bugün
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- icardi190516
- ruh okuzu9
- ellerim bos gonlum hos8
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu34
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
sevdiği entry'ler
Gazetecilere ücretsiz olan toplu ulaşımı ücretsiz yapacağını açıklayan aday.
Bu arada marmaray ücretli. Marmaray bakanlığa bağlı olduğu için, istersen bugün ücretsiz yapabilirsiniz. Hadi yap...
Ben toplu ulaşımın kimseye ücretsiz olmasını doğru bulmuyorum.
indirimli olabilir ama milletin vergileri ile ödenen bir yerin siyasiler tarafından reklam amaçlı kullanılması kabul edilebilir bir şey olmamalı. Kendileri lüks korumalı araçlarla geziyor, insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar.
https://www.instagram.com.../?igsh=MTRzYnVycXE5aWZvYg==
Bu arada marmaray ücretli. Marmaray bakanlığa bağlı olduğu için, istersen bugün ücretsiz yapabilirsiniz. Hadi yap...
Ben toplu ulaşımın kimseye ücretsiz olmasını doğru bulmuyorum.
indirimli olabilir ama milletin vergileri ile ödenen bir yerin siyasiler tarafından reklam amaçlı kullanılması kabul edilebilir bir şey olmamalı. Kendileri lüks korumalı araçlarla geziyor, insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar.
https://www.instagram.com.../?igsh=MTRzYnVycXE5aWZvYg==
Soyadı bana kurum kuruluş değil kurum bağlamış derler ya. Onu anımsatıyor.
Başı boş gezen, çoluk çocuğa saldıran, her türlü hastalığa sahip tehlike saçan sokak köpekleri zehirlenmeli ve öldürmelidir.
Artık şu saçma it saplantınızdan vaz geçin.
Bütün sokak köpekleri öldürülmelidir.
Artık şu saçma it saplantınızdan vaz geçin.
Bütün sokak köpekleri öldürülmelidir.
Ülkedeki birçok insanın içinde olduğu durumdur, valiler, siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar ve beklemediğiniz, ünvanı, makamı olan bir çok kişide görülen vehamettir.
Yazı dili ve kuralları, konuşma dilinden apayrıdır ve donanım yanısıra özen gerektirir.
Vali yazmamıştır ki yeaaaa diyen kişiler şunu bilmelidirler ki, sorumluluk devredilmez, bu konudaki sorumluluk, yazan başka bir ekip bile olsa, altına kapı gibi imzasını çakan kişiye aittir.
Bürokraside, siyasette, her türlü yazışmada geçerli olan budur.
Şurda iki satır entry girerken bile, yazım yanlşı yapmamak adına çaba gösteriyor, kontrol ederek entry giriyorsam, hiç kusura bakmayın, devletin üst kademelerinin, bilirkişilerin, akademisyenlerin, mürekkep yalamış adamların özensizliğini makul göremiyorum.
Her şeyin bir kuralı ve üslubu olmalı, hele ki bir yerlere geldiysen ve kitlelere hitap ediyorsan.
Yazı dili ve kuralları, konuşma dilinden apayrıdır ve donanım yanısıra özen gerektirir.
Vali yazmamıştır ki yeaaaa diyen kişiler şunu bilmelidirler ki, sorumluluk devredilmez, bu konudaki sorumluluk, yazan başka bir ekip bile olsa, altına kapı gibi imzasını çakan kişiye aittir.
Bürokraside, siyasette, her türlü yazışmada geçerli olan budur.
Şurda iki satır entry girerken bile, yazım yanlşı yapmamak adına çaba gösteriyor, kontrol ederek entry giriyorsam, hiç kusura bakmayın, devletin üst kademelerinin, bilirkişilerin, akademisyenlerin, mürekkep yalamış adamların özensizliğini makul göremiyorum.
Her şeyin bir kuralı ve üslubu olmalı, hele ki bir yerlere geldiysen ve kitlelere hitap ediyorsan.
- biz de sana konsorsiyum halinde atlamayı projelendiriyoruz.
