bugün

hayatta karşılaşılan dumurlukları mükemmel çizgilerle bize aktaran umut sarıkaya'nın mutsuzluk tanımıdır.

örneğin: kendin için alınan dondurmanın akşam yenilmesi için buzdolaba konulması ve akşam geldiğinde dondurmanın yerinde yeller esmesi.
ya da : yeni tanışılan kıza uzatılan çakmağın gazı bitmiş olması.
(bkz: banyoda sıcak su akmaması)
annenin size binbir eziyetle taktırdığı perdenin kornişlerinden birinin atlandığının farkedilmesi ; perdeyi söküp tekrar takmak , kısaca kolların mına koymak.
montla sıçmak...
ilkokulda kırmızı kalemin ucunun sürekli kırılması ve başlıkları kurşun kalemle yazmak zorunda kalmak. yoktu ki öyle uçlu kalem falan...
açık bir çizi paketi görüp bir umut üzerinden yoklamak, maalesef boş olması.
ihlas elektrikli şofbenle yıkanırken 1'in çok soğuk 2'nin çok sıcak gelmesi ve adam gibi bir ısıda yıkanamamak.
gecenin köründe çay ve ekmek arası yapıp televizyon ışığında yatağın içinde yemeğe çalışırken çayın ekmeğe dökülmesi ve ıslak ekmeği ele ilk alış anı.
ıslak çorapla taş zemine basmak.
büyük umutlarla alınan porno cd'nin içinden kürtçe düğün çıkması.
bilmediğiniz bir yere giderken şoförden sizi o durakta indirmesi için yardım istemek ve acaba unuttu mu, acaba geçtik mi tedirginliği yaşamak.
sınıfın en iyi ikinci oyuncusu olmak.

ha ben onu da yaşamdım ya. neyse *mına koyim.
diş fırçaladıktan sonra çay içmek.
deneme sınavlarında haddinden fazla trigonometri sorusuyla karşılaşmak.
sıcak bir günde içilen kutu kolanın sonuna geldiğini anladığın an.
şarap açarken, mantarı şişenin içine itmek mecburiyetinde kalmak.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tarifi yapmaya çalışırken yiğit özgür tipi espri yapmak.
yeni asfaltlanmış bir yoldan tekerlekleri çamurlu bir aracın geçmesi.
iddaa'da* oynadığınız kupondan tek maç ile yatmak.
tuvalete girdikten sonra tuvalet kağıdının bittiğini farketmek.
kakanızı yaparken iki lob arasına vıcık vıcık yapışmış inatçı bok. ne var işte hiç bi tarafa değmeden çıkıp gitse. bizi bi ton tuvalet kağıdı harcamaya zorlatır.
tam okuldan çıktın evine 20 dakikalık bir mesafe var. $erefsiz yağmur çiselemeye başlar. ıslanır ıslanırsın. eve geldiğinde yağmur biter, güne$ açar. küfredersin.
evde oturuyorsun, televizyon açık cnbc-e de ne var ne yok hangi dizi var bakayım dedin. o sırada babanın gelmesi. keyfin içine sıçıp, size i$ buyurması. bla bla..

edit: oh shit. bunu eksileyen ancak bir baba olmalı.
cep telefonunu açmayan bir adet sevgili. tripten tribe sokar adamı. maazallah.
misafirlikte aniden bağırsakları zorlayıp, özgürlüğüne kavuşmak isteyen bok.