bugün
- arkadaşlar yeni sweetshirt üm nasıl8
- şaka maka hala rte'yi savunan insanlar olması39
- çocukken çok isteyip de aldırılamayan oyuncaklar8
- frank lucas nihavend longa milas16 üçlüsü12
- anın görüntüsü25
- sinan oğan41
- muharem ince'nin nihayet 100 bin imzayı toplaması26
- başkalarına göstererek ibadet21
- uludağ sözlük olarak erdoğanı destekleyelim49
- akp ince için imza topluyor yalanının patlaması11
- doğu perinçek14
- geceye gerçek bir atatürkçü bırak12
- feramist12
- papa'nın giydiği mont18
- 25 mart 2023 ermenistan türkiye maçı26
- atatürkçü değil iskilipli atıf hocacıyım12
- erdoğan'ın diploması yok44
- yapay zekanın ele geçireceği meslekler16
- tarlasına traktörle rte akp yazan köylü17
- muharrem ince38
- türk fesi yerine ingiliz şapkası taktırmak18
- zall 100 bin imza toplayabilir mi9
- 22 mart 2023 cb adayları imza kampanyası26
- kızların hoşlanma belirtileri12
- sahurdayız uludağ sözlük46
- ramazanda içenlerin ahirette vereceği hesap30
- chp liler kimin torunları sorunları26
- habakkuk12
- biz 100 yıllık cumhuriyeti değiştireceğiz27
- erkeklerin hoşlanma belirtileri10
- atatürk neden araba üretmedi sorunsalı17
- frank lucas'ın çaylak olması18
- zall jahrein kavgası9
- üstteki yazar hakkındaki varsayımlarınız41
- bir sigara mı yaksak8
- ekşi sözlük13
- izmir denince akla gelen şeyler8
- nihat hatipoğlu na sorulan sorular10
- jahrein görmüş fetöcü korkusu11
- tipik çomar davranışları12
- şaka maka zall'ın yakışıklı olması28
- bale dünyanın en saçma sporudur22
- atatürkün göktürk yerine roma alfabesini diretmesi19
- hatay yeni devlet hastanesi temelinin kaldırılması9
- allah çelişkili kitap gönderir mi25
- küçük yaşlardan itibaren aşılanan militarizm9
- hastası olunan sözler16
- erdoğan'ın sınıf arkadaşlarından genç olması8
- türkçüyüm oyum muharrem ince ye15
- 24 mart 2023 yrp cumhur ittifakına katılması21


sevdiği entry'ler
insan olmayı da biz seçmedik. Hadi insan gibi davranmayalım o zaman.
Anne ve babamızı da seçmedik hadi aile kavramını da reddedek.
Oksijen solumayı biz hiç seçmedik. Nefes almayıp ölek.
Seçmiyoz nasıl olsa. Ne önemleri var.
Anne ve babamızı da seçmedik hadi aile kavramını da reddedek.
Oksijen solumayı biz hiç seçmedik. Nefes almayıp ölek.
Seçmiyoz nasıl olsa. Ne önemleri var.
melaba...
sevgili kürt sevicileri ve kürt savunucularına seslenmek istiyorum.
bir özet geçip çıkacağım tüm yazdıklarımın üzerinden. ondan sonra isteyen bana dava açsın, isteyen "ırkçı-faşist" desin. umrumda değil.
sevgili kürtler de beni yanlış anlamasınlar. kendileriyle, milletleriyle zerre kadar bir derdim, bir alacak, vereceğim yok. zira muhatabım değiller, olamazlar da.
ben sadece bunların gerçek yüzlerini, gerçek kimliklerini ve niyetlerini gözler önüne sermeyi hedefledim. bunu da büyük ölçüde başardığıma inanıyorum.
kürtler için ne diyoruz?
-kaçak elektrik kullanıyorlar,
-eğitimsizler,
-şehirlerimizi kirletiyorlar,
-hainler,
-devlete ve millete yük oluyorlar,
-takiyye yapıyorlar,
bunların hangisi yanlış, ya da hatalı bir söylem?
inceleyelim mi tek tek ve rakamlarla.
kaçak elektrik kullanıyorlar;
--spoiler--
yıl 2003...
yer istanbul'un kenar mahallelerinden birinin yakınlarında bir işletme.
işletmemiz kendi özel elektrik hattını yaptırıyor, çok geçmeden civardaki tüm kürt evleri bu elektrik hattından faydalanmaya başlıyor. haliyle işletme ihtiyacı olan elektriği randımanlı alamıyor.
bu duruma bir çözüm aranıyor ve firmamız tarafından işletmede kullanılacak voltajın 220 v değil 110 v olarak ayarlanması tavsiye ediliyor ve uygulamaya geçiliyor.
besleme hattı 110 v gerilim vermeye başlıyor. tabi bu arada bu besleme hattından hırsızlık yapan şerefsizlerin evlerindeki tüm buzdolapları, televizyon, müzik seti, çamaşır ve bulaşık makinası gibi cihazlar perte çıkıyor bunun üzerine kürt vatandaş işletmenin kapısına dayanıyor ve hesap soruyor.
"la noliy evdeki bütün aletler gidiy..."
yani hem hırsız hem yüzsüz. hem adamın elektriğini çalıyor hem bir de gelmiş hesap soruyor...
(bkz: kürt/#14512184)
--spoiler--
hadi burada ben abartıyorum, yahut yalan söylüyorum.
peki ya rakamlar, rakamlar yalan söyler mi?
görsel
görsel
eğitimsizler;
kürtlerin sebebiyet verdiği sorunların çıkış noktası, belki de en büyüğü.
eğitimsizliğin sebep olduğu pek çok sosyal felaket yaşamadık mı?
töre cinayetleri, tecavüz vakaları, sapkın ilişkiler, vahşetler vesaire, vesaire...
(bkz: pervari de tecavüze uğrayan bebeklerin aileleri/@protest sanayici)
(bkz: sırrı sakık ın tecavüzcü olduğu gerçeği/@protest sanayici)
(bkz: siirt te 10 yaşındaki kıza cinsel istismar/@protest sanayici)
şehirlerimizi kirletiyorlar;
türkiye'nin müreffeh bölgelerine güya "ekmek parası" kazanmak için geliyorlar. amenaa. ekmek kavgasıdır. lakin geldiğin, yerleştiğin yere kendi yaşam tarzını getirmeye çalışırsan oranın da düzenini bozarsın.
pek çok büyük şehrimizdeki çarpık yapılaşma, gecekondulaşmanın sebebi yine bu insanlar değil mi?
zaman zaman yaşadığımız türk-kürt gerginliklerinin sebepleri bunlar değil mi?
şehirlerdeki suç oranlarını yükseltenler yine bunlar değil mi?
hainler;
evet hainler.
zira kendisine yüzyıllardır bakan bir vatan kavramına sarılmayı, bir bayrak altında tek millet olmayı reddediyorlar.
bütün bunlar için yegane savunmaları şu;
"devlet bize bakmıyor..."
oysa ki aşağıda da inceleyeceğimiz üzre devlet asıl onlara bakıyor.
bugün karadeniz'e, iç anadolu'ya ve hatta bursa'nın, izmir'in, antalya'nın köylerine dahi yatırım yapmayan devlet, asıl yatırımı onlara yapıyor. ne gariptir ki bursa'nın dağ köylerinde, karadeniz'de, ege'deki yoksul halk eline silah alıp dağa çıkmıyor, terör örgütleri kurmuyor.
bunun adı hainlik değildir de nedir?
devlete ve millete yük oluyorlar;
tüm bu saydıklarımız yetmiyormuşçasına bir de devlete, dolayısıyla millete yük oluyor, olmaya devam ediyorlar.
eğitimsizliklerinin verdiği cehaletle korkunç bir hızla ürüyor, memleket ekonomisini alt üst ediyorlar.
rakamlar ortada.
(bkz: 16 milyon yeşil kartlının 12 milyonu kürt/@protest sanayici)
devam edelim örneklemelere;
diyarbakır, van, hakkari, muş, bitlis, bingöl, şırnak, mardin, siirt, batman, ağrı...
türkiye ekonomisine ne katıyor bu iller ve türk ekonomisinden yani bizim cebimizden neler götürüyor?
bu yukarıda saydığım 11 il'in ödediği toplam vergi ne kadar biliyor musunuz?
1.300.000.000 tl(bir milyar üç yüz milyon türk lirası)
peki bu 11 ilin toplam nüfusu kaç?
6.400.000(altı milyon dörtyüz bin)
bu manzarayı şu karşılaştırma ile örnekleyelim.
yukarıda 11 il için taahhuk eden vergiyi yazdık. bir milyar üçyüz milyon lira...
bu vergi sadece balıkesir ilinde taahhuk eden vergi miktarına eşit...
balıkesir ilinin nüfusu ise sadece 1.150.000(bir milyon yüzelli bin)
yani basit bir matematik ile 1 balıkesirli 4 güneydoğulu kadar vergi veriyor.
hak mı?
adalet mi?
adalet yok, aramıyoruz da zaten.
yetmiyor...
sürekli istiyorlar. maaş talep ediyorlar...
aşağıda okuyacaklarınız özel harekatta vazifeli bir arkadaşımızın anlatımıdır;
--spoiler--
tayyip yeni kanun çıkardı 5233 sayılı kanunda değişiklikle, sivil şehit yasası dediği, ölen için önce 25 bin tl tazminat veriliyor bu maddi tazminat (birde mahkemeye giden var içişleri bakanlığından manevi tazminatta alır 200-300 bin tl. o ayrı) ölenin yakınlarını emekli yaptılar her ay asgari ücret ödeniyor bunlara, şu an birde ailesinden 2 kişiyi işe almaya başladı göreve bile başladılar.
şerefsizler benim köyümde insanlar ekmek parası bulamaz, yinede devletine saygı duyarken,
bunlar hem sosyal yardımlaşmadan para alır birde yetmiyor derler, bedava ev yapılır, elektrik su bedavadır, kömürleri bedavadır...
bu g.doğu anadolu ve doğu anadolunun heryerinde geçerli.
bu para dağıtma yetkisi, il merkezinde valiliktedir. o ilin sınırı dahilinde bulunan büütün ilçelerine verilir,
sadece hakkari'ye 200 milyon tl(trilyon) vermişler, hala veriyorlar(bütün ilçelerinden başvuranlar alır), benim bulunduğum ilde 150 trilyon verildi(bütün ilçelerden başvuru var toplam başvuranlar 50 bin kişi) en çok diyarbakır ödemiş galiba 300 trilyonu geçmiştir(tahminen orayı bilmiyorum arkadaşlarım var)
ben, nüfusu 50 bin olan bir içedeyim, başvuran 53 bin kişi...
öyle ki adam köyden göçmüş 30-40 sene önce(terör yokken) istanbul'a, ankara'ya, adana'ya ya da almanya'ya, hatta çocukları orada doğmuş vatandaş bile değiller köylerinde kimse tanımaz ama dedelerinin arazisi olduğu için onlar bile başvurmuş para alıyor.
bir örnek vereyim adam pkk'lı cezaevinde, adamın oğlu köyde mayına basmış ölmüş, ne olur? o cezaevindeki terörist oğlunun ölümünden dolayı terör parası alır.
karacehennem ormanına görünüşte odun toplamaya giden bir adam ve oğlu aslında haklarında kesin istihbarat var, örgüte erzak ve mühimmat götürüyorlar, adam dönerken askerle çatışan pkk arasında kaldı ve öldü, oğlu yaralandı. adamın karısı önce maddi tazminat aldı ölüm parası 25 bin tl., oğlu yaralanma parası 5 bin tl. adamın karısı şuan sgk emeklisi oldu, asgari ücret alıyor her ay. adamın yaralanıp iyileşen oğlu şuan devlet dairesinde işe yerleştirildi.
bunlar hakkındaki tsk raporları, istihbarat bilgileri ise görmezden gelindi siyasi otorite tarafından. ve böylece teröre destek olan, terörist olanlar da yararlanmaya başladı devletin tüm imkanlarından.
adaleti bu bunların, yinede bu şerefsizler bizim askerimizi yola çıkan konvoyu pusuya düşürttü bilgi verdi pkk ya, o genç çocukları şehit ettiler yanmış parçalarını ben topladım, 10 asker ve lojmandan arkadaşım 8 polis, allah ailelerine sabır versin.
--spoiler--
devam edelim örneklere...
şırnak ili
nüfus: 430.000
şırnak ili özel idaresi 2010 bütçesi: 46 milyon tl...
osmaniye ili:
nüfus:480.000
osmaniye ili özel idaresi 2010 bütçesi: 28 miyon tl...
özel idare.
bildiğin özel idare işte. eğitim, güvenlik, sağlık vb bütçeler buna dahil değil. asfalt yapıyor, sulama kanalları yapıyor...
tarımın en önemli geçim kaynağı olan osmaniye iline ayrılan bütçe malesef dağlık şırnak'a ayrılan bütçenin yarısı.
fazla yoruma gerek yok.
bunlar herkesin internetten kolayca ulaşabileceği bilgiler.
burdur ili toplam nüfusu: 255.000
bingöl ili toplam nüfusu: 265.000
hemen hemen eşit.
burdur ilinde 55.000 prim ödeyen vatandaşımıza karşı 18.000 yeşil kartlı var.
bingölde ise 24.000 prim ödeyene karşı yeşil kartlı sayısı 128.000...
bunu takiben, burdur ili için devletimizin ayırdığı bütçe 220 milyon lira iken, bingöl ili için devletimizin ayırdığı bütçe tam 580 milyon lira.(örtülü ödenekten ve bakanlıkların bütçelerinden ayrılanlar hariç).
devam edelim.
burdur ilinden toplanan vergi 245 milyon lira, bingöl ilinden toplanan vergi ise sadece 54 milyon lira.
bu durumda burdurlunun hakkını, bingöllüye yediren sisteme de devlet adı verilmekte.
nüfuslar eşit, burdur'un bingöl'den farkı ne? burdur'un köyleri bingöl'ün köylerinden daha fakir. burdur'lu çiftçinin kimse gözünün yaşına bakmadan tarlasını, traktörünü, ineğini, düvesini haczediyor. bingöl'de ise haciz yapmak imkansız...
fark nerede?
bingöllü kürt burdur'lu türkten daha mı üstün?, daha mı akıllı?
devam ediyoruz...
bazı illerin sosyal güvenlik primi ödeyen yani çalışan sayıları ile yeşil kartlı sayıları;
il adı------>prim ödeyen----->yeşil kartlı
van------>76.000----->544.000
hakkari-->22.800----->115.900
şırnak--->35.000----->205.000
mardin--->62.000----->294.000
diyarbakır>144.000--->566.000
bitlis---->31.000---->168.000
bingöl---->24.000---->128.000
siirt----->30.000---->132.000
ağrı------>34.000---->309.000
muş------->28.000---->173.000
istanbul-->3.550.000-->357.000
izmir----->925.000---->178.000
kırklareli->76.000---->22.000
bursa------>632.000--->100.000
çanakkale-->110.000--->25.000
balıkesir-->237.000--->90.000
bilecik---->48.000----->9.000
rize------->73.000----->22.000
erzincan--->41.000----->27.000
çorum------>95.000----->86.000
artvin----->33.000----->17.000
kürt nüfuz bölgeleri ile diğer bölgelerimiz arasındaki orantısal uçurum bariz ortada değil mi?
