entry'ler (78)

yaran diyaloglar

Uzun bir yaz okulu sınav kasmasından sonra arkadaş ve sevgilisi ile bilkent starbucks'a gidilir.

eyzira: Bir ice grande latte, nonfat, buzu az olacak. (Arkadaşım ise bunu duyunca ulan ben de aynısından alayım ama sıcak olsun mantığıyla yaklaşır)

arkadaş: Ben de tall boyda grande latte istiyorum nonice olsun.

starbucks kızı: Efendim hiçbir dediğinizi anlamadım.

eyzira: Tall boy latte istiyormuş.

starbucks kızı: isminiz?

arkadaş: latte.

Starbucks kızı, ben ve arkadaşın sevgilisi koparız.

fifa 11 turnuvası

ikincisinin yapılmasını sabırsızlıkla beklediğim turnuvadır.

oktay mahmuti

Futbol takımı için erik gerets ne ise basketbol için de oktay mahmuti aynı anlamdadır. ikisinin de ortak noktası duruşlarındaki asilliktir.

http://i52.tinypic.com/xo49l2.jpg

Gururumuzsun hocam.

yarıniçinyardım com

Yazarların ilgi gösterip sol frame de kalıcı olarak kalmasını sağlarlar diye düşündüğüm bir başlıktı, beni yanılttılar.

breathe me

Şarkıyı keşfetmeme yardımcı olan six feet under dizisin final bölümde çalarken ekranın karşısında ağladığım mükemmel yapıt. Aslında dizide kullanılan bir çok şarkı güzeldi ama breathe me sia'nın o sesinden çıkışıyla bir epic hale dönüştü.

Ha bunu beğenen bunu da beğenir. all apologies

yarıniçinyardım com

Aslında sürekli buraya siteden aldığım bilgileri girip entry kasma sebebim hem başlığı sol tarafta üst sıralarda tutmak hem de çarpıcı olan rakamları göstermektir.

Darüşşafaka'da 29 gün sürecek fizik tedavi ve rehabilitasyon ücretinin belgesi sitedir. Rakamları yazacak olursak.

29 gün boyunca

Yatak ücreti toplamı: 11.210 TL (29 gün, günlük 380 TL)

Fizik Tedavi ücreti toplamı: 8.250 (25 gün, günlük 330 TL)

Toplam 1 aylık fizik tedavi ücreti 19.460 TL, evet bu sadece 1 aylık ücret.

yarıniçinyardım com

Mustafa'nın ihtiyaçları ve bu paraya ne diye istiyor diye soran arkadaşlar için ise;

yılda 4 ya da 5 kez fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanelerine gitmem gerekiyor. en son aralık 2008 yılında fizik tedavi için ankara fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesine yattım.

devlet hastanelerinin fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine gitmek son derece zor,çok fazla hasta olduğu için aylar hatta yıllar sonrasına sıra veriyorlar. sırf sırayı alabilmek için de hastanenin bulunduğu şehre gidip muayene olmak gerekiyor.

geriye özel fizik tedavi hastaneleri ve merkezleri kalıyor. onların ücretleri ise son derece yüksek. olanaklarına göre 10.000 tl den baslayıp 20.000 tl ye kadar ulasıyor .

daimi (sürekli) sonda kullandığım için sürekli idrar yolları enfeksiyonu oluyorum. bağışıklık sistemim çok zayıf oldugu için,bu enfeksiyon beni çok etkiliyor. sürekli aşırı halsizlik ve yüksek ateş sorunları yaşıyorum.

bu durumdan kurtulmak için 30-40 günde 1 özel hastaneye yatmak zorunda kalıyorum(devlet hastaneleri kolay kolay yatılı hasta almıyor, 1 antibiyotik vererek gönderiyor).

özel hastanelerde 10 ile 14 gün arası kalıyorum, sürekli ağır antibiyotik iğneleri veriyorlar. hastanelerin ücretine gelince 2000 tl ile 5000 tl arasında değişiyor

pamuk (temizlik için), silikon sonda, yatak koruyucu bez, steril eldiven, betadin, lağman (tuvalet için), şırınga, peçete, kağıt havlu, ıslak mendil vb. gibi sürekli kullandığım aylık 200 tl gibi tutan ihtiyaçlarım var.

ayda 2 kez gelen ve her gelişinde 200 tl ödenen psikiyatr ücreti.

ayda 1 kez gelen solunum terapisti ücreti 150 tl.

ihtiyacım olan hasta bakıcı (su an abim bakıyor çalışabilmesi için) ücretleri 900 tl civarında.

tekerleklı sandalye ıle yolculuk yapabılmem ıcın, bır mınıbus e ıhtıyacım var.

yarıniçinyardım com

ODTÜ Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olan Mustafa Özmen için geçirdiği trafik kazası sonrası hastane, rehabilitasyon, cihazlar ve ilaçları karşılamak amacıyla açılan yardım sitesi.

