bugün

aşık olmak, sevmek bir kisiye ilgi duymaktan ibaret degil midir? zaten sevilen kisilerle, oncelikle arkadas olunmamis midir? bu durumlar goze alindiginda, pek de yadirganmamasi gereken durumlar butunu.
az zararlı. *
cake in ' friend is a four letter word' şarkısını kişisel marşınıza dönüştürebilen kötü bir durum.
aslında normal karşılanması gerek bir olaydır. kızla erkek arkadaş olmadan birbirlerini nasıl tanıyacaklar. ayrıca bu aşk meselesi sadece dış güzelliğe bakmaz ki bir kere insanın içinde ne olduğu önemlidir. eğer içini bilmiyorsan nasıl aşık olacaksın. hem kaç kız tanıştığı erkekle ilk gün çıkar. bunu bana söylesin biri valla kafayı yiyeceğim ya. yani şimdi ilk tanıştın bu oğlan yakışıklıymış bu kız güzelmiş deyip gözleri karartıp çıkma mı teklif edilmesi lazım. tanımadan görmeden. belki kız güzel ama içi fesat ne bok yiyeceğiz o zaman kaderimdir çekerim olayı mı olcak. neyse uzattım yarayı kaşırsan kanar derler. yaramı kaşımayayım fazla...
ya hangi açıdan bakarsan bak çok berbat ötesi bi durum... herkesin başına gelmesine geliyor da gelene sor bakalım bi o çaresizce bakan gözleri, o karamsarlığı, o acı durumunu..adı ustunde işte arkadasa asık oluyorsun kolay bişey değil ki...karsılıklı olursa da kotu oluyo karsılıksız olursa da...karsılıksız olma ihtimali ki*hem suya dusen hayallerin, ümitlerine mi üzülürsün yoksa bi arkadaş kaybettiğine mi...ki zaten ortak arkadaşlarınızda olduğuna göre onları da kaybetme olasılığı baya yuksektir... işte o zaman beyninden tut beyninin iplerini elinde tutan kalbine kadar cok saglam bi küfür edersin keşke sevmeseydim diye...aslında fikirlerine tam sahip olmadığından bir süre sevmek mi yoksa hoşlantı mı falan deyip baya bi düşünür ve bu ikisinin arasında kalırsın... geçiçi olursa zaten hoslantıdır.. yok uzun surerse yavas yavas sevmeye baslamıssındır...ki karsılıksız olsa da arkadasını da kaybetmezsen belki seni biraz avutur en azından arkadaş olarak kalcaz gibisinden.o saatten sonra o arkadaslıgında pek tadı olmaz orası da ayrı konu...ama işte acaba soylesem mi soylemesem mi soylesem reddeder de benle konusmaz mı bi daha diye düşünmekten kendini alıkoyamazsın.. tabi bu süre içinde de olan sana olur...karşılıklı olsa da değişen pek bişey olmaz... çünkü sonunda bi ihtimalde olsa ayrılmak vardır..karşılıklı olsa da kötü sonuçta...

aslında arkadaş olmadan da nasıl aşık olabilirim ki birine diye sormadan da geçemiyor insan...sonra bi ara elbet bi arkadaşıma aşık olcam diyorsun da nasıl asık olcam ki deyip kendi kendine cevabı bulursun..belki de kendini haklı çıkarma nedenindir bu, belki bi süreliğine kendini avutmak için kendi kendine söylediğin bi kelime topluluğudur...sonuçta avuntu olarak da düşünsen tanımadığım bi insana nasıL asık olabilirim ki yani...sadece dış görünüş önemli değil ki ilk defa gördüğümde birine aşık olsam...arkadaş olmadan aşık olamam öleyse diye bi düşünürsün..ama sonuçta arkadaşın olduğundan dolayı her türlü işin çıkmaz sokaklara girer ve tekrar başladığın yere dönersin..

ya velhasıl en mantıklı görüneni söylemek gibi...içim içimi yiyeceğine söyleyip kurtulmak...her gün öleceğime bir gün ölmek...tabi umduğun gibi olmazsa o gülüşü, gözleri, konuşmaları, senin onu herseyden kıskanman kısaca kendi hayatında onun için ayırdığın kısmı aklına geldikçe yine her gün öldürür bu acı...ya da söylememek belki de en mantıklısı..o gözlerden,o gülüşten uzak kalmamak, mahrum olmamak için...varsın için içini yesin ama ondan uzak kalmamak belki daha yeğdir..