karadeniz bölgesinin iç kesimlerinde yol, su, elektrik yok. güneydoğudaki kürt karısı doğum yaparken helikopter kaldıran bu devlet, karadeniz'deki anamız, bacımız doğum yaparken kaderine terk ediyor.
toroslarda ayağı çıplak dolaşan soyu türk, sopu türk, bilinci türk kandaşlarımız güneydoğudaki kürtten daha yoksul değil mi?
ya da erzurum'da, kars'ta kar altında hastalıkla mücadele eden türk insan değil mi?
burada yoksulluktan, yokluktan, imkansızlıktan ve devletin hatalarından bahsedilecekse, türklere reva görülen bu zulümden bahsetmeyip, kürtler için ajitasyon yapmak, alenen kul hakkı yemek değil de nedir?
rakamlar yalan söylemez, işte yukarıda açık seçik meydanda. daha hala kürtlerin ezilmiş olduğunu, ikinci sınıf olduğunu söylemek, karşındakinle dalga geçmektir.
bunlar kime yük?
bize, hepimize...
bütün bunlar yetmiyormuş gibi, devlet bir de bunların sınır kaçakçılığı yapmasına göz yumuyor. bunlar sınır kaçakçılığı yapıyor, devlet müsade ediyor, pkk bunlardan vergi kesiyor.
buyrun;
(bkz: pkk nın sınır kaçakçılarından aldığı vergi/@protest sanayici)
kürtlerin sınır kaçakçılığı yaparken pkk'ya ödediği sözde vergiler sayesinde kaç güvenlik görevlimiz, kaç öğretmenimiz, kaç doktorumuz şehit edildi biliyor musunuz?
ama buna rağmen iktidar partisinin iki numaralı adamı ekranlara çıkıp, "kaçakçılara özel ihtimam gösteriyoruz, onları uyarıyoruz" gibi laflar söyleyebiliyor.
tüm bunlara rağmen kürtleri şirin gösterme yavşaklığı neredeyse devlet politikası oldu.
şerafettin elçi adlı kürtçünün cenazesinde devlet erkanı göz yaşı döktü, akabinde aynı adamın bölgesel cenaze töreninde tabutuna pkk bayrağı asıldı, bir gün önce göz yaşı döken beyinsizlerden biri bile çıkıp "noluyor lan" diyemedi.
görsel
diyemedi zira, türk devletinin resmi politikası kürt islam sentezi olmuştu artık.
kabinede kürt açılımına destek vermeyen tek bakanın başı yendi, kürt bakan sayısı fazlalaştırıldı. son değişikliklerle kabinedeki kürt bakan sayısı 9'a yükseltildi...
yetmedi.
paris'te öldürülen pkk'lı orospular için devlet eliyle resmi pkk cenaze törenleri yapıldı. bu orospular için devlet uçak tahsis etti, terörist aileleri hepimizin aralarıyla paris'e götürüldü, cenazeler yurda(!) getirildi.
takiyye yapıyorlar;
yukarıda sıraladıklarımız sebeplerle son zamanlarda kürtlere karşı bir milli uyanış ve bu adaletsizliğe karşı muhalif sesler yükselmeye başladı.
devleti soyan ve her türlü imkanlarından faydalanıp üstüne üstük silaha sarılanlar, özerklik ve bağımsızlık isteyenler pabucu pahalı bulunca ne yaptı?
"kürt halkı devlet kurmak istemiyor" diyerek takiyye yaptı.
haklılardı.
neden devlet kursunlar ki?
kuracakları devlette et elin göt elin bu şekilde yaşayabilirler mi?
benim en çok kızdığım da bu zaten.
herşey ortada, görünen köy kılavuz istemiyorken, bunları bize şirin göstermeye, kürtleri türklere kardeş olarak yamamaya ve ilelebet sırtımızda kambur yapmaya çalışanlar var.
göte göt diyemiyorlar malesef.
(bkz: uludere yüzsüzlüğü/#18034928)
(bkz: pkk nın sınır kaçakçılarından aldığı vergi/@protest sanayici)
birileri bunları soracak. birileri bunları gösterecek.
ve sevgili hükümetimiz de utanmaz bir uslupla ve yüzsüzlükle bunları gizleyecek.
iş işten çoktan geçmiş belli ki.
bir millet bu kadar öküz, bu kadar angut, bu kadar kafasız olabilir mi?
bir millet bu kadar derin uykuda olabilir mi? milleti uyutmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemektir.
asıl acı olan ise bu yüzsüzlükleri yapanlara oy verenler ile iç içe yaşamak, gün boyu selamlaşmak, aynı havayı solumak zorunda kalmaktır.
peki bunların bir çözümü var mı?
çözüm basit...bilenler iyi bilir onları da yazdık.
vaktiniz varsa buyrun onları da okuyun;
(bkz: kürdistan/@protest sanayici)
(bkz: eyalet sistemi/@protest sanayici)
(bkz: türkiye de eyalet sisteminin gerekliliği/#17559614)
(bkz: bölünme ile korkutulan türk halkı/#17560241)
(bkz: türkiye 20 25 idari bölgeye ayrılabilir/@protest sanayici)
neyse, baya uzun oldu.
değer miydi bunları yazmaya?
değmezdi.
zaten üç beş lavuk da okumadan, araştırmadan çıkıp aşağıya "faşist" ve "ırkçı" diye bakınız verecek.
versinler.
amlarına koyayım ben onların çok ayıp ediyorlar...
sevgili kürt sevicileri ve kürt savunucularına seslenmek istiyorum.
bir özet geçip çıkacağım tüm yazdıklarımın üzerinden. ondan sonra isteyen bana dava açsın, isteyen "ırkçı-faşist" desin. umrumda değil.
sevgili kürtler de beni yanlış anlamasınlar. kendileriyle, milletleriyle zerre kadar bir derdim, bir alacak, vereceğim yok. zira muhatabım değiller, olamazlar da.
ben sadece bunların gerçek yüzlerini, gerçek kimliklerini ve niyetlerini gözler önüne sermeyi hedefledim. bunu da büyük ölçüde başardığıma inanıyorum.
kürtler için ne diyoruz?
-kaçak elektrik kullanıyorlar,
-eğitimsizler,
-şehirlerimizi kirletiyorlar,
-hainler,
-devlete ve millete yük oluyorlar,
-takiyye yapıyorlar,
bunların hangisi yanlış, ya da hatalı bir söylem?
inceleyelim mi tek tek ve rakamlarla.
kaçak elektrik kullanıyorlar;
--spoiler--
yıl 2003...
yer istanbul'un kenar mahallelerinden birinin yakınlarında bir işletme.
işletmemiz kendi özel elektrik hattını yaptırıyor, çok geçmeden civardaki tüm kürt evleri bu elektrik hattından faydalanmaya başlıyor. haliyle işletme ihtiyacı olan elektriği randımanlı alamıyor.
bu duruma bir çözüm aranıyor ve firmamız tarafından işletmede kullanılacak voltajın 220 v değil 110 v olarak ayarlanması tavsiye ediliyor ve uygulamaya geçiliyor.
besleme hattı 110 v gerilim vermeye başlıyor. tabi bu arada bu besleme hattından hırsızlık yapan şerefsizlerin evlerindeki tüm buzdolapları, televizyon, müzik seti, çamaşır ve bulaşık makinası gibi cihazlar perte çıkıyor bunun üzerine kürt vatandaş işletmenin kapısına dayanıyor ve hesap soruyor.
"la noliy evdeki bütün aletler gidiy..."
yani hem hırsız hem yüzsüz. hem adamın elektriğini çalıyor hem bir de gelmiş hesap soruyor...
(bkz: kürt/#14512184)
--spoiler--
hadi burada ben abartıyorum, yahut yalan söylüyorum.
peki ya rakamlar, rakamlar yalan söyler mi?
görsel
görsel
eğitimsizler;
kürtlerin sebebiyet verdiği sorunların çıkış noktası, belki de en büyüğü.
eğitimsizliğin sebep olduğu pek çok sosyal felaket yaşamadık mı?
töre cinayetleri, tecavüz vakaları, sapkın ilişkiler, vahşetler vesaire, vesaire...
(bkz: pervari de tecavüze uğrayan bebeklerin aileleri/@protest sanayici)
(bkz: sırrı sakık ın tecavüzcü olduğu gerçeği/@protest sanayici)
(bkz: siirt te 10 yaşındaki kıza cinsel istismar/@protest sanayici)
şehirlerimizi kirletiyorlar;
türkiye'nin müreffeh bölgelerine güya "ekmek parası" kazanmak için geliyorlar. amenaa. ekmek kavgasıdır. lakin geldiğin, yerleştiğin yere kendi yaşam tarzını getirmeye çalışırsan oranın da düzenini bozarsın.
pek çok büyük şehrimizdeki çarpık yapılaşma, gecekondulaşmanın sebebi yine bu insanlar değil mi?
zaman zaman yaşadığımız türk-kürt gerginliklerinin sebepleri bunlar değil mi?
şehirlerdeki suç oranlarını yükseltenler yine bunlar değil mi?
hainler;
evet hainler.
zira kendisine yüzyıllardır bakan bir vatan kavramına sarılmayı, bir bayrak altında tek millet olmayı reddediyorlar.
bütün bunlar için yegane savunmaları şu;
"devlet bize bakmıyor..."
oysa ki aşağıda da inceleyeceğimiz üzre devlet asıl onlara bakıyor.
bugün karadeniz'e, iç anadolu'ya ve hatta bursa'nın, izmir'in, antalya'nın köylerine dahi yatırım yapmayan devlet, asıl yatırımı onlara yapıyor. ne gariptir ki bursa'nın dağ köylerinde, karadeniz'de, ege'deki yoksul halk eline silah alıp dağa çıkmıyor, terör örgütleri kurmuyor.
bunun adı hainlik değildir de nedir?
devlete ve millete yük oluyorlar;
tüm bu saydıklarımız yetmiyormuşçasına bir de devlete, dolayısıyla millete yük oluyor, olmaya devam ediyorlar.
eğitimsizliklerinin verdiği cehaletle korkunç bir hızla ürüyor, memleket ekonomisini alt üst ediyorlar.
rakamlar ortada.
(bkz: 16 milyon yeşil kartlının 12 milyonu kürt/@protest sanayici)
devam edelim örneklemelere;
diyarbakır, van, hakkari, muş, bitlis, bingöl, şırnak, mardin, siirt, batman, ağrı...
türkiye ekonomisine ne katıyor bu iller ve türk ekonomisinden yani bizim cebimizden neler götürüyor?
bu yukarıda saydığım 11 il'in ödediği toplam vergi ne kadar biliyor musunuz?
1.300.000.000 tl(bir milyar üç yüz milyon türk lirası)
peki bu 11 ilin toplam nüfusu kaç?
6.400.000(altı milyon dörtyüz bin)
bu manzarayı şu karşılaştırma ile örnekleyelim.
yukarıda 11 il için taahhuk eden vergiyi yazdık. bir milyar üçyüz milyon lira...
bu vergi sadece balıkesir ilinde taahhuk eden vergi miktarına eşit...
balıkesir ilinin nüfusu ise sadece 1.150.000(bir milyon yüzelli bin)
yani basit bir matematik ile 1 balıkesirli 4 güneydoğulu kadar vergi veriyor.
hak mı?
adalet mi?
adalet yok, aramıyoruz da zaten.
yetmiyor...
sürekli istiyorlar. maaş talep ediyorlar...
aşağıda okuyacaklarınız özel harekatta vazifeli bir arkadaşımızın anlatımıdır;
--spoiler--
tayyip yeni kanun çıkardı 5233 sayılı kanunda değişiklikle, sivil şehit yasası dediği, ölen için önce 25 bin tl tazminat veriliyor bu maddi tazminat (birde mahkemeye giden var içişleri bakanlığından manevi tazminatta alır 200-300 bin tl. o ayrı) ölenin yakınlarını emekli yaptılar her ay asgari ücret ödeniyor bunlara, şu an birde ailesinden 2 kişiyi işe almaya başladı göreve bile başladılar.
şerefsizler benim köyümde insanlar ekmek parası bulamaz, yinede devletine saygı duyarken,
bunlar hem sosyal yardımlaşmadan para alır birde yetmiyor derler, bedava ev yapılır, elektrik su bedavadır, kömürleri bedavadır...
bu g.doğu anadolu ve doğu anadolunun heryerinde geçerli.
bu para dağıtma yetkisi, il merkezinde valiliktedir. o ilin sınırı dahilinde bulunan büütün ilçelerine verilir,
sadece hakkari'ye 200 milyon tl(trilyon) vermişler, hala veriyorlar(bütün ilçelerinden başvuranlar alır), benim bulunduğum ilde 150 trilyon verildi(bütün ilçelerden başvuru var toplam başvuranlar 50 bin kişi) en çok diyarbakır ödemiş galiba 300 trilyonu geçmiştir(tahminen orayı bilmiyorum arkadaşlarım var)
ben, nüfusu 50 bin olan bir içedeyim, başvuran 53 bin kişi...
öyle ki adam köyden göçmüş 30-40 sene önce(terör yokken) istanbul'a, ankara'ya, adana'ya ya da almanya'ya, hatta çocukları orada doğmuş vatandaş bile değiller köylerinde kimse tanımaz ama dedelerinin arazisi olduğu için onlar bile başvurmuş para alıyor.
bir örnek vereyim adam pkk'lı cezaevinde, adamın oğlu köyde mayına basmış ölmüş, ne olur? o cezaevindeki terörist oğlunun ölümünden dolayı terör parası alır.
karacehennem ormanına görünüşte odun toplamaya giden bir adam ve oğlu aslında haklarında kesin istihbarat var, örgüte erzak ve mühimmat götürüyorlar, adam dönerken askerle çatışan pkk arasında kaldı ve öldü, oğlu yaralandı. adamın karısı önce maddi tazminat aldı ölüm parası 25 bin tl., oğlu yaralanma parası 5 bin tl. adamın karısı şuan sgk emeklisi oldu, asgari ücret alıyor her ay. adamın yaralanıp iyileşen oğlu şuan devlet dairesinde işe yerleştirildi.
bunlar hakkındaki tsk raporları, istihbarat bilgileri ise görmezden gelindi siyasi otorite tarafından. ve böylece teröre destek olan, terörist olanlar da yararlanmaya başladı devletin tüm imkanlarından.
adaleti bu bunların, yinede bu şerefsizler bizim askerimizi yola çıkan konvoyu pusuya düşürttü bilgi verdi pkk ya, o genç çocukları şehit ettiler yanmış parçalarını ben topladım, 10 asker ve lojmandan arkadaşım 8 polis, allah ailelerine sabır versin.
