bugün

büyük bir sebebi yoksa, silahını çekmiş kadındır.
"ağlayan" kısmı fazla kaçmış kadındır, tanımlama adına.
ilginç bir biçimde çoğu erkekte tüm sertliği, kararlılığı alan kadının dışa vurduğu ruh hali, hani salya sümük, çığlık ata ata, numaradan değil içten geleninden bahsediyorum.

Ağlayan kadın, iç parçalar, beraber ağlatır, aşık eder belki de. Ya da saygı duyulur, hayat anlamsızlaşır iki elin kanda olsa yardım edesin gelir.

Ağlamasın kadınlar.
haksız oldukları konuda bile haklı çıkmak isteyenlerdir. buradan hareketle "ağlayan her kadın haklıdır." önermesine ulaşılabilir.
ayni zamanda uzgun kadin da olabilir.
Hülya Koçyiğit çevirdiği filmlerle bu gruba dahildir.
masum ve en çekici olduğu andır.
akan makyajı yüzünden, suratı karayolları haritasına dönen kadındır.
sinir bozucu kadındır. şeytan iki tokat çak şuna der, ama uyulmaz şeytana.
dayanma gücü kalmamış, son noktaya gelmiş ve nuhtemelen çaresizdir. silah filan yoktur gözlerinde acıyı görebiliyorsanız eğer.. gözyaşlarını silene dünyaları verebilir.. gerisi fasafiso..
alihan amcamı çağırıp ''bu kadın neden ağlıyor'' parçasını söyletebileceğimiz hadise.
(bkz: sürekli ağlayan kadın)
(bkz: bergen)
içimi cız ettiren kadındır. ne olursa olsun, kim olursa olsun, haklı olsa da, haksız olsa da kadınların ağlamasına dayanamıyorum arkadaş içim parçalanıyor.

çünkü kadınlar ağlayınca dünya kararmaya başlıyor, bulutlar kaplıyor her tarafı. zannedersem dünya da ağlıyor...
*
en büyük kötülüklerini affettirmeyi başaracak olan kadındır.
iç burkan kadındır.
üzer haberi olmaz.
zorlar dertten anlamaz...

(bkz: no tengo lugar)
çikonun annesidir.
büyük ihtimal ağlatan bir adama sahiptir.
ağlatan adamı * ağlayarak etkilediğini düşünen boşa ağlayan kadındır.
kadınların en güzel olduğu andır. yanlış anlaşılmasın, ağlasınlar, beter olsunlar değil. daha masum, daha güzel gözüküyorlar o an. hatta ve hatta daha çekici.
herşeye dayanırım da, ağlayan kadına hayatta dayanamam. ne istese hemen yaparım valla.

sen yeter ki ağlama, sus olur mu? canım benim, oynama caaanım kulaklarımın frekansıyla.
* *
"bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. kadınlar her şeye
ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... en az erkekler kadar
yani! ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. eğer bir kadın yürekten
ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. ama o yüreğin
değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğnelerini yüreğe! işte o zaman koca bir yumruk gelir oturur
boğazına kadının. yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını
çok acıtır. gözleri buğulanır kadının sonra. ağlamayacağım, der
içinden. ama engel olamaz işte. çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve
iğneler saplamaktadır.. bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. ince
ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur
seli... ve kadın ağlar; hem de çok! sanmayın ki gidene ağlar kadın!
gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. o
yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir
kadın; o yüzden ağlar. ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır.
her damla, daha çok kadın yapar kadınları. her damla bir derstir
çünkü. bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki,
değmez onun için derler. bilmediklerindendir böyle demeleri. çünkü
yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler. içlerindeki zehirdir onları
öldüren! ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler
yaralarındaki! çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür
yaraları. dönüşmemesi lazımdır oysa. o yüzden de bolca ağlarlar. zaman
geçer sonra. kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. umarım
öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. sapan ruhların doğru
yolu bulması da yeni acılar demektir. bunu bilir kadınlar, o yüzden
eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı... çok ağlayan kadınlar,
bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. her damla olgunlaştırır
kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği
onların gözünde küçülür. küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman
kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. güçlü,
yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan... insanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu
kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. çünkü
inançlarını yitirdi o kadınlar.zamanında yüreklerine o kadar çok iğne
saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! artık kendilerinden başka bir
doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar. çünkü
biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir
zaman! hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. e o zaman niye
sarılsınlar ki! niye sarılalım ki! etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın
varsa bilin ki olgunlaşıyordur. bilin ki, gerçekleri kabul etmeye
başlamıştır. bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. bilin ki,
sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. o da kim, ne diye sormayın artık. çok
ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü.."

yilmaz erdogan* ** * **
gözyaşlarını içine akıtır. acılarını içinde taşır. taşınmaz hale geldiğinde o acilar kendini sokaklara vurur. özellikle de yağmurlu havalarda vurur ki, gözyaşlarının süzülüşü görünmesin, yağan yağmurla birlikte kaybolup gitsin diye. bir insan yirmi dört saat ağlayabilir mi? evet ağlayabilir, kalbiyle, beyniyle, ciğerleriyle, en son gırtlağına düğümlenen hıçkırıklarla ağlar. en son hıçkırık, ağlamanın en basit şeklidir. siz hiç kalbinizle, beyninizle, ciğerleriniz yanarak; aylarca, ağlamanın ne olduğunu tecrübe ettiniz mi? ve hala bunu engelleyememenin acısını bilir misiniz? siz sırf sadece aşık olduğunuz için bir ömür boyu mahkum edildiniz mi? siz hiç kendinizi ifade edebilmek için adım adım boşanmaya razı edildiniz mi? siz hiç gözünüzün önünde kendi katledilişinizi seyretmek zorunda kaldınız mı? sizin eşiniz elinizden bir yıldız gibi kaydı mı hiç, ve siz sonunu gördüğünüz halde bir şey yapamamanın verdiği çaresizliği, beyninizde, yüreğinizde yaşadınız mı? ağlayan kadın budur işte. ya da başka bir deyişle ağlatılan ve hala aşık olan salakça.
tüm kadınların kutsal olduğu gerçeğinden yola çıkarak hiç o duyguları yaşamasını istemediğim kişilerdir.
Hayata hep acıyla,kederle bakan,sıradan bir olaydan bile acı çıkarabilen kadın modelidir.Ağladığı olaylar kimi zaman kişisel mevzulardır kimi zaman toplumsal sorunlar.Aslında bu tip insanların yaptıkları genellikle kolaya kaçmaktır.Olayları akışına bırakıp mutlu olma çabası içine girmezler.Her zaman mevzunun olumsuz tarafına bakar.Oysa bilmelidirki her zaman olumsuzluğa kaçmayıp bazende olumlu düşünmeli,çaba sarfedilmesi gerekilmelidir.Pesimist duygularla zararı sadece kendisine vermektedir.
döktüğü o gözyaşlarının intikamını elbet bir gün döktürenden alacak olan kadındır.
güncel Önemli Başlıklar