bugün

Yaşamaya zaman ayırın,
Zira zaman bunun için yaratılmıştır.

Çalışmaya zaman ayırın,
Başarının bedeli budur.

Düşünmeye zaman ayırın,
Güçlü olmanın kaynağı budur.

Çevrenize nazik davranmaya zaman ayırın,
Mutluluğa giden yol budur.

Etrafınıza bakmaya zaman ayırın,
Günler bencilliğinize yetmeyecek kadar kısadır.

Gülmeye zaman ayırın,
Ruhunuzun müziği budur.

Çocuklarınızla oynamaya zaman ayırın,
Zevklerin en büyüğüdür.

Terbiyeli olmaya zaman ayırın,
insan olabilmenin sembolü budur. *
ikincisini kasede okurken "yaşamaya dair 2" demiyor şair, "yaşamaya dair gene" diyor. *
(bkz: yaslandıkça zorlaşan hayat)
Nefes almaya başladığımız ilk andan son nefesimizi veren kadar geçen hayat denilen zaman diliminin ne kadar da kıymetli ve biricik olduğunu ve bu yüzden boşvermişliği yenmemiz gerektiğini iliklerimize kadar hissettiren mükemmel bir Nazım Hikmet şiiridir. Ruhu şad olsun..
"o her ne kadar seni s.klemese de"
gözleri açlıktan fırlamış, kafasına mermi sıkılmış çocuklar bizim yaşamımıza bir adım attığında kendi içimize doğru çekilmemek.
http://www.youtube.com/watch?v=b9RXhAyDWc4
beni, hiç ölünmeyecekmis gibi yasamaktan alikoyan, gozlerimi dolduran, nazim'in, nazim abi'nin, nazim amca'nin, nazim dede'nin, nazim hikmet ran'in $iiri...

http://www.youtube.com/watch?v=uXQkuxQBsPA
Nazım Hikmet'in kimilerince en iyi şiiridir. Şiir ilk bakışta her şiir gibi basit görünebilir ama onu(şiiri) Genco Erkal'dan dinlediğinizde ayrı bir tat alacaksınız ve şiirin gerçek manasına ulaşacaksınız.
Nazım Hikmet'in mümkenmel şiiri

1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948
3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Genco erkal'dan dinlenilmesi gereken mükemmel şiir.
bu esere ''hayatın anlamı'' demek doğru bir yorum olacaktır. kanımca en şahane nazım şiiri...
--spoiler--
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
--spoiler--
--
--spoiler--
Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
--spoiler--
ne yaşadığını neyn içinde olduğunu sana senden iyi anlatan şairin en güzel bir şiiri.
yaşamak seni sevmek kadar ciddi bir iştir sevgilim. *
Yaşamaya Dair

1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
'Yaşadım' diyebilmen için...

1948

Nazım Hikmet Ran
kesinlikle nazım hikmet'in en güzel şiiridir. mükemmeldir. her sözü insanın içine umut serper.
Anne karnında başlayan ve akıp giden zamanın içinde ki yolculuğumuzun en önemli istasyonudur. Susamlı simit tadında, demli çay kıvamındadır yaşamak. Özlemlerin, nefretlerin, sevinçlerin harmanlandığı bir dünyadır yaşamak.
daha iyi okuyanı varsa nazımın şiirlerini gerçekten merak ediyorum.

genco erkal'dan fazıl agayla beraber.

http://www.facebook.com/photo.php?v=10151084701853485
"yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde."

Nazım Hikmet'in insanı inadına yaşattıran şiiri.
nazım Hikmet'in buram buram umut kokan en sağlam şiirlerinden biri.
genco erkal'ın seslendirişiyle harika gelir kulaklara, kalplere.
ayrıca en sevdiğim nazım hikmet şiirlerindendir.
siir olmasının yanı sıra nazım'ın güzel oyunlarından birisidir de.
"Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız."
kısmıyla oldukça etkileyen ve insanın içini ürperten şiir.
hümeyranın seslendirdiği nazım hikmet şiiridir.
Genco Erkal performansının da muhteşem olduğu n. Hikmet şiiridir.
Sadece dinlemez, yaşarsınız, soluğunuz kesilir, dolar gözleriniz...
Dinlemelere doyamazsınız.