bugün

Başıma bir şey gelmeyecekse Bu mesaj arama ve yüceltme çabasının nedenini anlamadığım ortalama bir film. Birincisi mesaj bir yere saklanmış değil, son derece anlaşılır ve basit imge ve metaforlar var. Kötü değil, tamam mesaj var ama kusura bakmayın da çok abartıyorsunuz.

Hiç mi göndermeli film izlemediniz iq. Testere ile kıyaslanacak kadar da yeterli değil.
izlemedim ama hunharca spoiler verenlerin murat abimin dediği gibi balıklar götüne girsin diyeceğim güzel ve midesi zor kaldıracakların izlemesini tavsiye etmediğim bir film.
twitter , facebook , ekşisözlük , uludağsözlük , instagram , youtube her yerde gördüm amk yeter sikicem platformunuzu ya !

sonradan gelen edit : ben niye bu kadar sinirlendim lan ? neyse.
Modemim bozuk yenisi kargo ile gelecek, internetim geldiginde Netflixe girip izleyecegim.
Henüz izlemedim. Yorumlara baktığımda kapitalizmin gerçek yüzünü göstermiş tarzı bir sürü yorum okudum. Filme methiyeler düźülmüş.

Oyunculuga yorumum yok çünkü izlemedim ama konu ve vermek istediği mesaja bakacak olursak ancak sol kesimin beğeneceği türden leş bir film gibi duruyor.

Kapitalizmin k sini bile idrak edememiş ahmak sürüsüne göre kapitalizm insanları sömüren ve fakir bırakan bir sistem. Oysa bilim tam tersini söylüyor. Kapitalizmin gelişmeye başladığı son bir buçuk asırda yoksulluk oranı, hastalıktan ölüm oranı ciddi ölçüde azalmış, milletler zenginleşmiş, hayat standartlarımız kat kat artmıştır.

100 yıl önce gaz lambasiyla aydınlanan bizler, artık internetimizin yavaşlığından, akıllı telefonumuzun eski model olmasindan gibi lüks şeylerden şikayet ediyoruz. Bunları sağlayan şey sosyalizm veya başka bir ekonomik sistem değildir. Kapitalizmdir.

Bunca zenginliğe rağmen kapitalizmi boklamaya devam edin. Sosyalizm süslü ıslak rüyalarınıza devam edin.. Kapitalizmi yeren filmlerinizi izleyip sosyalizm masturbasyonu yapın. Size rağmen kapitalizm, medeniyeti geliştirmeye devam edecektir.
Umarım sondaki kız çocuğu vicdanlı birine gelir.
orijinal bir fikrin netflix eliyle piç edildiği film.
güzel film ancak birkaç noktaya değinmem gerekir.

--spoiler--
1. Başrolümüz Goreng kötü giden şeyleri düzeltmek için çaba sarf edecek, kendini riske atacak (6. kattan inmek) işler yapabilecek birine benzememesine rağmen platform ile aşağıya iniyor. Karakter değişimi ne zaman oldu bunu anlayamadım. adam birden denildiği gibi mesih mi oldu ne oldu?

2. Delik'e girenler yanına istediği eşyayı alabiliyor. Bazıları kılıç bıçak vb. şeyleri almışlar. Delik'in nasıl bir yer olduğu bunlar tarafından biliniyor az da olsa demek ki. Peki Başrol Goreng için burası neden bilinmeyen bir yer. Adam bilse yanına kitap almazdı diye düşünüyorum. Burası da benim için anlaşılmaz.

3. Sonunda mesajın ulaşıp ulaşmadığı, ulaşsa da yukarıdakiler tarafından dikkate alınıp alınmayacağı muamma olarka kaldı. Bağlasalar sonunu daha iyi olurdu ama bu hali de filmin genel fikri açısından yeterli. SAdece ben merak ettim. *
--spoiler--
90 sonu 2000 başı doğumluların kült olacak metazort filmi.
bu filmin hikayesi next floor isimli filmden gelmektedir. youtube'da mevcut olan bir film.
film gerçekten düşündürücü ama izlemesi ağır. bünyeniz sağlamsa izleyin.
Bizim ülkede neden böyle filmler yapılmıyor, çok fazla masrafıda yok aynı mekanda geçen film zaten..güzel bir yeşilperde ile yapılır.
Filmin sonu için çok garip bitecek demiştim, öyle bitti.

