bugün

entry'ler (159)

kısa yoldan müşteri hizmetlerine bağlanma yolları

(bkz: ekşi sözlükten entry araklamak)

https://eksisozluk.com/entry/56684013

bursa semtlerinin ingilizce karşılıkları

(bkz: ekşi sözlük ten başlık araklamak)

https://eksisozluk.com/bu...in-ingilizce-karsiliklari

sigara içen kız çekiciliği

olmayandır. erkeklere de yakışmaz kadınlara da. sigara lan bu, saçma sapan malca bişey. içen biri olarak söylüyorum, buna özendiğim ergen günlerime lanet olsun. ne yakışması amk, bunun yüzünden tüberküloz tedavisi gördüm ben, ve aynaya bakınca hiç de güzel görünmüyodum. yakışıp yakışmama mevzusunu son derece saçma buluyorum, sigaranın moda ya da stil malzemesi yapılması moronca. umarım herkes bi gün kurtulur bundan, tabi "özgür iradesiyle" marlboro'nun devlet eliyle 20 tl yapılmasıyla değil.

dolmuşta muavinliğe soyunan yolcu

http://youtu.be/Oq8xecRIHDQ

(bkz: dokunmayın şabanıma)

tarifi mümkün olmayan duygular

adnan oktar'ın karşısında herhangi bir dişi varlık gördüğünde dile getirdiği duygularıdır.

türkiye de komedi filmi çekilemediği gerçeği

akasya durağının bir film olduğunu düşünenleri ifşa eden önerme.

unutulmaz film replikleri

--spoiler--
- adam canlı canlı ölmüş
--spoiler--

(bkz: behzat ç seni kalbime gömdüm)

imago mortis

bir marduk şarkısı.

elastica

genelinin bayanlardan oluştuğu *, punk ve alternatif rock müzik yapan ingiliz menşeili grup. elastica ve the menace adlı 2 adet albüm çıkarmışlardır. 2:1 adlı şarkılarının müziği serdar ortaç'ın * adlı şarkısında kullanılmıştır sanırım. * *

svarovsky

manisa'da üretilen bir yerli votka markası.

http://www.radikal.com.tr...10.2011&CategoryID=80

dedektif memoli

adeta yılan hikayesi parodisi olan dizi.

48 inci antalya altın portakal film festivali

en iyi film ödülünün "güzel günler göreceğiz"'e gittiği festival.

topal ünlüler

(bkz: gregory house)

altıncezve

nane limon aromalı toz içeceği süpersonik olan marka.

parasız eğitim saçmalığı

saçmalık ya da beleşçilik olarak görülmesinin can acıtıcı olduğunu düşündüğüm önermedir.

şuanda halihazırda bulunan özel ilk,orta ve yüksek öğretim kurumlarının bir çoğunun nispeten daha iyi eğitim verdiği doğrudur. ama burada saçmalık olarak nitelenmesi gereken parasız eğitimin, saçma sapan eğitimi getirmesidir, fırsat eşitiliğine ve sosyal adalete olan yatkınlığı değildir.
iş adamlarının kendilerine mahsus açtığı özel eğitim kurumlarıyla daha kaliteli bir eğitimin, burslarla da düşük gelirli insanlara da sunulması gerektiği önerisi, sadece bir öneridir. ve kapitalist ve serbest piyasa rekabetine dayanan bir ekonomide * bu öneri sadece bir iş olarak görülecektir. yani para kazanma aracı, fayda artırımından baska bir şey olamayacaktır.
ayrıca eğitimin ilk orta ve yüksek öğrenimi süresince, yüksek gelirli öğrencilerle aynı fırsatlara sahip olamayan düşük gelirli öğrencilerin, hakettikleri eğitimi burslar ve yardımlar aracılığıyla sadakavari bir şekilde almaları gerektiğini savunmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına göz yummaktır.
evet türkiye'de eğitim, yani devlet eliyle yürütülen eğitim sisteminin, hiç bir zaman ayakları yere sağlam basamadı, ama bunun düzeltilmesi, herşeyin parayla ölçüldüğü, özel güç odakları * ile değil, sistemin baştan aşağı gözden geçirilerek, tarafsız, pozitif bir bakış açısıyla, karşıt düşüncelinin kişilik haklarına saldırmadan, yürütülüp hatalardan ders alınması gerekir. sistemdeki bi bozukluk o sistemin özel kişilere teslim edilmesiyle düzeltilemez. devlet fırsatları bize ortak bir şekilde sunması ve kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması şartıyla bize lazımdır, aksi durumda gereksiz bir kurumdur, temel haklarımızdan birinin * geleceğinin zengin güç odaklarının iki dudağının arasında olması hiç de adil değildir.