Mustafa lisansüstü programını yaparken geçirdiği kaza sonrası büyük bir süreç yaşıyor ve bu süreçte maddi imkansızlıklar dolayısıyla çok zorlanıyor. ilk olarak ODTÜ'de başlatılan bu kampanya şimdi hem kendisi adına açılan internet sitesinde, hem facebook sosyal ağ sisteminde hem de diğer üniversitelerde büyüyerek devam ediyor. Sadece 5 lira vererek bu yardım sürecine katılabilirsiniz, 5 lira gerçekten küçük bir meblağ olabilir ama Mustafa için çok anlamlı.

Ayrıca kendisi herhangi bir sahtekarlık olmaması amacıyla tüm sağlık raporları, tüm giderler, tüm dilekçeleri sitesine koymuştur.

Bağış yapamıyorsanız, yapmak istemiyorsanız da en azından siteyi ve olayı ulaştırabileceğiniz kadar insana ulaştırırsanız çok sevinirim.

Sitenin adresi:`http://www.yarinicinyardim.com`

Facebook eventi: `http://www.facebook.com/e...t.php?eid=107199826029631`

Eventten mesaj:

sevgili dostlarım,
sizinle bir linki paylaşmak istiyorum.
http://www.yarinicinyardim.com
mustafa,1982 doğumlu,maddi durumu büyük güçlükler içerisindeki bir ailenin neredeyse tek umudu olarak yetişmiş,pırıl pırıl,başarılı bir genç,bir odtü mezunumuz..
ve ne yazık ki şu anda,lisansüstü eğitimini yapmakta olduğu akdeniz üniversitesi girişinde kendisine bir aracın çarpması sonucu çok vahim bir süreç yaşamakta..
yaşamasına mucize gözüyle bakılırken,hayata tutunmuş,herşeye rağmen yaşama dönmüş..
ancak...
maddi yetersizlikler,tedavisi için gerekli meblağı karşılamak noktasında önündeki en büyük engel..
linkte her noktayla ilgili detayları bulabilirsiniz.
ayrıca kendisi için açılmış hesap numaralarını da..
ricam, bireysel olarak yardımınızı esirgememeniz yönünde.
etrafınızdaki herkesle lütfen bu linki,bu durumu paylaşın.
5 tl gibi ufacık bir meblağ bile, binlercemiz bir araya geldiğinde büyük anlam ifade edecektir.
bu süreci, bizim desteğimizle aşacağından en ufak bir şüphem yok.
şimdiden her türlü desteğiniz için içten teşekkürler..
sevgiler..
meltem dinçer

türk futbol tarihindeki en güzel maç

17 Mayıs 2000 Galatasaray Arsenal (0-0),
22 Haziran 2002 Türkiye Senegal (1-0),
20 Haziran 2008 Türkiye Hırvatistan (1-1),
20 Şubat 2008 Fenerbahçe Sevilla (3-2),
1 Ekim 2003 Chelsea Beşiktaş (0-2).

edit: ataryemez'e Senegal uyarısından dolayı teşekkürler.

müge anlı ile tatlı sert

Müge Anlı ayıp ama. Şangırtı sesiymiş, millet çığlık atıp yere yattı ve bildiğin silah sesi duyduk. Yalan söylemiştir.

müge anlı ile tatlı sert

oha lan silahla stüdyo basıldı, oha ki oha çığlıklar duyuldu merakla bekliyoruz acaba nasıl geri dönecekler ekrana.

edit: evet erkeğim, evet izliyorum. can sıkıntısı okul açılsın gidelim ders seçelim.

referandumdan evet çıkmasının nedenleri

çünkü;

(bkz: oooo ooooo türkler uçuyor türkler uçuyor)

Yazık, gerçekten yazık. Afyon yutmuş gibi dolaşan bir millet olduk, hani şu yüzde x aptaldır yorumu var ya büyük üstadın. Yok yüzdesini falan geçtim, benim dayılarım, dedem aptal. aptallar çünkü 5 senedir satamadıkları turunçgillerin tek nedeni bu hükümet ve onun politikaları. Aptallar çünkü 2 genel seçimde de, belediye seçimlerinde de bu partiden yana oy kullandılar. Aptallar çünkü ülkedeki tarım sektörünü öldüren, yolsuzluklar ile anılan bir partinin parlemento üyelerinin yüce divandan yargılanmaktan sıyrılmalarına sebep olmuştur bu verdikleri oylar ile. Ha sonra dert yanarsınız malımız para etmiyor, bu sene portakal iş yapmadı, satamadık diye.

ülkenin yüzde kaçı aptaldır yorum yapamam ama evet benim 3 dayım ve dedem aptaldır.

louis aragon

Peşinde koşmuşsundur hem de seni o görmezken daha. Sürekli derse giderken önünden geçmişsindir umarım görür diye. Sonra okulun ağında en yakın arkadaşını yakalarsın, onunla konuşmaya çalışıp o doğru kadın dediğin kişinin hakkında bilgi toplarken onu da görürsün. Günde 3 kez mesaj atarsın ama tek bir cevap alırsın, tanıştıktan sonra her yerde seni görmeye başlar artık. Yavaş yavaş hayatına girmeye başlarsın, beraber vakit geçirirsin. Sen onu seviyorsundur, o ise ne yaptığını bilmiyordur. ilk sinemanız başka dilde aşk olur. O filmi izlerken, sen ise onu izlersin. Adım atmak istiyordur ama o zamanlar etrafında olan ama sadece etrafında olmakta kalan kişiler senin hakkında hep kötü şeyler söyler, kız da bunun üzerine tereddüt eder. Birlikte ev partisine gider, o muzlu kokteyli içerken dudağında kalan muz lifini parmağın ile alırsın. ilk kez dokunmuşsundur ona, onu yurduna bırakırken yürürken eller birbirine değer, tutuşur eller, ürkerek, korkarak...

Odaya gitmişsindir, ne olduğunu bilmiyorsundur. Anlam verememişsindir, kendisi de şaşkındır. Sonra bir gece beraber onun arkadaşlarıyla çıkarsın dışarı, güzel muhabbet ile içiyorsunuzdur ama sen ondan gözlerini alamıyorsundur. Ona dokunmak, yüzünü okşamak istiyorsundur ama sanki ilk defaymış gibi korkuyor, çekiniyorsundur. Sonra ilk biranı bitirdiğinde tutup elinden dışarı çıkarırsın çünkü zamanı gelmiştir, çünkü saat 21:48'dir. Çünkü tam bu saatte bırak ondan hoşlanmayı, onu sevdiğini söylemişsindir daha önce. Sarılır sana sımsıkı, ona bir yaşamı paylaşmak istediğinde. Saati söylediğinde ise gözleri ışıldar mutluluktan. Bu küçük ayrıntı çok etkiler, elini sımsıkı tutar, yanağına bir öpücük koyar. "Seni sevmek istiyorum." der, bu sefer ise senin gözlerin ışıldamaz, dolar. Bu temelden sonra geçen günlerde herşey daha da ileriye gider, daha çok bağlanırsınız birbirinize. Ona sarılıp uyumak, onunla el eletutuşmak, birlikte stadyumda koşmak, hayaller kurmak... Her şey çok güzel olur, her şey. Sana bağlanmaktan korkuyorken, tereddüt ederken bunu yıkıp bağlanmıştır sonunda. Sımsıkı sarılırsınız birbirinize, kenetlenirsiniz hiç ayrılmamak üzere. Sen onun ilk aşkınsındır, o senin son aşkın... Ta ki, ta ki o büyük, feci hataya kadar. Tek bir yalan, tek bir yalan 255 günü yok eder. Her şeyi çekinmeden ona söylerken, tatilde seninle ilgilenen kıza kadar ki sen kayıtsız kalmıştın... Ama bu tek yalan mahveder her şeyi. Onu ağlatırsın, bilirsin bunu gözlerinde su kalmaz. Yemek yiyemezsin, hızla kilo kaybedersin ve ona söyleyebileceğin tek şey;

"boş yere bağırıyorum
sana tapıyorum diye
aşkından başka neyim ki.."

Beklersin, zayıflayarak, kaybolarak, umutla aşkla onu beklersin.

Bekliyorum seni hatunum, umudumu kaybetmeden.

