bugün

Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım. demişti, Gabriel Garcia Marquez/ kırmızı pazartesi'de

hayatını tamamen önyargısız yaşayan kimseler var mı aceba şu devirde? insan doğası, önyargıya tıpkı dedikodu yapmak kadar bağımlı ve hevesle bakıyor.

önyargılar bazen hayat kurtarır, ama çoğu kez bir zarar yazar insan hanesine *

yine Gabriel Garcia Marquez'den; Her şeyin bir sonu var, doğrudur. Ama en mutlu son hafta sonudur.

mutlu pazarlar..
Çok basit örneklerle anlatacağım.

Örn : A kişisi bir sandalyeye oturma niyetleniyor sen diyorsun hayır o sandalyeye oturma. Sandalyeyi çekip alıyorsun. A kişisi bu sefer sana karşı saldırgan davranıyor, düşman kesiliyor ancak o sandalyeye güçlü bir yapıştırıcı dökülmüş.

2. Örn : A kişisi B kişisini toplu taşımada gördü. B kişisi yorgun bitkin paspal halde, ona iğrenerek bakıyor. içinden "Bu insanlar sokağa çıkmasın yaa" diyor. Bununla beraber A kişisi B kişisin 4 ay önce tüm ailesini bir trafik kazasında kaybettiğini. Malvarlığının da çoğunu trafik kazası yapılan araç kiralık olduğu için kiralan şirkete vermek zorunda kaldığını, bu sebeple neredeyse sokakta kalacağını bilmiyor.

Ön yargı böyle bir şey sebebi bilmeden yargıda bulunmaktır. Etik de değildir ahlaki de değildir.
insan herşeyi yorumlar ilk izleminin yorumuna önyargı denir doğru veya yanlış nereye sürükler belirsiz iyiye veya kötülüğe ama en başta dediğim gibi insan herşeyi yorumlar yani yapılacak bir şey yok.
iq düştükçe ön yargı artar, iq yükseldikçe azalır nokta.
edinilen ilk intibayı kafada zamana yayma ve sabitleme külfetidir.
bu bazen istemdışı kendiliğinden de gelişebilir. karşıdakinin giyiminden tutup ses tonlamasına kadar her detay, bir önceki tecrübe ile kıyas edilip yeni bir düşünce getirir meydana.
saçlarımın dağınık olmasının tarzımla alakası yoktur.
sigara içiyor oluşumla hayatımı yorumlayamazsın.
alkol alıyorum diye kafir, namaz kılıyorum diye cennetlik olmuyorum.
küfür ediyorum diye terbiyesiz olmak zorunda değilim.
şiir yazıyor oluşum götümü ılıtmaz.
tesbih sallayınca racon bilen bir adam olmuyorum.

konstrüktivist bakmayın her şeye.
biri hakkında yorum yapmadan önce oturun ona sorun;
nasılsın?" diye.
son yargı diye bir kitap okumuştum veletken. ardından şunu yazmıştım:

son yargıya kalmadan ön yargıda verildi karar
kader de suçlu bana göre kader mahkumları kadar.
iki çeşidi vardır. Biri cahiller biri zeki insanlar tarafından kullanılır.
kazanılması en kolay yargıdır. herkes mukemmel zaten he canım.
bir söz vardır ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordur şeklinde ve evet bu söz doğru toplumdaki ön yargıları insanlardaki ön yargıları bozmak gerçekten çok zor.
cahil toplumlarda aşılması çok zor olan put,dogma,tabu artık ne derseniz deyin cahillerde bulunan yanlış huylardan biridir ...
Bir insana ya da herhangi bir şeye karşı ön yargılı olmaktan nefret ediyorum fakat elimde olmadan bunu yapıyorum. Hiç bilmediğim biri ya da bir şey hakkında kendi kendime fikirler yürütüp, zaman zaman eleştiriyorum. Bunu dışavurmasam da içimde yaşıyorum ve yaşamak istemiyorum. Evet hem yaşamak istemiyorum hem de bunu yaşamak istemiyorum. Yani ön yargılı yaklaşmayı. Ama yaşamak istememe birazcık daha ağır basıyor sanki.
pozitifse iltimas, negatifse nefret, demektir,. ikiside hak yemektir.
Sürücü kursu hocalarına karşı ön yargılıyım artık. Hepsinin mi kafa gidik olur ya, benzin mi kokluyorsunuz mazot mu içiyorsunuz bu kafaya ulaşmak için ben anlamadım ki. Alt tarafı araba kullanmayı öğreteceksin ne bu afra tafra yani. Bu kadar sevmiyorsun madem işini bırak yapma. Gelmişsin yüz yaşına zaten zorlama bence gerek yok.
insanlığın kanseri. her insanda var bu lanet olası özellik. söküp atabilsek ne cevherler var bu dünyada ama işte olmuyor.
ön yargıyı kırmak atomu parçalamaktan daha zordur diye bir söz var ya çok doğru yıllardır lgbt+ ya karşı türk toplumunda bir ön yargı var ve bu ön yargı bir türlü kırılamıyor.
ön yargının vereceği kararlar ileride diğer yargılarca bozulabilir.
herkeste olan bir şeydir. insan doğası bunu gerektiriyor sadece önyargı ile hareket etmemeyi öğrenmemiz gerek.

bu arada kısacık bilgisel: randevunuzda ilk görüşmemizde veya iş görüşmenizde ilk 10-15 saniye önemli arkadaşlar. ona göre tutum sergileyin.

10-15 saniyede ilk önyargı, ilk izlenim oluşuyor ve daha sonra bunu kırmak, değiştirmek zorlaşıyor.
insanı hayatta tutan bir savunma mekanizması. tehlikeli olan tehdit unsurlarına karşı tavrımızı baştan belirler ve bizi tehlikeli bölgeden uzaklaştırır.

Örneğin yılanların 2700 türü var. Bunların 350 tanesi zehirli. yani karşılaştığınız bir yılanın zehirli olma ihtimali %15‘ten az. Ama buna rağmen bir yılan gördüğümüzde yılanın zehirli olduğu ön yargısıyla topuklarımızı götümüze vura vura kaçıyoruz. Bu da bizi hayatta tutuyor.
Belirli insan gruplarına karşı ön yargı geliştirmek de bundan farklı değil. Mesela ‘memleketi x olan insanlar y özelliğine sahip’ diye düşünüp tavrını ona göre belirlememiz son derece doğal ve hatta gereklidir. Daha da somutlaştırmak gerekirse, anasını boyayıp babasına satmasıyla ünlü kayserililerle alışveriş yaparken ön yargılı olup dikkatli olmak sizin muhtemel dezavantajınızı giderir.

Bu yüzden ön yargı düşünüldüğü kadar kötü bir şey değil. Ön yargılara karşı ön yargılı olmamak lazım.
yanlış olduğunu çoğu kez anlamışımdır ama insan ister istemez de ön yargıyla yaklaşıyor bazı şeylere. bitmiyor yani amk.
Zaman zaman karşındakinin aptal olduğunu düşündüren lanet bir insan özelliği.
Kotu bir aliskanliktir. Boyle boyle uzuyorsunuz iste insanlari.
görsel
güncel Önemli Başlıklar