bugün

entry'ler (922)

mahir çayan

"milli türk devrimcisi atatürk'ün ölümünden sonra" (tabir benim değil çayan'ın) ordunun ve mevcut siyasanın emperyalist güdüme girdiğini söyleyen ve milli devrim olan cumhuriyetin tekrar dirilmesini salık veren birisiydi mahir çayan. adını bugün terörist köpekler ansa da mahir çayan mevcut türk hükümetine (ap hükümeti) ve bu hükümetin taşıdığı anlama karşı isyan etti.

ben mahir çayan'ın atatürk ve cumhuriyet hakkında getirdiği çözümlemeri bulur yazarım istek olursa bir bir. fakat mahir çayan teröristtir diyenler de yahut mahir çayan pkk'nın kurucusudur diyenler bunu destekler kanıtlarını sunsunlar da aydınlanalım.

mahir çayan

bugünkü anlamda ulusalcı olmayıp bu topraklar üzerinde milli solun şekillenmesinde emeği geçmiş devrimci. atatürk'ün devrim felsefesi içindeki yerini irdeleyip atatürk'e sahip çıkmış ve atatürk'ün büyük türk devrimcisi olduğunu kardeşlerine anlatmaya çalışmış bir devrimcidir.

türk solu demek bu topraklar üzerindeki türkiye soludur. kafası faşistçe çalışan kabafikirliler türk solu dendiğinde "kürtlerin de yoldaşıdır" diye gerizekalıca savunma yapar ancak. türk solu deyince kürtleri dışlayan bir zihniyete sahip birinin bilip bilmeden söylenenlere bok atmasıdır bu.

mahir çayan

adını teröristbaşının ağzına aldığı ve benim diyen babayiğit solculardan bir cevap göremediğim büyük devrimci.

mahir çayan'ın emaneti abdullah öcalan'a mı kaldı? böyle madrabazlık nerede görülmüş nerede duyulmuştur. milli türk solunun en büyük ideoloğu olan aktif eylem içinde yer almış bir devrimcinin emaneti katillerin diline nasıl düşer ve cevapsız kalır?

http://t24.com.tr/haber/a...ye-teslim-ediyorum/242133

cumhuriyetin osmanlı yanında bir hiç olması

bu ülkedeki hakim değer yargılarının halen daha aynı damardan beslendiğinin delili. hiçkimse kusura bakmasın ama kişiler değişiyor ama yobazlık baki kalıyor.

10 sene önce osmanlı'ya tü kaka diyen yobaz güruh ile bugün cumhuriyete tü kaka diyen güruh arasında zihniyet olarak hiç bir fark yoktur.

evet böyle devam edelim. budur bizi ilerletecek olan.

türk solunun büyük paradoksu

idris küçükömer'in "türkiye'de sol sağdır, sağ da sol" tezine istinaden ortaya koyulmuş paradokstur.

türk solu devrimci bilincin yerleşmesi ve "devirici" bir takım faaliyetler içine girmektense içinde bulunduğu statik durumu "muhafazakar" bir edayla korumaya and içmiştir. bu toprakların tüm değerleriyle "gelenek, eski" diye alay ederken kendi yobazlığıyla kavrulmaktadır.

cemil meriç gibi bir sosyalisti bile içinde barındırmayan türk solu ne emekten bahseder, ne işçi haklarından ve sendikadan. türk solu kendi değer saydığı değerleri canhıraş korumaya and içmiştir. onun için sol gelenek içinde yer alması gereken boşluğu hep islamcı ve "muhafazakar" kesim doldurmuş ve "devrimci" bir görev üstlenmiştir.

türk solu halen daha mahir çayan'ın sözlerine bir cümle bile ekleyemedi. bunu islamcılar ve pkk doldurdu. marksist geleneğin pkk'ya teslim edildiği ülkede soldan da bahsetmeyin bir zahmet.

türk solunun pkk ile ilişkisi

türk solunun kolay kolay kimseyle ilişkisi olmaz.

