bugün

talas savaşında müslüman olduğu iddası tamamiyle asılsızdır adam gelmiş savaşını yapmış herif gibi memleketine dönmüş gitmiştir
islamiyeti öğrenişimiz iranlılar aracılığıyladır zaten arapları görseydik bu illete bir daha bulaşmazdıkta neyse.
yil :751

yer : bugunki iran sinirlari icerisinde yer alan talas ovasi

taraflar : tang hanedanligi,( cin ) vs abbasi halifeligi ( arap )

durum : iki taraf arasi savas hali .

kahramanimiz : chigil boyunun beyi, tumocha, ( turk ),

konu :tarafsiz izleyici durumundaki 5 bin atlidan olusan turk birliginin tavri

olay :dusmanimin dusmani benim dostumdur felsefesini benimseyen

turk beyleri, hic tanimadiklari araplar ile ezeli dusmanlari tang

hanedanliginin savas halinde oluduguna taniklik eder, bunun uzerine hic tereddut

etmeden arap ordusunun icerisinde yer alarak savasa girer,

tang hanedanliginin vasat-agir-hantal ordusu agir bir yenilgiye ugrar

ve hikaye baslar,,,,

dusmanin dusmani ile oyle bir dost olunmustur ki

e artik bize musade kelimesinin ardindan hemen, olurmu canim hayatta

birakmayiz, daha aksama raks eden kadinlari izleyip zaferimizi

kutlayacagiz kelami gelince, tabi , eee hayati solen-eglence olan turk

beyi hayir dermi, zaten 3 aydir at uzerindeyiz yere basmak iyi gelir

diye cevabi yapistitrir,



ve aksam olur, kurulan arap cadirinda solen baslamis, ganimetler

paylasilir, kadinlarin kokusu uzaktan hafif hafif gelir olmustur,,,,

boyunlarini kitirdatan turk beyleri, birazdan izleyecekleri solenin hayatlarinin

geri kalanini kokten etkileyecegini nerden bilebilirlerdiki !!!!!

sozu fazla uzatmadan ikramlar yenildi, sohbetler edildi, karsilikli hediyelesildi

veeeeeee, oda ne .... araplarin kulturel bir unsuru olan o kadinlar iceri girer ( belly dancers )

essiz arap kavali ve perkisyon takimi esliginde,,,, tumochanin agzindaki elma

bogazina dugumlenmis, yanindaki askerlerin gozleri kor olurcasina kamasmis

o yuce birligin korkusuz askerleri, dibine kezzap dokulmus gul agaci gibi erimislerdi

,evet iceri girenler kadinlardir, arap kadinlar, araplarin cengi dedikleri dansozler/...

veeeee iste tumochanin agzindan o buyuk kelimeler dokuldu,,,, su gordugun 5 bin atli

yigit varyaa, iste hepsi sana feda olsun,, hatta biraz daha sake icersem 10 bin olsun yuz bin

olsun feda olsun ......

ve biz ogun den sonra kitleler halinda musluman olduk..... iste sebeb i mazuratimizin vesilesi

bundan ibaret ,,,, ornek : haifa wehbe ,

not : fantastik bir kurgudur...
(bkz: ahmed yesevi)
(bkz: hacı bektaşı veli)
(bkz: bulgar hanlığı)
(bkz: selçuk bey)
(bkz: karahanlılar)
Çok zorlu olmuştur. Araplar türkleri kılıçtan geçirmiştir çoğu defa. yani türkler isteyerek değil zorla müslüman olmuştur
(bkz: curcan katliamı)
(bkz: talkan katliamı)
milenyumun en büyük hatasıdır.
sike sikedir. onbinlerce insan ağaçlara asılmıştır sırf bu iş olsun diye.
hacivat karagöz neden öldürüldü filminde çok güzel işlenen süreçtir. evlere kapatılıp baskı altına alınmak istemeyen savaşçı kadınlarla yobaz mollaların arasındaki gerilim muhteşemdir.

tanım: fiyaskodur.
bazı andavallar ne kadar ağlasada türk tarihindeki en hayırlı olaydır. Efendim, islamiyeti seçtik geri kaldık diye düşünen mahlukatların hala varolduğunu görmek inanılmaz derecede insanı üzmektedir.

