bugün

university of sussex bu kasabadadır.*
eşcinsellerden ziyade sahil kasabası olması ve ingiltere'de olması ayrıcalığıyla bir çok sanatçıyı ve marjinali barındırır.
her ağustos ayında dünyanın en büyük ikinci gay festivalinin yapıldığı ve festival için binlerce gayin akın ettiği ingiltere'nin güneyinde yer alan, sembolünün martı olduğu turistik şehir. dil kurslarının bolluğundan ve diğer bölgelere göre iklimin daha yumuşak olmasından dolayı ingilizce öğrenmek isteyen öğrenciler tarafından işgal edilmiştir.yeni trenlerden sonra londra'ya 45 dakikada gidilebilir.

sahilde yaklaşık 500 metrelik bir iskele vardır ve bu iskelenin üzerinde bulunan brighton pier'de kumarhanede her türlü kumarı oynayabilir, eğlence merkezinde saatler harcayabilirsiniz.

komşu kasaba hove ile birleşip şehir olduktan sonra ismi brighton&hove olarak değişmiştir. ayrıca 1974 yılındaki eurovision şarkı yarışması bu şehirde yapılmıştır.
manş kıyısındaki sayfiye merkezi.
brigton pier iyle ünlü, boğucu ingilterenin yaşanası şehirlerinden biri.
sadece 1 ay kalmanıza rağmen her şeyi çabucak öğrenebilceğiniz ve unutamıyacağınız küçük şehir.
-londraya 50 dk de ulaşılabiliyor trenle..
-bodrumla kıyaslamaya bile yeltenmiyorum. ne denizini ne de kumlarını, sahilini..
-güzel pubları vardır, ammavelakin hepsi 11de bilemediniz 1de kapanır.
-eğer daha geç saatlere kadar içmek istiyorsanız, clublara gitmek zorundasınızdır. aman efendim ben içkimi muhabbetli, oturarak sakin sakin içerim diyosanız 11de evinizin yolunu tutmaya başlıyacaksınız o zaman..
-clubları mtv kliplerinden farksızdır.ama içerde arap olmadığı sürece sizi rahatsız edecek tipler yoktur.
-gencinden, yaşlısına kadar herkes marjinal oğlu marjinaldir.
-londraya kıyasla çok daha sevecen ingilizlerdir.
-en ünlü clublarından biri honey club dır.
-güvenlik çok sıkıdır.özellikle sigara konusunda tüm ingiltere olarak kafayı yemiş durumdadırlar. halka açık mekanın merdivenlerinde sigara içtiğiniz takdirde cıngar çıkarabilirler. neymiş efendim merdivende içilmiyomuş. bir adım indim sokaktayım oldu mu? oldu..
-haziran sonu olmasına,türkiye sapıtmış bi şekilde yanmasına rağmen fırtınalardan fırtına yağmurlardan yağmur beğenirsiniz..kalın giyinin.
-churchill square güzeldir, royal pavilion görülmelidir. ayrıca king and queen diye güzel bi pub vardır o civarda. ama b52 yapmayı bilmiyorlar.
-türk sayısı tahmin ettiğinizden fazladır.
-kebapçıların hepsi türktür.
-küçücük bi yerdir, aslında hovedan brightona kadar yürüme mesafesidir.
-tüm ingiltere gibi, türkiyeye kıyasla çok pahalıdır.
-ulaşım kolaydır.sadece otobüslerle sağlanır. londra metrosu gibi beyninizi yakmaz. hemen öğrenilir yollar.
-sahilde kendi kendine takılan insanları izlemek bile keyiflidir.
-kimse kimseyi takmaz. çırılçıplak sokakta yürüseniz 1 kişinin dönüp bakıcağını, laf atıcağını sanmıyorum.