--spoiler--
devam edelim örneklere...
şırnak ili
nüfus: 430.000
şırnak ili özel idaresi 2010 bütçesi: 46 milyon tl...
osmaniye ili:
nüfus:480.000
osmaniye ili özel idaresi 2010 bütçesi: 28 miyon tl...
özel idare.
bildiğin özel idare işte. eğitim, güvenlik, sağlık vb bütçeler buna dahil değil. asfalt yapıyor, sulama kanalları yapıyor...
tarımın en önemli geçim kaynağı olan osmaniye iline ayrılan bütçe malesef dağlık şırnak'a ayrılan bütçenin yarısı.
fazla yoruma gerek yok.
bunlar herkesin internetten kolayca ulaşabileceği bilgiler.
burdur ili toplam nüfusu: 255.000
bingöl ili toplam nüfusu: 265.000
hemen hemen eşit.
burdur ilinde 55.000 prim ödeyen vatandaşımıza karşı 18.000 yeşil kartlı var.
bingölde ise 24.000 prim ödeyene karşı yeşil kartlı sayısı 128.000...
bunu takiben, burdur ili için devletimizin ayırdığı bütçe 220 milyon lira iken, bingöl ili için devletimizin ayırdığı bütçe tam 580 milyon lira.(örtülü ödenekten ve bakanlıkların bütçelerinden ayrılanlar hariç).
devam edelim.
burdur ilinden toplanan vergi 245 milyon lira, bingöl ilinden toplanan vergi ise sadece 54 milyon lira.
bu durumda burdurlunun hakkını, bingöllüye yediren sisteme de devlet adı verilmekte.
nüfuslar eşit, burdur'un bingöl'den farkı ne? burdur'un köyleri bingöl'ün köylerinden daha fakir. burdur'lu çiftçinin kimse gözünün yaşına bakmadan tarlasını, traktörünü, ineğini, düvesini haczediyor. bingöl'de ise haciz yapmak imkansız...
fark nerede?
bingöllü kürt burdur'lu türkten daha mı üstün?, daha mı akıllı?
devam ediyoruz...
bazı illerin sosyal güvenlik primi ödeyen yani çalışan sayıları ile yeşil kartlı sayıları;
il adı------>prim ödeyen----->yeşil kartlı
van------>76.000----->544.000
hakkari-->22.800----->115.900
şırnak--->35.000----->205.000
mardin--->62.000----->294.000
diyarbakır>144.000--->566.000
bitlis---->31.000---->168.000
bingöl---->24.000---->128.000
siirt----->30.000---->132.000
ağrı------>34.000---->309.000
muş------->28.000---->173.000
istanbul-->3.550.000-->357.000
izmir----->925.000---->178.000
kırklareli->76.000---->22.000
bursa------>632.000--->100.000
çanakkale-->110.000--->25.000
balıkesir-->237.000--->90.000
bilecik---->48.000----->9.000
rize------->73.000----->22.000
erzincan--->41.000----->27.000
çorum------>95.000----->86.000
artvin----->33.000----->17.000
kürt nüfuz bölgeleri ile diğer bölgelerimiz arasındaki orantısal uçurum bariz ortada değil mi?
karadeniz bölgesinin iç kesimlerinde yol, su, elektrik yok. güneydoğudaki kürt karısı doğum yaparken helikopter kaldıran bu devlet, karadeniz'deki anamız, bacımız doğum yaparken kaderine terk ediyor.
toroslarda ayağı çıplak dolaşan soyu türk, sopu türk, bilinci türk kandaşlarımız güneydoğudaki kürtten daha yoksul değil mi?
ya da erzurum'da, kars'ta kar altında hastalıkla mücadele eden türk insan değil mi?
burada yoksulluktan, yokluktan, imkansızlıktan ve devletin hatalarından bahsedilecekse, türklere reva görülen bu zulümden bahsetmeyip, kürtler için ajitasyon yapmak, alenen kul hakkı yemek değil de nedir?
rakamlar yalan söylemez, işte yukarıda açık seçik meydanda. daha hala kürtlerin ezilmiş olduğunu, ikinci sınıf olduğunu söylemek, karşındakinle dalga geçmektir.
bunlar kime yük?
bize, hepimize...
bütün bunlar yetmiyormuş gibi, devlet bir de bunların sınır kaçakçılığı yapmasına göz yumuyor. bunlar sınır kaçakçılığı yapıyor, devlet müsade ediyor, pkk bunlardan vergi kesiyor.
buyrun;
(bkz: pkk nın sınır kaçakçılarından aldığı vergi/@protest sanayici)
kürtlerin sınır kaçakçılığı yaparken pkk'ya ödediği sözde vergiler sayesinde kaç güvenlik görevlimiz, kaç öğretmenimiz, kaç doktorumuz şehit edildi biliyor musunuz?
ama buna rağmen iktidar partisinin iki numaralı adamı ekranlara çıkıp, "kaçakçılara özel ihtimam gösteriyoruz, onları uyarıyoruz" gibi laflar söyleyebiliyor.
tüm bunlara rağmen kürtleri şirin gösterme yavşaklığı neredeyse devlet politikası oldu.
şerafettin elçi adlı kürtçünün cenazesinde devlet erkanı göz yaşı döktü, akabinde aynı adamın bölgesel cenaze töreninde tabutuna pkk bayrağı asıldı, bir gün önce göz yaşı döken beyinsizlerden biri bile çıkıp "noluyor lan" diyemedi.
görsel
diyemedi zira, türk devletinin resmi politikası kürt islam sentezi olmuştu artık.
kabinede kürt açılımına destek vermeyen tek bakanın başı yendi, kürt bakan sayısı fazlalaştırıldı. son değişikliklerle kabinedeki kürt bakan sayısı 9'a yükseltildi...
yetmedi.
paris'te öldürülen pkk'lı orospular için devlet eliyle resmi pkk cenaze törenleri yapıldı. bu orospular için devlet uçak tahsis etti, terörist aileleri hepimizin aralarıyla paris'e götürüldü, cenazeler yurda(!) getirildi.
takiyye yapıyorlar;
yukarıda sıraladıklarımız sebeplerle son zamanlarda kürtlere karşı bir milli uyanış ve bu adaletsizliğe karşı muhalif sesler yükselmeye başladı.
devleti soyan ve her türlü imkanlarından faydalanıp üstüne üstük silaha sarılanlar, özerklik ve bağımsızlık isteyenler pabucu pahalı bulunca ne yaptı?
"kürt halkı devlet kurmak istemiyor" diyerek takiyye yaptı.
haklılardı.
neden devlet kursunlar ki?
kuracakları devlette et elin göt elin bu şekilde yaşayabilirler mi?
benim en çok kızdığım da bu zaten.
herşey ortada, görünen köy kılavuz istemiyorken, bunları bize şirin göstermeye, kürtleri türklere kardeş olarak yamamaya ve ilelebet sırtımızda kambur yapmaya çalışanlar var.
göte göt diyemiyorlar malesef.
(bkz: uludere yüzsüzlüğü/#18034928)
(bkz: pkk nın sınır kaçakçılarından aldığı vergi/@protest sanayici)
birileri bunları soracak. birileri bunları gösterecek.
ve sevgili hükümetimiz de utanmaz bir uslupla ve yüzsüzlükle bunları gizleyecek.
iş işten çoktan geçmiş belli ki.
bir millet bu kadar öküz, bu kadar angut, bu kadar kafasız olabilir mi?
bir millet bu kadar derin uykuda olabilir mi? milleti uyutmak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemektir.
asıl acı olan ise bu yüzsüzlükleri yapanlara oy verenler ile iç içe yaşamak, gün boyu selamlaşmak, aynı havayı solumak zorunda kalmaktır.
peki bunların bir çözümü var mı?
çözüm basit...bilenler iyi bilir onları da yazdık.
vaktiniz varsa buyrun onları da okuyun;
(bkz: kürdistan/@protest sanayici)
(bkz: eyalet sistemi/@protest sanayici)
(bkz: türkiye de eyalet sisteminin gerekliliği/#17559614)
(bkz: bölünme ile korkutulan türk halkı/#17560241)
(bkz: türkiye 20 25 idari bölgeye ayrılabilir/@protest sanayici)
neyse, baya uzun oldu.
değer miydi bunları yazmaya?
değmezdi.
zaten üç beş lavuk da okumadan, araştırmadan çıkıp aşağıya "faşist" ve "ırkçı" diye bakınız verecek.
versinler.
amlarına koyayım ben onların çok ayıp ediyorlar...
yapılan istatistik ve nüfus artış oranı hesaplamalarına göre 2040-2050 yılları arasında gerçek olacak olan hadisedir..bu yıllarda türkler azınlığa düşecek ve kürtler asli unsur olacaktır koşullar bu şekilde devam ederse..bir kürd ailesi ortalama 10 çocuk yaparken,türk ailelerinin marifetmiş gibi 2 çocukta ısrar etmesi bu durumun ana nedenidir..kadınların ekonomik nedenlerden ötürü gittikçe daha çok iş sahasında gözükmesi ve bu yüzden ''fazla çocuk doğuramayacak durumda olması'' da diğer bir nedendir..
bu yüzden ''üreme hızı'' bizden çok daha yüksek olan ve ''genç yaşta evlendirilen'' kürdler,nüfus olarak ''çok yüksek bir artış hızı'' elde etmişlerdir..bu hızla giderse 2040-2050 yılları arasında asli unsur haline gelecekler ve türkleri azınlığa düşüreceklerdir..
o zaman ben göreceğim hümanistleri ve solcuları..bakalım çok savundukları kürdler, asli unsur olunca nasıl bir tavır izleyecekler ? türkçe konuşulmasına izin verecekler mi ? türklere ''yaşama hakkı'' tanıyacaklar mı ? hep beraber göreceğiz..
ana dilini değiştirecekler,ülkenin adını-bayrağını vs herşeyini değiştireceklerdir..
o zamanları gören türkler ''nihal atsız ve kemal atatürk'ün gerçekte ne kadar büyük adamlar olduğunu'' anlayacaklardır ama iş işten geçecektir..
bu yüzden ''üreme hızı'' bizden çok daha yüksek olan ve ''genç yaşta evlendirilen'' kürdler,nüfus olarak ''çok yüksek bir artış hızı'' elde etmişlerdir..bu hızla giderse 2040-2050 yılları arasında asli unsur haline gelecekler ve türkleri azınlığa düşüreceklerdir..
o zaman ben göreceğim hümanistleri ve solcuları..bakalım çok savundukları kürdler, asli unsur olunca nasıl bir tavır izleyecekler ? türkçe konuşulmasına izin verecekler mi ? türklere ''yaşama hakkı'' tanıyacaklar mı ? hep beraber göreceğiz..
ana dilini değiştirecekler,ülkenin adını-bayrağını vs herşeyini değiştireceklerdir..
o zamanları gören türkler ''nihal atsız ve kemal atatürk'ün gerçekte ne kadar büyük adamlar olduğunu'' anlayacaklardır ama iş işten geçecektir..
içişleri Bakan Yardımcısı Çataklı: ''O sahneler Yüzüklerin Efendisi filminden...''
görsel
https://www.zaytung.com/f...erdetay.asp?newsid=394303
Yabancı Turist Sayısı Hedefini Afgan Mülteciler Sayesinde Yakalamayı Başaran Turizm Bakanlığı'nda Yüzler Gülüyor...
https://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=394252
görsel
https://www.zaytung.com/f...erdetay.asp?newsid=394303
Yabancı Turist Sayısı Hedefini Afgan Mülteciler Sayesinde Yakalamayı Başaran Turizm Bakanlığı'nda Yüzler Gülüyor...
https://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=394252
fransa'da son dönemde yaşanan islami terör saldırıları sonrası, radikal islamı savunan görüşleri bulunan ve fransa hükümeti tarafından kapatılan baraka city adlı radikal islamcı derneğin üyeleridir.
fransa devleti tarafından kapatılan baraka city derneğinin başkanı idriss sihamedi adlı şahıs, dernekleri kapatıldıktan sonra şöyle bir tweet atıyor ve kendisi ve arkadaşlarıyla birlikte türkiye'ye sığınmak istediğini bildiriyor.
görsel
tabi bunu duyan göç idaresi de saraydan aldığı talimatla bu radikal islamcılara cevaben bir tweet atıyor ve hemen dilekçelerinizi verin işleme koyalım diyor;
görsel
bakınız akp'nin türkiye'ye getirmeye çalıştığı, ülkeye kabul ettiği idriss sihamedi denilen şahıs şu;
görsel
akp'nin ülkemize hala getirmeye devam ettiği tiplere bakar mısınız?
yetmedi mi lan?
yetmedi mi bu milletin parasıyla ülkeye doldurduğunuz milyonlarca ışid tipli gayritürk unsur?
bu adamın kendi ülkesi yok mu? hangi ülkeden gidip yerleştiyse fransa'ya oraya gitsin.
bu ülke sizin babanızın malı mı ki önüne gelene vatandaşlık dağıtıyorsunuz?
fransa devleti tarafından kapatılan baraka city derneğinin başkanı idriss sihamedi adlı şahıs, dernekleri kapatıldıktan sonra şöyle bir tweet atıyor ve kendisi ve arkadaşlarıyla birlikte türkiye'ye sığınmak istediğini bildiriyor.
görsel
tabi bunu duyan göç idaresi de saraydan aldığı talimatla bu radikal islamcılara cevaben bir tweet atıyor ve hemen dilekçelerinizi verin işleme koyalım diyor;
görsel
bakınız akp'nin türkiye'ye getirmeye çalıştığı, ülkeye kabul ettiği idriss sihamedi denilen şahıs şu;
görsel
akp'nin ülkemize hala getirmeye devam ettiği tiplere bakar mısınız?
yetmedi mi lan?
yetmedi mi bu milletin parasıyla ülkeye doldurduğunuz milyonlarca ışid tipli gayritürk unsur?
bu adamın kendi ülkesi yok mu? hangi ülkeden gidip yerleştiyse fransa'ya oraya gitsin.
bu ülke sizin babanızın malı mı ki önüne gelene vatandaşlık dağıtıyorsunuz?
"....Yine aynı başlık yine aynı algı....."
kimse sana oku demiyor.. beğenmiyorsan okuma....
".......Diyarbakır, Bitlis seki ormanları, Muş şenyayla.
Öyle 3-5-10-15 kez de değil. Yıllarca bulundum.
Ve soruyorum kim korkmuş?......."
sen kürtsen ya da kürtleşmişsen korkman gerekmez tabii..
