hal hatır soran arkadaşlarınıza yalnız hissediyorum dediğinizde "aaaa olur mu öyle şey,biz ne güne duruyoruz,yalnız değilsin ki" tepkisini almak olağandır.herkes bilemez ki yalnız olmak ve yalnız hissetmek arasında ki farkı.

Aslında ikisi arasında ki farkı anlamak için feleğin çemberinden geçmeye lüzum yoktur.Örneğin sizinle aynı dili konuşmayan,aynı takımı tutmadığınız,aynı siyasi görüşleri paylaşmadığınız ortamlarda da yalnız hissetmeyi tadabilirsiniz.Lakin,
farklı "hissediyorsanız" çevrenizdekilere karşı,işte burada bahsi olan durumla karşı karşıyasınız demektir.
şüphesiz ki yaşanılan tüm acılar ve mutluluklar milyonca kez yaşandığı halde marji naldir.
yalnız hissetmek; etrafınızı saran onca insan içinde sizi anlayacak tek kişinin dahi olmadığını bildiğiniz an.
yalnız olmak mecburiyet ama yalnız hissetmek kişinin ruh halidir. ikiside çok tehlikelidir.
"kimse beni anlamıyor" tarzında ki ergen triplerinden farklıdır.farkını tam olarak bilmiyorum ama kesinlikle yaşlı bir duygu benim hissettiğim yalnızlık
bazı durumlarda iyi olan duygu. insan yalnız kalmak da ister bazen. ama hep değil.
Korkulcak yahut kaçılcak bişey değildir. Genel de çok güzel bir duygudur. Karışamaz kimse size istediğinizi yaparsanız. Canınız isterse tv izlerseniz ya da muzik dinlerseniz. Ne istiyorsanız onu yersiniz. Kaçta isterseniz o saatte kalkarsınız ne zaman isterseniz o zaman temizlik yaparsınız. kimse tv nin sesini kıs demez ya da eşyalarını şurdan toplarmısın demez. onun dışın da istediğinizi düşünebilirsiniz. saatlerce bir noktaya bile bakabilirsiniz. günlerce susmanın saltanatını da yaşayabilirsiniz.

(bkz: yalnızlığa aşık olmak)
kalabalıkların arasında hergün yalnız kalıyoruz.
iç sesin fazla yüksek olması dolayısıyla hayattan kopma durumudur. kendi kendine değerlendirir yalnız insan her durumu, her olayı, her olmuşu... o kadar çok konuşur ki kendi kendine; başkasının sesine kulakları tıkanır, kendi sesi dışındaki tüm sesler birer mırıltıdan ibaret kalır.

çevresindekiler anlayamaz neler geçtiğini yalnız insanın aklından. kendilerini yakın sanar çoğu da hatta o insana. ama kolay kolay içine giremeyeceklerini bilemezler, kavrayamazlar. yalnızlık bi nevi lanettir doğum itibariyle. öyle bir lanet ki; acının da mutluluğun da aşkın da tek bir ruhta en yıpratıcı haliyle vücut bulmasına sebep... ''iç dökme'' denilen mefhumdan uzak, mırıl mırıl bir hayata hapseden...

düz insan olmayı diler bazen yalnız insan... daha düz, daha az iç sesi olan, daha az düşünen ve hatta daha az hisseden... dener de hatta... ama berecemez.