sonuç olarak seversiniz, küçük ve sevecen bi sahil kasabasıdır..
bobby zamora gibi bir forvet yetiştirmiş şehirdir.
avrupa gaylerinin baskenti.
sıradan bir vatandaşının yılda ortalama 9000 bezelye yediği yerleşim yeri.
kaynak: brainiac
sozluge giris yaparken sol tarafta bulunan iskelenin yaninda ki adamin fotografi varya, iste o fotografin cekildigi yer.
hayatımın en guzel bir ayını geçirdiğim şehir. giden hiç kimse oradan memnun kalmadan dönemez. yapılabilecek her şey vardır, gündüz deniz kıyısında güneşlenirsiniz akşamsa pub, bar, club nereye gitmek istiyorsanız alternatifler arasından seçip gidersiniz. herkesin görmesi gereken bir şehir..
ingiltere'nin güneyinde bulunan kücük, sempatik şehirdir. tatil sehri diye gecer fakat elbette türkiye'deki tatil mekanlarıyla kıyaslanamayacak düzeydedir. uzun sahil şeridinde plajlarını küçük çakıl taşları olusturur. yazın hava sıcaklıgı genellikle 16-26 derece arasında degisir. londra'dan insanlar hafta sonu tatilleri icin buraya gelirler.
gezilecek yer bakımından kısır bir şehirdir. en meşhur yeri brighton pier'dir. şehrin merkezinde churchill square vardır. genellikle şehrin en kalabalık yeridir. burada alış-veriş merkezleri, publar ve fastfoodcular bulunur. piyasa mekandır. öglen saatlerinden saat 6-7 ye kadar ingiliz emo gencler buradaki kaldırımları doldururlar. aksam saatlerinde ise hemen hemen şehirdeki tüm international language school ögrencileri toplanır, tanışır, kaynaşırlar (araplar çete halinde takılır). magazalar saat 6 civarı, publar ise 11-12 civarı kapanırlar. bu saatten sonra içmek icin clublara gidilir. mekana gidilmek istenmiyorsa royal pavilion'a gidilip yeşilliklerin üstünde rahatça içilebilir. sahilde de içilebilinir fakat akşamları hava cok soguk oldugundan burda ates yakmadan (ki ingiliz gencler genellikle ates ve müzigi ayarlar) pek oturulamaz.
denizi cok soguktur, yüzene cılgın derler.
en güzel clublarını honey club ve tru olarak düşünmüşümdür.
fiyatlar çok pahalıdır. (avrupanın en pahalı şehri londra olarak gecer fakat yazın brighton londradan bile pahalıdır)
ucuza yemek yemek icin fastfoodcular tercih edilmelidir. (özellikle burger king) fakat fastfood'dan haz etmiyorsanız bu size biraz tuzlu olacaktır. italyan restorantları gerçekten cok güzel yemek yaparlar ama biraz pahalıdır tabiki. kebapcılara aldanmayın adamlar türktür ama yaptıkları kebaplar hiç de türkiyedeki kebaplara benzemez, fastfood kebaptır *

görülmeye değer bir yerdir.
brighton pier adında denize sıfır liman halinda harika bir eğlence merkezi vardır. dil okulu amaçla gitmek gerekir.brighton sakinleri siz dil öğrencilerini evlerinde barındırarak dilden başka ingiliz kültürünü de öğretmektedir ve aferindir. sahildeki bikinili patenci kızları çok hoştur.
londraya en yakin sahil sehridir. yazin iki hafta denize girilebilecegi rivayet edilir. okyanus manzarasi gorulmeye degerdir.
sahildeki iri yarı martıların masaya konarak tabağımızdaki "fish and cips" menüsüne ortak olduğu, niye kimsenin denize girmediğini merak ettiğim, sarı çakıl taşlarına hayran kaldığım, ingiltere'nin diğer şehirlerine kıyasla daha renkli ve sempatik bulduğum şehirdir.
ocak ayında 10 aylığına dil eğitimi almak amacıyla gideceğim güney şehri.
ocak sonunda 6 aylik dil egitimimi tamamlayacagim, aaa ocak sonuna gelmisiz kucuk ama maharetli ingiliz sehri.
hayatımın son 3 yılının yazlarını geçirdiğim, son 7 aydır da kesintisiz yaşadığım şehir, kış mevsimi gelince buranın da hiç tadı yoktur. *
boston'da bir semt. ama buraya city diyenler de var. gerci boston ile idari olarak birlesmis ama eskiden ayri bir city muamelesi goruyormus. bir nevi buyuksehirlerde yer alan ilce belediyeleri gibi.
(bkz: brighton rock)*
new york' da brooklyn'in manhattan'a en uzak yeri. new yorkun genelinden farkli bir atmosferi vardir. ayrica yazin denize girmek, ve guneslenmek icin de harika bir yerdir.
new york' da brooklyn'in manhattan'a en uzak yeri. new yorkun genelinden farkli bir atmosferi vardir. ayrica yazin denize girmek, ve guneslenmek icin de harika bir yerdir.
avustralyanın tazmanya eyaleti'nde, yaklaşık 14 bin nüfuslu bir bölge.
guyana'nın, east berbice corentyne coğrafi bölgesinde bir yerleşim birimi.

bölgenin tüm yerleşim alanları için:

(bkz: east berbice corentyne/#8478662)
şiir gibi bir şehirdir.