ruhun şad olsun, mekanın cennet olsun huysuz ve tatlı kadın. biz seni hep dinledik, senden sonrada dinleriz ama bu sefer senin için de efkarlanırız...

gün olur sözcükler boğazında düğümlenir.iki kelime yan yana gelmez,gelemez.kafa dumanlı,gözler yaşlı olur haykırmak istersin avazın çıktığı kadar.neyse işte... bazı duygular var dile gelmez,yazıya dökülemez.kaparsın gözlerini dinlersin usul usul.bu da öyle bir şey.

herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım...

islam ahlakı böyle bir şey olsa gerek.ne şartta olursa olsun doğru bildiğinden şaşmayacaksın,allah korkusu olacak içinde.

müezzinden bahsediyorum diğerlerinden değil.

lisedeyiz abiler sene 2003..okulun ilk günü arkadaşlarla toplanmışız.çoğu zaman lanet etsek de,okulu arkadaşlarla beraber seviyoruz.okul dışında da görüşmüşüz tüm yaz ama okul başka güzel işte.surat uzamış,bıyıklar terliyor efendim durduramıyoruz,ses bi çatallı bi tiz ergenliğin en acılı dönemleri.o zaman ki triplerim aklıma geldikçe sanki dünyayı ben kurtaracakmışım gibi hissediyorum.

neyse işte dolanıyoruz bahçede bir o yana bir bu yana.tabi liseye yeni başlayan hazırlık öğrencileri de var.dizmişler onları bir yere sabit bekliyorlar.hazırlık diye küçümsüyorum ama bir önceki sene bende öyle mal mal bekliyordum.bu ergenlik ve ast-üst ilişkisi çok sikko bi durum belirtmeden geçmeyeyim,bakın 1 sene geçmiş hemen havalara girmişim.

etrafa bakınıyorum ne var ne yok diye.abi birini gördüm ben...gördüm ama abartmıyorum gözlerimi alamadım.karşıdaki insanı en rahatsız edecek şekilde kitlenmişim alamıyorum gözlerimi.upuzun kirpikler yemyeşil şaşkın gözler bakıyor "yeter hayvan daha ne kadar bakabilirsin"dercesine.demiştir de muhtemelen ama kalp atışlarımı kontrol almaya çalışmaktan pek umrumda olmamıştı.he ondan sonraki 2 yıl boyunca da hiç umrumda olmadı onu da söylemek lazım.

her gördüğümde gözüm ondan başkasını görmedi,her konuşmaya çalıştığımda o ses titremesi hiç yalnız bırakmadı,her gözümü kapadığımda silüeti gözümün önümden gitmedi.onunla olan en kısıtlı zamanlarım bana dünyanın en uzun hikayesi gibi geldi.uzattıkça uzattım,senelerce süren türk dizileri gibi hiç ayrılmak istemedim.

entryimizin konu başlığını oluşturan aşk da tam böyle bir şey.zaman,mekan gözetmeden gelip kalbinizin tam ortasından vurup gidiyor.o zehir vücuda girdi mi,çıkar çıkarabilirsen.hiç kimse hiç bir şey umrunuzda olmuyor.ama işin ilginci hayatınızın her döneminde benzer ruh halleri,benzer heyecanlar.

son olarak bize bu heyecanları yeniden hatırlatan ve gecenin bu saatinde yalnız bırakmayan abilerimize sevgiler gönderiyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=t-EolkqFmM0

http://www.youtube.com/watch?v=_CVukEHUl9I

http://www.youtube.com/watch?v=DrL_Gdh5scQ

--spoiler--
rahatsız ediyorum ama,çiçeğe su verdin mi
evet bunun için aradım, başka ne olabilir ki
--spoiler--

diyenlerin şarkısı olabilir.bu kişiler arasında bende olabilirim.

http://www.youtube.com/watch?v=yQuXL0Wgmk0

uludağ üniversitesi ekonometri bölümünün değerli bir istatistik hocasıydı.aklımıza her zaman o tatlı gülümsemesiyle gelecektir.mekanı cennet,toprağı bol olsun.

ne zaman kendimi vererek izlesem beni bana geri vermiyor.sıkışıp kalıyorum bu amına koduğumun hayatında.unutmayı,unutmak istediğin şeyleri her defasında getirip önüne atıyor.öyle derinden çıkarıyor ki onları ilk günkü gibi herşey aynada.utanıyorum,yüzüm kızarıyor bakamıyorum.gerçeklerle yüzleşmekten bu kadar korkarken en olmadık yerde aparkatı alıyorum yüzüme.nakavt..topla toplayabilirsen bunca yılın yaşanamamışlıklarını.

bir anda yıkıldın ama bir anda kalkamıyorsun ayağa,olmuyor.karşılık vermen zor.hem hangi yüzle karşılık vereceksin ki.kendi hayatınla beraber başka hayatları da yerle yeksan et ee sonra ? sonrası yok koçum.sonraları tükettin sen.çıkar o kelimeyi dağarcığından.alıyoruz senin elinden her şeyi.sana ait olduğunu sandığın ne varsa bırak git.sana vaat edilen mutluluğu beceremedin.milyonlarca insanın arayıp da bulamadığını, sen elinin tersiyle ittin.hem de defalarca.şimdi ne var ne yok teslim etme zamanı.bütün bunlara karşılık sahip olacağın,hayatının her anında, zihninin en kapalı yerinde saklayacağın üç cümle veriyorum sana.bu senin hayatının özeti.yerin en dibindeki gerçeklerin.kaçış yok,başın her sıkıştığında yapacak hiçbir şeyin kalmadığında tekrarla bunları.

