the one and only

bu rizeli arkadaşın mali bilançosunu çıkarayım dedim.. daha önce defalarca kez yazdım ama tekrar yazayım, toplu olarak bir yerde bulunsun...

osmanlı ilk dış borcunu 1854 yılında aldı.. türkiye cumhuriyeti kurulunca osmanlı dış borçlarını devraldı. dolayısıyla bilançomuzu 1854'ten başlatmak lazım..

1854-2002 arası
============
1854-2002 arasında alınan net dış borç: 129 milyar dolar
2002'de hazinedeki para: 30 milyar dolar..

yani 1854-2002 arasında 129 milyar dolar dış borç alınmış. Bunun 99 milyar doları çeşitli yatırımlarda ve savaşlarda kullanılmış.. 30 milyar doları bir sonraki iktidara devredilmiş.. yani

-----1854-2002 arası kullanılan dış kaynak = 99 milyar dolar-----------------

99 milyar dış kaynakla yapılan işler: kırım savaşı, 1877-78 osmanlı rus savaşı, dolmabahçe ve beylerbeyi sarayları, balkan savaşı, 1. dünya savaşı, kürt isyanlarının bastırılması, kıbrıs çıkartması, anadolu ve rumeli demiryolları, keban, karakaya ve atatürk barajları, türkiye'nin karayolu ağı, erdemir, isdemir ve kardemir gibi demir-çelik tesisleri, seydişehir alüminyum, tüpraş ve botaş rafinerileri, sümerbank ve türk tekstil endüstrisi, paşabahçe şişe cam, itü, odtü, boğaziçi ve istanbul üniversiteleri .........

2002-2022 arası
============
2022 itibarıyla dış borç: 450 milyar dolar
2022'de hazinedeki para: **eksi** altmış milyar dolar.
2002-2022 arasında yapılan özelleştirmeler: 100 milyar dolar..

yani 2002-2022 arasında 450-129=321 milyar dolar dış borç alınmış. önceki dönemden devredilen 30 milyar dolar yenmiş, üstüne merkez bankası swaplarıyla 60 milyar dolar borç takılmış.. daha önceki dönemlerde yapılan yatırımların satılmasıyla da 100 milyar dolar daha cebe indirilmiş..

-----2002-2022 arası kullanılan dış kaynak (450-129)+(30-(-60))+100 = 511 milyar dolar-----------------

511 milyar dış kaynakla yapılan işler: bazı yollar, bazı köprüler, marmaray, bazı havaalanları, doğu karadeniz'deki hes'ler, cumhurbaşkanlığı sarayları, cumhurbaşkanlığı uçak filosu, cumhurbaşkanlığı makam arabası filosu, yassıada inşaatları, şehir hastaneleri, kaddafi'nin katillerine yollanan 129 milyon dolar, suriye'deki katillerin beslenmesi, ortaasyadan afrikaya yapılan her biri 20-30 milyon dolarlık camiler, imam hatipler, ilahiyat fakülteleri, libya macerası, kasabalarda kurulan üniversiteler, kürtlere beleş elektrik, bol bol sosyal yardım...

haa, bi de iki yukarıdaki arkadaşa göre 2002-2022 arasında ALLAH kelâmı, Besmele, Duâ varmış... zaten bi yerde bu üçü birleşmişse cia ve mossad çok uzakta değillerdir..

baya yüksektir... biz senelerdir ülkeyi kurtarmak gibi sabuk saçma işlerin peşinde koşarken onlar kendilerini kurtarırlar... sonra da gelip bize yerlilik ve millilik hususuda ders verirler..

akp sayesinde senelerdir hakkettiklerinin çok üstünde bir düzeyde yaşamaktadırlar... evlere temizliğe gitmesi gereken türboş karılar bakanlık, ayakkabı boyacılığının üstüne çıkmaması gereken dayılar müsteşarlık yapmaktadırlar..

