bugün

cemaatler türkiye rejiminin tamponlarından biridir maalesef. sol ve modern kesime bunlar öcü diye tanıtılır. ülkeye şeriat getirmek istedikleri söylenip durur, faizi kaldıracak, 4 kadınla evlenecek, kadınları örtecek, hırsızların elini kesecek, taksim meydanını kapatıp zina edenlerin rejmedilmesine tahsis etmek için o alana komple toprak, kum dökecektirler. ah bir de cumhurbaşkanlığın ele geçirseler var ya...
bazı sağcılar için bunlar dini parçalayan, bölen, müslümanlar arasında ayrılık çıkaran kişilerdir. şuculuk, buculuk belasını memleketin başına sarmışlardır. namazını kıl, orucunu tut be kardeşim, var mı öyle dinde sen şusun, ben buyum...
cemaate mensup olanlara gelince. bunlar da kendi cemaatlerinin yapısına göre farklılık gösterir:
selefiyye: en katı islamcı harekettir. direk amacı şeriat getirmektir. el-kaideye, hamasa sempati beslerler. vehhabi anlayışa çok yakındırlar. cemaatleri sevmezler. ilahiyatlarda ve imam-hatiplerde yapılanırlar. basbayağı devlet karşıtıdırlar, toplum huzurunu tehdit etmektedirler, çağ dışıdırlar... mensuplarını suriyeye, mısıra, afganistana gönderir; bomba yapımı, kullanımı eğitimi bile verirler. sinagogtaki patlama, konsolosluğa saldırı, hsbc ye yapılan saldırıdan sorumludurlar. devlet bunu bilir, bağlantılarını bilir, içlerinde 1 yıl kalsanız siz de bilirsiniz. ama kardeşim bu adamlar niye hala sokaklarda geziyor. ülkede irticayı engellemek isteyen bu kadar çok güvenlik gücü varken niye kimse bunları yakalamıyor?

milli görüş (saadet partisi): selefiyye den sonra en irticacı bunlardır. açıkça ülkeye şeriat getirmek derdinde oldukları, cumhuriyeti ve değerlerini benimsemedikleri bilinir. aralarına girseniz tuvalete gidecekleri zaman "atatürkü ziyaret edeceğim" dediklerini duymanız çok zaman almaz. niye sürekli kapatılır da başka isimler altında devam eder bu hareket. ülkemizin irticaya gösterdiği bu müsamaha düşündürücüdür. 28 şubatta bu hareket ortadan kalkmalıydı. samimi olan olmayan, siyaset yapan yapmayan, devletini seven sevmeyen ayrımı yapılmaksızın dindar insanları hedef almak yerine ülkeye şeriat getirmeye çalışan bu insanların en azından ele başlarını hapishanelerimzde bir müddet ağırlayabilirdiniz. ama onlardan bir tanesini başbakan yapmayı tercih ettiniz. hala "irtica" diye ağlıyorsunuz.

ak parti: sanılanın aksine cemaat değildir, islamcı hiç değildir. pek çok siyasi yapılanmanın barınağıdır, toplama partidir. kendi belediyelerinde bile saadetçilerin sözü daha fazla geçer. milli görüşçüler, nurcular, iskender ağacılar, liberaller,ülkücüler bu partide kendi çaplarında çalışır. özellikle milli görüşçüler ve nurcular parti içinde parti havası verirler. sayın karizmatik lider recep tayip erdoğanın bu halkın son ümitlerinden olan ak partiyi bu dağınıklıktan bir an evvel kurtarması gerekir. bu da çiftçiye değil, teşkilata racon keserek olur. madem kabadayısın, partinde niye herkes ayrı telden çalıyor? ak parti ülkeye şeriat getirmez, getiremez. ak partili kaç kişi namaz kılıyor allah aşkına, komik olmayın ya. sayın erdoğan cumhurbaşkanı olursa islami hareket zayıflar, ak parti daha da zayıflar. sayın başbakan da türk halkına kaliteli, güçlü bir ak parti armağan etme sorumluluğundan kaçmış olur, % 35'in hakkına girmiş olur.

