bugün

Ön yargı,bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart,olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı,peşin yargı,peşin hüküm,peşin fikir.
Ayrıca önyargı diye hep yanlış yazılır.
hayatın içinde olan ve asla yıkılmayan sav
(bkz: ön yargılı insanlardan nefret ederim)
önceden edinilmiş tecrübelere dayanarak karşılaşan olay hakkında peşinen karar verme durumu.
ınsanların bır konu hakkında detaylı bılgıyı almadan ıcıne dustuklerı vahım durumda dusunmus oldugu fıkırler butunudur.oysa kı ne guzel soylemıstır albert einstein
"bir ön yargıyı parcalamak atom cekirdegini parcalamaktan daha zordur" diye
yazarların daha entryleri bile okumadan uyuz olduğu yazara eksi oy vermesi diye özetlenilebilecek durum.
yargılamanın bir önceki aşamasıdır. işkence ile eş anlamlı.
içimizdeki önyargı ormanlarına elimizde baltayla girmemiz gereklidir.
yaşanabilecek çok güzel şeyleri yaşatmayan..
insanin gercek kisiligini yansitmedigi zaman kirilmasi zor olmayacak * sey.
basma kalıp düsüncelerinin vazgecilmezi.
tam anlamıyla bir cehalet göstergesidir.
on adet yargiya onyargi denir. buna bazilari bir deste yargi derler ama biz on yargı demeyi daha uygun buluyoruz nedense toplum olarak. cunku daha kestirme oluyor. birde bunun yarisi olan yargi cesiti vartirki 5 yargi denir. bunun on milyon baloncuklu versiyonuna ise kısaca gazoz deriz.
(bkz: birakin ben deli degilim)
ön yargı kişinin bilinç altına bilinçsizce attı bilgi yığınlarından oluşur. bu yüzden yok edilmesi çok zordur. örneğin sabah yürüşüyü yapanlar hep aynı sokaklarda yürür, hep aynı marketten alışveriş yaparız, farklı şeyleri genelde istemeyiz. çünkü aynı şeyleri yapıp etmek bizde güven yaratır. aynı yolda yürürüz çünkü bu yola güveniriz. aynı marketten alışveriş yaparız çünkü bu markete güveniriz. ancak önyargılar değiştirilemiycek bir şey değildir. araştırmalara göre farklı bir ortama girdiğimizde ön yargılarımızın daha kolay yıkıldığını gösteriyor. askeri kurumlarda bu değişimin en rahat gözlendiği yerdir. yeni bir ortama giriyorsunuz. kıyafetleriniz değiştiriliyor. saçlar kesiliyor. disiplin getiriliyor. bu koşullar altında en asi kişilik bile bütün ön yargılarını değiştiriyor. emir alıp uyguluyor. emrin akıllıcı olup olmaması önemini kaybediyor. mekan değişikliğinin yanı sıra etkileyici(karizmatik) olmak da ön yargıları değiştirmekte önemlidir. çünkü karizmatik olanlara daha kolay inanırız onlara daha kolay güveniriz. kısacası bir kişinin sizin hakkınızdaki ön yargılarını yenmek istiyorsanız onu hiç gitmediği bir mekana götürün. etkileyici giyinin ve konuşun. güven vermeye çalışın.
insan koruma kalkanı. başarısızlığı tescillense çoktan yok olur giderdi, hem de herkesin böyle önyargıyla lanetlediği bir yerde, öyle mi!
önünüze tabak koyulur koyulmaz yemeğin tadına bakmadan tuz atmak.
insanın paketinden yeni çıkmış tuvalet kağıdıyla burnunu silerken iğrenmesidir.paketten yeni çıkmış tiril tiril tuvalet kağıtlarına yapılan haksızlıktır.
başkalarının fikirlerine göre hareket etme, sorgulamadan,düşünmeden karar verme.
Önyargı, akıl yürütmeden kabul edilmiş bir inançtır. Onun için dünyanın her tarafında çocuklara, akıl yürütebilecek çağa gelmeden, istenilen bütün inançlar aşılanabilir... *
Malesef toplumumuzda oldukça var olan bir olgudur.
(bkz: onsezgi)
örneğin az önce bazı başlıklara zaman gazetesinden hilmi yavuz'un linklerini
verdiğimde seri olarak eksi oy alması önyargının bariz bir örneğidir.
birkaç saniye içinde eksiyi aldı ve okunmadan oy aldığı aşikar.
hayatımda zaman gazetesi almadağım ve almayacağım halde
sırf verilen link zaman olduğu için eksi aldığına o kadar
eminim ki daha önce defalarca, okuduğum gazete olan radikal'den link vermeme
ne artı ne eksi oy gelmişti. bir oluşumu topyekün yargılamak
türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumunda sebeplerindendir.
aynı durumun sözlüğümüz içinde de olması oldukça üzücü.
oysa ki konudan kopmadan zaman gazetesinden örnek verecek olursam
elif şafak ve selim ileri gibi kültür-sanat ağırlıklı yazan
değerli yazarları bünyesinde barındırmaktadır.
hilmi yavuz'a gelirsek iyi bir şairdir öncelikle. ayrıca
entelektüel kapasitesi sınırlı bir ülkenin evladı olarak az da
olsa birşeyler öğrenebildiğim basınımızın iyi kalemlerinden biridir.
yanlış biçimde birleşik yazılan "önyargı" sözcüğünün doğru yazılışı.