--spoiler--
ayrıca erzurum valiliği şehrin itibarını korumak adına bu olayı saklamıştı.
--spoiler--

erzurum şehrinin itibarı derken?
ne itibarı varmış erzurum'un?

ekmeğe lavaş, ibneye dadaş denilen yer alt tarafı.

aslında tandoğan'ın ağzından dile gelen şey cumhuriyet zihniyeti değil osmanlı zihniyetidir... tandoğan bir osmanlıydı, 1894 yılında istanbul'da doğmuş ve bütün formasyonunu osmanlı imparatorluğunda almıştı..

osmanlı'da anadoluluların şehirlere girişinin yasak/izne tabi olduğunu herkes bilir . nitekim vahdettin "bu millet bir koyun sürüsü, sürüye bir çoban lazım.. o çoban da benim işte" diyerek osmanlı'nın anadoluya bakışını özetlemiştir...

cumhuriyet'in anadolu köylüsüne bakışı farklıdır. cumhuriyet anadolu köylüsüne hizmet götürmeye çalışmıştır.. osmanlı'nın hiç umrunda olmayan işler yapmıştır.. örneğin frengi, trahom, sıtma gibi hastalıkların kökünü kurutmuştur..

pekii, cumhuriyet mi haklıdır, osmanlı mı haklıdır?
bence osmanlı haklıdır. vahdettin ve tandoğan hakıdır. atatürk, inönü ve silah arkadaşları haksızdır..

1950'de ülkenin dümeni büyük ölçüde anadolu köylüsünün eline verildi.. sadece askeriye ve dışişlerine sokulmadılar.. ama köylüler nerede hakim oldularsa oraya yobazlığı, akraba kayırmayı, hırsızlığı ve rüşveti soktular...
1930'lardan itibaren istanbul'a kabul edildiler.. sonuçta istanbul'da tarihi eser ve ağaç görmek imkansız hale geldi.. dünyanın en güzel şehri olan istanbul dünyanın en çirkin şehrine dönüştü..
2003'ten beri dümen %100 ellerinde. üstlerinde asker kontrolü de kalmadı. ülkenin ne hale geldiğini herkes görüyordur.. ve daha dibe de vurmadık.. dibe vurmamıza daha çok var...

türkiye'yi yönetenlerin akıllarının ne kadar leyla olduğunu gösteren detay...

dünyanın her ülkesinde elektrik kesintileri önce konutlarda başlar, en son sanayiye yayılır...

türkiyede ise elektrikler ilk sanayide kesilir....

sanayi çalışmazsa konutlarda da yaşam olmayacağını anlamadı şu çomarlar, lazlar...
inşaatın getirdiği %100'lük karların yanında sanayinin getirdiği %10'luk karları küçük görüyorlar...
"....üretimin ne önemi var kardeşim? eğer ihtiyacım olursa londra bankerlerinden borç alıp ithal ederim..." diye düşünüyorlar.
hazine arazilerine çöküp kolay para kazanmak varken bir şeyler üretmek zor geliyor abilere...
ama inşaat öyle mi?
inşaat biraz tıkandığı anda her türlü önlemi alıyorlar.. hemen (zaten çoğu kendi köylüleri olan) müteahhitlerin vergi borçlarını siliyorlar. eğer o da çalışmazsa masaya türkiye cumhuriyeti vatandaşlığını promosyon olarak atacak kadar kudurmuşlar..

türk halkı bu lazları seçti ya.. başına gelecek her şeye layık...

https://galeri13.uludagso...ayyip-erdogan_1375305.jpg

breh breh breh...
gören de adamı helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştiriyor zannedecek...
adam askerliğini kantin subayı olarak istanbul'da geçirmiş... askerliği boyunca kaşarlı tost basmış..
bir oğlu "sağlık sebepleriyle" askerlik yapmamış..
diğer oğlu kısa dönem yapmış..
etrafında doğru düzgün askerlik yapan yok...

