bugün

2008 yapımı bir türk filmi.yapımcısı murat soyarslan * (bkz: organ bağışı)

ayrıca ayşe kulin in veda isimli romanının devamı olan roman. tam ismi 'umut-hayat akan bir sudur'

edit:yanlış anlaşılma olmasın kitap filmin kitabı değildir. bambaşkadır. iki entry olmasın diye aynı entry de verdim iki ayrı bilgiyi.
Yüzme bilmeyendir. Bir kez suya düştümü boğulmaya mahkumdur...
sürekli tükenip yeniden canlanandır.
özgür olmamızı engelleyen yegane şey.
(bkz: umudu kaybetmek özgürlüktür)
"bu kez olacak" diyebilmektir.
izlerken ağladığım bir filmdir.
nietzsche tarafından acıyı uzattığına dair bir rivayet vardır.
deli gibi ağlatma üzerine kurulmuş ama yine olsa yine izlerim dedirten melankolik film.
yılmaz güneyin yılmaz güney olmaya başladığı filmdir umut...
aranızda binlerce kilometre olan sevgiliyle bile birlikte olma hayali kurabilmektir umut. umut insanı yokluktan çekip çıkaran sıcak bir eldir.
ilik nakli gereken oglu icin kendini feda eden babayi anlatan filmdir. birak amina koyim. filmin basindan sona, gitarla, udla, kanunla, sazla, kavalla ve bilimum müzik aleti ile yapilabilecek her türlü acitasyon müzik yapilmistir. bir kapi sert bir sekilde kapanmaya görsün, birinin gözünden yas akmaya görsün darararan diye giriyor müzikler.

lan cagan irmaga kizsam mi bilmiyorum. niye baslattin böyle bir furyayi. ana ogul, baba ogul, kardesler, gelin görümce, bacanak elti, hep bir ayrilik, hep bir hüzün, ölüme yakin birisi ve tabiki hepsinin ebesi. filmde adam gibi diyalog yok lan. fikret hakan ve zafer algöz disinda evde oturup rolüne calismis adam yok sanki amina koyim. lan hayri bi mesaji varsa idi eger o filmin onuda verememis kusura bakmasinlar. milleti aglatmaya calismaktan olayi anlatamamissin.

lafin kisasi benim abim, yesilcamdan devsirme senaryosuyla sikko bir film olmustur.

not: ellemeyin bari yesilcamin hikayeleri temiz kalsin.
insanın, yarınınına borçlanması ve düşüncenin saltanatıdır.
nazım hikmet in bir şiiridir.

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar doğar güneş doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken köylü aile
erkek kadın eşek ve karasaban
saban koşulu eşekle kadın
toprağı sürerler toprak bir avuç

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ölür bir çocuk
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
on iki yaşında ve numaralı
ve ne boğmacadan ne menenjitten
ölür bin dokuzyüz elli sekiz de
ölür bir japon çocuğu hiroşima'da
dokuzyüz kırkbeş te doğduğu için

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken tombul bir adam
yatağından çıkar dalgın giyinir
'bugün kimi kime gammazlamalı,
amirin gözüne nasıl girmeli'

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken zenci şoförü
ağaca asarlar yol kıyısında
gazyağına bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve içmeye gider
kimi saç tıraşı olur berberde
kimi dükkanını açar erkenden
kimi genç kızını öper alnından

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken mahpus kadını
kolları masaya bağlı sırtüstü
çıplak memeleri al kan içinde
sorguya çekilir bir bodrumda
sorguya çekenler cigara içer
biri yirmisinde altmışlık biri
gömlekleri terli kollar sıvalı
ve kum torbaları elektrodlar

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneşdoğarken gülyaprağına
uçak alanından sessiz pilotlar
'H' bombası yükler tepkililere
ve güneş doğarken güneş doğarken
otomatik silahlarla biçilir üniversitelilerle işçiler
akasya ağaçları bulvarın
pencereler balkondaki saksılar
ve güneş doğarken devlet adamı
konağına döner bir ziyafetten
ve güneş doğarken kuşlar ötüşür
ve güneş doğarken güneş doğarken
genç bir ana bebesini emzirir

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
ağrılar içinde geçirmişimdir
düşünmüşümdür hasretliği ölümü
seni memleketi düşünmüşümdür
seni memleketi dünyamızı.

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş doğarken
ve güneş doğarken hiç umut yokmu
umut umut umut... umut insanda.
Umut hayatın içinden gelen bir yol belki de hiç gidilmemiş diyarların hepsi umudun içinden geçiyor, yediğimiz yemek bile bir umutla ortaya konulup harmanlanıyor. Sonuç olarak umut her şey demektir.
pek hoşsohbet bir arkadaşın adıdır, ayrıca insanın içine nedensizce bir pozitiflik yayan isimdir, söylemesi de ayrı bir güzeldir. belki de en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri oldugu için bu kadar güzel gelmektedir söylemesi bile, zira umut olmadan yaşamak neye yarar...
umudu olmadan yaşabilir mi insan? hayata anlam katan bir şey umut;hayata bağlanmamızı sağlayan bir şey...sıkıntılar içindeyken,vazgeçmişken bir çok şeyden,boşvermişken hayattan,gülümseyiverir size ve tutar elinizden...bir isim olarak da çok hoş umut...özellikle de erkekler için güzel bir isim.
kaybetmemecesine hayatı boyunca saklaması gerekendir bir insanın.

ve unutma, umuttur insanı götüren aşka.
tarihin tozlu yollarına uzanan, farklı coğrafyalarda maziyi anımsatan, anımsatırken binlerce duyguya sokan, oldukça sürükleyici bir Ayşe Kulin romanı.
içinde kararsızlık ve sabırsızlığı barındırdığı bekleyiştir. insanı habire sürekleyen garip bir şey. eğer boş yere sürükleniyorsa çok acıdır, amacına ulaşıyorsa, varmıdır daha mutlusu.
''bazı umutlar başka zamanlara aitti'' cümlesinin vadettiği zamandaki umuttur..

(bkz: umut fakirin ekmeğidir)
yokuluğu insanda yaşama sebebi bırakmayan,varlığı fakat ulaşılamazlığı ise yataklara düşürecek histir.
hayalle karışık yalan. asla olmayacak bir şey ile ilgili savunma mekanizması. varmış gibi ama asla gerçek değil. asla.
sadece acıyı uzatan, sonunu hiç göremediğim ne idüğü belirsiz mefhum.
yaşıyorsak umut var demektir.
görsel