nurcular: bunlar kendi içinde baız gruplara ayrılır. siyasetle uğraşanlar iki gruptur. biri yeni asyacılar ki dyp yi destekliyorlar. bilmiyorum şeriat getirmezler demeye gerek var mı? hiç bir nurcu şeriat getirmez. onlar risale okur. fethullah gülen hocaefendinin sevenleri içinse önemli olan açtıkları okullar vesairedir. onlar kim iktidara gelecekse onu destekler. eceviti de desteklediler. bırakın şeriat getirmeyi, kolejlerde cuma namazı kıldırmıyorlar. bu insanların yobaz, şeriatçı olduğuna inananları aklım almıyor ya. ama siyaset yaparlar, hem de organize. hayırlı, fedakar insanlardır. allah başlarına gelecek bir sıkıntıdan korusun. son günlerde aralarından bir cumhurbaşkanı çıksın diye uğraşıyorlar.

nakşibendiler: kendi halinde, siyaseti sevmeyen, insanları çok seven muhterem kişilerdir. bir nakşibendi büyüğüne "niye şeriat getirmek için çalışmıyorsunuz" diye sorarlar, o da "şeriat getirilmez, yaşanır" diye cevaplar. şeriat bir rejim, devlet sistemi değildir. şeriat allaha iyi bir kul insanlara faydalı bir birey, türkiyeyi seven bir vatandaş olmaktır. bu kişiler hakkında konuşmadan önce allah aşkına aralarına girin. ülkelerini, insanlarıi dinlerini, sizi ne kadar sevdiklerini görürsünüz. onlar yunusun, mevlananın evlatları. kurban derisi topluyorlar diye mi ülkeyi ele geçireceklerinden korkuyorsunuz?
kendi içinde çok değişik türleri olan gruplardır.

cemaatler için açılan başlık vasıtasıyla da "kubilay ı nakşilerin katlettiğini zanneden insanların hâlâ var olduğunu ve hatta bilimsellik iddiasında olduğunu" da gördük.

(bkz: son devrin din mazlumları) *
en sevmediğim toplanmalardan biridir. idealleri şeriatle yaşamak olsa gerek. ya da kendi tabirleriyle müslümanlığa 'hizmet(!)' etmek.
* Şu akıldan asla çıkarılmamalıdır. Bunlar Atamıza tam cephe almış durumdadırlar. içlerinde profösöründen tutun,esnafına,ajanına kadar her türlü halt vardır. Her ne zaman sohbetlerinde Atatürk'ten örnekler versem hepsi sus pus olur. Talebeleri sadece din işlerini düşünür ki islam bunu tamamen yasaklamıştır. Peygamber efendimiz bir hadisinde;"alimin ibadeti ile cahilin ibadeti arasındaki fark takvada benim ile en alt kademede olanınız arasındaki fark gibidir" diyerek konuya açıklık getirmiştir. Sürekli bağnazlık aşılanan topluluklardır. insanlar baskı altında pusturulur. Bu işten kim mi kazançlı çıkar. O zekatları,sadakaları ve bağışları midesine indiren midesizler.
bütün müslüman ülkelerde olduğu gibi türkiye de de rejimi tehdit ettiğinden falan bahsetmek yersizliktir. 84 yıllık cumhuriyet rejiminde kaç tane dini ayaklanma olmuş..

ilk 2 yıl geçiş sancıcıyla silahlı ayaklanmalar vardır.. ancak 28 şubattaki naylon cemaatlerin tutumlarını saymazsak başka ne olmuş bilen varsa yazsın..

