bugün

bazen, "hadi bu kadarda olmaz" dedirtecek saçmalıklardan oluşan rüyalardır. örneklemek gerekirse; ak sakallı dedenin pusulayı sapıtıpta, niyeti rüyada bozmuş olması. * *
garip rüyaya bir örnek verelim. bu sabah uyandığımda gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulmam yarım saatimi aldı. çünkü rüyada uzaylıların dünyaya geldiğini ve insanlarla savaşa girdiğini gördüm. önce bir nükleer santral patlattılar, oradan kaçtım ama kardeşimi kurtaramadım. sonra bir anda her yer su altında kaldı. bir tahta parçasına çıkıp, kurtarabildiğim kadar insanı tahtanın üzerine aldım ama bir anda korkunç bir sesle dengemiz bozuldu ve suya düştük. ses, dev bir ayak sesi gibiydi. su altında bir grup uzaylı ordu şeklinde yürümekteydi, o karanlık suyun içinde gözleri parlamaktaydı. ve bizi fark etmesinler diye nefeslerimizi tuttuk, geçip gittiler. ama korkunçtu.

önemli bir not, bu garip rüyayı (uzaylıların dünyaya gelmesi ve insanları öldürme çabasını) farklı versiyonlarıyla bir süredir görmekteyim rüyalarda. rüyaları birebir çıkan bir insan olmamdan ötürü korkutmakta beni rüya. gerçekten garip.
garip oldukları kadar insanın hayatında mesaj verici etki uyandırabilen rüyalardır.

misal,

dün akşam gördüğüm rüyada bir savaşta gazi olan bir muhterem bir tabutun içinde öylece yatıyor ve benimle konuşuyor. anlayamadığım şey, telefonu da samsung e-250 lan. vay anasını diyorum önce. anılarını falan anlatıyor. her gün yanına gitmeye başlıyorum. bir gün gittiğimde ölmüş. salaklığın bu kadarı, "niye telefonunu aldın dede, hatıra olarak kalsaydı bende" diyorum. bir anda dibimde telefon bitiyor ve beni gittiği yerden cızırtılı bir şekilde arıyor. şimdi bütün sıkıntılarımdan kurtuldum, rahatım diyor.

uyanıyorum bi şekilde. kalkıyorum falan. arkadaşımla buluşmaya gitmem gerekiyordu lakin bu rüyadan sonra dışarı çıkmamaya karar veriyorum ve annemin telefonundan mesaj atıyorum arkadaşıma kendi telefonumda kontör olmadığı için. onun hattı anneme uymadığından annem çok kontör gideceğini iddaa ediyor ve ağlamaya başlıyor. şaşırıp kalıyorum. o an farkediyorum ki, annemin telefonu da samsung e-250.

tesadüfün bu kadarı, kırk yılın başında ailemin evinde kalayım dedim, adeta anamdan emdiğim süt burnumdan geldi sözlük.
bi anlam veremediğim rüyalardır.

misal;

malum fenerbahçe ile bursa şampiyonluk yarışındalar. bi ara bakıyorum fenerbahçe 9 1 önde trabzonspor karşısında. oha amk diyorum, nasıl olur lan. neyse diyorum acaba bursa maçı kaç kaç diye bakıyorum o maç da 3 3 berabere. sonra yemek falan yiyorum. tekrardan bakıyom ki fener maçı 2 2 bitmiş. hakeme küfrediyorum ben tabi. o sırada içerisi şampiyon bursa tezahüratları ile yıkılıyor. 2 maç da beraber bitiyor amk bursa şampiyon oluyor. ben de olay çıkartıyom. * öyle işte.
uyandığım zaman beni gülmekten öldüren rüyalardır.

mesela ; evimin önünde ki yolda formula 1 yarışlarının yapılması ve benim yarışı balkondan izliyor olmam. aynı rüya da evimin içinden bir su kanalı geçmesi ve o kanaldan zeytinyağı akması.
uyandıktan sonra kişinin anlam veremediği 'bu neydi lan böyle', 'ne alaka amua goyim' şeklinde tepkiler vermesine yol açan rüyalar.

örnekse; dün gece rüyamda bir pitbull alıyordum (köpeklerle pek aram yoktur hatta evde hayvan besleme vs gibi şeylerden de pek haz etmeyen bir insanım, kaldı ki pitbulldan da fena tırsarım) pitbulla beraber yürüyüşler yapıyorum evde bakıyorum banyo yaptırıyorum. neyse sonra yasa gereği köpeğim elimden alınıyor ben de gidip bir alman kurdu alıyorum.
sanırım ya çok yedim, ya i am legend ardından pitbullların yasaklandığı haberini izlemek sanırım gece vakti rüyada bu etkiyi yaratıyor.