".....Kendi beceriksizliğin olan şeyleri teröristlerin başarısı gibi saymışsın......"
soruyorum: sen niye beceremedin?
bak xyzuıyıou yaylalarında hiç korkmadan dolaşıyormuşsun...
hazır oralara gitmişken elektrik faturalarını da sen tahsil edeydin ya?
niye etmedin?
ulan o kadar gerizekalısın ki, 80 senelik geçmişi olan problemi "beceriksizliğe" bağlayabiliyorsun...
kürtlerin milli bilinç geliştirmesi, aşiret yapısı, kültürlerinin türkiye'nin geri kalan kısmıyla uyumsuz olması filan hiç önemli değil sana göre..
türkçü kafasına göre her şey ne basit..
kürt bizi orada istemiyor, bu açık...
ben de kürdü istanbul'da istemiyorum, bu da açık..
sorun buradan çıkıyor... beceriksizlikten değil...
senin gibi yaratıklar ortada dolaştığı sürece "...Türkiye'nin devlet yapısı batı kafasıyla işlemez...." tabii ki..
rusya'ya gelince, bir sürü toprağı daha yeni bıraktı.. azerbaycan, ermenistan, gürcistan, kazakistan.. sorun çıkarana, uyum sağlayamayana bastı tekmeyi...
ya "amerika silah vermez" lafını da tamamen yanlış anlamışsın.. kürtler amerika için sadece azınlık oldukları zaman kıymetlidirler.. çünkü amerika kürtleri kullanarak kendisi için önemli olan ülkeleri karıştırabilir.. ama kürtler bağımsız olduktan sonra amerika için bir kıymetleri kalmaz.. amerika bağımsız bir kürdistanı sadece tek şekilde kullanabilir: üs kurarak.. ama o bile çok zor, çünkü bağımsız kürdistan'ın denize çıkışı olmayacağı için amerika oradaki üslere ulaşmakta zorluk çeker...
kürtler vurkaçta fena değiller.. kabile-aşiret halkı oldukları için pusu kurmayı biliyorlar.. ama bağımsız ülke olup düzenli bir ordu kurmaları gerekirse askeri kıymetleri sıfıra iner..
kürtler büyük tank birliklerini veya hava gücünü kullanamazlar.. harekatı koordine edemezler, ikmalini ve bakımını yapamazlar..
amerika bugün bizi sıkıştırmak için kürtlere bol bol hafif silah verir.. kürtler de o hafif silahları gayet güzel kullanırlar.. ama düzenli ordu başka bi iş.. amerika tanesi 40-50 milyon dolarlık silahları kürtlere koklatmaz bile..
amerikalıları pek tanımadığın belli..
amerika kuruşun hesabını yapar..
kimse sana oku demiyor.. beğenmiyorsan okuma....
".......Diyarbakır, Bitlis seki ormanları, Muş şenyayla.
Öyle 3-5-10-15 kez de değil. Yıllarca bulundum.
Ve soruyorum kim korkmuş?......."
sen kürtsen ya da kürtleşmişsen korkman gerekmez tabii..
".....Kendi beceriksizliğin olan şeyleri teröristlerin başarısı gibi saymışsın......"
soruyorum: sen niye beceremedin?
bak xyzuıyıou yaylalarında hiç korkmadan dolaşıyormuşsun...
hazır oralara gitmişken elektrik faturalarını da sen tahsil edeydin ya?
niye etmedin?
ulan o kadar gerizekalısın ki, 80 senelik geçmişi olan problemi "beceriksizliğe" bağlayabiliyorsun...
kürtlerin milli bilinç geliştirmesi, aşiret yapısı, kültürlerinin türkiye'nin geri kalan kısmıyla uyumsuz olması filan hiç önemli değil sana göre..
türkçü kafasına göre her şey ne basit..
kürt bizi orada istemiyor, bu açık...
ben de kürdü istanbul'da istemiyorum, bu da açık..
sorun buradan çıkıyor... beceriksizlikten değil...
senin gibi yaratıklar ortada dolaştığı sürece "...Türkiye'nin devlet yapısı batı kafasıyla işlemez...." tabii ki..
rusya'ya gelince, bir sürü toprağı daha yeni bıraktı.. azerbaycan, ermenistan, gürcistan, kazakistan.. sorun çıkarana, uyum sağlayamayana bastı tekmeyi...
ya "amerika silah vermez" lafını da tamamen yanlış anlamışsın.. kürtler amerika için sadece azınlık oldukları zaman kıymetlidirler.. çünkü amerika kürtleri kullanarak kendisi için önemli olan ülkeleri karıştırabilir.. ama kürtler bağımsız olduktan sonra amerika için bir kıymetleri kalmaz.. amerika bağımsız bir kürdistanı sadece tek şekilde kullanabilir: üs kurarak.. ama o bile çok zor, çünkü bağımsız kürdistan'ın denize çıkışı olmayacağı için amerika oradaki üslere ulaşmakta zorluk çeker...
kürtler vurkaçta fena değiller.. kabile-aşiret halkı oldukları için pusu kurmayı biliyorlar.. ama bağımsız ülke olup düzenli bir ordu kurmaları gerekirse askeri kıymetleri sıfıra iner..
kürtler büyük tank birliklerini veya hava gücünü kullanamazlar.. harekatı koordine edemezler, ikmalini ve bakımını yapamazlar..
amerika bugün bizi sıkıştırmak için kürtlere bol bol hafif silah verir.. kürtler de o hafif silahları gayet güzel kullanırlar.. ama düzenli ordu başka bi iş.. amerika tanesi 40-50 milyon dolarlık silahları kürtlere koklatmaz bile..
amerikalıları pek tanımadığın belli..
amerika kuruşun hesabını yapar..
"......Bak bir de iki gündür ısrarla soruyorum cevap veren yok diyelim doğuyu bıraktık batıdaki kürdü nasıl gönderiyoruz ve ülkedeki 3.5-4 milyon büyük çoğunluğu istanbul'a dolan Suriyelileri ne yapacağız?........."
1. suriyeliler o kadar tehlikeli değil çünkü vatandaşlıkları yok.. kürtler gibi milletvekili, bürokrat, memur olamıyorlar... yasal olarak sınırdışı edilebilirler.. türk halkı sağlam bi lider seçmeyi becerebilse (mesela osman pamukoğlu büyüük fırsattı) patır patır sınırdışı edersin.. ya da kamplara kapatırsın..
2. kürtler farklı. kürtler senin vatandaşın. ne sınırdışı edebilirsin, ne de kamplara kapatabilirsin.. senin şehrinde çoğunluk olduğu anda milletvekillerini ve belediyecileri kendi içinden seçer, seni sistemin dışına atar.. türkler zaten ikiye-üçe bölünmüş oldukları için kürtler bu işi çok kolay yaparlar..
3. çözümün anahtarı kürtleri vatandaşlıktan çıkarmakta.. bu da anca
---kürtlerin yoğun yaşadıkları bölgede bir kürdistan kurmakla
---nüfus kütüğü bu bölgede olan veya nüfus kütüğünü son 40 yıl içinde bu bölgeden batıya taşımış herkesi vatandaşlıktan atmakla olur..
ama ilk adım türklerin osmanlı hayallerinden uyanması ve her şeyi gerçek yüzüyle görmesi.. yani
---kürtlerle aynı ülkeyi paylaşmak bize ne kazandırıyor, ne kaybettiriyor?..
---kürtlerle birlikte yaşamanın mali faturası ne?
---bir savaş anında kürtlere güvenebilir miyiz?
---kürt bölgesini "toprağımız" olarak benimsedik, ama bu toprakları ne kadar kullanabiliyoruz?
gibi soruları kendi kendimize sormamız lazım...
türkler uyanmadığı ve beynini osmanlı hayallerinin içinde erittiği sürece kürtten kurtuluş yok..
1. suriyeliler o kadar tehlikeli değil çünkü vatandaşlıkları yok.. kürtler gibi milletvekili, bürokrat, memur olamıyorlar... yasal olarak sınırdışı edilebilirler.. türk halkı sağlam bi lider seçmeyi becerebilse (mesela osman pamukoğlu büyüük fırsattı) patır patır sınırdışı edersin.. ya da kamplara kapatırsın..
2. kürtler farklı. kürtler senin vatandaşın. ne sınırdışı edebilirsin, ne de kamplara kapatabilirsin.. senin şehrinde çoğunluk olduğu anda milletvekillerini ve belediyecileri kendi içinden seçer, seni sistemin dışına atar.. türkler zaten ikiye-üçe bölünmüş oldukları için kürtler bu işi çok kolay yaparlar..
3. çözümün anahtarı kürtleri vatandaşlıktan çıkarmakta.. bu da anca
---kürtlerin yoğun yaşadıkları bölgede bir kürdistan kurmakla
---nüfus kütüğü bu bölgede olan veya nüfus kütüğünü son 40 yıl içinde bu bölgeden batıya taşımış herkesi vatandaşlıktan atmakla olur..
ama ilk adım türklerin osmanlı hayallerinden uyanması ve her şeyi gerçek yüzüyle görmesi.. yani
---kürtlerle aynı ülkeyi paylaşmak bize ne kazandırıyor, ne kaybettiriyor?..
---kürtlerle birlikte yaşamanın mali faturası ne?
---bir savaş anında kürtlere güvenebilir miyiz?
---kürt bölgesini "toprağımız" olarak benimsedik, ama bu toprakları ne kadar kullanabiliyoruz?
gibi soruları kendi kendimize sormamız lazım...
türkler uyanmadığı ve beynini osmanlı hayallerinin içinde erittiği sürece kürtten kurtuluş yok..
"....türk ordusu öyle zannedildiği kadar muazzam bir güç değil malesef en azından son 15 senedir değil......"
türk ordusu çok güçlü olsa bile kürt isyanının önünü alamaz...
kekolar ergenekon-balyoz sürecinden önce de de 40 şehitli karakol baskınları yapıyorlardı...
atatürk döneminde de yapıyorlardı...
özal döneminde de yapıyorlardı...
kürt isyanı ideolojik bir iştir.. kekolara karşı kazanabileceğimiz askeri zaferler geçicidir.. çok üstlerine gidilirse sinerler, beklerler, zayıflık gördükleri anda tekrar saldırırlar...
".....irlanda bir bütün olarak tarihte hiçbir zaman birleşik krallığa tam anlamıyla bağlanmadı..."
zannettiğinin aksine 1801'de irlanda tam olarak ingiltere'ye bağlandı ve ingiltere'nin ismi " United Kingdom of Great Britain and Ireland" olarak değişti..
"....benim bahsettiğim kuzey irlanda onların da zaten PKK kadar genişlemesi imkansız çünkü uğraştıkları devlet birleşik krallık...."
şu anda ira'nın pkk kadar genişleyememesinin tek sebebi ingilizlerin irlandalıların çoğunluk olduğu her yere 1919'da isyan başlar başlamaz bağımsızlık vermiş olmaları... şu anda isyan edenler kuzey irlanda'daki küçük katolik azınlık.. azınlık oldukları için de pek bir şansları yok.. ama ingiltere irlandalıların çoğunluk olduğu yeri tutmaya kalksaydı şimdi boynuna kadar boka batmıştı..
bulgarlar, yunanlılar, ermeniler... evet sorun çıkarıyorlar.. ama bunların çıkardığı toplam sorunu onla çarpsan kürtlerin çıkardığı sorun kadar etmez. neden? herifler içinde değil çünkü... senin vatandaşın değiller.. ülkeye girebilmeleri için vize almaları gerekiyor.. onlara karşı hiç bir sorumluluğumuz yok...
kürt öyle değil.. milletvelili oluyor, bakan oluyor, seçimlerde oy veriyor.. aç kalırsa doyurmak, üşürse ısıtmak zorundasın.. senin vatandaşın çünkü..
türk ordusu çok güçlü olsa bile kürt isyanının önünü alamaz...
kekolar ergenekon-balyoz sürecinden önce de de 40 şehitli karakol baskınları yapıyorlardı...
atatürk döneminde de yapıyorlardı...
özal döneminde de yapıyorlardı...
kürt isyanı ideolojik bir iştir.. kekolara karşı kazanabileceğimiz askeri zaferler geçicidir.. çok üstlerine gidilirse sinerler, beklerler, zayıflık gördükleri anda tekrar saldırırlar...
".....irlanda bir bütün olarak tarihte hiçbir zaman birleşik krallığa tam anlamıyla bağlanmadı..."
zannettiğinin aksine 1801'de irlanda tam olarak ingiltere'ye bağlandı ve ingiltere'nin ismi " United Kingdom of Great Britain and Ireland" olarak değişti..
"....benim bahsettiğim kuzey irlanda onların da zaten PKK kadar genişlemesi imkansız çünkü uğraştıkları devlet birleşik krallık...."
şu anda ira'nın pkk kadar genişleyememesinin tek sebebi ingilizlerin irlandalıların çoğunluk olduğu her yere 1919'da isyan başlar başlamaz bağımsızlık vermiş olmaları... şu anda isyan edenler kuzey irlanda'daki küçük katolik azınlık.. azınlık oldukları için de pek bir şansları yok.. ama ingiltere irlandalıların çoğunluk olduğu yeri tutmaya kalksaydı şimdi boynuna kadar boka batmıştı..
bulgarlar, yunanlılar, ermeniler... evet sorun çıkarıyorlar.. ama bunların çıkardığı toplam sorunu onla çarpsan kürtlerin çıkardığı sorun kadar etmez. neden? herifler içinde değil çünkü... senin vatandaşın değiller.. ülkeye girebilmeleri için vize almaları gerekiyor.. onlara karşı hiç bir sorumluluğumuz yok...
kürt öyle değil.. milletvelili oluyor, bakan oluyor, seçimlerde oy veriyor.. aç kalırsa doyurmak, üşürse ısıtmak zorundasın.. senin vatandaşın çünkü..
hem "bölünmeye karşıyım" yazmışsın hem de "kürt mevzuunda haklısın" yazmışsın.. bölünmeye karşıysan beni nasıl haklı buluyorsun orasını anlamadım..
ama madem konu suryelilere evrildi, onlar hakkında yazayım..
1) suriyelilere karşı vicdanım rahat değil.. benim hükümetim adamların ülkesindeki iç savaşın üzerine benzin döktü.. türkiye karışmasaydı yüzbinlerce suriyeli belki de bugün hayatta olacaktı..
kardeşim bir süreliğine bir yardım kurumunda çalıştı.. yüzlerce suriyeli evini ziyaret etti.. manzara bize yansıtıldığı gibi değil.. büyük çoğunluğu çok ağır bir sefaletin pençesinde yaşıyor...
kardeşimle aynı yardım kurumunda çalışan bir arkadaşı 8 kişilik bir suriyeli evinde buzdolabını açmış.. içeride tek bir yumurta varmış...
2) suriyelilere 40 milyar dolar verildiği söyleniyor.. ben inanmıyorum.. 40 milyar dolar suriyeliler için ayrılmıştır, orası doğru.. ama o 40 milyar doların 38 milyar doları yollarını şaşırıp bazı karadenizli, iç anadolulu ve kürt abilerin offshore hesaplarında soluğu almıştır..
sonuç olarak açlıktan kemikleri sayılan bosnalı çocukların fotograflarını göstererek bağış toplayan, sonra da o bağışlarla kendine boğazda yalı alan erbakan hoca'nın talebeleri bunlar..
yahu herifler kendileri için canlarını veren 15 temmuz şehit ve yaralıları için toplanan parayı buharlaştırdılar.. suriyeliye ayrılmış paraya acırlar mı sence..
