bugün

analitik düşüncenin kurucusu isviçreli psikiyatrist. freud'dan görüş olarak ayrılıp, kişiyi kontrol eden güçlerin sadece içgüdüler olmadığını savunur. insanların manevi ve ahlaki değerler sahip olduğu görüşünü ön plana çıkartır.
isviçreli psikiyatr. freud ile 1907'de viyana'da tanıştıktan sonra, onunla yakın ilişkiler kurdu. salzburg'da toplanan ilk psikanaliz kongresine katıldı (1908) ve freud ile birlikte abd'ye gitti (1909). nürnberg'deki ikinci psikanaliz kongresinde (1910) kurulan uluslar arası psikanaliz derneği'nin ilk başkanı seçildi. 1912 yılında çıkan bir kitabında, freudçu savlardan -özellikle libidonun yapısı konusunda- ilk kez uzaklaştı. ona göre libido "yaşamsal enerji"nin ruhsal düzeydeki anlatımıydı ve yalnızca cinsel kökenli değildi. 1913'te freud'dan kesin olarak koptu.
(bkz: freudyen yazar/@meister-writer)
(bkz: imago)
http://www.junginstitut.ch
arketip kuramının kurucusu. freudile karşılaştırılınca bir gömlek üstün kalıyor.
kişinin bilinçaltına attığı olumsuz ya da kabul edemeyeceği anı ve arzularıyla yüzleşmesi gerektiğini savunur. ancak freud'un aksine, bilinçaltına atılan şeylerin yenilmesinden ziyade onlarla yüzleşilmesi ve kabul edilmesi taraftarıdır. jung'a göre herkesin iyi ve kötü yanları vardır, ve bunların bütünü kişiyi oluşturur.

freud'un teorisine ek olarak kollektif bilinçaltı kavramını geliştirmiştir. buna göre tüm insanların bilinçaltında insanlık tarihinde edinilen bilgiler, durumlar, anılar yatar. evrimsel korkularımız bundandır. yılandankorkarızçünkü atalarımız yılanlar tarafından öldürülmüştür, bilinçli olarak bunun farkında olmasak da bilinçaltında bu bilgileri saklar ve onları referans alarak davranırız.

ve yine jung, kollektif bilinçaltından yola çıkarak telepatiyi açıklar. hepimizin sahip olduğu ortak bir bilinçaltı varsa bunu kullanarak çok uzağımızdaki kişilerle iletişebiliriz.
inanç psikolojisi üzerine çalışmalar yapmış isviçreli bir psikolog... "psikoloji ve din" ve "anılar düşler düşünceler" adlı eserleri vardır...

"your vision will become clear only when you look into your heart... who looks outside, dreams... who looks inside, awakens..."

"kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder." *
içsel bilinç, dışsal bilinç, bulanık bilinç ve gölge çalışmalarıyla dikkat çeken, zamanında yaptığı çalışmalara deli saçması etiketi yapıştırılan psikolog.
(bkz: paralel rüya)
Sigmund Freud'la birlikte psikanalizin kurucularından kabul edilen Alman psikanalizci. 6 haziran 1961'de ölmüştür.
(bkz: simya)
çağrışım deneyleriyle kompleks dediği kişilik yapılarına ulaşmayı amaçlamıştır. freudun terapilerine bakıldığında daha rahat ve kuralsızdır denilebilir.
günlerce uyuyamayan bir hastasına ninniler söylemiştir.

anima ve animus,gölge, persona ve kendilik en önemli arketiplerdendir.

anima erkekteki kadın,animus kadındaki erkektir.ve kadınlar animusuna uygun ,erkekler animasına uygun eş arar der.

gölge kendi cinsimizle ilgili özelliklerimizi ve hayvaniliklerimizi içeren arketiptir, bu hayvani özellikler bastırılarak insan uygarlaşır diyor ancak bu bastırma sonucu içgüdüsel yetenekler ve yaratıcılıkta yitirilebilir.

persona maskelerimizdir.kendimizin olmayan karakterleri de taşımamız anlamına geliyor.başkalarıyla bu takındığımız personalarla iyi ilişki kurabiliyoruz diyor.

ben arketipiyse kişiliğin merkezinde yer alıyor ve kendini gerçekleştirmeyle ilgili işler yapıyor.

jung ayrıca dışa dönüklük ve içe dönüklükten bahseder. zihnin dört işlevi olan sezgi, duyu,düşünme,hissetmeyle bu dışadönüklü ve içedönüklükv özelliklerini birleştirerek sekiz ayrı tip geliştirmiştir.
bunlar; dışadönük duygusal, içedönük duygusal, dışadönük düşünen tip, içedönük düşünen tip, dışadönük duyusal tip, içedönük duyusal tip, içedönük sezgici tip, dışadönük sezgici tip.
eşzamanlılık görüşünün babası.
ne adler ne freud ne yalom bilmez derdimi
sen söyle jung usta ne sikim iştir bu psikoloji?