birine tüm geçmişini anlatmak,ona seni seviyorum demekten daha zordur aslında.bazıları işte bunu yapar.sevdiğini söyleyemez belki ama alır tüm geçmişini avucuna bırakır. l&m

http://fizy.com/#s/3pg3yj

(bkz: çok komikmiş yönetici kardeş)

son türkçe sürümüyle kalpleri fethetmiş efsane oyun.lakin kafamda bir soru işareti var.

oyunu steam üzerinden indirip oynamış bulunmaktayım.ancak herhangi bir güncelleme durumunda benim bir işlem yapmama gerek var mı yoksa steam beni bu dertten kurtaracak mı ? sözlüğün kurt hocalarından bilenler duyanlar varsa mesajlarıyla sevindirsin bu yazarı.

sonsuzluğa gidişten önce son çıkış,ötesi yok.dışarıdakiler için son bir umut,içeridekiler için son çırpınışlar...

ah felek söyle bana ölmek mi gerek
hayat berbat biz yeniden başlayalım.

http://www.youtube.com/watch?v=t57LuEMdJOA

merkezden alışveriş yapılmış evin yolu tutulur.binersin metroya ellerde poşetler.karşında annen yaşında bir teyze telefonda oğluyla konuşuyor muhtemelen.ister istemez kulak misafiri oluyorsun ne kadar kaçırsan da kendini.oğlan düğüne gitmek istemiyor,hem kıyafeti yok hem de bir şey takamayacaklar belli ki.olsun oğlum diyor teyze, davet etmişler gitmek gerekir.hem benim 10 liram var senin de varsa ekler alırız bir gömlek.o kelimeler ağzından o kadar samimi dökülüyor ki halinden şikayetçi değil yinede.kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş resmen.kim bilir ne sıkıntılar çekiyordu.o ana tanıklık edince içim cız etti.cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu.para vermek istesem kabul edecek kadın değil,yere düşürsem sizden düştü diye vermeye kalksam o da olmaz.ben bunları düşünürken kayboldu gitti.acaba gömlek aldılar mı.gittiler mi akşam düğüne.her şeyden önemlisi şuan mutlu mudur.kaç sene geçti üzerinden hatırlamıyorum ama benim 10 liram var senin de varsa ekler alırız bir gömlek cümlesi,sesi,tavrı gitmez gözümün önünden.

ufak ufak ipuçları oluşturun kendinize.hafızanız yetersizse, insanları bunaltan soruları defalarca sormak istemiyorsanız çıkarım yapın.işe yarar.

(bkz: a ferin)

fakirliğin sınırlarını zorluyorsun.cebinde 5 lira hesabında 8 lira var.8 lirayı 10 lira çekebilmek için 5 lira yatırayım diyorsun bir de bakıyorsun ki 20 tl ve katları çekilebiliyor.

özelleştikten sonra ciddi anlamda bokunu çıkardılar.istanbul-bursa hattını daha fazla canlandırmak,yolcu kapasitesini artırmak isteyebilirsin ancak yağmurlu fırtınalı havalarda özellikle şehir içinde kullanılan deniz otobüslerini koyarsan o 1 saat 50 dakikalık yolu insanlar yürekleri ağızlarında gider.

erken al ucuz öde kampanyaları genel olarak tüketicilerin kendi lehlerine çevirebilecekleri,satıcı firmanın da satışlarını arttıracağı bir kampanya gibi gözükse de; arkadaş gideceğim yol 2 saat bile etmiyor.kaldı ki bu mesafe için haftalar öncesinden karar almıyorum.insanlar günübirlik bursa'dan istanbul'a gidip gelebilirler.dolayısıyla izlediğin strateji yanlış.

diğer seferlerde de durum farklı değil.eskihisar-topçular arasında yaz aylarında diğer dönemlere nazaran yoğunluk olurdu.normaldir bu yoğunluk.doğal olarak beklersin bir süre.şu zamana kadar en yoğun dönemde bile iskelede maksimum 20 dakika beklemişimdir.daha 3 gün önce sadece feribota binebilmek için 1 buçuk saat bekledim.muavin arkadaşa soruyorum niye böyle buralar diye.çocuğun verdiği cevap: abi özelleştikten sonra böyle oldu.

bak o iskelelerde 20 tl fark verip sıra beklemeden geç uygulamanıza hiç değinmek istemiyorum çünkü akıllara zarar.eminim bunlardan birçok insan şikayetçidir ve en kısa sürede standart bir deniz taşımacılığı yaparsınız.en azından benim için bundan sonra ido kullanımı asgari düzeyde sadece mecburiyetten olacaktır.

ayrıca internetten işlem yapıyorsunuz ilave hizmet bedeli kesiyorlar.satın alma işlemini yapan benim lan neyin hizmeti bu.

muhtemeldir ki bursa metrolarında gerilla gerilla diye türkü çığıranların maruz kaldığı saldırı olmuştur.kafalarında saçma sapan renkler,tek amaçları tahrik etmekten öte olmayan insanlar bizlere insanlık dersi veriyor şimdilerde...

http://www.youtube.com/watch?v=BrDYAH4wu9Y

ağzı köpüklü kudurmuşların dört gözle beklediği pankart olmuş meğerse.onu yazan ben provakatörüm diye bas bas bağırsa daha az dikkat çeker.aptal olmamak lazım.

--spoiler--
- Çok korkuyorum eşkiya. Beni bırakma çok korkuyorum. Çok.
- Korkma sadece toprağa gideceksin...
Sonra toprak olacaksın...
Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin...
Oradan özüne ulaşacaksın...
Çiçeğin özüne bir arı konacak...Belki...Belki o arı ben olacağım.
--spoiler--