(bkz: http://www.tdk.gov.tr/TR/...lime=%c3%b6n%20yarg%c4%b1)
herhangi bir şey hakkında önceden oluşturulan olumlu ya da olmsuz yargıdır.
önyargılı insanlara laf anlatmak zordur. önyargılı olmayanlar hayatı deneyimlerle öğrenir, hatalarını bizzat yaşayıp ders alırlar. önyargılı olanlar aynı hatayı on kez de yaşasa, başlarına binbir bela da gelse yine gerçeği kabul etmez, görmezden gelmeyi becerirler. kendileri mutsuz olduğu gibi, etrafındakilerini de mutsuz ederler.

önyargı bir bakıma tutsaklıktır. önyargılı insan kararını önceden peşin olarak vermiş insandır. ne bilgi ne de kanıt onun fikrini değiştiremez. kim ne derse desin o konuda tartışmaz. tartışsa da asla ikna olmaz. yemeklerine bile tuzu tadmadan koyarlar. zaten tuzlu olan bir yemek yenmeyecek hale gelse de oturup yerler. hatta bazı iş yemekleri bunun için düzenlenir. kimin ön yargılı olup olmadığını anlamanın bir yoludur bu tuz olayı. işe başvurunuza görüşme yemeği davetinde bulunurlarsa bir kez daha düşünün derim ben.

bir de hep şu gelincik hikayesi anlatılır önyargıya örnek olarak. siz de bilmiyorsanız bilin istedim. önyargıya iyi bir örnek mi kötü bir örnek mi ona siz karar verin. önyargılı olanlarınız varsa bir kez daha düşünürsünüz belki;

uzaklarda bir köyde, bebeğiyle yalnız yaşayan bir kadın varmış.

bir gün ormandan gelirken bir gelinciğe rastlamış. onu almış beslemiş.

bebeğiyle beraber yaşadığı eve alıp getirmiş.

gelincik ve bebek hiç ayrılmaz olmuşlar.

bir gün kadın ikisini yalnız bırakıvermiş evde. kapının önünü süpürüp eve gelmiş kadın.

eve gelince gelinciği görmüş karşısında. ağzı kanlar içindeymiş.

bebeğinden de hiç ses gelmiyormuş.

elindeki süpürgeyle kendini kaybetmiş bir şekilde gelinciğe vurmaya başlamış ve onu öldürmüş.

koşarak bebeğinin yanına gitmiş ki ne görsün. bebeği beşiğinde uyuyormuş.

beşiğin yanında ise kanlar içinde bir yılan duruyormuş.....
ölçme sonuçları olmadan yapılan değerlendirmeye denir..