akademisyenlik düşünmeyenler için kariyer açısından tezsiz yüksek lisans olanı makbul olabilir.

zenginleştirilmiş uranyum ile çalışanı makbuldür. * şaka bir yana uranyum zenginleştirmesini yapan ülkeler içerisinde zayıf bir ülke göremezsiniz. hepsi küresel güçler. iran yapıyordu onu da baskıydı, ambargoydu durdurdular. Adamların, yaka paçar eder gibi donanımlarını söktürdüler. Tabi yine de iran az sayıda zenginleştirme yapıyor. Nükleer reaktör için. Sorun şu ki küreseller kafalarına göre uranyum zenginleştiriyorlar ve bunun hesabını kimse sormuyor. niye bunu yapıyorsun demiyor. ama bir garip ülke geliştirme girişimde bulunsun hemen uluslararası atom enerji kurumu ülkeye baskın yapar. abd hayvani uranyum zenginleştirmesine rağmen bu garip ülkenin zenginleştirdiği uranyumdan dolayı kaygılı olduğunu söyler. bm tavır koyar. ama abd ayni açık "ben urayum zenginleştiriyorum hemi de nükleer füze için!" der bundan ne bm ne de uaek kaygı duyar. diğer dünya ülkeleri de kaygı duymazlar.

uranyum zenginleştirmenin tüm dünyada kontrol altına alınması gerekiyor ki bunu da küresel devletler yapacağı için imkansız. geliştirilen uranyumun nereye gittiğinin bir bir kontrolun yapılması lazım. nükleer enerji ve savunma sanayi araçların zırh geliştirmeleri dışında zenginleştirilmil uranyumun yasaklanması gerekiyor. kabul edelim ki bu da ütopya.

eskilerden: http://www.mynet.com/habe...nanimi-sokuluyor-959244-1
dünyanın kaygı duymadığı haber: https://www.evrensel.net/...en-nukleer-bomba-denemesi

Demokrasi taraflısı adımlar attığı görülmektedir. umut vericidir.

http://qha.com.ua/tr/turk...vukluk-yasaklandi/156500/

Bu kadar zenginliğin, gücün, fakirleşen ve kıymetsiz halkın bir bedeli olacaktı elbet. Olmuş da. Yeni cumhurbaşkanı şevket mirziyoyev'in demokrasi taraflı tutumları ve eski büyük diktatoryanın yanında yer almaması, büyük resmi daha fazla görmemizi sağlıyor. Afganistan'da üretilen afyonların Özbekistan üzerinden geçerek avrupa'ya ulaştığı ve bu sebeple gülnare kerimova da dahil bir takım devlet yetkililerinin bu geçişten milyarlarca dolar para kaldırdığı ortaya çıkmış. Tabi gülnare kerimova'nın yurtdışında bulunan paraları da özbekistan devletinin ve halkının paraları olduğu için özbekistan bu paraları da hesapların bulunduğu ülkelerden istemeye başlamış.

Tabi senelerce hakkı yenilmiş bir özbek milleti var. Kimse bunun bedelini ödeyemez. Çok büyük suçları var kerimov ailesinin. Umarız ki bu yeni dönem hem özbekistan ve özbekistan ile birlikte türk dünyası için çok büyük adımların geleceği bir dönem olacaktır.

http://qha.com.ua/tr/turk...inda-sok-iddialar/158506/
http://qha.com.ua/tr/siya...a-kerimova-talebi/158739/

işe güce daldığımızdan, uzun zamandır girmiyordum sözlüğe. artık biraz aktif olma fikri cereyan etti. * bugün girip baktım ki, bir ton entrymi beğenmiş. şöyle baktığımda modern ve türkçü olduğunu gördüm. sempati duydum. selam olsun kendisine...

Yer yer bazı mahallelerinde çoğunluğun solcular olduğu ilçedir. Buradaki solcular, çayyolu gibi üst seviyedeki solculara kıyasla eğitim seviyelerinin düşük olması sebebiyle maddi durumları da düşüktür. isyan ve eylem ruhu, fakirlikle beraber dışlanmışlık hissi yüksektir. ankara'da eylem denince ilk bayrağı çeken insanlar bu mahallelerde otururlar. hatta mamak cengizhan mahallesinde şöyle bir duvar yazısı görmüştüm: "1 mayıs'a gelemezmiş de mış mış mış..."

illuminati kartlarına göre başkan olacak kişi. bu başkanlık sonucunda abd'de gay ve lezbiyen hakları da çoğalacak. yasal olarak evlenebilecekler. dünyaya iyi şeyler getirmeyecek.

ben söyledim. sen de at fava bekle...