cemaatlerin rejimi tehdit ettiğini ispatlayın, beni ikna edin sözlüğü bırakırım! *
islami temelli sosyal ve siyasal hayatı, çeşitli devlet kademelerini ve eğitim sistemindeki boşlukları kullanarak** laik türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına kabul ettirmeye çalışan cemaat zihniyeti, artık meclise dahi sıçramaya, yayılmaya başladıysa rejim ciddi bir tehdit altında demektir. 23 nisanlarda ilkokul çağındaki çocuklar tesettüre sokuluyor onlara ilahiler okutuluyorsa; cemaat liderlerinin dini yanlış yorumlayan kitapları bu çocuklara çok da aşikar bir şekilde dağıtılabiliyorsa; danıştay üyeleri türban kararlarından dolayı silahlı saldırıya uğrayabiliyor ve hayatlarını kaybediyorsa; tbmm başkanı, cumhurbaşkanının bütünleyici özelliğini gözardı edip "dindar bir cumhurbaşkanı istiyorum." diyebiliyorsa bu cemaatlerin islamiyeti, amaçları doğrultusunda kullandıklarını kimse inkar edemez.
cemaat kadrolaşması ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşmış da olsa türk halkının bu gibi gerici faaliyetlerin kökleşmesine papuç bırakmayacağına dair umudumuz tamdır. sözde islami temelli türkiye fikrinin yaratıcısı abd ve onun ülkemizdeki uşakları da bu grçeği böylece bilmelidirler.
türkiye'de bunlardan bir tanesi akp nin başta olmasını sağlıyordur eğer okyanus ötesinde ki papacı cemaat önderi desteğini çekse ülkeyi yönetenler değişecek işte bu kadar güçlüdürler. ayrıca ülkenin polislerini seçecek kadar güçlüdürler 2 yıl öncesi kendi d.hanelerine soruları çalıp vermesi hala unutulmamıştır ki hala da cemaatte olan gençleri torpille polisliğe çok kolay şekilde yerleştirirler bunu kimse inkar edemez.
cemaatler faydalı bir iş yapmak için oluturulmuşsada sonradan amacından sapmıştır. tabi genelleme yapmak saçma olur ama gözle görünür bir yanlış vardır.

cemaat dini yaymak ve insanların dini daha iyi anlaması için olması gerekir.

nasıl ki işçi sendikalarının siyasete karışması yanlış ise cemaatlerin siyasete karışması yanlıştır.

tabi alevi dedelerinin ve alevi federasyonarınında siyasete karışması aynı şekil yanlış bir olaydır.
osmanlıdan bugüne türk siyasi hayatına damgasını vurmuş topluluklardır. tabi burada kastettiğimiz cemaatler, dini cemaatlerdir.

hala bile bu dini cemaatlerin nasıl olup da bu kadar güçlenmiş olduklarını anlayamayanlar var. anlatalım. çoğunuz üniversite öğrencisisiniz. bir düşünün bakalım ailenizden hiç doğru dürüst para alamasaydınız, kimse de size burs vermeseydi ne yapardınız? çok zor durumda kalırdınız öyle değil mi? peki birisi siz bu haldeyken size çok cüz'i bir ücret karşılığı yatacak yer verse, yemek verse ve bunun karşılığında sizden sadece dininizi öğrenmenizi istese ona ne cevap verirdiniz?

cemaatler öcü değildir. cemaatler bu memleketin bir gerçeğidir. ister beğenin, ister beğenmeyin. o yobaz dediğiniz, gerici dediğiniz, örümcek kafalı dediğiniz adamlar bu memleketin öğrencilerine devletin kendisinden daha bile fazla yatırım yapmıştır. bunu aklınızdan çıkarmayın.

bunu söylediğim zaman bana soruyorlar "peki babasının hayrına mı yapıyor bu işi cemaatler?" bazıları da diyor ki "ama bunun karşılığında o genç zihinlerin beyinlerini yıkıyorlar, onları hizmet dedikleri şeyin içine sokuyorlar."

