bugün

Ben dahil cogu türkün maruz kaldigi üzücü bir durum...
(bkz: Almancı)
orjinali: turkiyede almanci, burada yabanci'dir.
(bkz: cartel)
(bkz: almancılar) bu şarkının sözleri onlara yapılan bakış açıları için çok uygundur.
(bkz: çarşı herşeye karşı)*
almancı türklerin yeni nesillerinin sürekli kendini farklı hissetmesine neden olan bir durumdur. yazıktır, bağrımıza basmak gerekir.
... sözü iki tarafada ait olmayan 3ncü bir kimlik içerisinde olmaktan kaynaklanıyor.
(bkz: ismail yk)
(bkz: cankan)
(bkz: yurtseven kardeşler)
70'li yıllarda göç etmiş, gurbetci damgası yemiş ve bir gün mutlaka memlekete döceğini aklından çıkarmamış bir anne babanın cocuğuysanız, yandı gülüm keten helvadurumu.
çocuklarını 70'li yılların edep ve adap kuralları ile yetiştirmeye ve disiplin vermeye çalışan aileler, iki arada bir dere kalmış ne türk, ne alman olmuş bir nesil yetiştiriyorlar. tabuların bir çoğunun yıkıldığı ülkemize gelen bu çocuklar gerçekten bir beyin tranvası ile karşı karşıya kalıyor. ve; turkiye de almanci almanya da yabancioluyor.
yok;
belirli bir eğitimden sonra giden ve dil sorunu olmayan nesil babalar gibi almanya'da alman. ingiltere'de ingiliz oluyor. türkiye'de türk.
(bkz: her şeyin bir bedeli vardır)
bulundukları yerin kültürüne uyum sağlayamamadan kaynaklanan durum. yoksa sokağa çıktığınızda kimsenin alnında almancı yazmıyor. ancak hal hareket ve giyim kuşamdan adeta almancı olanlar bağırıyor biz almancıyız diye. tabi bu genel için geçerli ancak istisnalar da mevcut.
Yillar once is gocuyle Almanya'ya gelmis ancak Turkiye ile baglarini koparmamis insanlarimiz icin soylenen deyimsel bir ifade. Anlasilacagi uzere Almanya'da Almanlar'in, Turkiye'de ise Turkler'in bu gruba bakisini anlatmaktadir. Kacinci jenerasyon olursa olsun, hatta ne kadar Alman kulturunu benimsemis ve iclerine karismis da olsun Almanlar icin her daim bir Ausländer bir schwarzkopf olacaktir bu guruh. Yazin izinlerde ise Turkiye'de bozuk Turkceleri, surekli olarak Almanca'ya code switching yapmalari dolayisiyla bu halk tarafindan da benimsenmeyecektir ve etiketleneceklerdir.

Lakin, tum bunlar distan gozlemler olup, ben bu olayin bir de icsel, daha bireysel boyutuna bakmak istiyorum. Bu, Turkiye'de almanci Almanya'da yabanci durumu kendi iclerinde (bilincli ya da bilincsiz olarak) ozumsedikleri bir olgudur. Onlar icin bir nevi self-definitiondir. Bu icinden cikilmaz dongunun duvarlari her ne kadar bahsettigim dis etkenlerce orulmus gibi gorunse de, bu dongu ile barismis olan hatta kendisine bir sentez cikarmayi basarmis olan cok az insan vardir. Ozellikle bu iki kulturun baristirilmasi, bunun eksi bir yon degil de, bir zenginlik olarak addedilmesi, ve hatta iki dilli olmanin oneminin bilincinde olunmasi elzemdir. Bunlar yapildigi takdirde, inaniyorum ki, Turkiye'de alamanci, Almanya'da yabanci lafinin da cok bir etkisi olmayacaktir birey uzerinde.
bir çok almancı diye tabir edilen türk vatandaşımızın yaşadığı ve maruz kaldığı bir durumdur.
ama bu son günlerde en çok bu düşünceyle içi yanan kişi sanırım ki.
türkiye almanya maçıyla daha çok gündeme gelen kişidir.
(bkz: mesut özil)