bugün

görsel
202. Sayfasını okurken "hayır bitiyorsun son 1 sayfa!" Diyerek kitaba bağırıp ağlarken deli olduğumu tescillemek isterdim.
Yoksa? H-ıh?

"Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"

"Ufak tefek kusurlarının üstesinden gelmeyi başarmış, ama yaşamsal önemi olan konularda yenilgiye uğramıştı. Başına buyruk bir kişi olduğu havasını yaratmayı başarmıştı ama aslında çok derin bir arkadaş özlemi vardı. Kalabalık bir yere girdiğinde herkes dönüp ona bakardı, ama hemen her geceyi bir manastır odasında, antenini doğru dürüst ayarlatmaya üşendiği televizyonun karşısında yapayalnız geçirirdi. Tüm tanıdıkları onu gıpta edilecek bir kadın gibi görürlerdi ama bu görüntüyü sağlamak, kendisi için yarattığı bu imaja uygun davranmaya çalışmak hemen hemen tüm enerjisini tüketmişti."

Eduard'ın cennet'in görüntüleri tasvirini görmek isterdim. Zihnimde oluşan atmosferi hissetmek, mari'yle konuşmak, veronika'yı seyretmek isterdim.

Kitabın filmi varmış. Ben okunması taraftarıyım.
betimlememdeki kişilerle uyuşmaz diye izlemeyeceğim.

Kıymetli kitabım Seni Hep saklayacağım.
"iyileştim mi?"
"Hayır. Siz farklı bir insansınız ama herkes gibi olmak istiyorsunuz. Bu da, bana kalırsa, ciddi bir hastalıktır."

-Paulo Coelho
paulo coelho yazar da okunmaz mı?

Güzel bir psikolojik eserdir.
içinde anlamlı ve düşündürücü bir çok öğreti bulunduran bir paulo coelho romanı. okuduktan sonra uzunca bir süre çoğu şeyi ister istemez sorgulamak durumunda kalıyorsunuz.

--spoiler--

çok güçlü bir büyücü bütün bir ülkeyi yok etmek ister. ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. kuyunun suyunu kim içerse delirecektir.

ertesi sabah herkes kuyudan su çekip içer,
hepsi de delirir. yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiğinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirleyemeyi beceremediginden, delirmezler.

tabi kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur ve uygulamazlar.

ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki " gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz. "

ve öyle yaparlar. kral ile kraliçe de cinnet suyundan içip anında saçma sapan konuşmaya başlarlar. bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya, madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur.

ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer. bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.

--spoiler--

normal olmak nedir? kime göre, neye göre normaliz ya da değiliz?
veronica mars sandım amk.
Aynı isimli filmi de var.
Nihayet şimdi okumaya başlayacağım kitaptır.
ince bir kitap. Bitirdikten sonra editlerim.
Edit: psikolojimi gerçekten kötü etkilediği için malesef ara verdim ama mutlaka okuyacağım.
Aptal veronika ölmek istiyorsan öl, bizim moralimizi niye Bozuyorsun
Coelho'nun mutsuzluk tohumları saldığı iç sıkıcı kitabı. +25 falan olmalı. Tavsiye etmiyorum.
paulo coelho'yu tanıdığım kitap. yaşam-ölüm olayını güzel sorguluyor. çok zaman önce okuyup çok beğenmiştim.
Bugün sınavda gözetmenlik görevim vardı. Çıkardım okuyordum. Yanımdaki salon başkanı da edebiyatçıymış kitap üstüne baya sohbet ettik. insan seviniyor böyle anlarda. Tanımadığın bir insanla ortak bişey paylaşınca mutlu oluyorsun.

Henüz bitirmediğim kitaptır.
Hiç böyle bir son hayal etmiyordum. Beni en çok etkileyen romanın içindeki mari karakterinin öyküsüydü. Kadın baya baya hiçbir maddenin etkisinde olmadan, ayık kafayla bad trip yaşıyordu amk. Bir tek halüsinasyon görmüyordu. Acaba panik atak denilen şey gerçekten böyle bir şey mi?
Bir de yavşak igor niye kıza ölmeyeceğini söylemedi ki çok mu zor bi telgraf neyim çekmek? Sağlam kitaptı vesselam 2 günde bitti.
Ben de bi az ölmek istiyorum. Tuzsuz olsun.
kitabı hakkında pek fazla bilgim yok ancak filmi oldukça çarpıcı ve güzel, buna benzer bir film olarak (bkz: prozac nation) ı da şiddetle öneririm.
sabah 10'da başlayıp öğleden sonra bitirdiğim kitap. çok beğenmiştim o zaman. şimdi okusam ne düşünürüm bilmiyorum.