Sanılanın aksine Dünya'nın etrafında yörüngede dolanan uydulardaki insanlar yer çekimsiz ortamda değildirler. Eğer uyduların bulunduğu yüksekliğe kadar bir bina inşa edilse ve biz o binanın en üst katında yaşasak, aynı şu an kendi evimizde gezinebildiğimiz gibi gezinebilirdik etrafta. Çünkü gerçekte o yükseklikte, şu an bize uygulanan yerçekiminin %90'ı yine uygulanacaktı. Zaten düşününce 400.000 km uzaklıktaki Ay'ın dünya etrafında dolanmasını sağlayan yer çekimi nasıl olur da 400 km uzaklıkta dönen uyduları etkilemez yani.
Pekâlâ madem uydudaki insanlara uygulanan yerçekimi ile bize uygulanan yerçekimi neredeyse birbirinin aynısı, o halde onlar nasıl havada süzülüp, dönüp, türlü garip hareketler yapabiliyorlar:
http://www.youtube. com/watch?v=s63JXdsL5LU
Uydulardaki insanların yerçekimini hissetmemesinin sebebi aslında serbest düşüşte olmaları. sürekli düşüyorlar ve fakat aynı zamanda hiçbir zaman yere de ulaşmıyorlar çünkü bunu engelleyecek bir yatay hızları (8000 m/sn) var.
Dünya'nın şekli itibariyle yatayda her 8000 metrede bir yeryüzünde yaklaşık 5 metrelik bir alçalma olur.
http://www.physicsclassro.../class/circles/u6l4b2.gif
Bununla birlikte serbest düşüşte olan bir cisim 1. saniyede 5 metre aşağıya düşer. Yani biz serbest düşüşte olan bir cisme yatayda 8000 m/sn'lik bir hız verirsek bu cisim yere hiçbir zaman ulaşamaz ve dünya etrafında yörüngeye oturur.
https://upload.wikimedia....0px-Newton_Cannon.svg.png
Aynı şekilde eğer bir taşı yere paralel olarak 8000 m/sn'lik bir hızla fırlatsak taş serbest düşüş halinde bütün dünyanın etrafını dolaşır ve gelip sizi kafanızın arkasından çatank diye vurur.
Pekâlâ madem uydudaki insanlara uygulanan yerçekimi ile bize uygulanan yerçekimi neredeyse birbirinin aynısı, o halde onlar nasıl havada süzülüp, dönüp, türlü garip hareketler yapabiliyorlar:
http://www.youtube. com/watch?v=s63JXdsL5LU
Uydulardaki insanların yerçekimini hissetmemesinin sebebi aslında serbest düşüşte olmaları. sürekli düşüyorlar ve fakat aynı zamanda hiçbir zaman yere de ulaşmıyorlar çünkü bunu engelleyecek bir yatay hızları (8000 m/sn) var.
Dünya'nın şekli itibariyle yatayda her 8000 metrede bir yeryüzünde yaklaşık 5 metrelik bir alçalma olur.
http://www.physicsclassro.../class/circles/u6l4b2.gif
Bununla birlikte serbest düşüşte olan bir cisim 1. saniyede 5 metre aşağıya düşer. Yani biz serbest düşüşte olan bir cisme yatayda 8000 m/sn'lik bir hız verirsek bu cisim yere hiçbir zaman ulaşamaz ve dünya etrafında yörüngeye oturur.
https://upload.wikimedia....0px-Newton_Cannon.svg.png
Aynı şekilde eğer bir taşı yere paralel olarak 8000 m/sn'lik bir hızla fırlatsak taş serbest düşüş halinde bütün dünyanın etrafını dolaşır ve gelip sizi kafanızın arkasından çatank diye vurur.
dün akşam, eski arkadaşlarımla biralama yapmak için toplandık. sohbet-i yâran idi bizimkisi. ilerleyen saatlerde konu konuyu açtı, erdi'nin dedesinin geçtiğimiz hafta bypass ameliyatı olduğu ortaya çıktı. söylemedi ibiş, yeni haberimiz oldu. neyse ki, operasyon başarılı geçmiş ve şu an durumu iyi imiş.
uzatmayayım; operasyondan önce tüm aile meclisi dedeyi teskin etmek için toplanmış. dede de duygusala bağlamış pek tabii. bir ara dilinden şu sözler dökülmüş;
- hatun?
+ efendim?
- şimdi bu doktorlar benim kalbimi açacak ya, ben istemiyorum açmalarını.
+ iyi olacaksın! sakın telaşlanma.