*'in hüzün dürbünümde kırk sene isimli kitabından anladığıma göre*, ayşe kulin ile bir ara sevgiliylermiş.

O ancora'sı nedir öyle yahu. bitiriyor resmen.

https://www.youtube.com/watch?v=hdSMZTSRQNc

linux dağıtımı ama orjinal türktür arkadaşlar. çekirdek evet linux, arayüz evet kde. Ama işletim sisteminin esası kendisi tamamen türk.

Hatırlarsanız 2005 yılında pardus'un ilk çıktığı zamanlarda herkes çok sevmişti. Sonra o projenin içine edildi, çalışanları tübitak'tan kovuldu ve bugün pardus adı altında aslında debian tabanlı bir işletim sistemi çıkartıldı. eski pardus tamamen türk mühendisler tarafından geliştirilmişken, yeni pardus eski geçmişini tamamen sildi. eski pardus bizimdi evet ama yeni pardus için aynı şeyleri söyleyemeyiz.

işte bu eski pardus'un mirasını bu arkadaşlar aldı üstüne kattı ve ortaya pisi linux çıktı. tamamen türk üretimi eski pardus da böylece kaybolmamış oldu. kendilerine başarılar dileriz. fakat işleri çok zor. bir finansal destekleri, katkı sağlayanları olmadığı sürece gerçekten zor. eğer biz pisi linux'ün kurumsal olarak devam etmesini istiyorsak ki istiyoruz, bu değerli arkadaşlara sponsor olacak kişileri bulmalıyız. yoksa bir ekibin akşamları işten gelerek bir işletim sistemi hazırladığı yapıyla bir noktaya gelemeyiz. Ve bir süre sonra o işten gelen insanlar evlenir ve bir daha da akşamları pc'yi açmazlar.

umarım bu çalışma daha büyük bir kurumsal yapıya ulaşarak (tıpkı ubuntu gibi) devam eder. tarihin karanlıklarına gömülen bir linux dağıtımını daha (hele ki yerli bir dağıtımı) düşünmek çok acı verici.

ayrıca son olarak kendilerinden mate arayüz istiyoruz. hem gnome 2'nin mirası, hem kolay, hem güzel.

bütün ortamlarda (windows, linux, android, blackberry) kararlı çalışması sebebiyle artık kendisi ana tarayıcım oldu. özellikle mobil versiyonundaki şu sekmeli yapısı yok mu, helal reyiz diyorum. gerçekten bu işi yapıyor adamlar.

bu kadar konuşulduğuna göre türkiye'de baya gündemi var olan şahımızdır.

şah yüzyılı diye bir dizi çekseler tutar lan. valla acayip izlenir.

güzel bir dizidir. afyonu insan kendi kalbinde yaratır. o afyonu yaratanları da görüyoruz ki adamlar 2023'te lozan'ın biteceğini, yer altı kaynaklarımızı lozan yüzünden kullanamadığımızı iddia ediyorlar. çünkü düşünce üretemiyorlar. üstelik muhteşem yüzyıl'a da gıcıklar. *
neyse efenim sonuçta güzel bir dizi. tarihi hata varsa vardır yoksa yoktur. eleştirirsin o ayrı. ama dizi güzel.

özellikle şu yunanca müzik beni benden alıyor efenim.

https://www.youtube.com/watch?v=9uKeBymTFPI

Edit:

Şarkı yunan sanatçı Katerina Papadopoulou'ya (κατερινα παπαδοπουλου) aitmiş. Şarkının adı da Nanourisma (tr: ninni, eng: lullaby, yunan: Νανούρισμα) imiş.
Sözleri:

Όσα άστρα είναι στον ουρανό, μαργαριταρένια μου,
και λάμπουν ένα ένα, και λάμπουν ένα ένα,
τόσες φορές τα μάτια μου, μαργαριταρένια μου,
δακρύσανε για σένα, δακρύσανε για σένα.

Άιντε, καλέ μάνα, αγάπα με κι εμένα,
κούνει, καλέ μάνα, το παιδί για μένα...