haklı olabilirsin genç dostum. ama bir düşün bakalım. o çok çağdaş olduğunu zannettiğin çydd çok mu farklı bir şey yapıyor? her iki tarafın da tadına bakmış birisi olarak söylemeliyim ki çoğu dini cemaat, çydd'dekilerden çok daha fazla eleştiriye açıktır. ayrıca hem çydd için, hem de cemaatler için söyleyebilirim ki, kimse kimseyi hizmet etmeye zorlamıyor. bu adamlar için pek çok şey diyebilirsiniz, ama bunlar mafya değil. zorba da değil. sadece doğru olduğuna inandıkları işleri yapan insanlar.

türkiyede böyle bir sıkıntı var işte. herkes birbirine ültimatom veriyor. çünkü herkes kendi yolunun en iyisi olduğundan kesin olarak emin. hiç kimse karşı tarafı dinlemek istemiyor. onun neden o şekilde düşündüğünü anlamak istemiyor.

biraz da ben anlatayım onları size. düşünün ki 7 yaşında çocuksunuz. dağın başında bir köyde yaşıyorsunuz. devlet size okul okumanızı emrediyor. ama köyünüze okul yapmıyor. ister simsar deyin, ister allahın sevgili bir kulu, bir adam geliyor köyünüze. ailenize diyor ki, senin oğlanın eti bizim kemiği sizindir bundan sonra. artık bizim yurtlarımızda/evlerimizde kalacak. arkadaşlarıyla okula gidecek. okuyup büyük adam olacak. siz de bize senede bir kaç çuval soğan/patates/un vs vereceksiniz. ne yaparsınız? "hayır, benim çocuğum her fikirden insanlarla tanışacak. kendi yolunu çizecek. kendisine bir şeyler dayatan insanların dayatmalarıyla yetişmeyecek. kendi doğrularını öğrenecek" mi dersiniz?

tekrar hatırlatayım. devletin vergi almak haricinde sikine bile takmadığı, insanların köylü diye alay ettiği, kırk yılın başı şehre indiği vakit hor görürler diye korkarak ana caddede bir lokantada yemek bile yiyemeyen gariban bir köylüsünüz siz. Allahın sittir ettiği bir dağ köyünde, hastanesiz, elektriksiz, yolsuz hatta susuz bir dağ köyünde yaşayan bir köylü, bir mağara adamısınız. yukarıda bahsettiğim cümleleri kursanız size gülerler amk.

peki bu çocuk bütün hayatını o yurtlarda/evlerde geçirse, babasının ocağında yemediği yemekleri orada yese, okul okusa, sonra arta kalan vakitlerde de din derslerine girse; sizce bu çocuk kendisine bu imkanları veren insanlara karşı kendisini borçlu hissetse çok mu garip olur? düşünün ki bu adama bir de lise/üniversite hayatı boyunca yobaz, bağnaz diyerek ucube muamelesi yapılmış. evlendiği kadın başı örtülü diye insan yerine konulmamış. yani burada devletin de toplumun da daha doğuştan reddettiği, piç muamelesi yaptığı insanlardan bahsediyoruz.

sene 2013 olmuş, insanlar diyor ki ne ara bu kadar güçlendi bu cemaat zımbırtısı? be heeyy çocukluğunda en büyük derdi mahalledeki en güzel bisiklete sahip olmak olan, pek saygıdeğer, pek muhterem amca, teyze, abi, abla. herkes çocukluğunda senin kadar şanslı olamadı biliyor musun? devletin ve milletin, misafirlere gözükmesinler diye halı altına süpürdükleri o insanlar var ya. işte onlar birbirlerine tutundular hayatta kalabilmek için. siz farkında bile değildiniz onların ama onlar birer cemaattiler artık. onlar anladılar ki birbirlerine tutundukça daha güçlü olacaklar. anladılar ki, üç beş tanesi iyi yerlere gelebilirse, üç yüz beş yüz tane daha kendisi gibi olanları da peşinden sürükleyecek, iyi yerlere getirecek. tabi sen bilmezsin bunları. sen o dönemleri, evde dallas izleyerek, teksas tommiks okuyarak, arkadaşlarınla pastanede buluşarak geçirdin. senin cemaatin küçük ve güçsüzdü. çünkü sen güçlüydün ve seni yaşatacak, elinden tutacak güçlü bir cemaate ihtiyacın da yoktu. ama onların vardı ve bu ihtiyaç arttıkça daha da sıkı sıkıya tutundular o cemaate.