sonuçta berbat bişey be hacı... çok berbat.. özellikle en zor kısmı da karar vermek değil mi zaten.o kararı verdikten sonra ok yaydan çıkıyor bi kere.her sekilde sonuca katlanmak gerek...sonucta zor, çok zor hemde...***
ilkokul öğrencilerinin yaşadığı aşktır.
şakalaşırken bir anda duraklamanıza sebebiyet veren olaydır. artık hiç birşey eskisi gibi değildir. ne birbirinize açılabilirsiniz ne de içinizi dolduran duyguları orada bırakabilirsiniz. karışık bir durumdur, acıdır, mutluluktur, sıcaklıktır, soğuktur...
(bkz: bir zamanlar fırtınalar estirirdim) (bkz: mazhar alanson)
herkesin basina gelebilecek normal bir olay.

kotuleri icin bakiniz; en yakın arkadaşa duyulan aşık olma hissi ve aşık olunmaması gereken birine aşık olmak.
sonu muhtemelen ben seni arkadaş olarak görüyorum la bitecektir ve arkadaslıkta sona erecektir.
hemcins ise sonunun pek hayırlı bitmeyeceği durum.
zamanla gelisen karsi cikilmaz bir duygu süreci, hic asik olmadim belki de asik olunan arkadastir aslinda.karsi cins olup olmadigi farketmiyor..
insanoglunun aklini kim bilir ne zamandan beri kucalayan ikilemdir. ilan-i ask etmeniz durumunda dunyada en cok deger verdiginiz seye bambaska bir sekilde sahip olabilir, ya da onu tamamen kaybedebilirsiniz.

cok zordur duygularinizi belli etmemek. birde karsidan isaretler ararsiniz hep, "acaba o da bana o gozle bakiyor mu?" diye. ama cogu zaman yaptigi seyler, isaret diyebileceginiz olaylar, yakin arkadaslarin da birbirine diyebilecekleri ya da yapabilecekleridir. daimi bir belirsizliktir yani durum. yaninda hic doya doya icemezsiniz, agzimdan bir sey kacar diye. dalgin anlarinizda onunla konusmamaya ozen gosterirsiniz, bir telefon konusmasini bosta bulunup seni seviyorum diye bitirmemek icin. bazen oyle asik olursunuz ki, "yeter ki hayatimda olsun, ben olene kadar arkadas rolu yaparim." dersiniz. iste o durumdaysaniz cok gectir zaten.

birgun o cikip gelirse yaninda baska biriyle ve sen, o baska birinin, onu senin sevdigin kadar sevmeyi ummayi bile hayal edemeyecegini anlarsan buyuk aci verir. "cok mutlu oldum ya umarim hep boyle mutlu olursunuz." falan diye zirvalamaktan baska sey gelmez elinizden.

ha birde, karsilasacaginiz en kotu cevap "ama ben seni arkadas olarak goruyorum kieee!" degildir. "kanka ayagiii..." diyip alayci bir tavirla gulup, "ben seni ararim." diyip cekip gidebilir de. yani arkadas olarak goruyorum falan derse uzulmeyin o kadar.
bacına mı aşık olacaktın diye teselli edilesi durumdur.
aşk değildir hissedilen. ufak bir ilgi, yakın olma isteğidir. veya biz türklerdeki erkek arkadaş veya kız arkadaşa bakış açısının ve neyin aslında ne olduğunu bilmediğimizden kaynaklanan insanın kendı duygularını anlayamaması,tanıyamamasıdır.gençlikte hele de karşı cinse olan bi yabancılık, yabancılığın verdiği o müthiş merak ve sonuçtur. kan hızlıdır ve acayip sıcaktır. küçücük bir söz, davranış hemen yerini başka şeylere bırakır. (düşünce açısından) dediğim gibi gençliğin etkisi ve biraz da bence türklere özgü.
kabul etmesi çok ama çok zor olaydır.

çırıpçıplak hisseder kendini insan. kirlenmiş... ''nasıl?'' sorusu sürekli kurcalar beynini. ''nasıl bu hale gelebildim?''. bilir aslında cevabını fakat kabul edemez bir türlü. inanmak istemez ona, kendisine, gerçeğe. ve sürekli aklından kaçırır o düşünceyi. ihanet eder kendine, hakaretler eder. onlarca şey paylaştığı, bütün sırlarını bildiği, sevgilisinden ayrıldığında omzunda ağladığı, babasıyla tartıştığında evinde kaldığı, hasta olduğunda yemeğini yaptığı, vizeden kötü alınca finale çalıştırdığı arkadaşı... ''nasıl olabilir bunlar? nasıl bu hale gelebildim?'' düşüncükçe biraz daha iğrenir kendisinden. gün geçtikçe daha fazla. dayanacak gücü kalmadığında artık, kendisinden uzaklaştırmaya başlar. sürekli tartışmaya sürükler ilişkiyi. üzgün olduğunda iter, omzunda ağlamak istediğinde. sırrını anlatmak istediğinde iter, annesiyle kavga ettiğinde, bütünlemeden kötü aldığında... bunları yaparken ne kadar acı çeksede ona itiraf edemeyeceği duygular beslemektedir. kendisine göre hastalıklı olan duygular. kendisine hiçbir zaman yakıştıramayacağı duygular. ona layık olmayacağını düşündüğü duygular.