Αναστενάζω, δε μ’ ακούς, μαργαριταρένια μου,
κλαίω, δε με λυπάσαι, κλαίω δε με λυπάσαι.

Άιντε, καλέ μάνα, αγάπα με κι εμένα,
κούνει, καλέ μάνα, το παιδί για μένα...

Δεν είσαι μάνας γέννημα, μαργαριταρένια μου,
ούτε Θεό φοβάσαι, ούτε Θεό φοβάσαι.

Άιντε, καλέ μάνα, αγάπα με κι εμένα,
κούνει, καλέ μάνα, το παιδί για μένα...

Άιντε, καλέ μάνα, αγάπα με κι εμένα,
κούνει, καλέ μάνα, το παιδί για μένα...
-------

Latin hali:

Ósa ástra eínai ston ouranó, margaritarénia mou,
kai lámpoun éna éna, kai lámpoun éna éna,
tóses forés ta mátia mou, margaritarénia mou,
dakrýsane gia séna, dakrýsane gia séna.

Áinte, kalé mána, agápa me ki eména,
koúnei, kalé mána, to paidí gia ména...

Anastenázo, de m’ akoús, margaritarénia mou,
klaío, de me lypásai, klaío de me lypásai.

Áinte, kalé mána, agápa me ki eména,
koúnei, kalé mána, to paidí gia ména...

Den eísai mánas génnima, margaritarénia mou,
oúte Theó fovásai, oúte Theó fovásai.

Áinte, kalé mána, agápa me ki eména,
koúnei, kalé mána, to paidí gia ména...

Áinte, kalé mána, agápa me ki eména,
koúnei, kalé mána, to paidí gia ména...

------

Okuması kolaylaştırılmış latin hali:

Posa astra ine ston urano, margaritarenya mu,
ke labun ena ena, ke labun ena ena,
toses fores ta matya mu, margaritarenya mu,
dakrisane ya sena, dakrisane ya sena.

Ayde, kale mana, agapa me kemena,
kuni , kale mana, to pedi ya mena.
Anastenazo, de makus, margaritarenya mu,
kleo, de me lipase, kleo de me lipase.

Ayde, kale mana, agapa me kemena,
kuni , kale mana, to pedi ya mena.

Den ise manas genima, margaritarenya mu,
ute Theo fovase, ute Theo fovase.

Ayde, kale mana, agapa me kemena,
kuni , kale mana, to pedi ya mena.

Ayde, kale mana, agapa me kemena,
kuni , kale mana, to pedi ya mena.

-----

ingilizcesi:

How many stars are in the sky, my pearl-one?
And they shine one by one, and they shine one by one.

So many times my eyes, my pearl-one.
Shed tears for you, shed tears for you.
Come mother and love me too,
swing mother the child for me.

I sigh but you don't hear me, my pearl-one.
I cry put you don't pity me, I cry but you don't pity me.
Come mother and love me too,
swing mother the child for me.

You are not an offspring of a mother, my pearl-one.
You are neitehr afraid of a God, you are neither afraid of a God.
Come mother and love me too,
swing mother the child for me.

E artık bir zahmet türkçesini de siz halledin. *

işsizliktir. *

Ankaralıların; 30 Mart 2014'te gözlerinden yaşlar fışkırırcasına umut besleyerek desteklediği iyi kalpli insandır.

Fakat 31 Mart 2014'te gördük ki milli irade ayaklar altına alındı. Daha fazla ne kadar kötü olunabilir bize gösterdiler.

Bu halk unutmadı Mansur Yavaş'ı. Hakkı yenildi, emekleri ayaklar altına alındı. Aklıma geldikçe hala üzülürüm. 31 Mart'tan sonra sandığa olan umudumu da kaybettim bu yüzden. Artık öylesine gidiyorum oy kullanamaya. Bu seçimde sandığa giderken, "Akşama ne değişecek ki?" dedim.

Hala içimizdedir Mansur Yavaş. Hala umuttur. Hala iyiliğin adresidir. Belki der kalbimizden bir ses, belki...

