eğitimin önü kapatılyor, eğitimsiz insanlar artıyor deyip her okula bilgisayar destekli eğitim imkanı sunan, her şehire üniversite getiren hükümete iftira atmak değildir çağdaşlık.

kendi sevmediğine rahatça dil uzatabilirken, karşısındakilerinin değerlerine istediği rahatlıkta saldırabilmek değildir çağdaşlık.

ille de batı'dır çağdaşlık diyerek yabancı müzik dinlemek, ingiltere'nin ligini, amerika'nın nba'ini izlemek değildir çağdaşlık.

beğensin beğenmesin illa levi's kot, tommy t-shirt giyme zorunluluğunu hissetmek değildir çağdaşlık.

sırf türbanlı diye düşüncelerini dinlemeden ondan korkmak ve onu bir tehlike olarak görmek değildir çağdaşlık.

atatürk öncesi'ni kabullenmemek ve yok saymak değildir çağdaşlık.

şeriat'in ne anlama geldiğini bilmeden şeriat'a laf atmak değildir çağdaşlık.
türk insanına göre şöyledir;

alkol alırsan çağdaşsın, almazsan örümcek kafalısın.

evlenmeden cinsel ilişkiye girersen çağdaşsın, girmezsen ben zina yapmam dersenörümcek kafalısın.

türban takmazsan çağdaşsın, takarsan örümcek kafalısın.

bu saydığım örümcek kafa olayları, genelde islam'ın ''yapma'' dediği şeyler. yani bunları yapma diyince örümcek kafalı oluyormuşsun. bunu düşünen zihniyete sokayım ben.

islamn derki; suçsuz bir insanı öldürme. kul hakkı yeme. faiz para haramdır der.

şimdi;

madem çağdaşlık, zina yapmak, alkol almak, göt baş açıkta dolaşmak o zaman ?

adam öldürmekte çağdaşlık, kul hakkı yemekte çağdaşlık.

benimde anlayışım bu, kusura bakmayın. siz müslümanlığı nasıl götünüzden anlıyorsanız, bende çağdaşlığınızı beynimle böyle anlıyorum işte.
ülkemdeki çoğu insanın kesinlikle kıçından anladığına kendimi inandırdığım kavram. bir kere çağdaşlık toplumların layık olduğu yaşam düzeyine ulaşması demektir. bunlar bir takım değerlerin korunmasıyla olur en önemlisi ise kültürel benliktir. bir takım çağdaş zannettiğimiz demokrasileriyle, hukuklarıyla ve insanlarıyla övündüğümüz milletler ne kadar çağdaştır bilmeden bir takım kitleler çağdaşlık ve biz çağdaşız diye tutturmuşlar.. kendi kendilerine kurdukları bir çağdaşlıkta yaşadıklarından habersizlerdir halbuki.. ayrıca atatürk'ün muhasır medeniyetler seviyesi yükselme kavramınıda kıçından anlamışlardır.. bana göre gelip de kendisi mini etek giyiyor diye bu ülkede çok çağdaş hissediyorsa götünden anlamıştır çağdaşlığı. çünkü kıyafetle kafaya takılan bir takım şeylerle çağdaş olunamayacağını götünü başını açarak çağdaş olunacağını kavramıştır. aynı şey erkekler içinde geçerlidir. onlara veren sevişen tüm kızlar çağdaştırlar* .. evet ülkece şu duruma göre çok çağdaşız herkes birbirini kötülüyor "ananıda al git" diyorlar sevmedikleri başbakanlarının lafını ağızlarına alarak. ah keşke ufkunuz mantığınız çok ileriye dönük biraz daha insancıl biraz daha korkularından sıyrılmış bir toplum olsaydık ülke insanı vatan uğruna bir takım şeyler için uğraşsaydınız şu an çoktan çok arzuladığınız çağdaşlığa ulaşmış olacaktınız. ama malesef gelip geçici size bir faydası olmayan çağdaşlıktan uzak çağdaş dünyanızda yaşıyorsunuz. * * * *
olumlu manada çağın ilerisini yakalamak, muasır medeniyetler ne üretebiliyorsaonu üretebilmek, rekabet edebilmek anlamları taşır. bizdeki tek anlamı başı götü açmaktır maalesef. çağdaş kelimesi duyulunca akla ilk o gelir.

çağdaşım diyoruz ama hala hiçbirşey üretemiyoruz. ürettiklerimizde hala 70 lerden beri montaj sanayi.
çağdaşlık = modern olma durumu = çağa uygun olma durumu

modernizm: zamanla birlikte gelen aydınlanma ve farkındalık kaynaklı olarak toplumsal hareketlerin bu duruma uyum sağlayıp aldığı hal.

Atatürk ilkelerindeki çağdaşlaşma: siyasal bilimler açısından sanayileşmeye eşlik eden siyasal ve toplumsal değişiklikler olarak tanımlanır.

aynı şekilde Atatürk çağdaşlaşma ile ilgili şunları söylemiştir:

"Avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlana durmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak,bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki; Hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, Ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih,böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!" (wikipedia)
Edit: imla + kaynak
çağdaşlık; yani modernizm bir akımdır. 1850'li yıllar öncesinde olan düşünceleri, yaşamı, gelenekleri, geçmişi, geçmişteki ahlakı red eder. gücü elinde bulunduranlar eskiye aykırı yeni şeyleri belirli kalıplarla insanlara zorunluluk olarak gösterir. eski olana karşı çıkar. eski şeylere karşı çıkarken kendi öngördüklerini mecburi kılar. kendi kriter ve hedeflerini eskiye karşı çıkarak zorunlu uyulması gereken kriterler olarak ortaya koyar. materyalisttir. yani eski töreler, ahlak kuralları ve din insanları zorunlu kalıplara sokarken, modernizm farklı kurallar koyarak yine zorunluluklar koyar. aralarındaki fark "çağdaşlık ve gericilik" dediğimiz her iki zıt kutbun aynı şekilde davranıp insanlara zorlamalar getirdiğidir. sadece kriterler farklıdır. uygulama aynıdır. ben modernizm için yazayım. bir başkası da daha eski gördükleri gericiliği yazar.

mesela çağdaşlık kabul edilen ve edilmeyen şeylerden bazılarını yazayım;
dindar olmak, dini görevlerini yapmak gericiliktir,
18 yaşından genç birinin evlenmesi gericiliktir. çağdaşlıkta evlenmeden cinsel hayatı olabilir.
köyde yaşamak gericiliktir.
dindarlarla ilişkili olmak gericiliktir. dindarlarla ilişki kurmayı sağlayan her türlü yazı, ağırlık birimi, giyim, kültür yapısından uzak durmak gerekir.
dindarların bulunduğu bir partiye oy vermek gericiliktir.
inançlara küfretmek çağdaşlıktır.
töresel giysiler giymek gericiliktir.
mini etek giymek çağdaşlıktır.
kendi kültürünün müzkilerini dinlemek gericiliktir. klasik müzik ve yabancı müzik dinlemek çağdaşlıktır.
cahil veya gerici gördüğü insanlara zorla bir şeyleri tutturmak çağdaşlıktır. gerekirse öldürerek çağdaş yapılmalıdır. çağdaş olabilmek için gerekirse darbe yapmak, gerekirse gerici bir yönetime sahip bir ülkeyi işgal etmek haktır. yobazı, cahili, göbeğini kaşıyan adamı zorla çağdaşlaştırmaya çalışır. bu türler güdülmesi gereken topluluklardır. insan hakları ve hümanizm çağdaş olmayanlara uygulanmaz.
çağdaş olmayanlar çoğunluktaysa demokrasi uygulamaya gerek yoktur. çağdaşlarla gericilerin oyu eşit olamaz.
çağdaş olmayanların çağdaşlara yönelttiği eleştirilerin hiçbir önemi yoktur. çünkü gericilerin zaten değeri yoktur. soylarının tüketilmesi gereken yaratıklardır.
çağdaşlık geleneklere karşı çıkmak ve yeni gelenekler oluşturmaktır.
çağdaşlık eski ile yeni arasına kesin sınırlar koyar. eski olanı direk red eder.
çağdaşlık binlerce yılda oluşmuş ahlaki değerleri yok sayarak bireyi özgür bırakmayı hedefler. ahlaki değerlerin neden gereklilik olduğunu sorgulamaz. çünkü onlar eskidir.

sanırım bu kadar yeter. çağdaşlık bir ideolojiye dönüştürülmüş ve dünyanın pek çok ülkesi kendi ülkesi içinde veya dışında gerici gördüklerine savaş açmıştır. çağdaşlık "ateist" bir düşünce yapısına sahiptir. çünkü eski kültürler ahlaki ögelerini dinlerle kalıp haline getirmiştir. çağdaşlık din olmadan da ahlaki bir sistem olabileceğini, insanların içlerindeki vicdan gibi insani duygularla iyi bir ahlakı olabileceğini savunur. fakat dinlerdeki allah korkusu insanlara ahlaki ögeleri bir zorunluluk olarak gösterir. din olmadığı zaman ahlaki kurallara uymak için bir sebep kalmaz. çünkü insanların yaptığı her ahlaksızlık öbür dünyada yanına kar kalacaktır.

bu durum; insanların arzularını tatmin etmeyi hedefleyeceği, kendi menfaati ile çatıştığı zaman hiçbir sınır ve kural tanımayacağı anlamına gelir. Böyle bir insan vicdanı da, iyiliği de, sevgiyi de, sadakati de, vefayı da ancak kendi işine geldiğinde yapar. Faydası olacağına inandığı insanı sever, kendisine fayda getirmeyeceğini düşündüğü kişiyi ezmekte, ona kötü davranmakta bir sakınca görmez. Bir çıkarı yoksa açlık çeken halklar, zulüm gören insanlar, acımasızca katledilen masumlar onun için bir anlam ifade etmez, vicdanında bir etki oluşturmaz. hangi dinden olursa olsun din ahlakını yaşamayan insan vicdanına göre değil, bencil isteklerine göre hareket eder. bunun sonucunu bizden önce modernleşmiş toplumlarda rahatça görüyoruz. allah'a şükür daha o kadar çağdaşlaşmadık.

çağdaşlaşanlarımız vicdan duygusundan yoksun bir şekilde, çağdaşlaşmayanları özgürlük, eşitlik, cumhuriyet, laiklik, demokrasi, çağdaşlık gibi kavramlar kullanarak öldürmekte veya zulmetmekte hiç hata görmediler. hala da görmüyorlar.

şimdi ise yeni milenyumla çağdaşlık tüm dünyada değerini kaybetti. ideolojik gücünü kaybetti. ülkemiz de bu durumun sancılarını çekiyor. çağdaş mı olacağız yoksa çağdaşlığın daha ötesi bir durum olan postmodernizm denilen; "her kişiyi olduğu gibi kabul eden" kavramımı benimseyeceğiz. çağdaşlığın sadece kendisi gibi olanlara yaşama hakkı veren yapısı artık eskide kalıyor. postmodernizm herkese yaşama şansı ve özgürlüğünü eşit veriyor.

çağdaşlar beğenmedikleri insanları artık eskisi kadar rahat ezemeyeceklerinden bu durumdan rahatsız.

kısaca çağdaşlık bitti. artık çağdaşlar ahlakı, insan sevgisini gericilerden öğrenecek.
Kışın ortasında mini eteğinin altına tayt giyip,göğüsleri açan kadınlara verilen genel addır.
çağa ayak uydurmuşluk.

aslında sanıldığı kadar olumlu anlamlara gelmeyen bir sözcüktür. örneğin türkiye'de son dönemde çağdaş olabilmeniz için yobaz, bölücü ya da gerici olmanız gerekmektedir.

evet, hem gerici hem çağdaş. ironi falan da yapmıyorum.
(bkz: çağdaşlık)
(bkz: bir medeniyet köprüsü gişecisi olarak rte)
ülkemizde her zaman götten yayılan frekans dalgalarının yaydığı titreşimle yorumlanmıştır.

--spoiler--

başını bağladın, çağdaş değilsin amuo koim.

etek giydin, bu mu çağdaşlık amu goim.

--spoiler--
öküzlüğün zıttıdır.
hayata at gözlüğüyle bakanların, halet-i ruhiyesini içeren vaziyet.

"Çağdaşlık nedir? Atom bombası mı, fuhuş mu, rezillik mi, kapitalizm mi, sosyalizm mi? Çağın imtiyazı olan ve [ayırd edici] vasfını teşkil eden ne var? Sadece endüstrileşmek! Bazı ülkeler endüstrileşmişler, bazıları endüstrileşmemişlerdir. Binaenaleyh çağdaşlaşma tabiri sefil, zavallı ve âdi bir tabirdir ki, bizim komprador burjuvazi ve gecekondu aydınları tarafından bir afyon gibi damarımıza zerk edilmiştir.

Korkunç bir yalan bu. Hepimiz istesek de istemesek de çağdaşız. Aynı çağda yaşayan bu insanlar arasında bir kısmı endüstrilerini halletmiş ülkeler değildir. Sadece birtakım oyuncakları var ve zenginler. Yani bir insanın fakir olması, değersiz olduğunu nasıl ifade etmezse, bir milletin de fakir kalması, değersiz olduğunu ifade etmez. Hele çağın dışına katiyyen çıkarmaz. Sanki bu çağın bütün haysiyeti şerefi Avrupaya’ya aittir de, Avrupa’ya benzemediğimiz için biz çağın dışına çıktık. benim kanaatimce birçok bakımlardan Avrupa çağ dışıdır. Avrupa insanı bencilliği, katilliği istismar zihniyetiyle hem çağ dışı hem de insanlık dışıdır. Batılılaşma mefhumu vardır, kabul ederim. Çünkü hudutları bellidir. Hristiyanlaşmaktır yani. isterseniz Hristiyanlaşın. Fakat çağdaşlaşma ne oluyor?

Tarihçilerimizin büyük hamakati var. Orta Çağ! Orta Çağ! Batı Orta Çağı yaşarken biz tarihimizin en şevketli zamanlarını yaşıyorduk. Hem nedir, bu namütenahi zamanı balta ile keser gibi çağlara ayırmak? Bu tasnifler çok çocukça ve Batlamyusvârîdir. Haddizatında çağdaşlaşma kelimesi Avrupa’da hiç kullanılmadı. Bunu bizim tatlısu Frenkleri uydurdu. Avrupa çağdaşlaşma değil modernleşme diyor. Çağdaşlaşma mefhumu dünyanın hiçbir dilinde yoktur bizden başka, Biz çağdaşlaşma diye kendimizi idama mahkum ediyoruz.

Cemil Meriç ile Söyleşi’den. *
makedonya göçmeni bir arkadaşımın ve ülkemizdeki daha bir çok erkeklerin grup seksi çağdaşlık zannetmesi durumu. Sonra türk toplumu cahil derler aklınız uçkurunuzda habire haklılar tabi.
eskiden sık anılan lakin son 3-4 senedir gazetelerde dahi kullanılmayan kelime.
kısacası çağa ayak uydurmaktır çağa ayak uydururken de, bizden daha ileride olan batı medeniyetlerini örnek almalıyız ulu önder atatürk te bize batıyı göstermiştir bu yüzden batı ne yapıyorsa nasıl yaşıyorsa bizde öyle yaşamalıyız onlar gibi düşünmeliyiz onlar gibi giyinmeliyiz sosyal hayatımız bile onlar gibi olmalı ki onlar gibi düşünebilip onların yaptıklarını yapabilelim.
çağdaş bir toplum oluşturmak için bireyler tam anlamıyla serbest olmalıdır istediği gibi yaşamalıdır ama çağdaşlığın önünde engel olan yobaz düşünce yok edilmelidir ulu önder de çağdaş bir ülke olmamız için bu dindar yobazları yok etmeye çalışmıştır ve onun kaldığı yerden biz devam etmeliyiz.

tam anlamıyla laik ve kemalist bir ülke olmazsak asla çağdaş bir ülke olamayız.
Zamana ayak uydurmak demektir. Evet.