edit: imla

çok kullanılan ama anlamı bilinmeyen kelimeler

(bkz: yazık)

party of five

vaktiyle "beşi bir yerde" adıyla uyarlaması yapılan bir dönemin fenomeni dizi. demir demirkan ve özgü namal başrollerdeydi yanlış hatırlamıyorsam.

3000 yılına taksim de girdi binlerce vatandaş

(bkz: anam coştu lan bunlar)

babalar yazar olsa alacakları muhtemel nickler

(bkz: olaylara karışma)

(bkz: sen önce okulunu bitir)

(bkz: ne biçim müzik lan bu dan dan)

garip rüyalar

dün gece gördüğüm rüyadır;

oturma odasında babamla oturmuş behzat ç izlerken birden evin arka balkon tarafından çok büyük bi gürültü duyuyoruz, ama niyeyse babam bu gürültü hiç olmamış gibi davranıyor. ben de "baba gürültüyü duymuyo musun" diyorum, babam cevap vermiyor. "ya baba niye duymuyosun beni" diye bağırıyorum, adam pür dikkat tvye odaklanmış. hemen arka balkona doğru koşturuyorum, gökyüzünü kızarmış bir şekilde görüyorum.

sonra da gökyüzünden bizim mahalleye doğru yaklaşan koca bir kitle görüyorum. bildiğin yolcu uçağı, ama düşer vaziyette aşağı doğru geliyor. tam yere düşecekken tekrardan havaya doğru ivme kazanıyo ve birden gözden kayboluyor. sonra arkasından da (allahım burası çok saçma) hava da uçan çarpışan otomobiller görüyorum, ya da ona benzer şeyler, ama böyle üstü camla örtülü gibi, 5. element filminde bruce willis'in kullandığı taksi aracı gibi. ve hepsinin içlerinde garip bir dille yüksek sesle bağıran at kuyruğu saçlı sarışın kızlar var. bi tanesi bizim balkona doğru yaklaşıyo. yaklaşıyo yaklaşıyo dibime kadar geliyo, bi de ne göreyim bu kız burcu esmersoy !! * sonra diğerleri de yaklaşıyo balkonun etrafına, içeriye "babaaa babaaa" diye bağırıyorum, içerden "kızı nereye gömdün la", " çayın yanına püskvüvü gibi bişey yok mu" diye cümleler duyuyorum, sesi sona getirilmiş televizyondan. sonra tekrar karşımdaki burcu esmersoy sürüsüne tekrar bakıyorum, yüzüme anlamsızca bakıyorlar. anlamadığım bir dilde çoklu sesle,* * bağırmaya devam ediyolar. tam içeriye kaçıyorum, "baba babaaa" diye bağırırken, annem dibimde "oğlum ilacını iç, 1 saat sonra yemeğe kaldırıcam unutmuşum seni uyandırmayı" diyerek uyandırıyor. ya uzaylıları da anlıyorum bi noktaya kadar da, neden burcu esmersoy?! dün akşam 5 dakika izlediğim dedektif memoli adlı dizinin yan etkisi olsa gerek.