bugün

azar yemenin iyi bir yöntemidir.
bursa'daysanız çay koymanın yerine kullanıldığını görebilirsiniz.
tam manasıyla çay doldurmak eyleminin karşılığı olan eylem.
çay çöpe dökülüyorsa birşey diyemeyiz de çay bardağını doldurma eylemine bu ad veriliyorsa biraz garipseriz. *
genellikle iç anadolu bölgesinin çorum-yozgat-kırşehir bölgesinde kullanılan eylem.
koymayı başka yere çeken insandir.
istisnasız her çay yaptığımda gerçekleştirdiğim eylem.

yahu çay sevmeyen bir insan değilim, doğru yapıldığında - ki kendime göre doğru yaparım - inanılmaz güzel olan bir içecektir çay. ama gelin görün ki, ne zaman canım çay çekse, ne zaman " şöyle bi' çaydanlık dolusu çay yapayım da, yanında kek pastayla beraber yerim,oh mis" desem, akabinde çay yapsam, bir bardaktan sonra kesiyor beni çay. ve kalan çayı dökmek zorunda kalıyorum. zira bayat çay hiç güzel olmuyor :( . o kadar üzülüyorum ki bu duruma, israfa...

şüphesiz ki, çay için boşa harcadığım suyla, abd'den sonra küresel ısınmanın en büyük tetikleyicisi benim.
bir insanın eline su dökmekten daha da fazlasını yapabilendir. örnek;

-bu konuda senin eline su dökemezler, çay dökerler...
bursalıyım. isteyene çay dökerim. onca itiraza ve dönen muhabbete karşı hala; çay dökeyimmi? derim. ben doldurmuyorum döküyorumdur.
çay dökmek nedir ya ,çay koymak deyin şuna diye çıkıştığım eylemdir.
sanırım çiş yapmaya su dökmek diyen insanların, çay koymaya çay dökmek demesinden doğmuştur bu soz.
çay dökmek.. mado diye bi pastaneye tecrübesiz bi garson alırlar, ilk defa tepsi tutar o ilk gün, korkar dökerim diye ve tüm gün o korkuyla çalışır.. birinci gün acemi şansıdır, o korkuların başına gelmez ama o düşünce güçleri birikir.. ikinci gün gelir.. masada oturan dört hanımefendiye karton bardakta dört çay ikram edilecektir.. çaylar tepsiye güzelce dizilir.. masaya bakılır.. ve o yöne doğru yavaşca elindeki tepsiyle adım atılır.. masaya varıldığında nazik bi şekilde gülümsenir ve çay bardakları masaya konmaya başlar..

derken.. o korkunun bir tezahürü vardır ya, başa gelmesinden korkulan.. işte.. üçüncü kişiye üçüncü bardak.. ele alınır o bardak.. el titrer.. ter basar.. ve o an akla/zihne o görüntü gelir.. (bkz: elden kayan bardak resmi)..

bardak elden kayar ve iki kadının ortasına dökülecekken kadınların o korku refleksiyle çayın kaynar sıcaklığından kurtulunur.. fakat o el titremesi gün boyunca devam eder, o anın stresiyle...
sıcak çayı üzerine dökmek olarak tanımlarsak hayat boyu geçmeyecek bir ize sahip olmayla sonuçlanacak eylem.
antalya ve çevresi için "çay katmak" eylemine eş gelen eylem.
çay indirmenin yanında çölde vaha gibi duran eylemdir.

- hocam çay indireyin mi içen misiniz?
+ içelim be hancı!
çay doldurmak yerine kullanılan söz. ama nedense bana hep daha samimi gelmiştir bu.
çay koymak
(bkz: çay koymak değil mi lan o)
"Çaydır bu; koyulur da, katılır da, dökülür de, doldurulur da." şeklinde neticelendirilebilecek olan söz öbeğidir.
isyan etmek.
Annenin evladına çifte standart uyguladığı tek konu. komşu çocuğu dökünce, yavrum olur öyle şeyler, biz dökünce ovv. ne ovv.
20. entry'ye el cevap: lan olum ne kıskanıyon, annen beni senden çok seviyo işte kabul et. siz bakmayın bu dierreye arkadaşlar, demin çay dökeceğidim, valide sultan hanım " aman girift bişey olmaz yaz yaklaşıyo zaten kurur dedi. ama oğlu dierre ben döksem ne yapan anne deyince, aldığı cevaptan mütevellid kinlendi arkadaş bize.
döküldüğü yerin ve üzerindeki şeker miktarının önemli olduğu durumdur.
mardinde isen çay bırakmak anlamına da gelen söz öbeği.
güncel Önemli Başlıklar