Türklerin islamiyeti kabulü ile yerleşik devlet düzeni ve devlet gelenekleri oluşmuştur. islamiyetten önce 100-150 yılda bir yok olan türk devletleri yerleşen bu anlayış sayesinde önce selçuklu gibi 300 yıllık, daha sonra osmanlı gibi 600 yıllık güçlü ve dünya üzerinde söz sahibi iki devlet kurmuşlardır.

son olarakta köklü gelenekleri ile sapa sağlam ayakta durabilen bir cumhuriyet ile bunu perçinlemişlerdir. Eğer türkler islamiyeti seçmemiş olsaydı büyük ihtimalle ya rus yada çin hakimiyetinde ezilmiş olabileceklerdi. Çünkü türk kültüründeki yerleşik devlet düzeni ve sistemi islamiyet sonrası vuku bulmuştur.

islamiyeti seçmek hatadır diyen kanıbozuklar sanırım halen rus hakimiyetinden kurtulamamış kazakistan, kırgızistan gibi türki cumhuriyetlerin durumlarını görmüyorlar. kendilerinin en büyük hayali orta asya bozkırlarında şaman dansı yapmak ise kendilerini tutan yok, güle güle.
türklerin tarihleri boyunca yaptıkları en doğru harekettir. daha sonra en ileri dönemlerini yaşamışlardır bu sayede.
Hiç öyle sanıldığı gibi güle oynaya olmamıştır. Arapların türkleri islamiyete sokmak için yapmadıkları kalmamıştır. Türklerin araplar gelmeden önce de büyük şehirleri vardı ve bilim konusunda ileriydiler. Semerkand, gazne v.b şehirler o zamanlar altın dönemini yaşıyordu. Atalarımız da çok tanrılı dine inanıyordu. Öyle pat diye "hadi biz de" bu dine geçelim demediler. O kadar karaktersizlik değillerdi. Karşılığında binlerce türk'ü katletti araplar. Diyanet işleri'nin islam ansiklopedisinde bunlar yazmakta. Araplar yıllarca türkkleri zorlayıp katlettiler.
Türk milleti için bir dönüm noktasıdır.
Geçmeseydik ne olurdu?
Öncelikle islamiyetteki cihad anlayışını bilmemiş olurduk. Gerçekler göz önünde bulundurulmalıdır ki bu anlayış sayesinde Osmanlı imparatorluğu o denli büyümüştür.
ikinci olarak, Atatürk'ün zekası ve dinde bulunan şehit olmak olgusu sayesinde kurtuluş savaşı kazanılmıştır.

Dolayısı ile,
Evet bizim için islamiyeti kabul, büyük bir dönüm noktasıdır.
şahsi kanaatimdir ki türklerin dünya üstündeki varlığı bu olaydan sonra bir anlam ifade etmeye başlamıştır öncesi benim için tamamen teferruattır.
şeker ve kolonya ile olmuştur muhakkak ya da gül lokumu.*
avrupanın şansıdır. düşünsene türkler şaman dininde devam ediyor. cengiz han'ın bir seferde yaptıklarını düşün. 600 sene avrupa'da hüküm süren islam sayesinde ehlileşmiş türkleri düşün. ya cengiz han gibi ele geçirdikleri topraklarda teslim olanı da olmayanı da öldürüp ilerleyerek hükmetselerdi ne olurdu?
(bkz: 751 talas toplu sünnet töreni)
doğal olarak tarihin akışına çok ciddi etkileri olmuştur. ortodoks hristiyan bir türk devleti(selçuk, osmanlı, türkiye) daha güçlü bir ortodoks hristiyan dünyasına yol açardı. ve müslümanlığı benimsediği için araplaşabilen bir millet gayet kolay slavlaşabilecekti. aslında metal fırtına gibi saçma sapan fantaziler yerine bunun gibi daha mantıklı kurgu kitaplar yazılsa daha güzel olurdu.
kimse kızmasın gücenmesin ama bir hatadır.
ha hristiyanlığa bilmemneye geçseydi çok mu farklı olurdu? olmazdı. ama belki rönesans reform denilen birşey bize de gelmiş olurdu ve daha ilerlemiş olurduk. bunca ileri zekalı insan harcanıp gitmezdi.
islamiyetin gelişmesidir. zira türkler islamiyete geçmesedi eğer araplara kalsadı hala 600 lü yıllarda kalıcaklardı. şimdi en azında 1500 lü yıllarda araplar.
türklerin düşünmeden hareket etme alışkanlığının başlangıcıdır.
(bkz: al kırdın kırdın)
Türklerin tarihlerinde yaptığı en büyük hata, emsalsiz aldanış.
Şu yanlışı düzeltmek lazım efendim, 751 yılında talas savaşı Türklerin islamiyeti kabulu olarak kaynaklara geçer. Halbuki buna tam olarak doğru diyemeyiz. Çünkü 751 yılındaki talas savaşında karluklar abbasilerden etkilenmiş ve islamiyeti benimsemişlerdir. Tüm türkler talas ile Müslüman olmadılar anlayacağınız. Bunu nereden mi anlıyoruz? ilk Türk-islam devleti olan karahanlılar 925 yılında resmen devletin dinini islam ilan etmeleri ve daha sonra gazneliler>selçuklular>osmanoğulları devletlerinin resmi dini islam olmasından anlıyoruz. Ki 751 fitili ateşleyen bir kıvılcım olmuştur dememiz daha doğru olur. Çünkü uzun konudur. detaylı bilgiler için Seyit Ali Ekber in Hıtayname eserine bakmanızı öneririm. *
(bkz: Kırk satır mı kırk katır mı)
islam dinini kabul etmeden önceki dönemde Türkler, Şamanist kültürün etkisindeydiler ve Gök-tanrı (Gök-tengri) dinini benimsemişlerdi. Bununla birlikte, zamanın koşullarına bağlı olarak değişik dönemlerde değişik dinlere bağlı kalmışlardı. Örneğin, Çin'de (386-556) bir devlet kurmuş olan Tabgaç ile 552-742 yılları arasında hüküm sürmüş olan Türk kökenli Göktürk devleti Budizm'i benimserken, Uygur döneminde (745-840) Türkler arasında Maniheizm yaygınlık kazanmıştır. Bunun yanında, kimi Türkler (Hazarlar) Museviliği seçmiş, Peçenekler, Kumanlar ve Bulgarlar gibi bir kısmı da Hristiyanlığı benimsemişlerdir. Böylece, Türklerin Araplarla ilk karşılaştıkları tarihe kadar değişik dinleri kabul ettikleri söylenebilir.

Türklerin Müslümanlarla ilk temasları, 7. yy.'ın ortalarında, 642 yılındaki Nihavend Savaşını izleyen dönemde başlamıştır. Türk-Arap ilişkileri, Sasani Devletinin çöküşünden sonra yaklaşık yarım yüzyıl boyunca çekişmeli biçimde sürüp gitmiştir.

Türkler, Emeviler döneminin (661-750) başlangıcından itibaren islam devletleri ve Arapların hizmetinde bulunmuşlardır. Ayrıca Türkler, Emevi devletinin çöküşü ve Abbasiler döneminin başlamasına neden olan ihtilal hareketi içinde önemli bir rol oynamışlardır. Aslında, 632 yılında Hicret'le birlikte islamiyeti yaymaya başlamış olan Müslümanlar, Abbasi iktidarının başlangıcına (750) kadar geçen sürede genişleme faaliyetinin büyük bölümünü tamamlamışlardı. 634'te Arap Yarımdasını, 642'de Bizans ve Sasani topraklarını ele geçiren Müslümanlar, 656 yılında nüfuz alanlarını kuzeyde Kafkaslar ve doğuda da Ceyhun Irmağı'na kadar genişletmiş bulunuyorlardı. Türkler, 751 yılında yapılan Talas Savaşı'nda Çinliler'e karşı paralı askerler olarak Araplarla birlikte savaşmışlardı. Çinlilere karşı kazanılan bu zafer; Türk egemenliğinin Batı Türkistan'da sürmesini sağlarken Araplara Türklerle dostluk ilişkisini geliştirme fırsatı vermiş, bu ilişki ile birlikte Türkler de gittikçe artan biçimde islamiyeti kabul etmeye başlamışlardı. Ayrıca Araplar, bu savaşı izleyen dönemde Orta Asya'nın Müslümanlaştırılması sürecini de başlatacaklardı. Bu arada, Müslümanlar Talas Savaşı ile Orta Asya'ya adım attıkları sırada Türklerin de bu bölgede Uygur Devleti'ni kurmakta olduklarını belirtmek gerekir. Uygurlar'dan ayrılan Oğuz Türkleri, savaş esiri ya da Müslümanların hizmetindeki askerler olarak islam dünyasında yer alan ilk Türkler olmuşlardır.

islam dinini kabul eden Türklerin sayısı gittikçe artmış ve Müslümanlık, 10. yy.'da Türkler arasında yaygınlık kazanmıştır. Fakat, Türklerin ilk kez ortaya çıktıkları ve ilk devletlerini kurdukları bozkırların Müslümanlaştırılması 14. yy.'a kadar sürmüştür. Böylece, Türklerin Müslümanlaştırılması yaklaşık 5 yüzyıllık bir süre almıştır. Orta Asya'da Arap yayılmasını izleyen dönemdeki Türk tarihine ilişkin en önemli gelişme, Türklerin önce iran ve ardından da Anadolu'ya göçleri olmuştur.