- ama açarlarsa seni görecekler. yüreğimdeki seni kimse görsün istemiyorum hatun..
herkes susmuş. babaannemiz şöyle bir bakmış havaya, dudakları titremiş, gitmiş sarılmış yarım asırlık eşine, başlamışlar beraber ağlamaya. dedemiz ne de güzel ifade etmiş yürek yangınını. hep böyle bahtiyar olsunlar. dinimiz amin.
uzatmayayım; operasyondan önce tüm aile meclisi dedeyi teskin etmek için toplanmış. dede de duygusala bağlamış pek tabii. bir ara dilinden şu sözler dökülmüş;
- hatun?
+ efendim?
- şimdi bu doktorlar benim kalbimi açacak ya, ben istemiyorum açmalarını.
+ iyi olacaksın! sakın telaşlanma.
- ama açarlarsa seni görecekler. yüreğimdeki seni kimse görsün istemiyorum hatun..
herkes susmuş. babaannemiz şöyle bir bakmış havaya, dudakları titremiş, gitmiş sarılmış yarım asırlık eşine, başlamışlar beraber ağlamaya. dedemiz ne de güzel ifade etmiş yürek yangınını. hep böyle bahtiyar olsunlar. dinimiz amin.
sabah erkenden kalkıp, berbere gittim. gittim gitmesine de, berber daha gelmemiş. saate baktım, 06:55. uyku tutmadı, n'apim? neyse, sekize doğru geldi kenan abi. selamın aleyküm, aleyküm selam.. siftahı benimle yaptı anlayacağınız. sohbet muhabbet, ve sonrasında vedalaşma.
akabinde, hazır boşum ya; arabayı da yıkatayım dedim. yağmur yağıyordu ama önemsemedim. sıkıldım çünkü.
sürekli gittiğim bir yıkamacı var, oraya gittim. iç temizliği yapan personelin ara ara değiştiği, ama dışını yıkayan elemanın yıllardır sabit kaldığı bir yer burası. bu elemana civar esnaf "atmaca" diye seslenir. ben ise, müdür diyorum. böyle kara kuru, ufak tefek bir adam. 34 yaşında, yalnız başına yaşayan, esnaf haricinde pek de arkadaşı olmayan, günü kurtarmaktan öteye gidemeyen birisi. sözün özü, kaybedenler kulübünden.
atmaca, aracın dışını yıkadıktan sonra, iç temizliğin yapılacağı yere yanaştırdı kızımı. çocuklar, içi ile samimiyet kurar iken, biz de sohbete başladık müdür ilen. arkadaşımdır kendisi. arkadaşı bellemiştir sağ olsun beni. hani şu az sayıda olanlardan..
"doktorlar" dedi, "televizyondan meyve yememizi söylüyorlar. nasıl yiyelim ki abi? para mı var meyve almaya?" dedi.
"haklısın, her geçen gün daha da eksiye düşüyoruz" dedim. akabinde, bir süre daha temel gıda fiyatlarından bahsettik. işin içine kırmızı et girince, sustuk. birer sigara yaktık, çayımızı yudumladık. sustuk yani, hep olduğu gibi. ne de olsa, sükut ikrardan gelir bizim memlekette.. sustuk amk..
dayanamayıp sordum; "ayıptır sorması, ne kadar alıyorsun?" dedim. "sigortam yatıyor abi, kafam da rahat burada, biliyorsun."
"ee?" dedim, "kaç yani?
- 1600, abi..
sigortası yatıyormuş atmaca'nın, kafası da rahatmış. yaşı olmuş 34, senelerini harcamış bahse işletmeye, 1600 lira hak görülmüş atmaca'ya. sigortası yatıyormuş çünkü..
velhasıl, sorduğuma pişman oldum. içim cız etti. evi yok, yurdu yok. arkada küçük bir odası var, orada yatıyor, orada kalkıyor. karga bokunu yemeden alıyor kararmış ve nasırlaşmış avuçlarının arasına basınçlı yıkama makinesinin namlusunu, sıka sıka akşam ediyor. yıllardır sıkıyor, ama beyhude sıkıyor anlayacağınız. sigortası yatıyor ya, ses etmiyor.. hak görülmüş ya o'na 1600, "yetiyor abi" diyor. sigortam yatıyor diyor, bir sigara daha yakıyor..
ne diyeyim ki atmaca, sana meyve bile yedirmeyen bu düzenin ta avradını sikeyim!
bizim müdür sigarayı biraz fazla tüketir. aldığı paranın yarısı sigaraya gidiyordur, eminim. zaten geri kalanıyla da beslenemediği için, ufak tefek bir adama dönüşmüş. pek de sikinde olduğunu zannetmiyorum gerçi. zira, bakışları yorgun, bitsin de gideyim der gibi.. yavaş yavaş intihar edenlerden.
tahmin edeceksiniz ki, evlenemiyor da atmaca. hem zaten, nasıl evlensin ki? kendisi bile şu an meyve yiyemez iken, mandalina diye aş erecek olan evladına nasıl hesap versin? nasıl baksın yüzüne? nasıl dokunsun o öz güvenini yitirmiş yüreği ilen eşine?
ne diyeyim ki atmaca, sana bir kadınla beraber kocamayı bile hak görmeyen, evladına mandalina yedirtmeyi geçtim, hayalini bile kurdurtmayan bu düzenin ta avradını sikeyim! sikeyim değil mi atmaca? sikeyim, sikeyim!
canımsın atmaca,
sık dişini kardeşim!
kaldıysa tabii..
akabinde, hazır boşum ya; arabayı da yıkatayım dedim. yağmur yağıyordu ama önemsemedim. sıkıldım çünkü.
sürekli gittiğim bir yıkamacı var, oraya gittim. iç temizliği yapan personelin ara ara değiştiği, ama dışını yıkayan elemanın yıllardır sabit kaldığı bir yer burası. bu elemana civar esnaf "atmaca" diye seslenir. ben ise, müdür diyorum. böyle kara kuru, ufak tefek bir adam. 34 yaşında, yalnız başına yaşayan, esnaf haricinde pek de arkadaşı olmayan, günü kurtarmaktan öteye gidemeyen birisi. sözün özü, kaybedenler kulübünden.
atmaca, aracın dışını yıkadıktan sonra, iç temizliğin yapılacağı yere yanaştırdı kızımı. çocuklar, içi ile samimiyet kurar iken, biz de sohbete başladık müdür ilen. arkadaşımdır kendisi. arkadaşı bellemiştir sağ olsun beni. hani şu az sayıda olanlardan..
"doktorlar" dedi, "televizyondan meyve yememizi söylüyorlar. nasıl yiyelim ki abi? para mı var meyve almaya?" dedi.
"haklısın, her geçen gün daha da eksiye düşüyoruz" dedim. akabinde, bir süre daha temel gıda fiyatlarından bahsettik. işin içine kırmızı et girince, sustuk. birer sigara yaktık, çayımızı yudumladık. sustuk yani, hep olduğu gibi. ne de olsa, sükut ikrardan gelir bizim memlekette.. sustuk amk..
dayanamayıp sordum; "ayıptır sorması, ne kadar alıyorsun?" dedim. "sigortam yatıyor abi, kafam da rahat burada, biliyorsun."
"ee?" dedim, "kaç yani?
- 1600, abi..
sigortası yatıyormuş atmaca'nın, kafası da rahatmış. yaşı olmuş 34, senelerini harcamış bahse işletmeye, 1600 lira hak görülmüş atmaca'ya. sigortası yatıyormuş çünkü..
velhasıl, sorduğuma pişman oldum. içim cız etti. evi yok, yurdu yok. arkada küçük bir odası var, orada yatıyor, orada kalkıyor. karga bokunu yemeden alıyor kararmış ve nasırlaşmış avuçlarının arasına basınçlı yıkama makinesinin namlusunu, sıka sıka akşam ediyor. yıllardır sıkıyor, ama beyhude sıkıyor anlayacağınız. sigortası yatıyor ya, ses etmiyor.. hak görülmüş ya o'na 1600, "yetiyor abi" diyor. sigortam yatıyor diyor, bir sigara daha yakıyor..
ne diyeyim ki atmaca, sana meyve bile yedirmeyen bu düzenin ta avradını sikeyim!
bizim müdür sigarayı biraz fazla tüketir. aldığı paranın yarısı sigaraya gidiyordur, eminim. zaten geri kalanıyla da beslenemediği için, ufak tefek bir adama dönüşmüş. pek de sikinde olduğunu zannetmiyorum gerçi. zira, bakışları yorgun, bitsin de gideyim der gibi.. yavaş yavaş intihar edenlerden.
tahmin edeceksiniz ki, evlenemiyor da atmaca. hem zaten, nasıl evlensin ki? kendisi bile şu an meyve yiyemez iken, mandalina diye aş erecek olan evladına nasıl hesap versin? nasıl baksın yüzüne? nasıl dokunsun o öz güvenini yitirmiş yüreği ilen eşine?
ne diyeyim ki atmaca, sana bir kadınla beraber kocamayı bile hak görmeyen, evladına mandalina yedirtmeyi geçtim, hayalini bile kurdurtmayan bu düzenin ta avradını sikeyim! sikeyim değil mi atmaca? sikeyim, sikeyim!
canımsın atmaca,
sık dişini kardeşim!
kaldıysa tabii..
Soran, sorgulayan, vergi veren vatandaş olma bilincinin geliştiği uygar görüntülerdir.
Cana, mala zarar vermeden tepki göstermek, suç değil, aklı selim insan özelliğidir.
Halı motifi izlemek, üç maymunu oynamak, aklınla dalga geçilişine seyirci kalmak, bilinçli ve donanımlı insanlara ağır gelir.
Ve bu iyi bir şeydir!
Aydınlık, güzel ve güneşli günler görmek her milletin hakkıdır, yokluğu huzursuzluk ve endişe verir.
Haa bir de güven sorunu geliştirir ki bu durum en vahimidir!
Cana, mala zarar vermeden tepki göstermek, suç değil, aklı selim insan özelliğidir.
Halı motifi izlemek, üç maymunu oynamak, aklınla dalga geçilişine seyirci kalmak, bilinçli ve donanımlı insanlara ağır gelir.
Ve bu iyi bir şeydir!
Aydınlık, güzel ve güneşli günler görmek her milletin hakkıdır, yokluğu huzursuzluk ve endişe verir.
Haa bir de güven sorunu geliştirir ki bu durum en vahimidir!
Aslan gibi kızdır.
Şatafatla, debdebeyle işi yoktur, gereksiz bulur.
Hayatı, kendi ve sevdikleri için yaşar, gerisi sadece teferruattır.
Evi yeni gelin evi gibi de değildir, dantel mantel sevmez, kocişko filan da demez.
Sıradışıdır.
Şatafatla, debdebeyle işi yoktur, gereksiz bulur.
Hayatı, kendi ve sevdikleri için yaşar, gerisi sadece teferruattır.
Evi yeni gelin evi gibi de değildir, dantel mantel sevmez, kocişko filan da demez.
Sıradışıdır.
1 porsyonu, asgari ücret kadar bir bedele satılması sebebiyle sittin sene yeme şansım olmayacak hayvansal gıda.
Umarım bir gün japon sevgilim olur, ailesiyle tanışmaya giderim, babası da kobe ısmarlamak ister.
Umarım bir gün japon sevgilim olur, ailesiyle tanışmaya giderim, babası da kobe ısmarlamak ister.
Yarın da “terörist” der ne olacak.
Yapmadığı şey mi?
Yapmadığı şey mi?
görsel
görsel
Kuru fasulyenin pek çok faydası vardır. Bebek ve çocukların kemik gelişiminde etkili folik asit ve demir içeriği zengin olduğundan hamilelikte tüketilmesi tavsiye edilir. Protein, minarel ve vitamin içeriğiyle pek çok hastalığa karşı bağışıklık sistemini güçlendiren kuru fasulye kolaylıkla marketlerde bulunabilir. Bağırsakların rahat çalışmasını sağlayan, kabızlığa iyi gelen kuru fasulyenin faydalarını derlediğimiz haberimiz sizlerle ...
》 iŞTE KURU FASULYENiN FAYDALARI
Protein deposu kuru fasulye baklagillerin en sevileni ve en faydalısıdır. Kış aylarında protein, mineral ve vitamin içeriğiyle pek çok hastalığa karşı vücudun bağışıklığını güçlendirir.
Ülkemizde sevilerek tüketilen kuru fasulyenin boncuk, şeker, göbekli, horoz, barbunya, börülce, dombay ( manda ) fasulyesi gibi türleri vardır. Kuru fasulyeden; etli kuru fasulye, etsiz kuru fasulye, sucuklu kuru fasulye, zeytinyağlı kuru fasulye, piyaz yapılır. Aşure çeşnisi olarak kullanılır.
