bugün

insanların normal bir psikolojik durumda asla yapmayacağı hareketleri yapmasına neden olabilen duygudur. Ama kötü özelliklerine göre yaşattığı güzel duygular daha ağır basar bu aşkın..
başta kazandığını sanıp daha sonra kendine yenildiğini fark etmektir; yani bile bile kendine yenilmektir.
kalp çarpıntısı sonucu olusan bilimin hala cozemediği entrasan bi o kadar zevkli gonul işi.
aşk nedir?
aşk dediğin tek hece; ağlatır gündüz gece.
müzik yapmak.
(bkz: artemis entreri)*
yürürken sevgiliyle bacaklarınızı aynı şekilde atmaya çalışmaktır.
Henüz başlangıcında ya da ortalarında aşkın, Kimbilir, belki de her şey bir ömrü sorgulamayı akla getirmeyecek kadar iyi gidiyor olabilir fakat aşk denilen olgunun, daha da önemlisi duyguların insanın tek başına belirleyemeyeceği ömürleri vardır. Eninde sonunda bir şeyler sorgulanmaya başlanır, çünkü başlangıçtaki hevesler giderek kırılır, dökülür zamanla bazen alışkanlığa dönüşür. Geriye kişilerin içsel uyumu, birbirleriyle aralarındaki denge kalır... bu kavramda içsel uyumun ne kadar korunduğu ve ne denli dengeli bir ilişki kurulduğunu anlamak ne yazık ki çok güçtür... hiç bir bilimsel niteliği olmayan aşk, ancak uyum ve dengeyle sevgi, saygıya dönüşerek yaşamaya devam eder.
aşk, gön-lü feda ister.
aşk, iki gönül bir ister...
ey aşk,

şimdiye kadar seni anlamaya çalışmadım. seni anlamaktan çok yaşamaktı beni mutlu eden.

her hücremle seni yaşamayı ne kadar istesem de peşinden koşasım gelmedi. istediğinde gelip beni bulacağına inandım. hem beni istemeyeni ben ne yapacaktım ki?

sana asla ihanet etmeyen bir sevgili gibiydim ben. yeri geldi hayaline sarılıp uyudum. yeri geldi hasretinin koynunda uyandım.

hala seni anlamaya çalışıyor değilim.

ama sen oralarda bir yerde kayıtsız bir şekilde kurulmuş mağrur gözlerle bana bakıyorsun ya asabım bozuluyor. kirpiklerinin o kibirli açılıp kapanışları canımı çizip duruyor.

daha ne kadar vefasız bir maşuk gibi kayıtsız kalacaksın merak etmeye başladım. peşinden koşacağımı sanıyorsan daha çok beklersin. aklını başına devşir geleceksen gel artık. yorulmadın mı içi kofti dışı cilalı gönüllerin elinde silah olmaktan? bıkmadın mı apış arasının derdine düşmüş hayvansıların fantezisine alet olmaktan?

geleceksen gel ulan. gelmeyeceksen haber ver de zaten bir sıkımlık kalmış canı da bir vefasız uğruna harcamayayım.
kısaca bayır aşşağı domalmaktır girenin çıkanın haddi hesapı yoktur.

edit : an itibariyle domalanlar kervanına katılmış durumdayım.
3 dakikalık kabataş-taksim füniküler hattında onu düşünerek farkında olmadan 30 dakika boyunca gidip gelmektir.
yoktur.

edit: eksile kardeşim, ama söylüyorum yok işte..
iki taraftan birinin diğerini olduğundan fazla gözünde büyütmesine sebep olabilecek şey.
o üzülmesin diye ondan bile vazgeçebilmektir.
anlamsızlıklar ve saçmalıklar ürünüdür.
durup durduk yere kalbinden midene doğru bişilerin seni sızlatması,
bütün gün onca strese rağmen ağzının kulaklarına doğru yarım daire oluşturması,
çatıyı bacayı teyzeyi yeğeni komşuyu pembe görmek,
durup durduk yere iştahının açılması, durup durduk yere kapanması,
beyninin boş zamanlarını ona, onun resimlerine, yazılarına, fikirlerine ayırmak
tır aşk.
akıllı adam aşık olmaz.
aşk cesaret ister.
aşk biraz o biraz ben. bizi al gökkuşağı gibi düşün, her renkten var ama aslında tek renk. ne çok temiz ne çok pis, ne bebek karar huzurlu ne de bir hırsız kadar huzursuz, ne melek kadar masum ne şeytan kadar günahkar, bütün yaptıklarımızı tanrı bağışlar ama aşk af istemeyecek kadar füsunkar.
aşkın binlerce tanımı vardır ve başla desem herhangi birine sayar bir sürü şey aşk hakkında ama ilginçtir ki aşık olana sorsan aşk nedir diye sadece susar anlatamaz aşkı sığdıramaz kelimelere, yakıştıramaz bir çok kelimeyi cümleyi ve düşünceyi aşka.
yoktur mütemadiyen!
mevcuttur mütemadiyen *
yoktur efenim, lütfen!*
ne demiş sago, 'bir var bir yok'..
a dama şiir yazdırır ilk okul kıvamında,
ş aşkın şakın dolandırır ortalıkalarda,
k ızma hemen baş harflerine baksana.

(bkz: ben akrostij gördüm)

(bkz: babamın akrostiji var)
mevcut olsa da kaçar gider mütemadiyen!!
aşk; içine ummadık zamanda düşülüverilen, içne bir şekilde düşülmesi gereken, düşüldüğünde de içinden çıkılması imkansız gibi görünen tuhaf bir döngüdür;

aşka gönül ile düşersen yanarsın. zeka ile düşersen kavrulursun. akıl ile düşersen çıldırırsın. duygu ile düşersen gülünç olursun.
aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.
sersem sersem bakınıp durma, bir yol seç... *
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar