bugün

(bkz: Diş perisi)
(bkz: Aydede)
(bkz: öcü)
"tabakta ne kadar pirinç tanesi bırakırsan okadar çocuğun olur" inanışının çocukken beyne sokulması sebebiyle ömrü billah 2 tane bırakmaya çalışmak (bkz: her daim çocuk olmak)
(mahallenin abisi * cocuk nasıl yapılırı anlattır)

konu bir sekilde ilerler...
s.c.* : abi peki cocuk nasıl oluyor??
m.a.* : baban anneni şaapıyor da oluyor*
s.c :(o eylemi sadece kufur olarak bildiginden kızar) ne diyosunn beee???
m.a.: lan bu cok salak ha, inanmıyosun dimi??
s.c.: tabi inanmıyorum babam yapmaz ole sey anneme.
m.a : ee nasıl oluyor cocuk o zaman .ehehehe
s.c :anne ile baba isteyince oluyooorrr
m.a : hehe. işte isteyince onu yapıolar da öle oluyor
s.c.: lan dogru konuss.. gitcem soracam babama yalancı senii
m.a.: ehehehe
bazen annenizin ve babanızın sadist davranışlarına maruz kaldığınızda da inanabileceğiniz şeylerdir.
immortalease 5-6 yaşlarında. anne ve babasıyla salonda oturuyorken aniden;

-hanım bu çocuk kim?
+bilmem kim? kızım sen nerden geldin?
i-anne ben annemin kızıyım ama..ama.. baba. *
-evladım gitsene kendi evine hanım bu camdan falan mı girdi ya
+ne biliyim ben kızım, annen baban kim senin nerde oturuyorsun?
i-ama.. baba..böaaa... *
-çekilsene evladım niye sarılıyorsun
+git kendi babana sarıl
i- böaaaaa... * *
elektrik süpürgesinden korkmak ve sizi de içine çekeceğine inanmak.
komşunuzun çocuğunun sizden hep daha iyi olduğu.
(bkz: seni leylekler getirdi)
olay yıllar yılı öncesindedir. ankara' lı olanlar bilir sıhhiye' nin bir kenarında bulunan abdi ipekçi parkında kocaman bir el heykeli vardır. çocukluk dönemi, anne ile parkın içinden geçilmektedir. heykel görülür; olaylar gelişir...

- anne bu eller niye böyle taştan?
+ bu adam bir gün içmiş içmiş, annesine el kadırmış, allah' ta onu taş etmiş...
- Oovvv... *

aradan seneler geçer. olay üstünden en az 15 yıl geçmiştir. yol yine aynı parkta, aynı heykelin önünden geçer. artık olaya grafiker - resimci gözüyle bakılmaktadır.

-hımm... perspektif, oran orantı, hımm hımmm...

bir anda gözün önünde flaşlar patlar, geçmişe dönülür. o küçükcük kafanla yıllar yılı inandığın şey bir anda anlam kazanır.

(bkz: anneye kalkan el taş olur)

derhal eve gidilir anneye hesap sorulur;

- anne ben bugün bi şey farkettim... sen yıllar evvel beni abdi ipekçi parkındaki elleri annesine el kaldırmış, taş olmuş diye kandırmıştın di mi ?

+ııımmm... evet. nerden aklına geldi o be!

- hayallerimle oynadın kadın!

+ heuehuahe...

derler ki anneye kalkan eller taş olurmuş, hele ki içki içip kalkan eller meydanlara heykel olurmuş. *

Edit: imla
- büyüyünce ne prensesler koşacak oğlumun peşinden.. aman da aman.

hani lan hani!
bilgisayar veya atari oyununu uzuncana oynamamız sonucu bir büyüğümüz adaptore ya da monitöre dokunarak: " hiii..bak şimdi patlayacak, bomba yapmışsın bunu, kalk, kalk hadi çabuk!" derdi. *
(bkz: yemezsen arkandan ağlar)
(bkz: yaramazlık yaparsan seni polise veririm)
öğretmenlerin hiç tuvalete gitmediğine, burun karıştırmadığına inanmak.
"tıbbi atık" bidonunda kesilmiş kol ve bacaklar, düşürülmüş çocuklar, kan revan içinde kafalar olduğunu sanmak.
Yerdeki küçük beyaz ve hafif yuvarlak, yumuşak gibi görünen taslari annesine/babasına eziyet çektirmiş,yaramaz çocuklar sanırdım. Taş oldular sanıp aglardim. Alıp kenara koyardım kimse basmasin diye.

Travmaya bak.
Teşekkürler ebeveynlerim.
görünmezlik kremi * *