Bundan sonrası spoiler-
Bizim adamın bi ara beraber kaldığı eski görevli yeni kadın sandığından daha çok kat olduğunu öğrenince değerleri sarsılmış, intihar etmişti. Küçük çocuğun en üste ulaşması ile aşçı şefi de bir takım sorunlar yaşayabilir.
Midesi hassas olanlar izlemesin demiş herkes. Ben bi düzeltme yapayım o halde:

Midesi hassas olan benciller izlesin.
çok mesaj hiç mesajdır mottosuna kurban gitmiş film. evet sonunda düşündürüyor ancak nasıl düşüneceğinize dair bir yönlendirme yapmıyor.

bundan sonrası spoiler.

benim yorumum ise "buraya hiç kimse kitapla gelmemişti" ile başlayan isa göndermesi 333 kat olduğunu öğrenmemizle son buluyor. arada kitabı okumak, ezberlemek de incil'e gönderme. üstelik filmin başrolüne "sen kurtaracaksın burayı" mesajı da bir peygamberlik göndermesi. 0. kattaki de tanrı ve kız çocuğu da masumiyeti simgeliyor. kapitalizm eleştirisinden ziyade dini göndermeler daha mantıklı geldi bana.
bu aralar liselileri titreten filmdir. dün izledim. çok afedersin yarrak gibi bir filmdi.
Sikkolar sikkosu bir film... adam gibi bir sonu bile yok.

Tamamen zaman kaybı.
bir şeyler anlatacakmış, söyleyecek bir sözü varmış gibi başlayıp bittiğinde suratıma ''en nihayetinde bir filmdim benden çok fazlasını bekleyen sendin ben sadece kendimi sana izlettirdim'' gerçeğini çarpan nitelikli dolandırıcılık.

bir film olarak işini çok iyi yapıyor, ama fazlası değil.
insanoğlunun hali hazırda bildiğimiz bencil ve yavşak oluşunu kendine özgü bakış açısı ile anlatan bir diğer film, amatörü eğlendirir.
Netflix değilde başka bir şirket iyi bir yonetmenle cekseydi aslında fena olmazdı.
berbat, basit ve dandik bir film.
Bu Filmi ister dini konudan ister siyasi düşünce ya da devlet yönetimi ile ele alın, inanılmazlar çıkarımlar ve metaforlar muhteva ediyor..

Filmi izlemeyen kişilerin şayet izlemeyi düşünüyorlarsa okumamalarını tavsiye ederim. Bundan sonra yazacağım şeyler aleni spoiler..

--spoiler--
Tanrı Bu yaşam düzenini kurdu. Platform dünyanın ta kendisi. Bu kusursuz düzende öyle sayısız nimetler vardı ki yemeğin içinden çıkan tek bir kıla dahi tahammül edilemiyordu..

Goreng isa'nın (insanoğlu'nun) ta kendisidir ve elinde kitabı (eski ahit) vardır..

trimagasi ise şeytan'ın ta kendisidir. elindeki bıçak da insanları günaha soktukça güçlenen (kestikçe bilenen) şeytanın silahıdır..

platform üzerinde gelen yemeklere ilk başta pek önem vermemesi ve sadece bir elma alması ama şeytan'ın yemeklere yumulması ise isa/şeytan farkını gösteriyor..

ve elma. şeytan'ın insanoğlu'nu ilk günaha soktuğu ve cennetten atılmasına sebebiyet verdiği unsur. ama isa yani insanoğlu şeytan ile ilk görüşmesinde elmayı alması ama günahsızlığı nedeniyle yemeyip atması bir başka metafor..

tekerlekli sandalyedeki bilge siyahi ise hz. musa’dır..

333 katta 2'şer kişi ise 666 eder ki bu da şeytanın sayısı olup yaşamın günah dolu yolunu ifade ediyor..

0 (sıfır) nolu kat ise tanrı katıdır (cennet). herkes o kata ulaşmaya çalışır..

2. ramses adındaki köpek: kendini asarak intihar eden kadın isa'ya ihanet eden havari yahuda iskaryot. bir yahudi o da sonuçta. 2. ramses adındaki köpeği de yahudilerin mısır sürgünü tarihini ve beslenen kadim yahudi inanışlarını temsil ediyor..

goreng'in hücre arkadaşı imoguiri bir kural oluşturup, alt kattakileri bu kurala uymaya ikna etmeye 15 gün çalıştı. fakat alttakiler bir türlü uymadılar. goreng ise itaat edilmeyen bu kurala uyulmasını sağlamak üzere bir cümle söyledi: o da yemeklere sıçmak. goreng’in de belirttiği üzere sadece alttakileri kurala uymaya zorlayabilirdi. çünkü yukarı doğru sıçamazdı. muazzam bir hukuk düzeni eleştirisi olmuş, hukukun gücü ancak aşağıdakilere yeter..

en dip ve numarası olmayan karanlık kat ise araftır.
imanı elde eden (isa'nın elinden pudingi yiyen) çocuk (saf insan) kıyam ederek hızla göğe (sıfırıncı kat/cennet) yükselir ve sonsuz yaşama kavuşur..