adam bir şehidin babasını hapse attırmış..
diğer bir şehidin kardeşini işten attırmış...
başka bir şehidin babası için kameralar önünde "karaktersiz" diyebilmiş..
şehitlere saygısı bu kadar..

adamın döneminde türk ordusu osuruk arap kasabası el-bab'a girememiş..
terör örgütlerinin karşısında tek günde 10 leopar tankı kaybedip kaçmış..
cizre gibi türk kasabalarına bile aylar boyunca girememiş..
ege'de yunana ada kaptırmış..
terör örgütleri türkiye'nin musul büyükelçiliğini aylarca rehin almışlar, maskara olmuşuz...

ama adam öyle bi hava basıyor ki sanki fatih, kanuni zannedersin...
kıbrıs'ı bir kaç ay içinde çatır çatır almış olan ecevit'i bile beğenmiyor, küçümsüyor...

"....Elbette her şeye zam gelirken alkole gelmeyecek hali yoktu. Evet....."

ilginçtir, camilerin kapısına turnikeyi koymuyorlar bir türlü.. oysa bize lazım olan esas şey din vergisi.....

bi de o alkol değil, anladın mı çemçük ağızlı yobaz? onun adı içki... alkolle içki farklı şeylerdir..

iki tane Mehmetçik cayır cayır yakıldı. Siz çıkıp montaj vs. Dediniz. Neler yaşandı bu ülkede, bazılarını sadece duymak normal bir insanı günlerce komaya sokarken siz yalan olduğunu bildiğiniz beyanatları her gün verip milletin parasını kendi çıkarınıza kullandınız ve bir gün ya.. bir sefer.. ama o kadarlık bile utanmadınız.

Tanrı uludur evet, bunda özür dilenecek bir şey yok. Çoğunluğu Müslüman ülkede belli ki farklı inançta olanların da ezanı dinleyeceği düşünülmüş, zerafete bak. Siz tüm nüfus vahabi islamına mensup gibi 20 yıl davrandınız, Cami hoparlörleri sesini köklediniz, dini eğitimi dayattınız da ne oldu? müslüman oranı düştü ülkede. Daha diyecek laf mı var diyorum utanıyorum, ar edeceğine konuşup duruyorlar.

arbutus unedo: adam kere adamdır. dostumdur, yoldaşımdır, dediği dediğimdir. varsa yüreği yeten adresimiz de bellidir, mekanımız da bellidir, seceremiz de bellidir.

ayrıca sevgili strawberry blonde'u çok ayıpladım. hiç bozkurt köpeklerle muhatap olur mu strawberry, neden iti köpeği muhatap alıp cevap vermeye çalışıyorsun?

günde beş kere domalan adamın sorduğu soruya bak...

bence biri hiç yok diğerinde ise eksidesiniz. facia..

esad'a "esed" dedikten sonrasını dinlemedim...

şimdiye kadar bozuk türkçe konuşup da dinlemeye değer bir şey söyleyen kimseyi de görmedim...

Türkiye ekonomik krize doğru hızla yuvarlanıyor.. Bunun sebebi ne?

şu sayfadaki ilk grafiğe bir bakalım:
https://www.dogrulukpayi....ten/turkiye-nin-dis-borcu

oyyyyyyy rizelu rizelu başa geldikten sonra türkiye'nin dış borcu çok hızlı bir tempoda artmaya başlamış.. rizelinin döneminde "büyük ekonomik başarı" olarak sunulan her şey aslında dışarıdan oluk oluk giren borç para sayesinde yapılmış..

ancak 2017'de dışarıdan para girişi stop etmiş.. o tarihten beri dış borç hiç artmamış.. hatta biraz azalmış bile..

anlaşılan 2017'den itibaren bazı son derece şüpheli kaynaklar eritilerek yola devam edilmiş.. merkez bankası rezervleri yenmiş.. türk vatandaşlığı satışa çıkarılmış.. çin'den gelen swaplarla merkez bankası 50 milyar dolar içeri sokulmuş... hatta kolombiyalı uyuşturucu kaçakçılarından bile medet umulmuş...

ancak o deniz de bitmiş galiba..

türkiye'yi yi yöneten köylülerin fabrika kurup üretim yapacak ve o üretimi ihraç edip döviz kazanacak bilgisi ve becerisi yok.. onlara açık olan tek yol yurtdışından borç alıp o parayla kamu arazilerini yağmalamak ve inşaat yapmak.. o yolun da sonuna geldik.. şu anda yaşamaya başladığımız sıkıntı onun işareti..

bu günlerin geleceği 2002'den belliydi.. ama anlatamadık...

açıkçası ben krizin çok daha erken geleceğini bekliyordum..

evet üç lider de beğendiler.. ama neden?
beğendiler çünkü o zamanlar türkiye'de milletin içinden çıkmış ve milleti temsil eden bir iktidar yoktu...
bu üç lider de halkına tepeden bakan ve halkına yabancılaşmış elitlerdir...
inönü direkt aristokrattır...
demirel ve özal köylü çocuğudurlar, ama elit eğitim kurumlarından ve elit üniversitelerden mezun olmuş, devlet tarafından yurtdışına eğitime yollanmış, yabancı bir gazeteciyle şakır şakır ingilizce konuşabilecek kıymette adamlardı...
bir de rizeli recebi kıyaslayalım...

allahtan türkiye'nin her köşe bucağında elit beyaz türk faşizminin yaşandığı o kötür günler geçti artık...
şu anda başımızdaki yüce rizeli lider tamamen halkımızın içinden çıkmış biri... bugün gazeteye "..temizlikçı aranıyor.." diye ilan versen başvuranların yarısının kalifikasyonları allah bilir rizeli liderimizden üstün çıkar.. o derece halktan, o derece bizden..

halkımız kendisine laf edildiği zaman sille tokat giren "erkeg adam"ları, "osmanlı torunları"nı görmek istiyor başında.. hakaret edildiği zaman pişkin pişkin gülen yumuşakları değil..

hem eleştiri nedir kardeşim? direkt hakarettir o..

ohoooo.. bi tek valse mi takıdınız?

yahu yahudi üniforması giyip yahudi madalyası takanar var..

ülkesinde açılabilecek davalar için kendi milli mahkemelerine güvenmeyip ingiliz ve fransız mahkemelerini garantör gösteren siyaetçiler var...

muhalefetteyken kendi ülkesini üç kere ***gavur*** aihm'e şikayet edenler var...

amerikan desteğiyle ayakta duran liderdir..... nereden mi biliyorum? doların çok düşük olmasından biliyorum....

tansu çiller pkk'nın üzerine çok gitti.. sonra birdenbire dolar fırladı, ekonomi çöktü..

bülent ecevit bağımsız politika izlemeye kalkıştı.. sonra birdenbire dolar fırladı, ekonomi çöktü..

denilebilir ki hem tansı'nın hem de ecevit'in çok ciddi ekonomik hataları vardı. olabilir.. ama ikisinin döneminde de türkiye ekonomik olarak bu denli acınası duruma düşmemişti..

rizeli recebin döneminde ise dolar bir türlü fırlamıyor...