işte yalnızlık bu beceriksizliğin sonucu olarak yapışır kalır bünyeye. insanları sıkmamak için az konuşur, çok güler. ama her yutulan her kelime, içe atılan her duygu sizi sona yaklaştıran bir yeni adımdan başkası değildir.
Yalnız olmak ayrı, yalnız hissetmek ayrı da ikisini bir arada yaşamak okyanusun tam ortasında olup da susuzluktan ölmek gibi etrafın su doludur ama içmeye bir damla su yok...
Sonunda yalnızlık abidesi değil de abidevi bir yalnız olur çıkarsın işte...
ikisinide buram buram yaşamaktayım...
tek başınalık daha iydir.
kendi kendine çağrı yapmaya çalışıyorsan; yalnızsındır.
ingilizce'de farkı özellikle anlatılan iki durumdur.
(bkz: lonely)
(bkz: alone)
pratikte seni yalnız olmaktan alıkoyan insan benim düşünceme göre paralel evrene sıkışmış bir tarla faresidir. yalnız olmak insan fıtratına aykırı tamam. insan sosyal bi' hayvan ona da tamam. lakin yalnız olmak tek başına olmak değildir nazarımda. yalnız ol ama yalnız hissetme.
kötüdür.
çağımızın hastalığı.
birisi bizim düşünce yapımıza bunu empoze etmiş olmalı.
yoksa bu kadar insan aynı dertten muzdarip olmaz.
ne diyorduk.
yalnızım, yalnızsın, yalnız...
farkındalığı yüksek, yalnız insan hissiyatıdır.
doğru olandır. yalnız olup da yalnız hissetmemektir asıl sorun olan.
en yakın arkadaşım dediğin insanın facebook'tan doğum günü kutlamasının altına teşekkürler canım yazmaktır.
yalnızlığımızın farkına varırsak en azından bu sorunu çözme ihtimali olur.
mis gibidir. yani kafana sadece kendini takar, kendinle uğraşır, kendin için çabalarsın daha ne olsun bunları bi yabancı için yapmak çok saçma.
bu kadar insan yalnızken nasıl bu kadar insan yalnız kalabiliyor? Yalnızlık sorun değil bir tercih olmuş gibi geldi bana...
farklı şeylerdir.

Yalnız olmak; çevrende sana dair değerleri ortaya koyan, iki kelam edebileceğin kimselerin olmamasıdır. Gerçek, var olan gerçektir.

Yalnız hissetmek ise; etrafındaki insanlara rağmen, seni anlayan, hislerine dokunan, bakışlarını yansıtabilen kimseleri bulamamaktır. Gerçek, kurmaca gerçektir.
dert yok tasa yoktur aynı zamanda, hani olurda bir koca bir meteor çarpsa dünyaya ve will smith abi gibi yalnız kalırsam koca dünya da yemin ederim dert etmem, kimseninde yaşıyor olup olmadığını da merak etmem, kurtarma girişiminde bulunmam. efsane olma gibi bir egoistliğie de girişmem, amaan banane ben mi kurtaracam dünyayı diyip, bedeve hayata bakarım.
3 gündür yurtta yalnızım. yurt arkadaşlarım kpssyi benim kadar sallamıyor. tatillerini bitirip gelmiyorlar. hal böyle olunca dün kotumla konuşurken buldum kendimi. sonra sesimi özlediğimi fark ettim. şarkı söyledim saçmaladım baya bir. telefonla falan konuşuyorum arada. allahtan dershane vardı bugün. az biraz insanla görüşüp konuştum. arkadaşların fotolarına bakıyorum netten, oh gezip tozuyorlar. bense akşam yemeğe çıkacak birini bile bulamıyorum kafama göre. kısaca bu ara çok yalnızım ve yalnız hissediyorum. iyi birşey sanırdım değilmiş. neyse haftaya gelirler nasılsa. o zamana kadar delirmemem dileğiyle.
yalnız olmak güzeldir, kişiye kendini özgür hissettirir, kendini dinleme fırsatı verir ve genelde kişi bunu kendi seçmiştir. Fakat yalnız hissetmek apayrıdır. Bunu kendiniz seçmezsiniz o gelir ve sizi bulur etrafınızda kimselerin olmamasından değil, aksine çok kişi olmasından kaynaklıdır. Burada da hayatımızdaki yanlış insanları görmekteyiz. Nihayetinde herkes yalnız kalacaktır fakat yalnız hissetmek apayrıdır..
kişinin sevgilisi olmasından bağımsız bir durum. tek başına değildir artık ama hala yalnızdır.