(bkz: bir saçmalık olarak rüya)
(bkz: uyurken götü açıkta kalan kişi)
sık sık hiç tanışılmamış insanlarla uğraşmak. hayatınızda ilk kez rüyanızda gördüğünüz insnlar- yüzler- görmek.
örnek vermek gerekirse (görülmüş bir örnektir); yıllarca bana bakan, büyüten, okullara yollayan ebeveynlerim meger uzaydan gelmiş yaratıklarmı annemle babam tam beni yemeye calısırlarken kapıdan fille anthony hopkins girer ve uzaylıları yani bizimkileri yakalar bana buraya kadar pek sacma gelmemisti ama rüyanın ilerleyen dakikalarında fil, ben ve anthony elimizde efes biralarla bizimkilerin suratına bakıp gülüyorduk ben ilk defa gülen bir fil gördüm sanırım daha da sacmalayamam ben rüyamda...
tanım: çok gariptir.

ulan uykuda gülmek böyle bi şey olsa gerek. gülmek ne kelime, resmen kahkaha attım rüyamda yahu. ilkokuldan bi arkadaşımla karşılaşıyoruz, onu yıllardır görmüyorum neden onu gördüm onu da bilmiyorum. bi konudan bahsederken, bu kız, yaşadığım şehir olan izmit'i bir ülke, japonya'yı ise onun ilçesi sanıyo. rüyamda kendimden geçiyorum lan, gülmekten uyanamıyorum. evet, bu kadar rüyam. buna saatlerce hunharca güldüm. sağol allah'ım, bi kere olsun rüyamda da gülebildim ya, daha da bi şey istemem.
her gece dizi misali devamını gördüğüm rüyalar. nasıl olur ki bu.
insanı kendini sorgulamaya itecek kadar garip olabiliyor bazen. zira gördüğünüz şöyle bir rüya ise sorguda kendinize tokat bile atabilirsiniz.

rüya aynen şöyle: yolda yürüyorum karşıma pele çıkıyor. pele beni yanına çağırıyor gel evlat basketbol oynayalım biraz diyor. * daha sonra basket sahasına gidilip tenis topuyla basketbol oynanıyor. peleyle vedaşaiılıp denize atlanıyor. tam boğulmak üzereyken sırtımdan tutan kim valla bende tanımıyorum. herneyse beni götürdü kocaaaman * bir bakır tepsinin içinde dövme dondurmanın yanına götürdü. yardım ette paketleyelim dedi. bende tepsinin içinden doğru yığının öteki tarafına. sonra arkadan megan fox geldi bana bağrınıyor aşkııım çocuk gibi oynamasana orda. ulan bende iyice havadayım tamam aşkııım dedim. sonra yanıma geldi dondurmaya baktı suratıma bir tokat attı. adisin diyip dönüp gitti. dondurmaya bi baktım üstünde seni seviyorum remzi abi yazıyo.* * daha sonra indim dondurmanın üstünden biraz yürüdüm. sonra megan fox yine karşıma çıktı. boynuma sarıldı aşkım özür dilerim ben seni seviyorum merve yazıyo sandım dedi. rahatladım. eve gittik çay demledi içtik. sonra ben sandelyeden düştüm bir baktım nerdeyim. bembeyaz bi plaj karşımda morgan freeman gel olm buraya artık sende öldün dedi. ananskim noluyo lan dedim. sonra plajda biraz balık avladık. morgan freemanla birlikte eve gidip yedik. * neyse sonra balıkları temizliyoruz bu sefer herşey normal ama balığın biri canlanıp kuyruğunu suratıma vurmaz mı. aha o anda uyandım. baktım başımda bizim piç arkadaşlardan biri. kalk lan saat 11 olmuş dedi. sonra hatrıma geldi dun akşam arkadaşlarda kalmıştım ve haddinden fazla alkol tüketmiştim... yani kıçım filan açıkta değildi.
insan psikolojisini bozabilecek rüyalar olma ihtimali olan rüyalardır.

(bkz: rüyada sevdiğinin öldüğünü görmek)
(bkz: rüyada ölmek)
(bkz: hayırlara çıksın)
en kısa sürede rüyanız hayır olsun teyze number one tarafından hayra çıkarılacak rüyalardır.
attan kaçıyordum sözlük tüm rüya boyunca, attan.
(bkz: lan yoksa)
(bkz: rüyada votka süt içmek)
kendimden örnek vermek gerekirse rüyam da azrail in beni kovalaması ve yakaladığında bana saçma sapan bi isimle hitap etmesi.daha sonra ben o değilim diyince cebinden listeyi çıkartıp kontrol ettikten sonra az daha yanlış insanı götürüyodum öbür tarafa diyip gülerek uzaklaşması.