delikte dünyada da olduğu gibi kapitalizm hakim çünkü insanın doğasında benmerkezcil olmak var. üst kattakiler geçen ay alt katta açlıktan ölmek üzere olduğunu hemen unutuyor ve tıka basa yemeye başlıyor çünkü güçle birlikte gelen umursamazlık alt kattakiler için bir sempati veya acıma uyandırmıyor.
goreng asla gerçeği keşfedemedi. mesaj çocuk veya pasta değildi..

mesaj, herkesin hapishaneye gelmeden önceki soruda gizliydi.
''en sevdiğin yemek nedir?''
goreng bu sorudan kaçınmaya çalıştı, ancak kadın cevapta ısrar etti. goreng cevap olarak "salyangoz" dedi.
goreng masada ne gördü? salyangozları. kimse dokunmamıştı.
çünkü bu ziyafet, orada kilitli olan herkesin en sevdiği yemeklerden oluşuyordu.
eğer her mahkum sadece en sevdiği yemeği yiyecek olsaydı herkes hayatta kalırdı ama insanların açgözlülüğü bunun önüne geçti..

goreng deliğe bir diploma almak için ödemesi gereken bedeli ödemek amaciyla gonullu olarak geliyor. yani günahkar değil. kendisine filmin ilerleyen noktalarında sürekli mesih atıfı yapılıyor ama zaten bu adam isa. düzenin icine girerken yanına almayı seçtiği eşya kitap. yani incil. hem de ben incilim diye bağıran bir incil, don kişot..

eski çalışan gönüllü kadin da 25 yildir hizmet ettiği kurum hakkinda bilgi sahibi değil. her dindar gibi yalnızca bildirilenleri bilmiş, anlatılanları dinlemiş ve mutlak bir inanci var bu yere karşı. entrylerde hakkında melek falan denmiş, bence biraz da araf'ı temsil ediyor o katta. olan biteni sorguluyor ama mekana dair sorulan sorulara da çok kesin cevaplar veriyor: "200 kat var, 16 yaşından küçük kimse yok, yonetim bu konuda cok titiz."
bu yüzden iyi bir mürid olup vicdanını temiz tutuyor. sisteme inancı tam olduğu için 400 kişiye yetecek yemeği eşit dağıtmaya çalışıyor ve iyi kalmaya uğraşıyor. ancak 202.kata düşünce araftan çıkıyor ve anlıyor ki 25 yıldır insanlari nasıl bir yanılgıya yolladığından biraz da kendisi sorumlu. yalnız çarkı döndürecek kadar, bilmesi gerektiği kadar bildirilmiş ona her şey. inancını kaybediyor, bir özür olarak bedenini yiyecek olarak sunuyor ve kendini asıyor..

alt kattakileri ancak "yemekleri eşit paylaştırmazsanız her bir pirinç tanesine bulaştırana kadar yemeğinizin içine sıçarım" şeklinde ikna edebilmek de yine cehennem olgusuna selam çakıyor. ucunda ceza olduğu için iyilik yapmayı kabul ediyorlar, tıpkı toplumumuzda var olan cehenneme gitme korkusu yüzünden düzgün davranan insanlar gibi. iyi insanlar değiller ama kötülük de yapamıyorlar çünkü yanmak istemiyorlar..

baharat, halatla yukari çıkıp hapisten kurtulma peşinde ama bu da işlemiyor çünkü dünya düzeninde üst kattaki yemek ve seks ziyafetiyle o kadar mutlu ve mesut yaşıyor alt tabakadaki insanları kesinlikle yukarıya, yanlarına almak istemiyor. Gerçek hayattaki sınıf kavramını birebir modelliyor..

baharat ve goreng bu sistemin çarkını kırmak için şeytanlarla savasiyorlar ve bu isa'nin müridini kaybetmesine ve kendini feda etmek için yeterince yaralanmasına sebep oluyor.
bilge adam mesajı neden iyi sunulmuş bir yemek olarak tanımlıyor? herkesin sevdiği yemeklerden oluşan bir sofrada bir yemek mutfağa geri dönerse o kişinin bunu yemediği, bir problem olduğu anlaşılacak. belli ki mutfakta herkesin sadece kendi yemeğini yediği varsayılıyor. üzerinde bir toz tanesi bile bulunmayan, cımbızlarla mükemmel hazırlanan panna cotta neden ilk defa kimse tarafından yenmedi? onu yiyen kişinin başına bir iş mi geldi? hazırlık aşamasında içinden çıkan kıl çıkan yemek panna cotta idi. böyle kusursuz hazırlanan bir ürünün geri dönmesi şefe hakaret olur..

burada mesaj panna cotta değil, küçük kız. neden küçük kız? 16 yaşından küçükler giremez, sistem bu konuda çok katı. çünkü küçük çocuklar günahsız ve melektir. dünyanın/deliğin adaletsizliğini, acımasızlığını, vahşetini hak etmezler. dünyada yaşanan da tam olarak bu, her yıl milyonlarca çocuğun açlıktan kırılarak ölmesine bir atıf olduğunu düşünüyorum..