3) bizim hükümet bi aptallık yapıp suriyelilere vatandaşlık vermediği sürece suriyelilerin hiç bir yasal hakkı ve siyasi gücü olmaz.. memur olamazlar. siyasetçi olamazlar belediyelerde iş arayamazlar.. hep bizim iki dudağımızın arasındalar..
sözün kısası, bir çok türkün aksine suriyelileri o kadar tehlikeli bulmuorum...
gine bir çok türkün aksine, kürtleri ise aşırı tehlikeli buluyorum...
mesela ".....Suriye tarikatı şeyhi şu an kilyos'ta yaşıyor senin PKK ile savaşman mümkün çünkü karşında terör örgütü var ve genelde kırsalda üsleri var..." demişsin. ancak pkk zannettiğin kadar kırsalda değil.. mesela ben 40+şehitli dolmabahçe saldırısından canımı zor kurtardım.. bomba 200m ötemde patladı.. sultanahmet'te sürekli geçtiğim yerde bir bomba daha patlatıp 10+ türisti öldürdüler..
kürtler suriyeliler gibi ezik değiller.. mecliste partileri var.. bürokraside ve bakanlıklarda adamları var.. ortalama kürdün siyasi gücü ortalama türkten fazla.. kendilerini bize baktırıyorlar.. veee, en fenası da, türkler kürtleri asla tehlike olarak algılamıyorlar..
ama madem konu suryelilere evrildi, onlar hakkında yazayım..
1) suriyelilere karşı vicdanım rahat değil.. benim hükümetim adamların ülkesindeki iç savaşın üzerine benzin döktü.. türkiye karışmasaydı yüzbinlerce suriyeli belki de bugün hayatta olacaktı..
kardeşim bir süreliğine bir yardım kurumunda çalıştı.. yüzlerce suriyeli evini ziyaret etti.. manzara bize yansıtıldığı gibi değil.. büyük çoğunluğu çok ağır bir sefaletin pençesinde yaşıyor...
kardeşimle aynı yardım kurumunda çalışan bir arkadaşı 8 kişilik bir suriyeli evinde buzdolabını açmış.. içeride tek bir yumurta varmış...
2) suriyelilere 40 milyar dolar verildiği söyleniyor.. ben inanmıyorum.. 40 milyar dolar suriyeliler için ayrılmıştır, orası doğru.. ama o 40 milyar doların 38 milyar doları yollarını şaşırıp bazı karadenizli, iç anadolulu ve kürt abilerin offshore hesaplarında soluğu almıştır..
sonuç olarak açlıktan kemikleri sayılan bosnalı çocukların fotograflarını göstererek bağış toplayan, sonra da o bağışlarla kendine boğazda yalı alan erbakan hoca'nın talebeleri bunlar..
yahu herifler kendileri için canlarını veren 15 temmuz şehit ve yaralıları için toplanan parayı buharlaştırdılar.. suriyeliye ayrılmış paraya acırlar mı sence..
3) bizim hükümet bi aptallık yapıp suriyelilere vatandaşlık vermediği sürece suriyelilerin hiç bir yasal hakkı ve siyasi gücü olmaz.. memur olamazlar. siyasetçi olamazlar belediyelerde iş arayamazlar.. hep bizim iki dudağımızın arasındalar..
sözün kısası, bir çok türkün aksine suriyelileri o kadar tehlikeli bulmuorum...
gine bir çok türkün aksine, kürtleri ise aşırı tehlikeli buluyorum...
mesela ".....Suriye tarikatı şeyhi şu an kilyos'ta yaşıyor senin PKK ile savaşman mümkün çünkü karşında terör örgütü var ve genelde kırsalda üsleri var..." demişsin. ancak pkk zannettiğin kadar kırsalda değil.. mesela ben 40+şehitli dolmabahçe saldırısından canımı zor kurtardım.. bomba 200m ötemde patladı.. sultanahmet'te sürekli geçtiğim yerde bir bomba daha patlatıp 10+ türisti öldürdüler..
kürtler suriyeliler gibi ezik değiller.. mecliste partileri var.. bürokraside ve bakanlıklarda adamları var.. ortalama kürdün siyasi gücü ortalama türkten fazla.. kendilerini bize baktırıyorlar.. veee, en fenası da, türkler kürtleri asla tehlike olarak algılamıyorlar..
son yıllarda ülkemizin başına gelen felaketlerin, ülkemizin uluslararası arenada yalnızlaşmasının ve çokça cephede savaşmasının temelinde yatan şey, brilerinin fetö'ye ne istediyseler vermesidir.
işte kozmik odaya giriliş ve de türkiye'nin kozmik bilgilerinin fetö eliyle başkalarına geçişi de türkiye'nin son dönemde başına gelen felaketlerin en önemli sebebidir...
kozmik odada ne vardı, neler ele geçirildi ve ne oldu???
kozmik oda, ülkemizin olası bir savaş ve işgali halinde direniş ve örgütlenme yapacak personel bilgilerinin, savaş ve işgale direniş planlarının, gizli cephane depolarının, harekat planlarının ve pek çok kripto bilgilerinin saklandığı merkezdir.
ve biliyorsunuz ki ağlak bülent arınç'ın talebi ve akp'nin ne istedilerse vermesiyle fethullahçı götveren savcılar ve polisler türkiye cumhuriyeti'nin kozmik odasına girmiş, 85 yıldır yapılan bütün gizli planları ve esame listesini ele geçirmiş ve bunları bağlantısı olduğu efendileriyle paylaşmışlardı...
kozmik oda'ya girilmesinin ardından ortaya çıkan ilk şok dalgasının neticelerini eski genelkurmay başkanımız ilker başbuğ şöyle paylaşmıştı;
"kozmik odaya girildikten sonra yurtdışında yabancı servis ve terör örgütlerine yerleştirdiğimiz 813 kişi tasfiye edildi, çoğu şehit edildi..."
tam 813 vatan evladı...
tam 813 can...
akp'nin fethullahçı piçlere ne istediyse vermesi sebebiyle şehit olmuş, açığa çıkmıştı...
*************************
not: kozmik odaya girilmesi ve 813 şehit;
https://www.aydinlik.com....ose-yazilari-haziran-2018
***************************
tam 125 milyon sayfa belge yabancıların eline geçti.
bunun neticesinde seferberlik tetkik kurulu ve seferberlik tetkik kurulunun 16 şehirde bulunan bölge merkezleri kapatıldı. (yaş kararıyla)
seferberlik tetkik kurulu bünyesinde olası bir işgalde kuvayi milliye hareketini başlatacak, örgütleyecek 100 bin sivil vatanseverin isim ve adres bilgileri düşmanın eline geçti...
bitmedi...
bakın kozmik odadan sızan bilgiler ile başka neler oldu...
egemen harekat planı...
türkiye'nin en gizli belgelerinden biri.
olası bir türk-yunan savaşının senaryosu olan egeman harekat planı tam 11 senede hazırlanmıştı.
her ayrıntı, her bir adım türk silahlı kuvvetlerinin şerefli, namuslu ve vatansever subayları tarafından ilmek ilmek işlenmişti.
ve o gün kozmik odadan çalınanlar arasında egemen harekat planı da vardı.
bu planın detaylarını fethullahçı piç mehmet baransu günlerce taraf gazetesinde yazmıştı.
görsel
sadece taraf gazetesinde yazılmadı.
cia'ya, mi6'ya, bnd'ye ve de yunanistan'a da sızdırıldı.
yunanistan'a sızdırılan egemen harekat planı yunan tv'lerinde anlatıldı.
düşman yunanistan bile hazırlanan bu planın kusursuzluğuna hayran kalmış ve kendilerine bunu sızdıran fetö ve akp'ye müteşekkir olmuştu...
kozmik odadan sızdırılan bu belgeler sayesinde yunanistan türkiye'ye karşı zayıf olan noktalarını hızla güçlendirdi.
son 3-4 senede yunanistan'ın ne çeşit silah ve savunma sistemlerini aldığını incelerseniz kozmik odadan sızdırılan belgelere -abd'nin müsade ettiği kadarına- sahip olduklarını anlayabilirsiniz.
ayrıca geçtiğimiz yaz ortaya çıkan ve kamuoyunda çokça tartışılan yunanistan'ın türkiye sınırında bir abd üssü oluşturulması, türkiye'nin rumeli sınırlarının abd askerleri tarafından abluka altına alınması da egemen harekat planının sızdırılmasının somut bir ürünüdür.
görsel
kozmik odadan çalınan belgeler ile abd, türkiye'nin nato'dan bağımsız tek ordusu olan ege ordusu envanterine de sahip olmuş, ege ordusunun harekat planlarını da ele geçirmiştir.
öyle ya, 1950'lerden beri bize karşı geniş çaplı savunma önlemleri almayan yunanistan ve amerika, ne oldu da son birkaç yıldır türkiye'yi tehdit olarak gördü ve üsler kurarak türkiye'ye karşı aktif savunma pozisyonu aldılar?
kozmik oda'ya girilmesi, türkiye'nin kripto bilgilerinin deşifre olması işte bugün dünyadaki yalnızlığımızın temel sebebidir.
dünyada hiçbir devlet yoktur ki, sadece kendine özel bilgilerini ardına kadar açsın ve bunun başkalarının eline geçmesine imkan tanısın.
sanırım dünyada bunun tek örneği biziz.
o halde, doğu akdeniz'de, azerbaycan'da, suriye'de, libya'da ve her alanda olan yalnızlığımızdan şikayet etme lüksümüz yok.
hele akp'nin, tayyip erdoğan'ın ona buna gider yapıp eyy demesi lüksü hiç yok.
fetö'ye kozmik odanın kapılarını açıp ne istediyse verenler işte bugünlerin müsebbibidir ve onların her türlü şikayetlerine bizlerin kulakları tıkalıdır vesselam...
bütün bunları bu kadar uzun uzadıya yazdım.
çünkü birkaç gün önce bir haber okudum.
kozmik oda kumpas davası'nda karar verilmişti.
mahkeme, 28 sanığa, ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan 2 yıl 1 aydan 10 yıla kadar değişen yıllarda hapis cezası vermiş. geri kalan 54 sanık ise beraat etmiş...
kaynak: https://odatv4.com/kozmik...nda-karar-16102002_m.html
"beraat"???
verilen bunca şehit, çalınan planlarımız, deşifre edilen kozmik belgelerimiz sonrası maksimum 10 yıl hapis ki bunun da 2/3'ünü yatıyorsunuz ve kalanına da beraat öyle mi?
kozmik odayı açmak nasıl vatana ihanetse, kozmik belgeleri sızdıranların beraat etmesi de aynı şekilde vatana ihanettir.
bir bedeli olacaktır muhakkak günü gelince.
yazdık...not ettik bir kenara...
işte kozmik odaya giriliş ve de türkiye'nin kozmik bilgilerinin fetö eliyle başkalarına geçişi de türkiye'nin son dönemde başına gelen felaketlerin en önemli sebebidir...
kozmik odada ne vardı, neler ele geçirildi ve ne oldu???
kozmik oda, ülkemizin olası bir savaş ve işgali halinde direniş ve örgütlenme yapacak personel bilgilerinin, savaş ve işgale direniş planlarının, gizli cephane depolarının, harekat planlarının ve pek çok kripto bilgilerinin saklandığı merkezdir.
ve biliyorsunuz ki ağlak bülent arınç'ın talebi ve akp'nin ne istedilerse vermesiyle fethullahçı götveren savcılar ve polisler türkiye cumhuriyeti'nin kozmik odasına girmiş, 85 yıldır yapılan bütün gizli planları ve esame listesini ele geçirmiş ve bunları bağlantısı olduğu efendileriyle paylaşmışlardı...
kozmik oda'ya girilmesinin ardından ortaya çıkan ilk şok dalgasının neticelerini eski genelkurmay başkanımız ilker başbuğ şöyle paylaşmıştı;
"kozmik odaya girildikten sonra yurtdışında yabancı servis ve terör örgütlerine yerleştirdiğimiz 813 kişi tasfiye edildi, çoğu şehit edildi..."
tam 813 vatan evladı...
tam 813 can...
akp'nin fethullahçı piçlere ne istediyse vermesi sebebiyle şehit olmuş, açığa çıkmıştı...
*************************
not: kozmik odaya girilmesi ve 813 şehit;
https://www.aydinlik.com....ose-yazilari-haziran-2018
***************************
tam 125 milyon sayfa belge yabancıların eline geçti.
bunun neticesinde seferberlik tetkik kurulu ve seferberlik tetkik kurulunun 16 şehirde bulunan bölge merkezleri kapatıldı. (yaş kararıyla)
seferberlik tetkik kurulu bünyesinde olası bir işgalde kuvayi milliye hareketini başlatacak, örgütleyecek 100 bin sivil vatanseverin isim ve adres bilgileri düşmanın eline geçti...
bitmedi...
bakın kozmik odadan sızan bilgiler ile başka neler oldu...
egemen harekat planı...
türkiye'nin en gizli belgelerinden biri.
olası bir türk-yunan savaşının senaryosu olan egeman harekat planı tam 11 senede hazırlanmıştı.
her ayrıntı, her bir adım türk silahlı kuvvetlerinin şerefli, namuslu ve vatansever subayları tarafından ilmek ilmek işlenmişti.
ve o gün kozmik odadan çalınanlar arasında egemen harekat planı da vardı.
bu planın detaylarını fethullahçı piç mehmet baransu günlerce taraf gazetesinde yazmıştı.
görsel
sadece taraf gazetesinde yazılmadı.
cia'ya, mi6'ya, bnd'ye ve de yunanistan'a da sızdırıldı.
yunanistan'a sızdırılan egemen harekat planı yunan tv'lerinde anlatıldı.
düşman yunanistan bile hazırlanan bu planın kusursuzluğuna hayran kalmış ve kendilerine bunu sızdıran fetö ve akp'ye müteşekkir olmuştu...
kozmik odadan sızdırılan bu belgeler sayesinde yunanistan türkiye'ye karşı zayıf olan noktalarını hızla güçlendirdi.
son 3-4 senede yunanistan'ın ne çeşit silah ve savunma sistemlerini aldığını incelerseniz kozmik odadan sızdırılan belgelere -abd'nin müsade ettiği kadarına- sahip olduklarını anlayabilirsiniz.
ayrıca geçtiğimiz yaz ortaya çıkan ve kamuoyunda çokça tartışılan yunanistan'ın türkiye sınırında bir abd üssü oluşturulması, türkiye'nin rumeli sınırlarının abd askerleri tarafından abluka altına alınması da egemen harekat planının sızdırılmasının somut bir ürünüdür.
görsel
kozmik odadan çalınan belgeler ile abd, türkiye'nin nato'dan bağımsız tek ordusu olan ege ordusu envanterine de sahip olmuş, ege ordusunun harekat planlarını da ele geçirmiştir.
öyle ya, 1950'lerden beri bize karşı geniş çaplı savunma önlemleri almayan yunanistan ve amerika, ne oldu da son birkaç yıldır türkiye'yi tehdit olarak gördü ve üsler kurarak türkiye'ye karşı aktif savunma pozisyonu aldılar?
kozmik oda'ya girilmesi, türkiye'nin kripto bilgilerinin deşifre olması işte bugün dünyadaki yalnızlığımızın temel sebebidir.
dünyada hiçbir devlet yoktur ki, sadece kendine özel bilgilerini ardına kadar açsın ve bunun başkalarının eline geçmesine imkan tanısın.
sanırım dünyada bunun tek örneği biziz.
o halde, doğu akdeniz'de, azerbaycan'da, suriye'de, libya'da ve her alanda olan yalnızlığımızdan şikayet etme lüksümüz yok.
hele akp'nin, tayyip erdoğan'ın ona buna gider yapıp eyy demesi lüksü hiç yok.
fetö'ye kozmik odanın kapılarını açıp ne istediyse verenler işte bugünlerin müsebbibidir ve onların her türlü şikayetlerine bizlerin kulakları tıkalıdır vesselam...
bütün bunları bu kadar uzun uzadıya yazdım.
çünkü birkaç gün önce bir haber okudum.
kozmik oda kumpas davası'nda karar verilmişti.
mahkeme, 28 sanığa, ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan 2 yıl 1 aydan 10 yıla kadar değişen yıllarda hapis cezası vermiş. geri kalan 54 sanık ise beraat etmiş...
kaynak: https://odatv4.com/kozmik...nda-karar-16102002_m.html
"beraat"???
verilen bunca şehit, çalınan planlarımız, deşifre edilen kozmik belgelerimiz sonrası maksimum 10 yıl hapis ki bunun da 2/3'ünü yatıyorsunuz ve kalanına da beraat öyle mi?
kozmik odayı açmak nasıl vatana ihanetse, kozmik belgeleri sızdıranların beraat etmesi de aynı şekilde vatana ihanettir.
bir bedeli olacaktır muhakkak günü gelince.
yazdık...not ettik bir kenara...
şu sıralar bir cahil övgüsüdür tutturulmuş gidiyor...
madem bu prof. bülent arı üniversite mezunlarını o kadar tehlikeli buluyormuş, kendisi neden üniversiteye gitmiş? neden doktora yapmış? neden akademisyen olmuş? ya herifin daha en basit mantık kaidesinden haberi yok ama profesör olmuş..
geçenlerde cami imamının teki de "allahım bizi okumuşların şerrinden koru" diye dua etmişti..
okumuş insanlar "beyaz türk" diye küçümseniyor. köylülük, kürtlük ve cehalet göklere çıkarılıyor.. işte akp'nin özeti..
madem bu prof. bülent arı üniversite mezunlarını o kadar tehlikeli buluyormuş, kendisi neden üniversiteye gitmiş? neden doktora yapmış? neden akademisyen olmuş? ya herifin daha en basit mantık kaidesinden haberi yok ama profesör olmuş..
geçenlerde cami imamının teki de "allahım bizi okumuşların şerrinden koru" diye dua etmişti..
okumuş insanlar "beyaz türk" diye küçümseniyor. köylülük, kürtlük ve cehalet göklere çıkarılıyor.. işte akp'nin özeti..
"...başta şövalye arbutus olmak üzere yazarların görüşlerini alalım ... ..."
eh, madem kurgan üstadımız iştemiş... :-)
* bu mekanizma nasıl işlemektedir ??
çok basit.. türkiye sürekli olarak cari açık veriyor, dolayısıyla sürekli olarak dolar borçlanmak durumunda.. rakam seneden seneye değişiyor ama ülkemizin ithalatını yapabilmek ve eski borçlarının faizini ödeyebilmek için yaklaşık olarak senelik 50 milyar dolar borçlanmaya ihtiyacı var..
bunun dışında, ülkemiz her sene 200 milyar dolar borç çevirmek durumunda...
eğer yabancı bankalar türkiye'ye yeni borç vermeyi ya da türkiye'nin borcunu çevirmeyi reddederlerse dolar bir gecede göğü deler.. doların fırlayacağını farkeden ve türkiye'ye yatırım yapmış olan bütün yabancılar türk lirasından dolara geri geçer ve türkiye'den çıkarlar.. yani felaket olur.. tamamen ithalata bağlı olan ülkemizde ithalat anında kesilir..
---rusya doğalgazı keser.. elektrik üretimimiz bir anda yarıya iner...
---araplar petrol satmaz.. ulaşım büyük ölçüde durur..
---buğday ithal ediyoruz.. fırınlar çalışmaz hale gelir.. ekmek fiyatları arşa tırmanır..
türkiye'nin düzenli olarak borç bulabilmesinin ve eski borçlarını döndürebilmesinin tek şartı amerikan hükümetinin onayıdır.. dünyadaki dolar amerika'nın kontrolündedir. türkiye'deki iki banka arasındaki dolar transferleri bile amerika'dan geçmektedir.. dolayısıyla amerika onay vermeden hiç bir banka türkiye'ye dolar bazında kredi açamaz, borçlarını döndüremez...
amerika isterse tek bir mermi atmadan türkiye'yi taş devrine yollar..
daha da ilginci, amerika'nın bunu yapmak için sert hareketlere ihtiyacı yoktur.. sadece başkanlardan birinin atacağı bir tweet yabancı yatırımcıların kaçmaya başlaması için yeterlidir..
* karşı tedbirler alabilir miyiz ???
hayır alamayız.. sırtımızda yarım trilyon dolar borçla olmaz.. geçti o mevsim..
türkiye 40 sene önce kekelerle yolları ayıracaktı.. sonra da güneydoğuya harcayacağı o 2 trilyon doları sanayiye aktaracaktı.. ama artık too late..
eh, madem kurgan üstadımız iştemiş... :-)
* bu mekanizma nasıl işlemektedir ??
çok basit.. türkiye sürekli olarak cari açık veriyor, dolayısıyla sürekli olarak dolar borçlanmak durumunda.. rakam seneden seneye değişiyor ama ülkemizin ithalatını yapabilmek ve eski borçlarının faizini ödeyebilmek için yaklaşık olarak senelik 50 milyar dolar borçlanmaya ihtiyacı var..
bunun dışında, ülkemiz her sene 200 milyar dolar borç çevirmek durumunda...
eğer yabancı bankalar türkiye'ye yeni borç vermeyi ya da türkiye'nin borcunu çevirmeyi reddederlerse dolar bir gecede göğü deler.. doların fırlayacağını farkeden ve türkiye'ye yatırım yapmış olan bütün yabancılar türk lirasından dolara geri geçer ve türkiye'den çıkarlar.. yani felaket olur.. tamamen ithalata bağlı olan ülkemizde ithalat anında kesilir..
---rusya doğalgazı keser.. elektrik üretimimiz bir anda yarıya iner...
---araplar petrol satmaz.. ulaşım büyük ölçüde durur..
---buğday ithal ediyoruz.. fırınlar çalışmaz hale gelir.. ekmek fiyatları arşa tırmanır..
türkiye'nin düzenli olarak borç bulabilmesinin ve eski borçlarını döndürebilmesinin tek şartı amerikan hükümetinin onayıdır.. dünyadaki dolar amerika'nın kontrolündedir. türkiye'deki iki banka arasındaki dolar transferleri bile amerika'dan geçmektedir.. dolayısıyla amerika onay vermeden hiç bir banka türkiye'ye dolar bazında kredi açamaz, borçlarını döndüremez...
amerika isterse tek bir mermi atmadan türkiye'yi taş devrine yollar..
daha da ilginci, amerika'nın bunu yapmak için sert hareketlere ihtiyacı yoktur.. sadece başkanlardan birinin atacağı bir tweet yabancı yatırımcıların kaçmaya başlaması için yeterlidir..
* karşı tedbirler alabilir miyiz ???
hayır alamayız.. sırtımızda yarım trilyon dolar borçla olmaz.. geçti o mevsim..
türkiye 40 sene önce kekelerle yolları ayıracaktı.. sonra da güneydoğuya harcayacağı o 2 trilyon doları sanayiye aktaracaktı.. ama artık too late..
kurgankt üstadın sorularını cevaplamaya çalışalım... ama hemen söyleyelim ki tam cevapları ben de bilmiyorum..
* brunson olayında aniden dolar nasıl yükseldi ???
--tahminen trump tweet'in ötesinde hiç bir şey yapmadı.. yapmasına da gerek kalmadı.. o tweet'i gören insanlar dolara saldırdılar. bazı yabancı yatırımcılar da "ne olur ne olmaz" deyşip dolarlarını türkiye'den çektiler. dolar büyük olasılıkla böyle fırladı..
* senaryo olarak , avrasyada euro , ruble , yen , tl alanı kurulabilir mi ???
zaten o tarz zone'ları kurmaya çalışıyorlar.. ama bildiğim kadarıyla o işin bir elektronik ve hukuki altyapısı var.. onu oluşturmak kolay değil..
dolar eninde sonunda çökecektir. dolar hegemonyası kurulduğu zaman amerika dünyanın en çok üretim yapan ülkesiydi.. dolarla binlerce değişik amerikan ürünü almak mümkündü.. ama amerika artık üretim yapmıyor.. dolayısıla doların fazlaca bi esprisi yok..
petrol almak için hala dolar lazım.. eğer amerika suudi arabistan'ın üzerindeki hakimiyetini kaybederse bence dolar hegemonyasını tutturamaz..
bir de amerika devasa ordusuyla, deniz yollarıyla ve her yere örümcek ağı gibi yayılmış askeri üsleriyle bütün ticaret yollarını kontrol ediyor.. hoşuna gitmeyen her ülkeyi ambargoyla sıkıştırabiliyor.. ama üretimden kaynaklanan gerçek bir ekonomik üstünlük olmadan sadece askerle nereye kadar?
* brunson olayında aniden dolar nasıl yükseldi ???
--tahminen trump tweet'in ötesinde hiç bir şey yapmadı.. yapmasına da gerek kalmadı.. o tweet'i gören insanlar dolara saldırdılar. bazı yabancı yatırımcılar da "ne olur ne olmaz" deyşip dolarlarını türkiye'den çektiler. dolar büyük olasılıkla böyle fırladı..
* senaryo olarak , avrasyada euro , ruble , yen , tl alanı kurulabilir mi ???
zaten o tarz zone'ları kurmaya çalışıyorlar.. ama bildiğim kadarıyla o işin bir elektronik ve hukuki altyapısı var.. onu oluşturmak kolay değil..
dolar eninde sonunda çökecektir. dolar hegemonyası kurulduğu zaman amerika dünyanın en çok üretim yapan ülkesiydi.. dolarla binlerce değişik amerikan ürünü almak mümkündü.. ama amerika artık üretim yapmıyor.. dolayısıla doların fazlaca bi esprisi yok..
petrol almak için hala dolar lazım.. eğer amerika suudi arabistan'ın üzerindeki hakimiyetini kaybederse bence dolar hegemonyasını tutturamaz..
bir de amerika devasa ordusuyla, deniz yollarıyla ve her yere örümcek ağı gibi yayılmış askeri üsleriyle bütün ticaret yollarını kontrol ediyor.. hoşuna gitmeyen her ülkeyi ambargoyla sıkıştırabiliyor.. ama üretimden kaynaklanan gerçek bir ekonomik üstünlük olmadan sadece askerle nereye kadar?
ümmetin aşkı, biriciği, asrın liderimiz sayın recep tayyip erdoğan'ın anneler günü kutlama mesajında geçen ifade...
--- spoiler ---
vatanını ve yurdunu 'ana' sıfatıyla adlandıran bir milletin evlatları olarak, dünyada hiçbir yerde anadolu var mı? yok. ama bizde bak anadolu var. biz ne demişiz, 'anadolu'. 'babadolu' değil, 'anadolu' demişiz. bu topraklar ana sıfatıyla sıfatlanmış.
kaynak: anadolu ajansı;
https://www.aa.com.tr/tr/...elerinizi-uzmeyin/2233943
--- spoiler ---
görsel
babadolu, anadolu...yine kelime oyunları, yine bilgisizlik had safhada sayın cumhurbaşkanında.
yahu, anadolu'ya ismini biz vermemişiz ki, romalılar vermiş. osmanlı bile roma'nın verdiği bu ismi kullanarak "anatoli" demiş anadolu'ya...
(bkz: anadolu/#44696110)
bizler ilkokulda öğrenmiştik, cepheden dönen bir asker susuzluktan yanmış, bir köy evine gelmiş buradaki köylü kadın da tasa ayran doldurup vermiş, asker ayranı içmiş ama içi hala yanıyor, tası uzatmış ve; "ana doldur, doldur ana" demiş.
böyle böyle birkaç tas ayran içmiş.
her seferinde "ana doldur, ana doldur" derken "ana-dolu" ya dönüşmüş.
işte bunlar bize ilkokulda anlatılanlar.
benim yaşım 45.
ben tabi ki anadolu isminin aslının bu olmadığını öğreneli çok oluyor.
ama erdoğan sanırım ilkokulda ne bilgi aldıysa üzerine hiç koymamış, eh zaten okumayı sevmeyen biri olduğunu "ben kitap okumam özetini okurum" diye kendi itiraf etmişti zamanında.
o yüzden ilkokulda öğrendiği bilgi ile anadolu-babadolu gibi kelime oyunları yapması gayet normal.
seçmeni de tam olarak bunu istiyor zaten ondan.
--- spoiler ---
vatanını ve yurdunu 'ana' sıfatıyla adlandıran bir milletin evlatları olarak, dünyada hiçbir yerde anadolu var mı? yok. ama bizde bak anadolu var. biz ne demişiz, 'anadolu'. 'babadolu' değil, 'anadolu' demişiz. bu topraklar ana sıfatıyla sıfatlanmış.
kaynak: anadolu ajansı;
https://www.aa.com.tr/tr/...elerinizi-uzmeyin/2233943
--- spoiler ---
görsel
babadolu, anadolu...yine kelime oyunları, yine bilgisizlik had safhada sayın cumhurbaşkanında.
yahu, anadolu'ya ismini biz vermemişiz ki, romalılar vermiş. osmanlı bile roma'nın verdiği bu ismi kullanarak "anatoli" demiş anadolu'ya...
(bkz: anadolu/#44696110)
bizler ilkokulda öğrenmiştik, cepheden dönen bir asker susuzluktan yanmış, bir köy evine gelmiş buradaki köylü kadın da tasa ayran doldurup vermiş, asker ayranı içmiş ama içi hala yanıyor, tası uzatmış ve; "ana doldur, doldur ana" demiş.
böyle böyle birkaç tas ayran içmiş.
her seferinde "ana doldur, ana doldur" derken "ana-dolu" ya dönüşmüş.
işte bunlar bize ilkokulda anlatılanlar.
benim yaşım 45.
ben tabi ki anadolu isminin aslının bu olmadığını öğreneli çok oluyor.
ama erdoğan sanırım ilkokulda ne bilgi aldıysa üzerine hiç koymamış, eh zaten okumayı sevmeyen biri olduğunu "ben kitap okumam özetini okurum" diye kendi itiraf etmişti zamanında.
o yüzden ilkokulda öğrendiği bilgi ile anadolu-babadolu gibi kelime oyunları yapması gayet normal.
seçmeni de tam olarak bunu istiyor zaten ondan.
türkiye'de 85 milyon nüfus var.. bunun sadece 25 milyonu bir işe kayıtlı. kalan 60 milyon nüfus çalışan 25 milyonun sırtından geçiniyor.. sosyal yardımla, eşkıyalıkla, mafyayla, asalaklık ve parazitlikle yaşıyor.. elektriğini hırsızlıkla sağlıyor, hastaneye yeşil kartla gidiyor, çocuk yapar yapmaz çocuk yardımı alıyor.. ne kadar çok çocuk yaparsa o kadar çok yardım alıyor.. sonra da çocukların eline selpakları verip sokağa salıyor...
bu tablo sürdürülemez.. akp hükümeti uzun süre yurt dışındaki tefecilerden borç aldığı milyarlarca doları bu asalakları beslemeye harcadı. ama deniz bitti artık...
kimse söyleyemiyor ama içine düştüğümüz durumda kürtlerin rolü çok büyük...
türkiye acilen kürtlerle yolu ayırmalı...
kürtlerle yolları ayırdığımız anda ülke nüfusu 70 milyona düşer. çalışan nüfus 25 milyon civarında sabit kalır. 25 milyon çalışan 60 milyon yerine 45 milyon atıl insana bakar.. gine parlak değil ama daha idare edilebilir bi durum...
bi de, kürtlerden ayrıldığımız anda askeriyeye yapacağımız harcama da otomatik olarak azalacak.. oradan da karlı çıkacağız....
not: kürt nüfusu 15 milyon kişi olarak varsayılmıştır.. ama 20 milyon kişi daha gerçekçi bir varsayım olarak görünüyor...
bir bölünme siirt ve urfa gibi ilkellik yuvası illerde yaşayan 3-5 milyonluk arap kitleden de kurtulmamızı sağlayacaktır...
bu tablo sürdürülemez.. akp hükümeti uzun süre yurt dışındaki tefecilerden borç aldığı milyarlarca doları bu asalakları beslemeye harcadı. ama deniz bitti artık...
kimse söyleyemiyor ama içine düştüğümüz durumda kürtlerin rolü çok büyük...
türkiye acilen kürtlerle yolu ayırmalı...
kürtlerle yolları ayırdığımız anda ülke nüfusu 70 milyona düşer. çalışan nüfus 25 milyon civarında sabit kalır. 25 milyon çalışan 60 milyon yerine 45 milyon atıl insana bakar.. gine parlak değil ama daha idare edilebilir bi durum...
bi de, kürtlerden ayrıldığımız anda askeriyeye yapacağımız harcama da otomatik olarak azalacak.. oradan da karlı çıkacağız....
not: kürt nüfusu 15 milyon kişi olarak varsayılmıştır.. ama 20 milyon kişi daha gerçekçi bir varsayım olarak görünüyor...
bir bölünme siirt ve urfa gibi ilkellik yuvası illerde yaşayan 3-5 milyonluk arap kitleden de kurtulmamızı sağlayacaktır...
kurgankt üstadımız fakiri onurlandırmışlar :-)
aslında bizim merkez bankası rezervlerinin bir kısmı amerikan tahvilindeydi. yaklaşık 60 milyar dolarlık bi paraydı bu. türkiye bu tahvilleri 2017 ortasında satmaya başladı. 2019 civarında elimizdeki tahvil miktarı 60+ milyar dolardan 2 milyar dolara indi..
bütün ülkelerin merkez bankaları bir miktar abd tahvili tutarlar. normalde dolara sıkışan yabancı ülkelerin bu tahvillerin bir miktarını satıp dolara çevirmesi beklenir. ama abd hazinesi tahvillerinin değerini düşüreceği için bunu istemez. o yüzden dolara sıkışan ülkeye bir takas hattı açar ve dolar verir.. o ülkeler de bunun karşılığında ellerindeki tahvili satmazlar ve bu sayede tahvillerin değeri düşmez..
biz ne yaptık? elimizdeki tahvilleri sattık. bunun amerikalıları kudurttuğunu tahmin ediyorum. o yüzden de fed bize takas hattı açmayı reddediyor.. o yüzden de dolar ihtiyacımız olduğu anda abuk subuk yerlerden takas yapıyoruz..
https://ugurses.net/2019/...abd-tahvillerine-ne-oldu/
bütün bunların 128 milyar dolarla ne ilgisi var?
türkiye sürekli olarak cari açık veren bir ülke. yani ithalatı ihracatından çok daha fazla.. bu durumda normal ekonomi teorisi ne der? ülkeye (ihracat yoluyla) giren dolar (ithalat yoluyla) çıkan dolardan fazla olduğu için zaman içinde doların kıymetlenmesi lazım der. dolar kıymetlendiği zaman ithalat azalacak, ihracat artacak ve ülke dengeye gelecek der..
bir parantez açayım: son 20 yıl boyunca türkiye'den dolar çıkışı normal ekonomik teoriyle açıklanabilecek miktarın çok üzerinde... çünkü
1) sırtımızda ekonomik olarak kanımızı iliğimizi emen bir kürt halkı ve kürt terörü var.. sadece elektrik hırsızlıkları hazineye yılda 3-4 milyar dolara maloluyor..
2) rizeli başa geldiğinden beri yurtdışında abuk-subuk bir sürü maceraya giriştik.. suriye, ırak, libya vs.. bunlar her yıl ekstradan 10-15 milyar dolara maloldular..
pekii, bunca dolar çıkışına rağmen nasıl oldu da dolar yükselmesi gerektiği kadar (yani dış ticaret açığını kapatacak kadar) yükselmedi? çünkü
1) rizeli iktidarının ilk yıllarında yurtdışından dolar borçlandı ve borç aldığı o dolarlarla ithalatı finanse etti. devasa dış ticaret açıklarına rağmen (borç para sayesinde) ülkeye net olarak dolar girdiği için dolar yükselmedi..
2) rizeli 2018'den itibaren dış borç bulamamaya başladı.. son 3 seneyi eldeki avuçtaki dolarlarla ithalatı finanse ederek atlattı..
elde-avuçta olan en önemli dolar kaynağı merkez bankası rezervleriydi.. bunların epeyce bir kısmı abd hazine bonosunda duruyordu.. ithalat finansmanında, kürtlerin doyurulmasında ve rizelinin askeri maceralarında kullanıldılar.. işte yokolan o 128 milyar dolar büyük ölçüde o para..
yukarıda bahsettiğimiz 60 milyar dolarlık abd hazine tahvili de işte tam o sıralarda satıldı..
bi parantez daha: merkez bankası rezervi derken, o dolarlar bize ait zannetmeyin. türkiye dış ticarette sürekli olarak açık verdiği için dolar cinsinden rezerv oluşturamaz. o 128 milyar dolar şu ya da bu şekide yurtdışından borç alınmış paraydı..
3) merkez bankası rezervleri 2-3 yıl içinde eridi.. rizeli son zamanları kaynağı belirsiz swaplar (swap=çok kısa vadeli borç) vasıtasıyla merkez bankasına dolar koyarak atlatabildi.. zannederim bu şekilde 50-60 milyar dolar bulundu. allah bilir bu 50-60 milyar dolar için kimlere ne tavizler verildi..
4) ancak bu swaplar da ilaç olmayacak.. bir noktada türkiye ithalatını finanse edemez hale gelecek ve iflas edecek...
ne yapmalı?
1) türk insanı ülkenin iflas ettiğini ve bundan sonraki 20-50 senenin çok daha fakir yaşanacağını psikolojik olarak kabul etmeli..
2) doların kontrollü olarak yükselmesine izin verilmeli ve dış ticaret dengelenmeli..
3) istnbul'da özal döneminden itibaren yapılmış bütün inşaatlar mahkemeye sevkedilmeli.. kaçak binalar ve hırsızlıktan kaynaklanan zenginlik devlete geçmeli.. bu şekilde devletin elinin altında bir kaynak oluşturulmalı..
4) libya ve suriye'deki askeri maceralar derhal sonlandırılmalı. esad'la anlaşılmak suretiyle suriyeli mülteciler geri gönderilmeli. türkiye'nin kendi topraklarının ötesindeki hiç bir yerde gözü olmadığı ve osmanlı rüyaları görmediği kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde altı çizilerek belirtilmeli..
5) kürtlere bağımsızlıkları verilmeli ve fırat'ın doğusunda bir kürt devleti kurulmalı.. bütün kürtler vatandaşlıktan atılmalı... (bkz: ayrılıkçı türkler)
6) Eski devlet planlama teşkilatı benzeri bir teşkilat kurulmalı ve türkiye turgut özal'la birlikte terkettiği planlı sanayileşmeye geri dönmeli..
7) diyanet, imam hatipler ve anadoluda açılmış lüzumsuz taşra üniversiteleri kapatılmalı... devlet memurları elekten geçirilmeli ve belli bir standardın altında kalanlar şutlanmalı...
ya da daha kısa söylemek gerekirse:
--üretmeyen, para kazandırmayan, masraftan ve beladan başka bir şey getirmeyen her şey tasviye edilmeli (bkz: kürtler).. kaynaklar sadece üreten ve kazanan şeylerin üzerine yoğunlaştırılmalı...
aslında bizim merkez bankası rezervlerinin bir kısmı amerikan tahvilindeydi. yaklaşık 60 milyar dolarlık bi paraydı bu. türkiye bu tahvilleri 2017 ortasında satmaya başladı. 2019 civarında elimizdeki tahvil miktarı 60+ milyar dolardan 2 milyar dolara indi..
bütün ülkelerin merkez bankaları bir miktar abd tahvili tutarlar. normalde dolara sıkışan yabancı ülkelerin bu tahvillerin bir miktarını satıp dolara çevirmesi beklenir. ama abd hazinesi tahvillerinin değerini düşüreceği için bunu istemez. o yüzden dolara sıkışan ülkeye bir takas hattı açar ve dolar verir.. o ülkeler de bunun karşılığında ellerindeki tahvili satmazlar ve bu sayede tahvillerin değeri düşmez..
biz ne yaptık? elimizdeki tahvilleri sattık. bunun amerikalıları kudurttuğunu tahmin ediyorum. o yüzden de fed bize takas hattı açmayı reddediyor.. o yüzden de dolar ihtiyacımız olduğu anda abuk subuk yerlerden takas yapıyoruz..
https://ugurses.net/2019/...abd-tahvillerine-ne-oldu/
bütün bunların 128 milyar dolarla ne ilgisi var?
türkiye sürekli olarak cari açık veren bir ülke. yani ithalatı ihracatından çok daha fazla.. bu durumda normal ekonomi teorisi ne der? ülkeye (ihracat yoluyla) giren dolar (ithalat yoluyla) çıkan dolardan fazla olduğu için zaman içinde doların kıymetlenmesi lazım der. dolar kıymetlendiği zaman ithalat azalacak, ihracat artacak ve ülke dengeye gelecek der..
bir parantez açayım: son 20 yıl boyunca türkiye'den dolar çıkışı normal ekonomik teoriyle açıklanabilecek miktarın çok üzerinde... çünkü
1) sırtımızda ekonomik olarak kanımızı iliğimizi emen bir kürt halkı ve kürt terörü var.. sadece elektrik hırsızlıkları hazineye yılda 3-4 milyar dolara maloluyor..
2) rizeli başa geldiğinden beri yurtdışında abuk-subuk bir sürü maceraya giriştik.. suriye, ırak, libya vs.. bunlar her yıl ekstradan 10-15 milyar dolara maloldular..
pekii, bunca dolar çıkışına rağmen nasıl oldu da dolar yükselmesi gerektiği kadar (yani dış ticaret açığını kapatacak kadar) yükselmedi? çünkü
1) rizeli iktidarının ilk yıllarında yurtdışından dolar borçlandı ve borç aldığı o dolarlarla ithalatı finanse etti. devasa dış ticaret açıklarına rağmen (borç para sayesinde) ülkeye net olarak dolar girdiği için dolar yükselmedi..
2) rizeli 2018'den itibaren dış borç bulamamaya başladı.. son 3 seneyi eldeki avuçtaki dolarlarla ithalatı finanse ederek atlattı..
elde-avuçta olan en önemli dolar kaynağı merkez bankası rezervleriydi.. bunların epeyce bir kısmı abd hazine bonosunda duruyordu.. ithalat finansmanında, kürtlerin doyurulmasında ve rizelinin askeri maceralarında kullanıldılar.. işte yokolan o 128 milyar dolar büyük ölçüde o para..
yukarıda bahsettiğimiz 60 milyar dolarlık abd hazine tahvili de işte tam o sıralarda satıldı..
bi parantez daha: merkez bankası rezervi derken, o dolarlar bize ait zannetmeyin. türkiye dış ticarette sürekli olarak açık verdiği için dolar cinsinden rezerv oluşturamaz. o 128 milyar dolar şu ya da bu şekide yurtdışından borç alınmış paraydı..
3) merkez bankası rezervleri 2-3 yıl içinde eridi.. rizeli son zamanları kaynağı belirsiz swaplar (swap=çok kısa vadeli borç) vasıtasıyla merkez bankasına dolar koyarak atlatabildi.. zannederim bu şekilde 50-60 milyar dolar bulundu. allah bilir bu 50-60 milyar dolar için kimlere ne tavizler verildi..
4) ancak bu swaplar da ilaç olmayacak.. bir noktada türkiye ithalatını finanse edemez hale gelecek ve iflas edecek...
ne yapmalı?
1) türk insanı ülkenin iflas ettiğini ve bundan sonraki 20-50 senenin çok daha fakir yaşanacağını psikolojik olarak kabul etmeli..
2) doların kontrollü olarak yükselmesine izin verilmeli ve dış ticaret dengelenmeli..
3) istnbul'da özal döneminden itibaren yapılmış bütün inşaatlar mahkemeye sevkedilmeli.. kaçak binalar ve hırsızlıktan kaynaklanan zenginlik devlete geçmeli.. bu şekilde devletin elinin altında bir kaynak oluşturulmalı..
4) libya ve suriye'deki askeri maceralar derhal sonlandırılmalı. esad'la anlaşılmak suretiyle suriyeli mülteciler geri gönderilmeli. türkiye'nin kendi topraklarının ötesindeki hiç bir yerde gözü olmadığı ve osmanlı rüyaları görmediği kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde altı çizilerek belirtilmeli..
5) kürtlere bağımsızlıkları verilmeli ve fırat'ın doğusunda bir kürt devleti kurulmalı.. bütün kürtler vatandaşlıktan atılmalı... (bkz: ayrılıkçı türkler)
6) Eski devlet planlama teşkilatı benzeri bir teşkilat kurulmalı ve türkiye turgut özal'la birlikte terkettiği planlı sanayileşmeye geri dönmeli..
7) diyanet, imam hatipler ve anadoluda açılmış lüzumsuz taşra üniversiteleri kapatılmalı... devlet memurları elekten geçirilmeli ve belli bir standardın altında kalanlar şutlanmalı...
ya da daha kısa söylemek gerekirse:
--üretmeyen, para kazandırmayan, masraftan ve beladan başka bir şey getirmeyen her şey tasviye edilmeli (bkz: kürtler).. kaynaklar sadece üreten ve kazanan şeylerin üzerine yoğunlaştırılmalı...
esasen osmanlı'nın yaptığı en iyi işlerden biri budur.
padişahların ve şehzadelerin eş olarak türk ve müslüman kadınları tercih etmemesinin sebepleri vardır.
hani bir laf var, "iki yahudi bir araya gelse şirket, üç türk bir araya gelse devlet kurarlar" diye...
türk devletlerin en büyük sıkıntısı budur.
herkes ağadır, paşadır, beydir.
herkes devleti yönetmek, kendi kafasına göre devlet kurmak ister.
bakınız osmanlı, anadolu'nun siyasi birliğini ancak ve ancak 16. yüzyılın başında sağlayabilmiştir.
oysa ki osmanlı, rumeli'deki birliğini ve siyasi düzenini, devlet teşkilatlarını anadolu'dan çok daha evvel tesis edebilmiştir.
osmanlı'nın anadolu'ya bu kadar geç hakim olmasının sebebi, anadolu'daki beyliklerdir.
anadolu'da osmanlı ile birlikte kurulan tüm beylikler osmanlı'ya problem olmuş, osmanlı siyasi birliğini sağlasa da, ankara savaşı sonrası beylikler yeniden hayat bulmuş ve ta 16. yüzyılın başına değin varlıklarını sürdürmüşlerdir.
işte osmanlı'da bunun bilincindeydi.
bu yüzden şehzadeler ve padişahlar kendilerine eş olarak türk kızlarını seçmezlerdi.
zira padişah eşi olacak türk kızının ailesi, güçlenebilir, ileride kendi hanedanlıklarını kurabilir ve osmanlı coğrafyasında hak iddia edebilirdi.
hele ki türk bir kadından doğacak şehzade osmanlı hanedanına dünür olacak aileye iyice siyasi nüfuz kazandırabilirdi...
bakınız, osmanlı'nın devlet teamüllerine göre, şayet osmanoğullarına mensup tahta geçecek bir şehzade kalmazsa, taht kırım hanedanlığına devrolunacaktı.
işte sırf bu yüzden osmanlı padişahları, kırım hanlarına karşı hep mesafeli olmuşlar, onlara karşı her zaman tetikte olmuşlardır. hatta belli etmeseler de osmanlı padilahları sırf hanedanlıklarına rakip olma olasılıklarından dolayı kırım hanedan mensuplarına karşı hep bir nefret duymuştur.
bunun en bilinen örneğini de osmanlı büyük bir acı ve yıkımla tecrübe etmiştir.
osmanlı padişahlarından 4. mehmet'in lakabı "avcı"dır. "avcı mehmet" olarak bilinir.
avcı mehmet osmanlı'nın en goygoycu, en zevk sefa düşkünü padişahlarından biridir, ama buna rağmen 39 senelik saltanatı "köprülüler dönemi" dolayısıyla rahat ve parlak geçmiştir.
lakin köprülülerin damadı olan sadrazam merzifonlu kara mustafa paşa 2. viyana kuşatmasını yapmış, başarısız olmuş ve bu başarısızlık ile birlikte osmanlı hızla gerilemeye başlamıştır.
işte 2. viyana kuşatmasındaki başarısızlığın nedenlerinden biri de osmanlı hanedanı ile kırım hanedanı (giraylar) arasındaki rekabettir.
viyana seferi sırasında kırım hanlığı makamında murat giray vardı, murat giray, osmanlı sarayında yetişmiş bir kırım şehzadesiydi, zaten kırım şehzadelerinden en az biri her zaman osmanlı sarayında rehin tutulurdu. adı rehine değildi tabi, ama hem onlar, hem osmanlı bir kırım şehzadesinin osmanlı sarayında rehin tutulduğunu bilir dillendirmezdi.
işte bu murat giray bizzat merzifonlu tarafından kırım hanlığına atanmıştı. lakin bir divan toplantısı sırasında merzifonlu, onu bulunduğu makama atayanın kendisi olduğunu azarlayarak hatırlatmış, bu da murat giray'ın gücüne gitmişti, bu durum padişah avcı mehmet'e yansıtıldığında da padişah bu hadiseyi görmezden gelmiş ve murat giray'a destek olmayarak onu rencide etmişti.
işte 2. viyana kuşatması esnasında murat giray kuşatma planına muhalefet etmiş, yine merzifonlu'dan azar işitmişti.
bu sebeple kırım hanı, tuna üzerinde savunması gereken müstahkem yerleri savunmamış ve jan sobieski komutasındaki lehistan(polonya) ordusunun viyana'ya yardıma gelmesine mani olmamış, bu yüzden de osmanlı büyük bir bozguna uğramıştı.
işte bu bozgunun altında yatan sebep, 2 türk hanedanlığının birbirleri ile içten içe olan rekabetidir.
osmanlı-kırım hanedanlığı arasındaki rekabetin bir benzeri de daha yakın zamanlarda (19. ve 20. yy) osmanlı hanedanı-kavalalı hanedanı arasında yaşanmıştır.
padişah abdülaziz ile kavalalı hanedanından prenses tevhide'nin dillere destan aşkı, ne yazık ki mutlu sonla bitmemiş, osmanlı hanedanının bekası için sadrazam keçecizade fuat paşa bu izdivaca engel olmuş ve abdülaziz, prenses tevhide ile evlilikten vazgeçmek zorunda kalmıştır.
bu ve benzer sebepler yüzünden osmanlı hanedanı, türk beylerinin türk kızları ile evlenip o beylerin de hanedana rakip olmasını engellemek için padişahlar ve şehzadeler türk kızları ile evlenmemişlerdir.
tabi bu durumun istisnai örnekleri vardır. örneğin genç osman'ın eşi bir türk kızıydı.
#tarih
padişahların ve şehzadelerin eş olarak türk ve müslüman kadınları tercih etmemesinin sebepleri vardır.
hani bir laf var, "iki yahudi bir araya gelse şirket, üç türk bir araya gelse devlet kurarlar" diye...
türk devletlerin en büyük sıkıntısı budur.
herkes ağadır, paşadır, beydir.
herkes devleti yönetmek, kendi kafasına göre devlet kurmak ister.
bakınız osmanlı, anadolu'nun siyasi birliğini ancak ve ancak 16. yüzyılın başında sağlayabilmiştir.
oysa ki osmanlı, rumeli'deki birliğini ve siyasi düzenini, devlet teşkilatlarını anadolu'dan çok daha evvel tesis edebilmiştir.
osmanlı'nın anadolu'ya bu kadar geç hakim olmasının sebebi, anadolu'daki beyliklerdir.
anadolu'da osmanlı ile birlikte kurulan tüm beylikler osmanlı'ya problem olmuş, osmanlı siyasi birliğini sağlasa da, ankara savaşı sonrası beylikler yeniden hayat bulmuş ve ta 16. yüzyılın başına değin varlıklarını sürdürmüşlerdir.
işte osmanlı'da bunun bilincindeydi.
bu yüzden şehzadeler ve padişahlar kendilerine eş olarak türk kızlarını seçmezlerdi.
zira padişah eşi olacak türk kızının ailesi, güçlenebilir, ileride kendi hanedanlıklarını kurabilir ve osmanlı coğrafyasında hak iddia edebilirdi.
hele ki türk bir kadından doğacak şehzade osmanlı hanedanına dünür olacak aileye iyice siyasi nüfuz kazandırabilirdi...
bakınız, osmanlı'nın devlet teamüllerine göre, şayet osmanoğullarına mensup tahta geçecek bir şehzade kalmazsa, taht kırım hanedanlığına devrolunacaktı.
işte sırf bu yüzden osmanlı padişahları, kırım hanlarına karşı hep mesafeli olmuşlar, onlara karşı her zaman tetikte olmuşlardır. hatta belli etmeseler de osmanlı padilahları sırf hanedanlıklarına rakip olma olasılıklarından dolayı kırım hanedan mensuplarına karşı hep bir nefret duymuştur.
bunun en bilinen örneğini de osmanlı büyük bir acı ve yıkımla tecrübe etmiştir.
osmanlı padişahlarından 4. mehmet'in lakabı "avcı"dır. "avcı mehmet" olarak bilinir.
avcı mehmet osmanlı'nın en goygoycu, en zevk sefa düşkünü padişahlarından biridir, ama buna rağmen 39 senelik saltanatı "köprülüler dönemi" dolayısıyla rahat ve parlak geçmiştir.
lakin köprülülerin damadı olan sadrazam merzifonlu kara mustafa paşa 2. viyana kuşatmasını yapmış, başarısız olmuş ve bu başarısızlık ile birlikte osmanlı hızla gerilemeye başlamıştır.
işte 2. viyana kuşatmasındaki başarısızlığın nedenlerinden biri de osmanlı hanedanı ile kırım hanedanı (giraylar) arasındaki rekabettir.
viyana seferi sırasında kırım hanlığı makamında murat giray vardı, murat giray, osmanlı sarayında yetişmiş bir kırım şehzadesiydi, zaten kırım şehzadelerinden en az biri her zaman osmanlı sarayında rehin tutulurdu. adı rehine değildi tabi, ama hem onlar, hem osmanlı bir kırım şehzadesinin osmanlı sarayında rehin tutulduğunu bilir dillendirmezdi.
işte bu murat giray bizzat merzifonlu tarafından kırım hanlığına atanmıştı. lakin bir divan toplantısı sırasında merzifonlu, onu bulunduğu makama atayanın kendisi olduğunu azarlayarak hatırlatmış, bu da murat giray'ın gücüne gitmişti, bu durum padişah avcı mehmet'e yansıtıldığında da padişah bu hadiseyi görmezden gelmiş ve murat giray'a destek olmayarak onu rencide etmişti.
işte 2. viyana kuşatması esnasında murat giray kuşatma planına muhalefet etmiş, yine merzifonlu'dan azar işitmişti.
bu sebeple kırım hanı, tuna üzerinde savunması gereken müstahkem yerleri savunmamış ve jan sobieski komutasındaki lehistan(polonya) ordusunun viyana'ya yardıma gelmesine mani olmamış, bu yüzden de osmanlı büyük bir bozguna uğramıştı.
işte bu bozgunun altında yatan sebep, 2 türk hanedanlığının birbirleri ile içten içe olan rekabetidir.
osmanlı-kırım hanedanlığı arasındaki rekabetin bir benzeri de daha yakın zamanlarda (19. ve 20. yy) osmanlı hanedanı-kavalalı hanedanı arasında yaşanmıştır.
padişah abdülaziz ile kavalalı hanedanından prenses tevhide'nin dillere destan aşkı, ne yazık ki mutlu sonla bitmemiş, osmanlı hanedanının bekası için sadrazam keçecizade fuat paşa bu izdivaca engel olmuş ve abdülaziz, prenses tevhide ile evlilikten vazgeçmek zorunda kalmıştır.
bu ve benzer sebepler yüzünden osmanlı hanedanı, türk beylerinin türk kızları ile evlenip o beylerin de hanedana rakip olmasını engellemek için padişahlar ve şehzadeler türk kızları ile evlenmemişlerdir.
tabi bu durumun istisnai örnekleri vardır. örneğin genç osman'ın eşi bir türk kızıydı.
#tarih
sam amca zırnık vermez kürtlere...
sam amca kendi vatandaşına zırnık vermiyor.. amerika'da bir sürü insan sokaklarda yatıyor.. kürde savaş uçağı mı verecek? ne çıkarı var?
dikkatli incelersen amerika'nın ortadoğu ülkeleriyle olan ilişkisinin para vermek değil para almak üzerine kurulu olduğunu görürsün..
amerika libya'daki bütün masrafı bize ödetti.. libya'ya uçaklarla 300 milyon dolar yolladık.. kaddafi'yi öldüren katillerin parası bizim cebimizden çıktı..
amerika suriye'yi de bizim cebimizden bedavaya çökertti.. "kardeşim esat" leon panetta'nın 5 günlük ankara ziyaretinden sonra "hain esed" oldu.. suriye maceramızda on milyarlarca dolar kaybettik, beş milyon mülteci aldık, karşılığında da tek bir kuruş kazanmadık...
amerika ise tek kuruş harcamadan israil'in en azılı düşmanını paramparça etti...
amerika kürtlere savaş uçağı vermenin boş iş olduğunu bilir... kaç savaş uçağı verirse versin kürtlerin türk ordusuna karşı bir şansının olmadığını bilir.. amerika boş işle uğraşmaz..
kaldı ki, kürtler türkiyenin içindeyken amerika'ya çok daha faydalıdırlar..
türkiye sınırları içinde dolanan 15 milyon kürt türkiye'nin fakir ve az gelişmiş bir ülke olarak kalmasının ve bölgesel bir çekim merkezine dönüşememesinin garantisidir...
içimizdeki 15 milyon kürt olmasaydı amerika bizi ortadoğuya bu kolaylıkla bulaştıramazdı..
sam amca kendi vatandaşına zırnık vermiyor.. amerika'da bir sürü insan sokaklarda yatıyor.. kürde savaş uçağı mı verecek? ne çıkarı var?
dikkatli incelersen amerika'nın ortadoğu ülkeleriyle olan ilişkisinin para vermek değil para almak üzerine kurulu olduğunu görürsün..
amerika libya'daki bütün masrafı bize ödetti.. libya'ya uçaklarla 300 milyon dolar yolladık.. kaddafi'yi öldüren katillerin parası bizim cebimizden çıktı..
amerika suriye'yi de bizim cebimizden bedavaya çökertti.. "kardeşim esat" leon panetta'nın 5 günlük ankara ziyaretinden sonra "hain esed" oldu.. suriye maceramızda on milyarlarca dolar kaybettik, beş milyon mülteci aldık, karşılığında da tek bir kuruş kazanmadık...
amerika ise tek kuruş harcamadan israil'in en azılı düşmanını paramparça etti...
amerika kürtlere savaş uçağı vermenin boş iş olduğunu bilir... kaç savaş uçağı verirse versin kürtlerin türk ordusuna karşı bir şansının olmadığını bilir.. amerika boş işle uğraşmaz..
kaldı ki, kürtler türkiyenin içindeyken amerika'ya çok daha faydalıdırlar..
türkiye sınırları içinde dolanan 15 milyon kürt türkiye'nin fakir ve az gelişmiş bir ülke olarak kalmasının ve bölgesel bir çekim merkezine dönüşememesinin garantisidir...
içimizdeki 15 milyon kürt olmasaydı amerika bizi ortadoğuya bu kolaylıkla bulaştıramazdı..