Protein, inorganik tuzlar, besin lifi, folik asit, demir ve potasyum başta olmak üzere mineraller, A, B ve C vitaminleri içeren kuru fasulyenin faydaları ise saymakla bitmiyor.
Kalp krizi riskini azaltır. Kemikleri güçlendirir, enerji verir. Tok tutar düşük kalori içerir. Kırmızı eti tüketmeyenlerin kırmızı et yerine tercih ettiği besinlerdendir. ( Kırmızı etin yerini tuttuğu söylenir. Protein içeriği açısından etin yerine tutar. ) Karaciğer yetmezliğine iyi gelir. Böbrek taşları oluşumunu azaltır dökülmesinde yardımcıdır. Kalp çarpıntısına iyi gelir. Kötü kolesterolu düşürür. Bağırsakların rahat çalışmasını sağlar. Kabızlığa iyi gelir. Kalp ve damar tıkanıklığa ve yüksek tansiyona karşı korur.
Bebeğin ve çocukların kemik gelişiminde etkili folik asit ve demir içeriği zengin olduğundan hamilelikte tüketilmelidir, çocuklara yedirilmelidir. Beyin ve sinir sistemi sağlığı için kullanılması gereken gıdalardandır.
Eti az tüketebilenler veya farklı nedenlerden dolayı tüketemeyenler için kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyatlara protein içeriklerinin zenginliği açısından ağırlık verilmesi gerekir.
görsel
Kuru fasulyenin pek çok faydası vardır. Bebek ve çocukların kemik gelişiminde etkili folik asit ve demir içeriği zengin olduğundan hamilelikte tüketilmesi tavsiye edilir. Protein, minarel ve vitamin içeriğiyle pek çok hastalığa karşı bağışıklık sistemini güçlendiren kuru fasulye kolaylıkla marketlerde bulunabilir. Bağırsakların rahat çalışmasını sağlayan, kabızlığa iyi gelen kuru fasulyenin faydalarını derlediğimiz haberimiz sizlerle ...
》 iŞTE KURU FASULYENiN FAYDALARI
Protein deposu kuru fasulye baklagillerin en sevileni ve en faydalısıdır. Kış aylarında protein, mineral ve vitamin içeriğiyle pek çok hastalığa karşı vücudun bağışıklığını güçlendirir.
Ülkemizde sevilerek tüketilen kuru fasulyenin boncuk, şeker, göbekli, horoz, barbunya, börülce, dombay ( manda ) fasulyesi gibi türleri vardır. Kuru fasulyeden; etli kuru fasulye, etsiz kuru fasulye, sucuklu kuru fasulye, zeytinyağlı kuru fasulye, piyaz yapılır. Aşure çeşnisi olarak kullanılır.
Protein, inorganik tuzlar, besin lifi, folik asit, demir ve potasyum başta olmak üzere mineraller, A, B ve C vitaminleri içeren kuru fasulyenin faydaları ise saymakla bitmiyor.
Kalp krizi riskini azaltır. Kemikleri güçlendirir, enerji verir. Tok tutar düşük kalori içerir. Kırmızı eti tüketmeyenlerin kırmızı et yerine tercih ettiği besinlerdendir. ( Kırmızı etin yerini tuttuğu söylenir. Protein içeriği açısından etin yerine tutar. ) Karaciğer yetmezliğine iyi gelir. Böbrek taşları oluşumunu azaltır dökülmesinde yardımcıdır. Kalp çarpıntısına iyi gelir. Kötü kolesterolu düşürür. Bağırsakların rahat çalışmasını sağlar. Kabızlığa iyi gelir. Kalp ve damar tıkanıklığa ve yüksek tansiyona karşı korur.
Bebeğin ve çocukların kemik gelişiminde etkili folik asit ve demir içeriği zengin olduğundan hamilelikte tüketilmelidir, çocuklara yedirilmelidir. Beyin ve sinir sistemi sağlığı için kullanılması gereken gıdalardandır.
Eti az tüketebilenler veya farklı nedenlerden dolayı tüketemeyenler için kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyatlara protein içeriklerinin zenginliği açısından ağırlık verilmesi gerekir.