(bkz: türk solunun büyük paradoksu)

halkların demokratik partisi

bdp'nin batıda seçimlere katılacağı kendini "mahir çayan" çizgisinde tanımlayan "sol" parti.

abdullah öcalan'ın icazetiyle kurulmuş bir parti ne kadar sol olabilir ne kadar mahir çayan çizgisinde olabilir merak içindeyim. bdp'nin yürüttüğü kürt milliyetçiliği ve terörize olmayan muhalefetin bir ton daha softu yaratılmak istenmiş ve bu da bu ülkenin solcularına yedirilmek isteniyor.

mahir çayan mezarında ters dönüyor milletin umrunda değil.

http://t24.com.tr/haber/a...ye-teslim-ediyorum/242133

nur yoldaş

türk sanat tarihinin belki de en güzel, en nadide sesli sanatçısı.

yıllarca bize müzik diye sanat diye pompalananlara bakıyorum ve de nur yoldaş'ın seslendirdiği şarkılara bakıyorum ve sinirleniyorum. bu ülkenin gerçek müziğini yapan ve de bunu "bakın ben ne büyük sanatkarım ha siz anlamazsınız" kibiri içinde değil gayet bu toprakların her insanına hitap edecek şekilde yapan bir sanatçının bugün bilinirliği neden bu kadar geridedir.

şarkılarını saymaya gerek yok.

kolay kolay her sanatçı için demeyeceğim bir şeyi bu abideye diyorum: nur yoldaş dinlemenin tadına varamayan insan bu toprakların hayat damarlarından birini teneffüs etmemiş demektir.

ergüder yoldaş

attila özdemiroğlu, timur selçuk gibi "büyük" sanatçıların trt'yi hegemonyalarına aldığı devirde üzeri çizilmiş türkiye'nin gelmiş geçmiş en değerli bestekarlarından.

bu toprakların gerçek müziğinin peşinde ve bu uğurda bir derdi olan sanatkar.

arabeskin doğuşunu "büyük sanatkar"ların müziği kitlelerden soyutlayıp bir temaşa aracı olarak görülmesine bağlamış üstat. ee hal böyle olunca insanlar kendilerine yakın tınısı olan arabeske yönelmiş ve o dönemde bilindiği üzere bir arabesk furyası başlamıştır.

bu ve daha fazlası için;

http://www.aksiyon.com.tr...ir-daha-adaya-donmem.html

blade runner

salt bir bilimkurgu-dram olarak seyredilirse çok şeyin ıskalanacağı bir film.

70'lerin muhafazakar-teknofobik düşünceyi pompalayan amerikan filmlerine karşı bir başkaldırıdır bu film. sağın amansız yükselişine karşı "sol"dan bir bakıştır. zira devrimcidir. teknolojiyi tu kaka görmez ve teknolojinin yeni bir toplumsal düzen oluşturmada devrimci bir rolü olabileceğini vurgular.

tasvir edilen şehir 2019'dan çok ortaçağ tasvirine benzemektedir. gelişmişlik düzeyi ile halk arasında uçurum byümüştür. bu yönüyle gelecek tasviri kapitalist hegemonyanın geliştiği bir evrendir. modern reklam panoları ile insanların içinde bulunduğu hal ile aralarındaki uçurum kapitalist köleliğin bir tasviridir.

blade runner cevap arayan bir film değildir. soru soran bir filmdir.

teknolojinin gelişmesi ile yeni bir toplumsal düzen mümkün müdür?
aslolan insan-makine çatışması mıdır yoksa kapitalist sömürü müdür?
aslolan teknolojiye karşıt olmak mıdır yoksa köleliğe karşıt olmak mıdır?

yani asıl soru deckard replicant mıydı değil miydi değildir. filmin ana fikri zaten bu ayrımın yapılamayacağı üzerine kuruludur. illa böyle bir soru soracaksak eğer roy insan mıydı? sorusu daha mantıklıdır. zira insan olma tanımı filmde peşinde gidilen şeydir. roy bir çok sahnede "insanlık"a yaraşır şekilde hareket etmektedir. önemli olan hal hareketlerde, mimiklerde insan olmak mıdır yoksa insan olmak daha çok ahlaki bir şey midir?

biraz karışık oldu ama blade runner kısaca bu döngüde insan-makine arasında bir barış önerir. ve insanı insan yapan şeyleri sorgular. varoluşsal bir sorunu olan bir filmdir.

blade runner ayrıca kendinden sonra çekilen bir çok distopik kurgunun da ilham kaynağıdır.