15.10 sürümüyle gerçekten uçuyor efenim. Kararlığı çok iyi. Ubuntu Gnome'la da kıyasladım. Gnome'a göre çok çok iyi.

illa windows 10 lazımsa kurun Ubuntu mate'i. ardından ubuntu mate'de welcome isimli bir uygulama var. içerisinden virtualbox'u bulup yükleyin. Virtualbox'tan sanal olarak windows 10 kurarsınız. Halledemediğiniz işler olursa ordan yaparsınız. Açıkçası 5 aydır ubuntu kullanıcısıyım ve bu beş ayda windows'a hiç ihtiyaç duymadım. bir keresinde windows lazım oldu. Onda da windows'ta yapamadım yine ubuntu'da halletim. *

bence saçma sapan bir sebzedir kendisi efendim.

mesela bir karnabaharı fırında pişirebilir üstüne sarımsaklı yoğurt döküp muhteşem bir yemek elde edebilirsiniz. Ya da normal sulu yemeğini yapabilirsiniz. Hiç olmadı tava kızartıp yiyebilirsiniz. Hepsinin de tadı güzel olur ve size bir ana yemek vaat eder. Bunu cüssesiyle de uzaktan belli eder.

Peki ya bu hayvani büyüklüğe sahip balkabağı bitkisi ne işe yarıyor?

Bakıyorsun uzaktan ihtişam kaynağı. Bilmeyen biri görse bundan ortaya muhteşem bir ana yemek çıkacağını sanır. Fakat gel gör ki hayvani boyuttaki bu şeyden yapılan tek şey sadece ama sadece tatlı. Üstelik bu tatlı da çok matah bir şey değil. Kekremsi bir tadı var. Ayrıca bir tatlı afedersiniz ama osuruk gibi kokar mı yahu. Tatlı bütün yemeklerin finalidir. Yemek bitince balkabağı tenceresini bir açıyorsunuz ama o da ne mutfağı bir osuruk benzeri koku alıyor. Yapmayın arkadaşlar gözünüzü seveyim, neyini seviyorsunuz şunun.

Bir de pazara gidip bundan bir adet alamazsınız. Bir dilim alsanız yetiyor. Bununla da tatlı yapılıyor. Dünyada açlık olsa, yiyecek olarak sadece balkabağı kalsa halimiz duman arkadaşlar. Cüssesine güvenmeyin bunun. işlevi sıfır.

Ha ayrıca bunu pazardan alırken testereyle kestirme operasyonu var ki, o konuya girmek bile istemiyorum. Yürekler dayanmaz...

Mantığını anlayıp, bir iki de metotları ezberlerseniz tamamdır diyeceğim dildir. *
Temel düzeye ulaştığımı düşündüğüm dildir. iş bulamamam vesilesiyle boş vakitlerimde python çalışmaya karar verdim. Baya ilerledim. Python üzerinde çalışabileceğim bir iş bulmayı isterdim açıkçası... *

Linux'e yeni geçecekceniz ve windows alışkanlıklarınızı da kıramıyorsanız, ilk başta normal Ubuntu kullanımı sizi belki biraz yorabilir. işte burada devreye ubuntu mate giriyor. Tam size göre. Alışkanlıklarınızı değiştirmenize gerek yok. Üstelik dizüstü pcler için daha uygun. şeker gibi bir işletim sistemi yiyesiniz gelir.

Tanım: ubuntu işletim sisteminin mate masaüstü kullanan halidir. Bir ubuntu kullanıcısı için diğer ubuntu dağıtımlarından genel olarak hiçbir farkı yoktur.

Sizce de şık değil mi?
görsel

15'li sürümünü kurarak kullanıcıları arasına katıldığım stabil işletim sistemi. windows 7'nin bilgisayarı delirmişçesine kastırmasından sonra ben de delirdim ve buna geçtim. öyle güzel ki içimin yağlarını eritti. railink'in bambasit wireless antenini kendiliğinden tanımayan windows 7 kafamı yemişti. aynı anteni ubuntu takar takmaz şak diye tanıdı. aynı şekilde windows 7'de google chrome üzerinden youtube'dan müzik dinlerken 5+1 hoparlörümün tümünden ses gelmiyordu. saatlerce uğraştım olmadı. mozilla'dan denedim yine olmadı. ubuntu yavrumda böyle dertler ne gezer. her şeyi şak diye çalıştırdı. artık hem mozilla'da hem de chromium'da* 5+1'i kastırıyorum. ubuntu'yla mutluyum. *