şimdi soruyorsun, ne ara bu kadar güçlendiler diye. sorma. diyorsun ki bu yobaz herifler benim sistemime, rejimime karşı geliyorlar. peki düşün bakalım çok mu haksızlar bunda?

ama bu sana bir ders olsun ağzından pipo düşmeyen, ağzını yaya yaya "sanat sanat içindir üstadım" diyen, bilmiş bilmiş "memleketimizin insanı çok cahil yahu" diye serzenişte bulunan yurdum aydını. bir daha ki sefere ölüm yıl dönümünü anmaktan, ve olmasan olmazdık demekten başka hiç bir şey yapmadığın insanın lafını aklından çıkarma olur mu? ne demişti o? "köylü milletin efendisidir"

ve son bir tavsiye sana. bugün gelinen süreçte cemaatleri suçlama boşuna. onlar suçlu değil, bu süreçte akıllı davranan taraftırlar. buna rağmen de "beyinlerini yıkıyorlar" dediğin çocukları en az sömüren yine onlardır, bundan hiç kuşkun olmasın. cemaatler senin gibilerin ve devletin açtığı o koskoca boşluğu dolduranlardır. ve cemaatleri bitirmek gibi bir planın varsa eğer, yoksulluğa çare bularak, ya da hiç olmazsa yoksul ailelerin çocuklarına sahip çıkarak başlayabilirsin.
not: başlık başıma kalmış.

aydınlatayım canım;

islam'ın 4 kapısı vardır;

Şeriat Kapısı
Tarikat Kapısı
Marifet Kapısı
Hakikat Kapısı

şeriat devlet'in yardımıyle tesis edilir
tarikat irşad makamındaki mürşidin rızası ile belirir
marifet şahsi ilerlemenin ve nazariyyenin genişlemesi ile mümkün olur.
hakikat kapısı ise sırdır, erebileni de önünde duranı da allah cc bilir.

neyse açıklamayı girdikten sonra;

cemaatler ise bu tarikat kapısının küçük patikalarıdır ve ehl-i sünnet içerisinde durdukça hiçbir cemaatin sakıncası yoktur. aksine faidesi haddinden fazladır tıpkı beraber kılınan namaz gibidir beraber ve birlik olmanın göstergesidir bu.
bu toplulukların islamdaki ikinci fitnenin de son bulmasını nasip et Allah ım.

herkes kendi grubunun fırka i sadıka olduğunu liderlerinin mehdi olduğunu kimisi Allah olduğunu kimisi peygambele daima görüşerek kararlar verdiğini söylüyor. aksi olan hiç cemaat yok. bir tane bile yok. Allah ım şunlara şuur ver. uyuşturulmuşluktan ayılt.
kalplerine hidayet ver.
yaşadıklarının islama ters olduğunu bildir.
şeyhlerine tapanlar onun doğru dediğine doğru yanlış dediğine yanlış diyenler senin kitabını bırakıp onlarınkiyle amel edip akide belleyenleri de ıslah edeceksen sen bilirsin etmeyeceksen mahvet Allah'ım.
kendi peygamberine kendi rabbine iftira edenden daha zalim kim olabilir?
sen bu zalimlere fırsat verme Allahım.
En iyisinde bile ufak tefek de oşsa hatalar vardır.
Kadiriler, süleymancılar için bırakın o kafirleri diyen bir hocaları var. Müslümanım diyene kafir demek dinden çıkarır.
Süleymancılar, başkaları da yapıyor olabilir, bin yıldır da yapılıyor olabilir, lakin rabıta ile yoga arasındaki fark, süleyman efendileri ile iletişime geçme olayıdır. Çok tehlikeli bie durum.
Fetocular, said nursinin külliyatını kendilerine kutsal kitap bellemişler.
Silsilei saadat dedikleri 33 kişiden oluşan evliya silsilesi olduğu, bunlarsan 32sinin gelio vefat ettiği söyleniyor, 33.sü ise şu anki cemaatlerden birinin kurucusu olabilirmiş, 33 sayısı sadece namaz sonrası çekilen tesbihte var ve sırat köprüsünün aşamalarını simgeler diye biliyorum, ama yinede doğru olma ihtimali de var, bu nedenle bunlara inanmasak bile aşırı tepki vermemeliyiz.
Allah doğru yoldan şaşırtmasın.
doğru olanları vardır yanlış olanları vardır, genelleme yapılmamalıdır.
görsel
görsel
2016 yılında hala peşinden gidecek mal buluyorlar...

