bugün

az önce paspas yapan elemanı kasada para alırken görmek mümkündür bu markette.*
bugün bir arkadaşımın haber vermesi ile hatemoğlu deri mont aldığım mekan. 300-400 tlye kadar olan deri mont bütçemi inanılmaz hafifletmiştir. %100 dana derisi ve sadece 99 tl, şaka gibi.
işte o mont:
(bkz: http://bim.com.tr/aktuel-urunler.html)
--spoiler--
BiM'den alış veriş yapmaya başladığınız gün daha akılcı alışveriş yapan bir müşteri olmaya karar vermişsiniz demektir. BiM mağazalarından alışveriş yaparken; tasarruf yapmak uğruna saatlerce gazete ilanları arasında gezinmeniz, kuponlar toplamanız ya da çeşitli alışveriş kartlarını yanınızda taşımanız gerekmez.

BiM ürün fiyatlarını yükseltecek her türlü gereksiz harcamadan kaçınarak; mağaza dekorasyonu, personel, dağıtım, pazarlama ve reklam maliyetlerini en düşük seviyede tutar. BiM müşterileri ambalaja, markaya veya ekstra çalışanlara değil ürünün kendisine para öderler.

Müşterilerimiz BiM mağazalarından seçilmiş ürün çeşitliliğiyle düşük fiyatlarda alışverişlerini yaparken alım güçlerini de artırmış olurlar.
--spoiler--
inegöl köftenin 6 tanesinin 1.50 kuruş , makarnanın 65 kuruş , 5 kiloluk yogurdun 5 lira , sütün 1.15 kuruş , ülker cikolatalı gofreti aratmayan centronun 30 kuruş , doritosu aratmayan patitonun 90 kuruş oldugu , Öğrencinin , dar gelirlinin , kermeri sıkanların , ucuz mal alacak kadar zengin olanların Uğrak yeri , Başımızın tacıdır.
dün akşam ilk kez seg marka uydu alıcısı alan müşterileri gördüğüm marketler zinciri.
sabahları acılması icin insanların onunde bekledigi, almanyadaki aldi gibi alt gelir gurubuna hitap eden markettir.
3000. şubesini çok yakın bir zamanda açacak olan yurdum aldisi. birebir taklitin bazen ne denli başarılı olabileceğinin göstergesi.
(bkz: okunmuş yiyecekler)
toptan fiyatına perakende satış. * *
http://1.bp.blogspot.com/_zrViSmMUU_k/SWZRMtGuW1I/AAAAAAAACoU/2cHDv5pbUes/s400/bim.jpg
peder zickler imzalı bimde eski sevgiliyle karşılaşmak:
__spoiler__
son patitoyu da attım ağzıma ve bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bi...m. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat
şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım.

bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı,
çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.

"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. bende doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik. bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım.

tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" diye yankılanan bir ses şimdi "süt de alalım. dost süt olsun" diyordu. bir zamanlar kulağıma "seni seviyorum"
diye yankılanan bir ses şimdi "yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz" diyordu. yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü.
evet, eski sevgilimdi bu.

bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume, dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi birsürü ürün vardı. evet
bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.

ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim
ama lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde
saklanamadım.

peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. le portam manzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu.

gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. ban baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma
bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi
giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.

böyle düşündüm ama sonra hassiktir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl
olduğundan zerre sikinde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu.

"niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse siktir et" der gibi baktım. siktir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.

gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek
için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakması artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım. mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be.

eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.

"abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük"

o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum.
__spoiler__
ibrahim halit çizmeci'nin 10 tl ile ortak olduğu marketler zinciri.

(bkz: ibrahim halit çizmeci)
çakması a-101 olan bir mini süpermarket tadında market.
ufak ufak zam yapmıştır.
alışveriş yaparken kendimi kaybettiğim yer.* az önce eli kolu dolu geldiğim bim den 143 tl lik alışveriş yapmışım. sonra geri döndüm kontör de aldım. ** ulen ne aldım bu kadar derken bir baktım ki dolabı, banyoyu doldurmuşum. seni seviyorum bim.
raflardaki ürünlerin fiyatlarının diğer markettekilerin aksine yukarısında yazdığı markettir. her seferinde alttaki ürünün fiyatını okuyup ya çok ucuzmuş diye ya da çok pahalıymış diye şaşırırım, sonra üstünde yazdığını hatırlayıp yukarı bakarım. eğer gerçek fiyatı daha ucuzsa "cuma sanarken cumarteside olan biri" gibi sevinirim.

hatıralarım da vardır burada. 20 kuruşluk mısır cipslerinden alıp alıp merve ablamlara* giderdim, oturur hayvan gibi yer kediye de yedirirdik. ne güzel günlerdi, geçti gitti...
http://capsverlan.com/sho...bd8a8dcce737692cc2d828d1c

sevgisi akıl almaz boyutlarda.
alt gelir sınıfındaki insanlara hitap eden marketler zinciri. kampanyalarını takip etmekte fayda var.
son derece öğrenci dostu bir market zinciridir. dost demişken, dost yoğurt diye mükemmel bir ürünü barındırır ki tadından yenmez.
yatsı ezanından sonra kapanan market.
yakında türk basketbolu için ucuz basketçi satacaktır.
(bkz: le bron james)
ucuz futbolcu da satacaktır.
(bkz: daniel le desma)
an itibariyle 2943 mağazaya sahip olmakla beraber her geçen gün sayı inanılmaz bir ivmeyle artmaktadır.
hazır kazandibi, sarma, pudingten sonra...

http://1.bp.blogspot.com/.../2cHDv5pbUes/s400/bim.jpg
(bkz: le le le sakine)