gerçekten garip
dün gece gördüğüm garip-güzel, bildiğin arkadan soundtrack çalan rüya bu kategoride olabilir misal.

rüyamda; öyle bir ortam var ki, ölü gömmek-yakmak diye bir şey kalmamış. ölüler farklı amaçlar için "kullanılıyorlar": bir merkez kurulmuş, bu iki katlı yusyuvarlak binaya getirilen ölü bedenler, belli bir süre sonra canlanıyorlar. canlanmak değil belki ama bedenleniyorlar bir günlüğüne. yalnız şu var ki, ölülerin hafızası öldükleri günle sınırlı, geçmişi loop halinde yaşıyorlar. yani karşına geçtiğinde seni tanıdığını zannediyor ama aslında tanımayabiliyor. onları özleyen her kimse, bir ya da daha fazla gün geçirmek için onlarla, bu yerlere geliyor.

merkezde ölüler yan yana yataklarda kalıyorlar ve bina yuvarlak yapıda; aradığın kişiyi bulmak için döne döne ilerliyorsun. bir diğer garip durum da, tüm kadın ve erkeklerin mayolu-bikinili olmaları.

bu merkeze sanırım dedemi görmek için gidiyorum. yanımda benim için çok değerli olan biri var. birlikte gidiyoruz oraya. döne döne ilerlerken birden defne joy foster'ı görüyorum. bikinili ve beni tanımıyor, ama tanıdığını zannediyor, diğer tüm ölüler gibi. muhabbet etmeye başlıyoruz, ayrılırken de elimi tutup "gene gel" diyor. merkeze ilişkin bir diğer kural, ölünün temas ettiği yere mutlaka kişinin çok sevdiği birinin üflemesinin gerekmesi olduğu için **buna "hayat üflemek" deniyor, yoksa temas edilen yer çürüyüp düşüyor** yanımdaki adam, defne ile görüşmemiz sırasında beni gözlemiş hep, onun nerelere dokunduğunu biliyor, mesela elimi tutup sıcak hava üflüyor.

garipliğine rağmen çok güzel bir rüyaydı.
rüyaların her ne kadar bilinçaltından sızan düşünce ve duygularla kurgulandığını bilseniz de size tuhaf gelen rüyalardır.
daha dün gördüm bu rüyayı.
bir büyük rakıyı bitirdim. sonra da düşünüyorum rüyada "ulan azıcık bari bıraksaydım dibinde babam kızacak." Yandım ulan diye. göt korkusuna bak.
musalla taşında kanlarla yıkanıp ölüp dirilmek :S
çok garip bir fantezim mi var ne acaba nasıl bi rüyaysa :D.
üç gündür gördüğüm, bilim kurgu kıvamında rüyalar zinciridir.
peşin olarak söyliyim hiç bişey ima amaçlı değildir, ne gördüysem onu yazıyorum.

somali'de ki durumu görmek için otobüsle gideriz. otobüste somalili bi kadın vardır. ona neden bilinçsizce ürüyosunuz diye sorarım. o da beni döver. oraya vardığımızda arkadaşımla beraber iki tane küçük bebişle arkadaş oluruz. kız 3 yaşlarında, beyaz biri, erkekte ufak tefek bişey. arkadaşımla biraz onları gezdiririz. sonra tüfekli birinin bizi takip ettiğini görürüz. hemen bi tane apartmana gireriz. en üst kata kadar 4 kişi koşarız. birinin kapısını çalarım. ''2 dk. girebilir miyiz?'' derim. o da ''tabi tabi'' der. arkadan arkadaşımla küçük çocukları alırım. bayaa ev sahipleri türk tür. neden afrika'dan ev aldınız diye konuşuruz filan.

bu nasıl rüya lan.
geçen gece gördüğüm rüyadır.

ailemle havuzdayım. güneşleniyoruz, yüzüyoruz falan. neyse bi anda küçük bi kız çocuğu havuza düşüyor. ben normalde başımı sokmadığım halde rüyamda havuza hemen atlıyorum. çocuğu yakalıyorum ama uzun saçlarından tutup suyun yüzeyine çıkartıyorum. çocuk ağlarkn ben hala saçlarında çekiştirip havaya kaldırıp havuzun yanına oturtuyorum. sonra ailem dahil herkes bana kızıyor neden saçlarından tuttum diye. ben de kaçıyorum falan. bundan sonrasını hatırlamıyorum zaten. ama ilginç olan o kadar insan varken neden ben atladım ve saçlarından kaldırdım.
genelde insanın poposu açıkta kaldığında görülen bir türlü içinden çıkma fırsatı bulamadığınız rüyalardır. duvara tekme atmayla bile sonuçlanabilir. *