gecce gece şiirlerle şarkılarla seslenmek istediğim taşşaklı bi abimiz.
(#11740584) ayrıca jung'a göre, ödipus kompleksi bir saçmalıktan başka bir şey değildir. jung erkeklerde "anima", kadınlarda ise "animus" denen arketipler bulunduğunu söyler. kadın, erkeği, kollektif şuuraltındaki "animus"uyla tanır ve sever; erkek de kadını kollektif şuuraltındalki "anima"sıyla tanır ve sever.

insan ruhundaki "bedahet - apaçıklık" duygusunun vurgulanışıdır bu. eğer insanda bir bedahet olmasaydı, eğri çizgiyle doğru çizgiyi bile birbirinden ayıramazdı; şekilleri bir yere oturtamaz, anlamları kafasında oluşturamazdı.

jung, o büyük psikanalizini, bir çok ilkel kavim arasında yaptığı gözlem ve inclemelere dayandırmıştır. doğu'da ve özellikle müslümanlar arasında da çok sevilmiştir. çünkü adam psikanalizi, ana bacı yapmak türü bir sapıklığı temel eğilim olarak görmekten kurtarıyor; psikanalize haysiyetini iade ediyor.
ödipus kompleksi'ne -benim gibi- ana bacı yapmak dememiş, ama freud'un yanından ayrılmasının temel sebebi bu olmuş, bunu bir saçmalık olarak ilan etmiş ve şiddetle reddetmiş, psikanalizin üç büyüğünden biri...

üç büyüğünden biri: freud'un psikanalize ve bilim tarihine hizmetleri elbette inkar edilemez; ama ödipus kompleksi, hiçbir bilimsel temeli olmayan bir saçmalıktır.
bu zat-ı muhtereme göre kişiliğin tamamı psişe denilen bilinçdışı ve bilinçli davranışları kapsar. kişiliğin birbirinden farklı çalışan ancak birbirleriyle etkileşimde olan sistemlerden oluştuğunu söyler. bu sistemler, bilinç, kişisel bilinçdışı ve kollektif bilinçdışıdır.
a dangerous method adlı filmde freud ve jung çekişmesine yer verilmiştir. ilgili olanlara duyurulur.
bu günün birinde freud'a kafasındakilerden bahsetmiştir freud'da "ne diyon amına kodumun liselisi" deyip siktir etmiştir. ve araları açılmıştır o da gidip "senin ben amına koymasını bilirim bekle ulan" deyip kendi ekolünü kurmuştur. ama camiada pek siklenmez o başka. *
Jungu okumadan once evde takindigim hallerin, arkada$ ortamimdaki hallerin,kiz arkada$imin yanindayken takindigim hallerin birazda olsa farklilik gostermesini psikolojik rahatsiligim mi var acaba die sorgularken jungun personasini okudum.personalar icinde kendi ozbenligimi kaybedersem psikolojik bi rahatsizlik soz konusu olacagini anlamami sagladi.

Tabaginkronusun jung.
gölge psikolojisi diye bir teorisi var. buna göre mutlak iyilik ve mutlak kötülük yoktur. kişi bilinç dışı yaptığı her hareketin bilincine zıttı durumuyla idrak eder. bu idrak oluşmasa kişi farkındalığın hiçliğinde psikolojik olarak yara alır. kompleks bununla türer.
(bkz: arketip); (bkz: oğlun anne kompleksi) (bkz: cherchez la femme)

(bkz: insan ruhuna yöneliş)

(bkz: a dangerous method)

--spoiler--
bilindiği gibi, bir kompleksin gerçekten üstesinden gelinebilmesi, o kompleksin sonuna kadar yaşanmasıyla olur. kompleksimiz yüzünden uzak durduğumuz şeyin ötesine geçebilmek istiyorsak, onu son damlasına kadar içmemiz gerekir.
--spoiler--
--spoiler--
Düşünmek zor bir sanattır. bu yüzden sıklıkla çoğunluklar tek bir kararda birleşir.
--spoiler--
--spoiler--
Bir teorinin evrensel geçerlilik iddiası ne kadar güçlü ise, tek tek bireysel gerçeklerin hakkını verme kapasitesi o kadar zayıf olur.
--spoiler--
insan ruhuna yöneliş adlı kitabında, insanlığı bekleyen en büyük tehlikenin 'ruhsal tehlike' olduğunu, bunun da insanın bilinçaltından geleceğini savunan kahin-psikiyatr-bilim adamı.
michael fassbender abinin filmografisinde oynadığı bomba rollerden biridir.

(bkz: a dangerous method)

aynı filmde, zamanında aragorn rolüyle patlama yapan viggo mortensen abi de sigmund freud rolünü oynamıştır.