çocuğunu arayan kadının meselesine gelince, kadın oyuncu olduğu için köpekli kadını tek olduğuna ikna etti ama aslında gizlice kızı da içeri soktu. delik hakkında kimsenin fikri olmadığı için içeri girince korktu ve çocuğu en alt kata sakladı. kız kayıtlarda orada olmadığı için platform o katta kimsenin olmadığını varsayıyor bu yüzden de yiyecek içecek orada kalabiliyor olabilir. büyük ihtimal annesi uyutulup random başka bir kata atanmadan önce ayda 1 kez aşağı inip istiflediği yiyeceklerle ayın sonuna kadar kızını azar azar orada besliyordu. zaten kadını da hep ayda bir gördük..

goreng şeytanın etini yedikten sonra daha kibirli ve acımasız, kadının etini yedikten sonra daha sakin ve dengeli davranıyor. hakikaten yedikleri onun bir parçası oluyor..

- tanrı'ya inanıyor musun?
- bu ay inanıyorum..
insanoğlunun halini özetleyen bir cevap daha. Yemeğin bol olduğu katta nasıl da işine geldiği gibi davranıyor insan..

miharu ismi japonca'da gözünü aç gibi bir anlama geliyor. her seferinde kızının saklandıgı 333. kata inerek ona yemek vermesi her katta hayatta kalmak için savaşması. goreng gözünü açıyor. değişim başlatmak istiyorsan en alt kademeye ineceksin.. en çok ezilenlerin yerine..

yukarıdan düşen ya da atlayan insanlar da imanını kaybedenler..

en vurucu mesajlardan biri de herkesi doyurma hedefi ile 6.kattan çıkılan yolda mesajı iletme uğruna doyurmak istediği insanlari öldürmeye başlamalarıydı. Dinlerde de benzer olaylar çok yaşanmıştır değil mi?

goreng'e ne oldu? don kişot'a ne olduysa o oldu..

1. katta bulunan insanların 333. kattaki insanlardan hala yemek istediğini düşünsenize.. dünyanın ve ülkemizin hali de aynen bu..

edit: şeytanın şu repliği dikkat çeker buna bile diploma veriyorlar bana vermiyorlar, kendini insandan üstün gördüğü bir cümle..
--spoiler--
netflix'in türkiye'de izlenenler arasında ilk 10'a koyduğu film. izlemeye değer efendim.
Yapılan atıflar göndermeler güzel ama yine de bir olmamışlık var bu filmde. Karakter gelişimleri yetersiz. Olaylar kendi halinde ilerliyor gibi. Drama yine aynı şekilde yetersiz seyirci karakterlerle duygusal bağ kuramıyor empati geliştiremiyor yada ben de öyle oldu. Aynı senaryo daha iyi bir yönetmenin elinde çok daha iyi bir film olurdu kesinlikle.
(Film)

izlediğim en iyi filmlerden birisi diyebilirim. Filmde dinlerin getirmeye çalıştığı adalet betimlenerek anlatılmakta. Teoloji üzerine yazılmış bir senaryosu var. Ellerine sağlık netflix.

--spoiler--

Öncelikle filmin deizm düşüncesinin mantıklı olduğunu vurgulamaya çalıştığını söylemeliyim. Önemli olan mesaj senin gitmene gerek yok denilirken peygamberlerin gereksiz olduğu önemli olanın mesajın kendisi olduğu söylenmeye çalışılıyor.

Sarı saçlı adam: hz. isa ve isevilik dinini / kitap : don kişot katolikliğe karşı yazılmış hiciv eseridir

Sarı saçlı kadın yönetimin kadını: museviliği (köpek 2. Ramses hz. Musa devrindeki firavunun ismi)

Adamın başta kadının metoduyla ilerlemeye çalışması vurmamasının sebebi ise hıristiyanlıkta öldürmenin olmamasıdır. Fakat kadının intiharından sonra eli silah tutan birisiyle beraber ilerlemesi ise islam dininde kılıcında bulunmasıdır.
ilk 50 katın bir günlüğüne oruç tutması ise belirli bir gelirin üzerinde olanların 30 da birine silah zoruyla el konulmasına yani islamdaki malların 40 ta birinin zekât olarak alınmasına, vermeyenlerden zorla alınmasına işaret ediyor.

Bu bizim mesajımız denilerek saklanan kek ilahi mesaj. Keke esmer sakallı adamın kılını düşürmesi ise mesajı arapların/ müslümanların kirletmesi. En sonunda ise kekin çocuğa yedirilip bizim asıl mesajımız çocuk denilmesi ise

Üşendim daha fazla yazmayacağım


--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar