bugün

1993 tarihli kevin costner ve clint eastwood'un basrolleri paylastigi film. yonetmenligini de eastwood yapmistir. ufak bir cocugu kaciran ve onunla polislerden kacan bir suclunun hikayesi. sonunda agladigim nadir filmlerden olmustur. o kucuk cocukla kendimi ozlestirmistim galiba.

edit: ağladığımda çocuktum ama.
malesef clint eastwood'un az bilinen filmlerinden biridir.halbuki eastwood'un en iyilerindendir. izleyip izleyip ağlarım. sümüğüm de akar.
ödül alamadığından olacak diğer eastwood filmlerine göre bilinirlik konusunda biraz boynu bükük kalmış olan filmdir. halbuki costner'ın Dances with Wolves zirve yapmasının ardından başladığı kariyer düşüşünde ciddi bir soluklanma/yoparlanma molası verdiren filmdir. zaten bundan sonraki costner filmleri pek de ciddiye alınmasa olur.
clint eastwood' un ikinci yönetmenlik denemesi film. romantik hırsız filmlerinden ayrılan fakat bu rolde kevin costner' iN HARiKALAR YARATTIĞI FiLMDE, EASTWOOD ' DA SERT AMA DÜRÜST ŞERiF ROLÜNDE ANILARIMIZI TAZELiYOR. FAKAT FiLMiN ASIL YILDIZI; SONRADAN BAY FRODO OLARAK ALYANS SATIŞLARINI PATLATACAK OLAN, O ZAMANLAR HENÜZ AYAĞINDA KISA PANTOLON VE YÜZÜNDE ÇiLLERLE ÇOK TATLI BiR VELET OLAN ELiJAH WOOD .
(#1825591)
yazacak pek bir şey yok filmle ilgili. tek kelimeyle harika! laf salatası yapıp filmi övecek sözcüklerim yok şu an. gerçekten çok etkileyici bir film. ilk başlarda katil ile o küçük saygılı çocuğun yaşadıklarına güldürüyor, daha sonra olanlarla da hüzünlendiriyor.

--film spoiler--

- doğrusu onları zaten öldürmezdim.
- hayatım boyunca iki kişiyi öldürdüm.
- birisi annemi incitmişti, biri de seni...

--film spoiler--
it is unfortunately only one dream.
tam olarak 60 dakika sonra trt 1'de yayınlanacak film.
kevin costner'ın zirve yaptığı filmlerdendir. sakin ve durgun anlatımına rağmen kendisini izlettiren filmdir. ağlamamak için bir neden yok. salın gitsin. bir nevi stockholm sendromu filmidir.
duygu dünyamda ani reaksiyonlar yaratan film.
sağlam olmayan kafayla izlenirse normalden daha fazla etki edecek harika film.
şimdiye kadar çekilmiş fimler içinde en acıklı sona sahip olan film*. şimdi izlesem yine ağlarım sanırım.
arşivlik filmlerden birisidir.

kusursuz dünya, kusurlu bir dünyada kusursuzluğa gidebilecek bir çok davranışı insana gösteriyor aslında.

özellikle baba oğul ilişkilerinde olması gerekenlerle beraber paylaşılabilecek şeyleri güzelce anlatmıştır.

iyi bir baba olmaya çalışıyorsanız açın arada sıra da izleyin bu filmi.

tabi biliyorsunuz ki bi çocuğun babası olmak onunla benzer dna yı taşımakla eşdeğer değildir.
türkçeye kusursuz dünya olarak çevrilmiş ama ismiyle aynı derecede ironi barındıran film.

kusursuz dünya mı?

pamuk şekerin rengini bilmeyen ve yahut roller coaster'a binmemiş ya da cadılar bayramında "Şeker ya da şaka" diyemeyen bir çocuğun yaşadığı kusursuz bir dünya. Roket gemisine binmeyi hiç karıştırmıyorum bile.

çocuğuna, onu sevdiğini söyleyemeyen bir babanın yaşadığı dünyadan bahsediyoruz. ne kadar da kusursuz değil mi?

(bkz: az kişi tarafından bilinen şaheser filmler)
insanın gözlerinden yanaklarına doğru iki damla yaş süzülmesine neden olacak filmlerdendir.
kevin costner ın sigara içişi için bile izlenebilecek film. sonunda ağlıyorsunuz.
soundtrack'i için
http://www.youtube.com/watch?v=eN8eI4MGhGE&feature=share
izlediğim en iyi 10 filmden biridir. duygu derinliği ikilemleri bitmeyen tempo ve oyuncuların çıkardıkları iş gerçekten ölümsüz bir film yaratmış. teşekkürler clint eastwood, sen bu işi biliyorsun. duygu sömürüsü yapmadan ağlatmayı başaran ender filmlerden.

soundtracklarından biri için : (bkz: Big Fran s Baby)

edit: Buzz rolündeki filmi kevin'le birlikte çekip çeviren tatlı çocuk elijah wood değil T.J. Lowther'dır.
clint eastwood'un yaşlandıkça duygusala bağlayışının ilk örneklerinden. 1993 yapımı film, kanun kaçağı bir adamın* rehin aldığı bir çocukla, polisten* kaçışını ve bu süreçte çocukla yaşadığı ilişkiyi anlatıyor. filmi the blind side'ı da kitaptan uyarlayıp yöneten john lee hancock yazmış. sağlam dramdır. dokunur.
her izleyişte insanı içlendiren, tekrar tekrar izlenebilen türden bir macera filmi. clint eastwood abi hem yönetmiş, hem de önemli rollerden birini üstlenmiş.
genel olarak sevmediğim kevin costner'a sempati duymamı sağlayan 1993 yapımı film. rolü dolayısıyla mı bilmiyorum ama çok babacan adam yahu. babasız küçük bir çocukla o arasındaki bağı anlatıyor filan işte. diyecek pek bir şey yok. sıcak ve hafif maceralı bir film istiyorsanız izleyin.

edit: sonunda gözlerim doldu. fark etmeden bağlanmışım izlerken.
ben bu filme nasıl rastlamadım ? diye düşündüğüm filmdir. Henüz dün izlediğim fakat hala aklımdan çıkmayandır. özellikle Lennie Niehaus'un Big Frans Baby parçası eşliğinde edilen dansı hiç bir zaman unutamayacağım filmdir.
insanın içini ısıtan nadir güzel filmlerdendir. Filmde mükemmel bir bağ anlatılmaktadır izlenesidir.
son zamanlarda izlenen mükemmel dram filmlerinden biri. imdb filmdeki mantık hatalarından bazılarını yazmış:
filmin sonunda şeker toplanan sahnede kutulu şekerlerin olması. film 60larda geçiyor fakat bu tarz kutulu şekerler 90larda piyasaya çıkmış.
su deposuna ateş edilen sahnede 2 adet depoya, iki adet otomobilin üstüne ateş açılıyor fakat altı mermi alan tabanca da daha sonra mermi bittiği ortaya çıkıyor.
yine bir sahnede 1988de çekilmiş bull durham film afişi var.
3 sene sonra yeniden izlediğim film. arkadaş yine mi ağlanır...