nihayet istediğine ulaştığında, onu kendinden uzaklaştırdığında, artık paylaşacağı hiç kimse yoktur. biraz daha çıplak ve kirlenmiş hisseder. ne yapacağını bilemez bir halde ağlayarak. işte o sırada savaşamayacağı bir düşman belirir. hayalindeki o. ve artık kendisi içinde çok geçtir. çünkü artık boşlukta süzülen dir.
tanımadığın birisine aşık olmaktan iyidir. en azından huyunu suyunu biliyorsundur ve birlikte vakit geçirmişsindir. o da aşkına karşılık verirse güzel bir birliktelik yaşayabilirsiniz. ancak bu durmun arkadaşlığınızı bitirmesi gibi de riskli bir tarafı vardır.
"tanımadan bilmeden daha nasıl aşık olunabilir? peki bu kadar tanıdıktan sonra bu kişi aslında arkadaşın olmaz mı?" diye sorulduğunda alınacak cevapta aslında o kadar da kötü ve mantıksız olmayan durumdur. önemli olan tek şey sadece güveni sarsmamaktır.
"hep kardeş olacak değiliz ya, yaşasın halkların sevgililiği!"

kendisini hiç sevmem lakin; yılmaz erdoğan.
çok yakın arkadaş değilseniz sorun olmayacak eylem.
ne ilginç şeydir insan oğlu, gider 72 milyonluk ülkede arkadaşını bulursun aşık olucak. onlarca insan vardır şu bulunduğun yerde* mesela köşe başında kesiştiğin yan apartmanda oturan kız, markette karşılaştığında sana gülüne o kız ya da köpeğini gezdiren o kız. istesek yanına yaklaşıp ufacık bir sohbetle tanışıp ufak bir flört yaşayabilirsin ama yok arkadaş ben manyağım ne yapacam olm ben o güzelim kızları senin arkadaşın var git sen ona aşık ol. bok var da sanki.

oturdum bir gün düşündüm içimdeki görkem ile konuştum tartıştım. dedim görkem kardeşim sen gerçekten aşık mısın bu kıza, evet kardeşim aşığım diyor. bak olm bu bizim arkadaşımız diyorum tamam sevimli gülünce gamzesi filan çıkıyor diyorum*. sonra farkediyorum içimdeki benle konuşurken bile övüp duruyorum. o gün anladım s*çtık görkem dedim. hatta s*çtık sıvama kısmına hazırlık yapıyoruz.

ha diyorum, çok güzel, tamam çok güzel. yaaa yok mu onun gibi başka güzel bir kız? vaar*. onun gibi sevimli bir sürü kız var*. onunla konuştuklarımı konuşabileceğim bir sürü kız var*. onlar da kolayca tanışabileceğim rahatlıkla açılıp bir şeyler yaşayabilceğim kızlar. yok kardeşim ben manyağım yaa. doğuştan belli değil mi manyak olduğum. ya bir insan rüyasında, çalda* michael jackson ile yer sofrasında yemek yediğini görür mü? görür abicim işte ben. ne ararsan var bak arkadaşıma da aşık olmuşum. şimdi işin yoksa bin bir sıkıntı utangaçlıkla git ilan-ı aşk et sonra reddedil sonra günlerce yüzüne bakama.
Olunabilinir gayet doğal bir durumdur, şayet bu arkadaş, arkadaşının çıktığı biri olmaması durumunda.
çok yakın arkadaşsa, paylaşılan şeyler göz önünde bulundurulduğu takdirde, örnekle açıklamak gerekirse, hoşlandığı birinden bahsetmesi durumunda, katlanması zor olacak olan beter durumlardan. iç ses; *
kötüdür çok kötü. bidaha asla arkadaş veya eski halinize dönemezsiniz.
sıçtı cafer bez getir durumudur. acilen alternatifi aranması gereken platonik kişidir. reddedilme olasılığı %80dir efenim.
Aşkların en acısıdır.2.5 yıl hayatınıza başka bir kız sokmazsınız.En sonunda söylersiniz bir iki gün siz üzülmeyin diye mesaj atar arar sorar.Sonra da unutulursunuz fakat hala unutamazsınız. Ben bu kadar acı çektigimi bilmiyorum. Şimdi böyle bir durumda olan arkadaş varsa nolur hiç bulaşma derim. Bulaştıysan yapcak bişey yok hazır ol herşeye.