şu anki ekonomik koşullar doların jet gibi fırlaması gerektiğini gösteriyor:

--- türkiye senelerdir muzaam dış ticaret açıkları veriyor
--- dış borç taşınamayacak seviyelere geldi..
--- merkez bankası rezervleri eksi 50 milyar dolarda, swaplarla ayakta duruyoruz.
--- sanayileşme 20 senedir stop etmiş vaziyette...
--- suriye ve libya'da ilan edilmemiş bir savaşın içindeyiz..

ve bütün bunlara rağmen dolar düşüyor.. demek ki birileri recebe dışarıdan destek veriyor... piyasaya bir şekilde dolar sürülüyor, piyasanın gazı ve ateşi alınıyor..

amerikan desteğinin başka işaretleri de var: halkbank davasının sözü edilmez oldu mesela..

sanki biden'la bi al-ver yapılmış gibi.... rizeli recep bazı tavizler verdi.. bu verilen tavizlerin içinde afganlara sınırların açılmasının olduğunu da tahmin ediyorum. ancak tam taviz listesi bilinmiyor çünkü görüşme gizli yapıldı ve resmi tercüman kullanılmadı.. ayynen rizelinin egede adalarımızı yunanlılara vermeden önce yunan başbakanıyla yaptığı görüşmede olduğu gibi... pekiii, karşılığında amerikalılar ne verdi? o da belli değil, ama türkiye'ye bir miktar dolar soktuklarını ve dolar/tl yi rahatlattıklarını düşünüyorum...

bütün bunlar tahmin tabii ki.. ancak doların böylesine düşebilmesi için ülkeye ciddi miktarlarda dolar girmesi lazım.. ne dış ticarette, ne doğrudan yatırımlarda, ne turizmde ne de borsada böylesine büyük girişler var.. bu dolarların kaynağı nedir?

paralar afganlara gitmiyordur.. afganlara gider gibi yapıp trabzonlu ve rizeli bazı abilerin hesaplarına yatıyordur... afganların cebine de en fazla üç beş kuruş koyup kulağına "..hadi gine iyisin" diye fısıldıyorlardır...

türkiye avrupa'dan gelecek bir kaç milyar dolar yardım parası için milyonlarca afganı sınırlarından içeri aldı.. oysa o afganlara harcanacak paranın bir kaç milyar dolardan fazla olacağı çok açık... pekii, türkiye neden böylesine aptalca bir iş yaptı? çünkü para aslında afganlılara gelmiyor...

zaten avrupalılar da parayı vermemek için ayak sürüyorlar.. çünkü daha önce verdikleri paraların ne olduğu belli değil.. rizeli bir türlü hesabını veremiyor.. çok sıkıştırılınca "..beni halk seçti, ben ancak sandıkta halkıma hesap veririm.." diyor..

gemiler atlantik okyanusundaki bazı offshore adaların yanından geçerken "...camilerimizu ahir yaptular..." diye ağlama sesleri duyuyorlarmış..

hırsızlar ve tecavüzcüler.

Türk düşmanlığı serbest, Arap göçmen istemeyen ırkçıdır demek de, bize karşı yapılan ciddi bir ırkçılıktır.

Türkiye, Türklerindir.

aktroll müsünüz?
çaresizlikten 7/24 kemik mi yalıyorsunuz?

o halde şu görsele iyi bakın;
görsel

baktınız mı?

bir de şuna iyi bakın;
görsel

aktroll olmak, kemik yalayıcısı olmak öyle zavallı bir durum ki, beyinsiz aktrollü bir kağıt peçete gibi buruşturmuşlar, çöpe atmışlar gece yarısı, kendisinin bile haberi yok.

o kadar omurgasız bir adam ki, "seni görevden alıyoruz" diye haber bile vermemişler ve o da görevden alındığına inanmıyor.

bu adam bir de profesör...

ulan aç bak resmi gazeteyi gör görevden alınıp alınmadığını mal herif.

hala bir yerlerden yalamak için kemik bekliyor olacak ki, twitter biosunu bile değiştirmemiş.
görsel

işte sevgili gençler.
kemik yalayıcı bir akit iseniz, bir anda kendinizi hiç olmadığınız yere atanmış olarak bulabilir, ve yine bir gece yarısı ansızın çöpe atılmış halde bulabilirsiniz kendinizi.

bu başlıkta bunların başka örneklerini de işlemiştik daha önce.

siz siz olun akp'ye güvenmeyin. akp pişmanlıktır.