çocukken yapılan abukluklar

Dişlerin teker teker döküldüğü dönemlerde abla ile yapılan kavgalarda kesinlikle en güçlü teknik olan ısırma tekniğini kullanmamak, sonra ablanın kolunda sana ait 2 dişe bakarken kalırsın...

fazıl say ın veda yazısı

--spoiler--
ben son 6 yıl içinde;

* 2 büyük oratoryo
* 2 büyük senfonik eser
* 1 keman konçertosu
* 2 piyano konçertosu
* 5 solo piyano eseri
* 1 bale müziği
* 2 bach uyarlaması
* 4 film müziği
* 1 tiyatro müziği

bestelemiş olsam da...
--spoiler--
"sadece şu sözlerinden bile kibir fışkıran bir adamın hala savunulmasına şaşırıyorum." diyen arkadaşa şunu sormak gerek? Oratoryo ne demek bilir misin? Ya da konçerto? Hani Sezen Aksu'ya ülkenin en iyi bestekarı diyorlar ya* peki Fazıl Say'a ne demeli? Adam koskoca orkestradaki tüm üflemeli çalgılardan tut, yaylılara, vurmalılara kadar herşeyi kendi buluyor, kendi yaratıyor. E bu adam son 6 yılda böyle fantastik işler yapınca bırak da övünsün kibirli olsun. Sen son 6 yılda ne yaptın? Şu adamın yaptığı şeyleri yapıp da günümüz dünyasında bununla övünmeyecek tek bir babayiğit de yoktur şu ülkede.

Ulan ben Calculus dersinden 87 aldığımda 1 gün konuştum bunu, boru mu bu diyerekten? Ki arkadaş çevremde de çok mütevazi olarak bilinen bir tipim. Tespit adamı olacağım, ben marjinalim ayağına çok komik duruma düşüyorsunuz. Adam başarılı ve bu sizi rahatsız ediyor bu kadar basit.

hakan şükür

AKP'nin Diyarbakır Mitingi'nde an itibariyle Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte kürsüye çıkmıştır.

Geç kovduk bu herifi takımdan çok geç, günümüzde hem yorumlarıyla takıma zarar veriyor hem de lan neyse birşey derdim ama.

13 eylül 2010 galatasaray gaziantepspor maçı

Galatasaray taraftarının takımına koşulsuz destek vermesi gereken bir maç. Tökezledikten sonra Eskişehir'de alınan galibiyet ile yüzler biraz olsun gülmeli. Bu maç sırasında taraftar takıma destek verirken, galatasaray yönetimine hatta özellikle Adnan Sezgin'e hafta içinde unutulmaz oyunculardan biri olan cevad prekazi'ye yapılan terbiyesizlik yüzünden sağlam büyük bir ayar vermesi gerekir, belki de yıllarca övünerek yaptığımız kareografi yeteneklerimizi bu maçta Adnan Bey için kullanabiliriz.

Ve sen sen Adnan Sezgin, anla artık şunu. Seni seven yok şu tribünde, kalplerde.

Yapılan terbiyesizlikle alakalı olarak; http://ligtv.com.tr/?r=1&hid=77598

herkesin 100 aldığı sınavdan 01 almak

Şabandır o.

(bkz: hababam sınıfında herkesin 10 alıp şabanın 2 alması)

e2

4 Eylül 2010 tarihinde saat 22:15'ten itibaren 3 emmy, 3 golden globe ödüllü mad men dizisinin geride kalmış 3 sezonun en iyi ve beğenilen 10 bölümünü peş peşe yayınlayacaklardır. Sevenlerin, merak edenlerinin dikkatine.

Süper olacak, süper.

mad men

4. sezonu beklenen dizi yayınlandığı 3 sezonda 3 emmy ve 3 adet golden globe ödüllerinin sahibi oldu. Ele aldığı dönemi çok iyi yansıtan bir dizi olmasının beraberinde, oyuncuların uyumu, senaryonun ağır ilerleyişine rağmen canlı olması, dönemi sahne sahne etüt ederek bu ödüllerin hakkını vermiştir. Mad Men'in bir bölümünü izledikten sonra o zamanlarda yaşamayı hayal etmeyen birinin olacağına imkan vermiyorum. Küt kesimli saçlara sahip kadınlar, biryantinli erkekler, fötr şapkalar, viskinin su gibi tüketilmesi, sekreterlerle dolu odalar, küçük kanepeler, reklamcılık sektörü ve dolgun&yuvarlak hatlara sahip kadınlar...

Bu ve bunun benzeri bir çok sebep için de izlenebilir bu dizi. Diziyi sevmemiş ya da daha önce hiç izlememiş, ama en önemlisi fanı olanlar için e2 kanalı bu cumartesi yani 4 Eylül'de saat 22:15'te geride kalmış 3 sezonun en beğenilen 10 bölümünü peş peşe yayınlayacaklar. Bu geceyi kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Ah o mad men kadınları...