiğine inanmak akıldışı olur. mitoloji okuyun, sonra dinleri kıyaslayın eski topluluklarda olan uygulamaların hepsinin bir şekilde, geliştirilerek yada şekil değiştirerek bu günlere geldiğini görürsünüz.
bunların insanların ürünü olduğu ve tanrıyla uzaktan yakından ilgisi olmadığı da bir gerçektir.
türkiyede boku çıkan olgudur!!!
Artik yeni update gelmesini bekledigimiz olgudur. 1400 yildan beri sıktı artık buglar cogaldı, kasma yapıyor.
bir insanının hakkını yemek ve bir insanı öldürmek tüm dinlerde bunu yapanların cennet kapısından geçişlerinde zorluk yaşanacağı anlatılmıştır.

gelelim gerçek hayata;

şu anda bir kaç sakalı götüne kadar uzamış olan, denyo cihat edip kadın, kız, hamile, çocuk ayrımı yapmadan kendi dinlerinden ve aynı allah a iman etmelerine rağmen tecavüz ediyor, yerlerinden yurtlarından sürüyor, öldürüyor ve kafa kesip tüm haklarını ellerinden alıyor burada yaşayan tüm yaşayanların.

diğer müslüman ülkelerde yaş ayrımı olmadan parası ile saatlik günlük haftalik aylık yıllık ve sen sıkıldığını söylediğin anda ayrılabilecegin bir evlilik bile mümkün islam da.

türkiye de ise kendileri ultra lüks yaşarken yönettiği tebaanın sefaletinden faydalanan bir zihniyet.

yıllarca birbirini din uğruna öldüren hristiyan yahudi islam dünyasının savaşları ve çıkarları ile ezilen sömrülen halklar oldu ve olmaya devam ediyor.
https://pbs.twimg.com/med...BnRqrVuIIAEWHu8.jpg:large
kişileri uyutmak için uydurulmuş bir sistemdir. ekonomik bir sistem olduğunu düşünüyorum yoksa ayakta kalmazdı.
ateist değilim amma ve lakin cümbür cemaatin, din olmasa kaos olurdu gibi gözükse de durum eşelendiğinde böyle olmadığı, aslında "din" adı verilen kavramın en nihayetinde bir kıyamet alameti olduğu, bütün insanlığın sonunu getirecek ve günümüzde halen önemli olan dogmatik diyalektiktir. tamamen insanlığın ortaya attığı sinsi bir stratejidir.
kusura bakmayın ama artık budur; enayi avı.

görsel
insanoğlunun çoğunluğunun bir kutsallık adından inandığı oluşum. buraya kadar tamam mıyız? tanımım doğru zaten. evet kutsaldır inananlar için. benim için kutsal mıdır? bunu sorgulamıyoruz. yani ben yorum yaparken dalga geçmediğime göre, ayıplarken de bunu göz önünde alırsanız sevinirim.

bir kaç arkadaşla konuşurken şu alışılagelmiş geyiklerden konu açıldı. belgeselde tavşan görünce aleviler tavşan yemez dedi biri. insanoğlunun saçma sapan yorumlarından biri daha dedim. saça çünkü sanki insan günlük hayatında tavşan yiyor da aleviler yemezmiş. yemezse yemesin. sanki bugs bunny nin soyu kuruyacak. adam inanmış, neymiş regle oluyormuş. lan ne komedidir bu. hindu inek yemez gibi. yani herkes bir canlının etinden kendine dini inanç yapmış gibi sanki. müslüman domuz yemez. buraya kadar tamamız. aslında şimdi buraya kadar yazınca bu entry i "insanoğlu" başlığının altına mı yazayım dedim şimdi *

biri tavşan yemez diğeri domuz yemez, diğeri inek yemez, yok hayvandan olanı yemez topraktan olanı yer gibi.

bir olay vardı tam hatırlamıyorum. olimpiyatlardan dönen bir ekibin uçağı düşüyor, karda kışta bekliyorlar telsizden aramaların durduğu söylenince artık umudu kesiyorlar ve bir çoğu zaten ölüyor eksi bilmem kaç soğukta. sonra bir birlerini yiyorlar.

böyle düşününce komik. ama aslında bu insanoğlunun çoğunluğunun kutsal diye övündüğü dinin gereği bir hayvanı yememek olacak, ama o uçakta her milletten insan varken bir birlerini yemeleri de ironidir. ne anlamı var bir et yüzünden bir çeşitlilik ortaya atıyorsun.

bir müslüman ormanda aç kalsa domuz bulsa onu yemeyecek mi? eti çok seven müslümanın sadece domuz eti olan bir yere düştüğünde?
ya da bir alevi, erzurumda kıstırdığı bir tavşanı yemeyecek mi? ölsün mü açlıktan? öl o zaman. zaten sen doğaya ihanetsin. insanı yemek normal yaşama içgüdüsü olacak. çünkü uçak kazasından sonra filme yapılan yorumlar böyle. filmi siktiret öyle aklıma geldi. ama olay komik ve anlamsız. hayat bu.

din belki de bu dünyada insanları en çok ayıran şeydir. bugün bir hindu müşteri gelmiş bana, ben yumurta yemem, et yemem, şunu yemem bunu yemem ne yapalım diyor. siktir git resepsiyondan dedim. çeşit misin nesin?

insanoğlu nedeniyeti olmayan varlıktır. öyle ki; aynı denize benziyor. hemde çok. denizde de gücü yeten yetene. burada da öyle. sadece burada aleladele yapılmıyor o kadar.