bugün

ister ampül patlasın ister CHP başa gelsin. Farketmez...

Bu ülkeye aydınlanma Çağı zor gelir...

Okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, kulaktan dolma bilgileri doğru kabul eden, dogmatik düşünceleri benimseyenleri aydınlatmak deveye hendek atmaktan zordur...

Şahsen benim ömrüm yetmez. O yüzden değmez...
Zampül patladığı an gerçekleşecek olandır. Az kaldı geliyoruz..
Hümanizm ile başlamıştır. ilk etapta Dinlerin, günah ve insanın cennetten düşme olması fikirlerinin aynı zamanda dini otoritelerin reddedilişi ve insanın doğaya hakim olmasıyla gerçekleşmiştir.
Bir gün Ortadoğu'ya da uğrasa keşke denilen çağdır efendim.
Bir başka tarifle “akıl çağı”.
Ortadoğu'ya uğramayan çağ. Adamlar hala yobaz gelecek 1000 yılda öyle kalıcaklar. Tabi büyük israil kurulur. Arapları adam eder o ayrı bir şey. Her iki tarafta çok b*ktan yere çıkıyor.
şüphe ile başlamıştır.
bir rönesans değilmiş.*
sonradan anlayanlar için oluşan flash etkisi.
sekülerizmi tek otorite olarak dayatmıştır ve bunun etkileri sanatta siyasette ve tabi ki de bilimde fazlaca görülmüştür. aydınlanma çağının artıları elbette eksilerinden fazla olmakla birlikte insanları mekanikleştirdiğini düşünüyorum.
18. Yuzyil felsefesi:

18. yuzyilda Aydinlanma Cag denmesjnin sebebi, insanoglunum kendini geleneksel goruslerdeb, otariteden, onyargilardan kurtulmak icin, kendi aklini kullanmasi ve kendi akliyla kendini aydinlatmasidir.
Aklin gucune guvenilmesu, deneye onem verilmesi, lailk bir dunya gorusunu benimsemesi, ana konu olarak insani ele almasidir.
yalandan bir çağdır.
Günümüz tarihçileri, 17'nci ve 18'nci Yüzyılları 'Akıl ve Aydınlanma çağı' olarak kabul ederler. Lise kitaplarında bile yazar bu. Ve bu dönemdeki tüm zihinsel faaliyetlerin 'evrenin bilimsel yasalarını ispata' harcandığını söylerler. ne tesadüftür ki sekülerizmin de en çok yayıldığı çağdır.
tüm dünya aydınlanırken; bilim, keşif ve deneyimler yaşarken,
bizim atalarımızın armut toplama çağı olarak ün salan bir zaman dilimidir.
Avrupa'da 30 yıl savaşları ile başlayan süreçtir. Bu dönemde deney ve gözlemlerle, bilimsel devrimin ortaya çıkıp gelişmesi, hümanizme verilen önemin artması ve eleştirel düşüncenin yaygınlaşması, katolik kilisesinin gücünü kaybetmesine neden oldu. aydınlanma dönemine baktığımızda, rönesans ve reform hareketlerinin aksine, kiliseye ve dinin baskısına karşı direkt olarak bir karşı duruş, bir savaş söz konusudur. insanoğlu artık ''neden'' sorusunu sormaya başlamıştır aydınlanmayla beraber. ilk laik eğitim sistemi bu dönemde başlar. Diderot ve D'alembert, Encyclopédie adıyla çok önemli bir eser verir Aydınlanma Dönemi'nde. Son olarak güçler ayrılığı ilkesi de ilk kez bu dönemde Baron Montesquieu tarafından öne sürülmüştür.
ülkemizin tam manasıyla yaşamadığı dönemdir. akla, bilime ve sanata verilen önemin dine, kiliseye doğal olarakta dogmatizme (aslında dinin bir nebze yerinde sağ olması/ yönetimsel düşüncenin odağı olmaması) yeğ tutulmasıyla yaşanmıştır. eleştirel düşünce ve akıl farklı pencereleri açtırmıştır. avrupa, bu süreç uğruna çok ciddi badirelerden geçmiştir. türkiye'nin bu süreci yaşayamamasıyla ilintili bir yazı karalamıştım zamanında. ona bakalım:
(bkz: türkiye nin batıdaki gibi aydınlanma yaşamayışı)
insanların dini kurallar çerçevesinde düşünmekten ayrılıp onun yerine bilimsel olarak düşünmeye başladığı çağdır.
aklın çağı olarak da adlandırılır. bu dönemde köleleştirici eski düzenden kurtulup insanları, özgürleştirici olan, insanlar için iyi addedilen akla yaslanan değerlerin oluşturduğu yeni bir düzene yönlendiren düşüncedir. farklı diller, farklı felsefi gelenekler, ayrı toplumsal formasyonlar bu akımın içerisinde kendine yer bulur. modernitenin tarihsel sürecinin her momentinde etkilidir.
yine bu dönemde; botanik ve zooloji de önemli merhaleler katedildi. charles darwin in büyükbabası; erasmus darwin ve lamarck yeni hayvan türlerinin enkarne oluşlarına dair, makaleler yazıp, bilimsel tezler öne sürdüler. açıklanan bu oluşumların tümü; evrim teorisi ni nihayetlendirdi.
http://www.nytimes.com/pages/opinion/index.html
"dünyanın tamamen kara güçlerin etkisinden kurtulduğu an başlayan çağdır" düşüncesi ile alakası olmayan çağdır. zira kendisi çok önemli bir çağ olarak tarihe adını bu şekilde karizmatik bir isimle yazdırmıştır. iyi ki olmuştur!
avrupadan ve ortadoğudan baktığınızda ismi değişecek olan çağdır. zira birinin aydınlanması diğerinin kararması olmuştur.
bir yandan da "karanlıktan aydınlanma" çağıdır. hep öyleydi sonra "beyle beyle" oldu demek değildir. insanoğlunun utanılası çöküşünden istisnai çıkışımlarından birisidir. Türkiye'de Mustafa Kemal Atatürk Amerika'da Thomas Jefferson Hristiyanlıkta Martin Luther King Rönesans'ta bilim Fransada Cumhuriyet ve Demokrasidir.
(#3610792)
Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. işte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır Sapare Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! Sözü şimdi Aydınlanmanın parolası olmaktadır. alıntı / vikipedia.