hala şeyh, şıh diye bi dolu orospu çocuğuna tapıyorlar.

yok ben ona tabiyim falan diyorlar, hayvanat lan bunlar.

tüm cemaatler eşşekleri kandırmak için götten uydurulmuş saltanat araçlarıdır...

zaten cemaat kurmak için sakal bırak, uzun etek gibi elbise giy, kafayı bezle sar. beyaz range rover al... tebrikler artık sizde şeyh oldunuz. artık peşinizden koşan eşşek çok olur...
Asla dindar değiller. Amaçları para. Evet.
kökleri kazınması gereken, islamı bölen, hurafelerle dolduran gruplardır.
hepsinin amına koyim.
Cemaat olgusundan şikayetçi insanların, bu tepkilerini facebook'ta GRUP kurarak göstermesi ne büyük ironi...
Facebook'ta 500 milyon insan buna karşın 1 milyar grup var.
Bu veri insanoğlunun gruplaşmaya ne denli eğilimli olduğunu göstermekte..
insanoğlunun eğilimi bireysellikten ziyade gruplaşma üzerine.
Çağlar boyu devam eden bu eğilim 21. yüzyılında da kolay kolay terkedileceğe benzemiyor.
Facebook'ta 1 milyar grubun varlığını kabullenmiş olan sen, insanların gruplaşmasına dinlerin/inançların cemaatleşmesine şaşırmamalısın.
Bu linklerden sadece üyelerimiz yararlanabilir mesajını görüyorsun, hal böyleyken sitelerin insanları kendilerine üye yapmaya bukadar hevesli olması insanların gruplaşmaya olan eğilimlerinin bir yansımasıdır.
"Bu linklerden yanlızca üyelerimiz yararlanabilir.."
21. yüzyıl modern cemaatçiliğin yeni sesi oldu...
Dünyadaki sistemde insanların gruplaşması üzerine dizayn ediliyor...
SiSTEMDEN ÇIKIN...
dünya için bir tehdittir.
Her cemaat potansiyel fetö’dür.

Neden ekonomik olarak güçlenmek istiyorlar mesela? Sürekli ticaret ve para toplama hali…

inanan biri için Allah’ı ve dini sevmek ücretsizdir, bilmediğimiz bir ayetiniz yoksa?
Bireyin Dini yaşantısına klavuzluk etmekten öte insan iradesini tahakküm altına alıp şahsi menfaat Güderek amacından uzaklaşan kurum.

Bu vahim durum dini açıdan da şirke yol açıyor üstelik. Ancak mensuplarına şekilsel ritüellerin verdiği ruhsal hazdan dolayı farkedilmiyor.
Ülkeye zarar veren oluşumlardır.
her birisi fetö potansiyeli taşıdığından kökleri kazınmalıdır. lakin şu anki iktidar döneminde altın çağını yaşıyor cemaatler. hepsi ortadoğu zihniyetlidir arabistana afganistana gönderilmelidirler.