bugün

dejenerasyon.
mucizeleri ve gizleriyle meşhur lakin sonu, aydınlığı meçhul, karanlık bir ormanda kaybolmuş gibiyiz. ağaçlar kökleriyle arzın kalbini hiç nedamet duymadan, sızısına kayıtsız kalır kanatırken, çiçekler yapraklarıyla soluğumuzu zehirliyor.

patikalar korkularımızda kaybolduğundan, handikaplar ötesi bir çığırın yoldan çıkmasıyla büyüyor derin kederlerimiz.

ve çığlıklar büyük ayaklarıyla koşuyor bize doğru. yüzümüze, ağzımızın büyüklüğündeki kuşkuları yumurtluyor.

kısa anlamlar beliriyor tozlu tümcelerde. kadim ataların manidar kavramları; süper, oha, felan deyip, metal çerçevelerin kesiklerine zuhur eden tesirlerini yitiriyor, sırf bizim yüzümüzden.

daha öfkeli, daha suskun, daha gölgeli bir hal ile karşılıyor ormanın derinlikleri. içtihatlarımız karışıyor gök gürültülerine ve dış kainat bize iç alemi anlatamıyor artık. alemi yadsıyıp kainatı kirlettiğimizden.
aslında daha çok ahlakla ilgili bir başlık aradım ama bulamadım yeni başlık da kasmak istemedim.
genel olarak şöyle bir yaklaşım vardır, insanlar gittikçe bozuluyor, televizyon olsun, müzikler olsun git gide ahlaksızlaşıyor.
ancak durum şu ki, aslında bize verilen sabitten bakıyoruz.
mesela yunanistan doğuda mı batıda mı, türkiye'den bakarsan batıda, italya'dan bakarsan doğuda. yozlaşma ve ahlaksızlık da aynı şekilde aslında.
mesela bugün en pis, küfür kıyamet giden tv programı hangisi, evlendirme programlarında veya dert anlatılan programlarda bir anda ağızdan kaçan siktir, orospu gibi sözler değil mi? bunlar hemen youtube'a düşer tıkladıkça tıklarız. ne acayip diye.
halbuki ben ilkokulun sonlarındayken yayın hayatına başlayan televole isimli programın ilk zamanlarına baktığımızda ki nereden baksanız 15 yıl zaman geçmiş, taşak benim ilgi alanım ahaha, toschack kimdir, taşak işte o yaaa gibi diyaloglar son derece sıradandı. kimse de ulan ne acayip demiyordu.
bugünlerde tepki görmese de, sevişmeden uyumayalım şarkısı çeşitli esprilere neden oldu, tepki çeken kimi şarkılarda var, ama gene ben ortaokula başladığımda bacak kadar kızlar bağıra bağıra, arabanın arka koltuğunda sevişmekten bahseden şarkıları söylüyordu bağıra bağıra. çıtır kızlar grubunu hatırlarsınız.
bugün sayısız kere tıklanan canlı yayında orospu dedi videoları kullanılmıyordu çünkü filmlerde falan bu kelime gayet doğal bir şekilde kullanılıyordu. seks filmleri furyasına hiç girmiyorum.
demek ki biz daha bozulmuyoruz, sadece baktığımız açıyı değiştiriyoruz, daha mı iyi bir noktadan, daha mı kötü bir noktadan bakıyoruz, onu bilmek ise aradan 15 yıl daha geçip yeni bir açıyı yakalamadan anlayabileceğimiz bir şey değil.
her şeye sahip olmalıyım.
elimin altında olmalı bi dolu dünya.
en güzel, en gösterişli, en konuşulan ceket üzerimde,
gözlüklerim saf mutluluk göstergesi.
iğneleyici cümlelerim kibirinizi okşasın.
hepinize sahip olmalıyım.
tablolarla donatmalıyım koridorumu,
bahçemde dışavurumcu bir heykel.
sonra en bakılası fotoğrafları ben çekmeliyim.
satın almalıyım mutlu anlarınızı.
sevip sevinemediğim her bir şey'i kapatmalıyım.
önümü ilikleyip sırıtmalıyım dünyanıza.
imrenmelisiniz bana. düpedüz imrenmelisiniz.
akşam kollarımda sıcak şarap içmek için ölmelisiniz hepiniz.
beni çok sevmeli,
nefret etmelisiniz.
kendine has özelliklerini değerlerini kaybederek bozularak başkalaşma.
dünya'da insanlar mikro ve makro olarak yozlaşmaktadırlar. makro manada bütün dünya cinselliğe, hırsa, bencilliğe doğru yozlaşmatadır.
Garip bir biçimde hem daimi, hem de sonsuzdur.

Bunu yaratan ise yozlaşma kavramının direkt olarak bakış açısıyla alakalı olmasıdır.

örneğin antik roma döneminde çokça oyunlar yazmış olan çok tatlı bir abimiz vardır. ismi "Seneca"

Yazdığı oyunlar da kafalar, kollar kesilir insanlar ölür, vahşi hayvanlara parçalatılır. Bu metinlerdeki şiddet yüzünden orta çağ döneminde, seneca'nın oyunları "okunması" için yazıldığı düşünülmüştü.

Oysa gözden kaçırdıkları nokta gladyatör savaşlarının da aynı dönemlere denk geliyor olmasıydı. Yani sahnede birilerini ölmesi ne bir kimseyi rahatsız ediyor ne de garipsemelerine neden oluyordu.

Aynı dönemlerde bir çok kişi antik roma'nın yozlaşmış olduğu savını destekler hale geldi. Ancak bu yozlaşmanın devam edip etmediğini kimse sorgulamadı. insanların refah seviyesi öylesine gerilemişti ki, birbirlerini öldüremiyorlardı. (Refah seviyesi ile cinayet oranları arasında bağlantı olmayabilir. Durum, acizliğin nezdinde değerlendirilmektedir.)

işte bu sebepledir ki çoğu "yozlaşma" ibaresi zayıf kalmaktadır.

Ayrıca provokatif hareketlerin de çok büyük dayanaklarından biridir.
yozlaşma; osmanlıca karşılığı tereddi. soysuzlaşma. yabancı dilde kullanımı genel olarak degeneration, dejenerasyon.
felsefi karşılığı olarak yabancılaşma.

kendimizi ifade ettiğimiz kalıpların ötesinde, alışık olmadığımız davranış biçimleri karşısında kestirme hükümdür, dejenere, dejenerasyon, dejenere birey, topluluk, dejenere toplum.

seçmece tavır gibi görünür. haklılık payı yok değil ama daha ziyade özenti bağlamı.

temel kavramımız, yozlaşma, soysuzlaşma, yabancılaşma; yerel evrensel paradigmaların bileşkesi. ortaya çıkan durum, bir anlamda moment. sürekli değil, kesiklidir. aşılır, yeni boyutta hissedilir, ilanihaye. çürüme metaforu akla gelebilir, doğrudur.

yabancılaşma terminolojik değil mana itibariyle dejenerasyonla bağlantılıdır.
yabancılaşma, osm. teferruk, fr. aliénatin. çok geniş manada insanın insan olmayana dönüşmesi olarak tanımlanabilir.

marksın genç döneminin önemli kavramıdır. kısaca bireyin yarattığının boyunduruğuna girmesi. bir nevi araçsallaşma.

kısaca örneklemek gerekirse, insan oğlu yaşamın gerektirdiği kimi davranışların, alışkanlıkların esiri olur. en genel tarzıyla bilim, ilerlemenin itici gücü olması gerekirken, çağımızda belki her zaman yok ediciliğin boyunduruğunda yol almıştır.

eylenmek, alışveriş, sex, spor gözlemlediğimiz gibi ana hedefinden çıkarak insanı tutsak alır haldedir. evet olumsuz durumdur. ama erişeceği limit vardı, biz belki bunu net gözlemleyemeyiz ama bu yabancılaşmayı ifade eden olumsuz konak, kendi kendini inkar ederek, bir bağlamda olumlu yabancılaşarak yeniyi gün yüzüne çıkaracak, bunu hissedebiliyoruz.
sözlükte açılan başlıklara baktıkça,içinde bulunduğumuz durumu en iyi izah eden kelime.
yozlaşma, müstehcen konular dışında yazacak, konuşacak bir şey bulamayan insanların hızla arttığı günümüz düzeninin ismi olmalı.
iq ile ters orantılıdır. bir iki istisna ile beraber iq ne kadar yüksek ise yozlaşma o kadar az olur diyebiliriz. http://galeri.uludagsozluk.com/r/yozlaşma-547452/

o halde türkiye'nin iq puanını siz hayal edin.
türkiye ve dünya'da bu kadar acımasız,bu kadar hızlı ve bu kadar berbat olmasının nedeni,medeniyetin avrupa'nın elinden abd'ye geçmesidir.buna direnen son lider de gaulle de her zamanki "faşist,diktatör,kötü adam"goygoyları ile alaşağı edildi.68'de medeniyet abd'ye geçti ve bir daha geri dönülemeyecek yola girildi.türkiye'de 50 ve 60'ları,70 ve 80'lerle mukayese ettiğinizde farkı anlayacaksınız.80 darbesi bu ülkeye çok büyük yıkımlar getirdiyse de,yıkım dış dünyada avrupa'nın tamamen gücünü abd'ye kaybederek artık medeniyeti belirleyen unsur olmaktan çıkmasıdır.

bunda 2.dünya savaşı'nın avrupa'da çok sert yaşanmasının da etkisi büyük.
işte önümüzdeki günlerde, yıllarda olacak olan olay. yavaş yavaş özümüzden ayırdılar zaten. türk topraklarında türklüğümüzden bizi zorla alıyorlar, bu arap kültürüne aşık olanlar osmanlı yı da kullanarak bizi bize, ceddimize düşman ediyorlar. topraklarımızı fahiş fiyatlara araplara satıyorlar, mal mülk edinmesine izin veriyorlar, bizi araplaştırıyorlar. (bkz: yazıklar olsun)
sözlükte örneğini bolca gördüğümüz olay. bir tarafta kavgalar, bir tarafta götünü başını atanlar ve bunları destekleyenler. maalesef gidişat çok kötü.