(bkz: ghost in the shell)
(bkz: the matrix)
(bkz: dark city)

timsah arena

kaba inşaatının sene başından beridir hemen hemen aynı olduğunu gördüğüm bursaspor'un yeni stad projesi.

yeri, dizaynı falan şahanedir. bursa'ya yaraşacak bir stadyum olacak gibi duruyor.

nato

avustralya ile yeni zelanda'nın abd tarafından girmesini teşvik ettiği uluslararası savunma örgütü.
zira bu iki ülke nato'ya dahil edilirse çin çevrilmiş olacaktır. zaten şu sıralar pasifik üstünde müthiş bir mevzilenme yarışı var. çin afrika üzerinde, abd deniz aşırı adalarda etkin yatırımlarla hamle yapıyor. ilerdeki onyıllarda yaratılan islami terör canavarı sanırım çekik göz terörü olarak adlandırılıp servis edilecek ve düşman da belli olacak.

facebook ta ismin başına tc ibaresi koymak

ben de naçizane behzat ç'nin yayından kalkmasını protesto etmek amacıyla profil adlarının önüne "la" ibaresini koymaya çağırıyorum sözlük ortamının güzel insanlarını.

ateizm

sonuna "izm" getirilen herşey gibi ateizm de çok başka şeyleri ifade etmektedir. bizim allahsız dediklerimiz ateist değildir. zira ateistim diyenlerin çoğu ateist değildir.

olacak o kadar a gülen mizah yoksunu insan

bunu diyen genellikle leyla ile mecnun için de aynı şeyi düşündüğünden dolayı anca gülüp geçeceğim tespittir. eksen kaysın iki gün sonra kemal sunal'a gülmek de marjinalleşir bu memlekette. o kadar bok atmaya alıştık ki.

metin özdemir

"burada bu fakültede yapılmayan bir şey yapıyoruz: ders işliyoruz" diyerek farkını ve yükseköğrenimin gerçek halini insanın yüzüne vuran iktisatçı akademisyen. iibf kültüründe devam edecek olan bir gelenek olarak kendisinin öcü olarak gösterilmesi adet olmuştur. hemen herkesin özdemir'le ilgili iyi kötü bir fikri vardır. kötü fikri olanlar bayağı baskındır.

buna rağmen öğrenciye müşteri gözüyle bakan ve yüksek lise konumuna gelmiş üniversite öğreniminin sınırlarını aşar metin özdemir ve size vasıflı bir öğrenci muamelesi yapar. işlediği dersin kalitesi gayet yüksektir. hem dersin ana fikri hakkında analiz yapma yetisi kazandırma hem de kpss ve türevi sınavlarda soru kaçırtmama gibi bir getirisi vardır metin hoca'nın.

"üniversiteye ders geçmeye geliyorlar. gelip geçiyorlar. gelmişken de bir diploma alalım bari diyorlar. ama diplomanın gerçek anlamını çok çok sonra anlıyorlar." diyerek de aslında öğrencinin zekasına hakaret eden diğer hocaların aksine derslerinden geçilmese bile öğrenciye belli bir değer atfettiğini anlıyoruz. zira adam verdiği dersin kalitesiyle orantılı bir karşılık bekliyor. öğrenci milleti de zekasına küfredilmesine alışkın olduğundan asıl küfürü dersten kalmak olarak algılayıp metin özdemir'e saydırıyor. ama durum ortada ve net.

özetle:

galatasaray'ın madrid karşısındaki onurlu yenilişine atfen kalınacaksa böyle hocadan kalınsındır.

toprak sözü verilen kürtlere toprak verilmemesi

toprak sözü verildi amma kürt türk diye ayırmadan verildi. ve de tutulmadı. bu sadece kürtlere verilen bir söz değildir.

(bkz: toprak reformu)

edit:ben çok yanlış gelmişim.

sözlük gaylerinin şu anda dinlediği şarkılar

entry girenin göte geldiği bir devrim niteliğindeki anket için emeği geçenleri kutluyorum.

bir kadının yüzünden önce götüne bakmak

sürpriz şoklara davetiye çıkarmaktır. onca yüzüne bakılmayacak hatuna hallenince insan bunu yapmaktan vazgeçiyor. yani bir arkadaşım öyle demişti.

hans zimmer

ennio morricone'den epey esinlenmişliği ve etkilenmişliği vardır. zira sherlock holmes müziklerinde epey morricone melodileri duyarsınız.