Bu noktada Türklerin, Arap baskısıyla karşılaşmasalardı, yerleşik hayata geçmeyip bozkırlarda göçebe olarak yaşamaya devam edecekleri ileri sürülebilir. Arapların baskısı karşısında Türklerin bir bölümü, yaşamlarını sürdürebilecekleri başka yerler bulmak zorunda kaldılar ve islamiyeti kabul ettikten sonra da islam'ın nüfuz alanını genişletmek üzere yeni topraklara akınlar düzenlemeye başladılar.

islamiyeti kabul eden Türk toplulukları arasında yer alan Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklular, Türk kökenli toplulukların gelecekleri ile ilgili olarak çok önemli bir rol oynadılar. Karahanlılar, islam'ı kabul ettikten sonra Buhara ve çevresini alıp Orta Asya'daki ilk Müslüman Türk devletini, Karahanlı devletini kurdular. Aynı dönemde, bir diğer Türk kökenli aile olan Gazneliler ailesi ortaya çıktı. Gazneliler, Afganistan ve iran Horasanı'nda etkili olup Kuzey Hindistan'ın Müslümanlaştırılmasını sağladılar. 10 ve 11. yüzyıllarda kimi Oğuz grupları Ceyhun Irmağı bölgesinden Horasan'a göç ettiler. 1035 yılında Selçuk Bey'in torunları Tuğrul ve Çağrı, diğer Oğuz gruplarıyla birlikte Ceyhun Irmağı'nı geçtiler. Bu gruplar, Selçuklu ailesinin tarihteki yerini almasından sonra Selçuklular olarak adlandırılacaktı. Horasan'ı hakimiyetleri altına aldıktan sonra Gazneliler karşısında 1040 yılında Dandanakan Savaşını kazandılar ve daha batıya ilerlediler. Tuğrul Bey, 1055 yılında Bağdat'ı aldı ve ardından da hilafet Selçuklular'a geçti. Tuğrul Bey'in halefi Alp Arslan (1063-1072), Bizans imparatoru Romanos Diogenes'i 1071'de Malazgirt'te yendi. Bu zaferin ardından Selçuklular, Türkler'in Anadolu'da yerleşmelerini sağlamış oldular. Böylece, bu göçebe Türkler, yani Anadolu'ya geçen Oğuzlar, Büyük Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarını kurdular ve Kırım'dan Kuzey Afrika'ya, iran Körfezi'nden Viyana'ya kadar uzanan bölgede Türk uluslarının izlerini bıraktılar.

Orta Asya'da kalan Türk topluluklarına gelince, bunların izledikleri yolun, islam dinini benimseyerek yerleşik hayata geçen ve çeşitli bölgelerde Müslüman Türk devletleri kurmuş olan Türk topluluklarının izledikleri yoldan farklı olduğu söylenebilir.
talas savaşından sonra olmuştur.

--spoiler--
1. Talas Savaşı

Müslüman Araplarla Çinliler Talas ırmağı yakınlarında karşılaştılar. Türk boylarından Karluklar bu savaşta Müslüman Arapları destekleyerek savaşı kazanmalarını sağladılar (751).

Bu savaşın sonucunda;

Orta Asya Çinlilerin egemenliğine girmekten kurtulmuştur.

Türklerle Müslüman Araplar arasındaki ilişkiler iyileşmiş, savaşların yerini dostluklar almıştır.
Türklerle Müslüman Araplar arasında ticari ilişkiler gelişmiştir.

Türkler kitleler halinde islâmiyet'i kabul etmeye başlamıştır. Talas Savaşı Türk - islâm tarihinin başlangıcı kabul edilmiştir.

Dünya kültür tarihi bakımından önemli kabul edilen kâğıt, Çin'in dışında yayılmaya başlamıştır
--spoiler--
(bkz: karagöz hacivat neden öldürüldü)filminden fikir edinilebilir.