bugün

x yerine kullanılabilecek kelime. o kadar bilinmez...
sakaryaspor'un çeteleşmiş taraftar oluşumu.
kekemenin tanga kelimesini telaffuzu.
kendileri oruç tutmadığı halde oruç tutmayan üniversiteli öğrencilere kötü gözle bakan, zaman zaman döven, çarşı özentisi taraftar çetesi(!)
bursasporun küme düştüğü maçta çıkan olaylar nedeniyle meşhur teksas grubuyla arası hiç de iyi olmayan taraftar topluluğu.. hatırlanacağı üzere o samsun maçı adapazarı'nda oynanmış tribünler savaş alanına dönmüştü.
sakaryaspor fenerbahce macinda bizlere tas atan taraftar grubu. (tas atmalari meshurdur korfezliler iyi bilir)

(bkz: korfez)
Sakaryaspor'un sadık ve ayn zamanda azılı taraftar grubu.
(bkz: yok artık lebron james)
(bkz: rampaların ustasıyım iftiranın hastasıyım)
(bkz: sütten çıkma ak kaşık)
deli sakarya taraftarlarının ismi.
Fanatizimde branş dinlemeden her branşta kafa göz allah ne vediyse dalan deli sakarya spor taraftarı.
sakaryanın azgın bufoloları.Sakarya spor için adam öldürüler körfezlile gfb ve texas iyi bilir
kocaelispor deplasmanlarına 1 atkı bile getiremeyen her zaman kendi çöplüğünde ötmeye çalışan taraftar grubudur. artık kocaelili taraftarları* sakarya deplasmanlarında sakaryalı bulamadığı için polislerle kavga etmektedirler.hatta son maçta koli koli biber gazı yemişliğimiz vardır. *~
çark caddesi yakınlarındaki liseye *polislerin girmesini sağlayan türkiye'deki en olaylı taraftar grubu..
türkiye nin en psikopat taraftarlarını barındıran, uyuşturucu gibi şeylerin fazlaca kullanıldığı içinde fazla doğru insanın bulunmadığı sakaryasporu her yerde 90 dakika destekleyen gruptur.
Sakaryaspor'un sadık mı sadık (takımına), azgın mı azgın(rakibine), kırılgan mı kırılgan(yönetimine)taraftar derneğidir.
türkiyenin en büyük taraftar gruplarındadır.hoş tezahuratları vardır.

birgün kalbim duracak
dudaklarım susacak
mezar taşımda bile
sakaryamız yazacak
bir zamanlar italya da yayımlanan bir dergi tarafından* dünyanın en ateşli taraftar grubu seçilen çete-grup karışımı.
(bkz: tatangay)
tatangaları anlamak istiyen şu alıntıyı okusa kâfidir:

Biz Hep Sotede içtik

Yine herşeyi eleştiriyor, yine düşürüyor, yine konudan konuya geçip, sotelerde şarkıları söylüyor, şarkıları tezahürata çevirip, sakaryaspor`umuz için besteliyorduk. Çoğumuz ne olduğunu, ne zaman geleceğini bilmediğimiz buhranlar geçiriyorduk. Sağlıklı birer birey olarak duruyorduk, fakat yaralıydık.

Bir şehrin göbeğinde, Sakaryanın merkezinde, çark caddesi patantliydik hepimiz. Yıkık bir kentin göbeğinde, sokağında hiç bar olmamasına rağmen barlar sokağı diye bilinen Ambarlı sokakta, depremden sonra ahşap bir kahve olarak hizmetimize sunulan Yakamoz kahvehanesi`nin arkasında hiç bitmedi depremler. Biz de artık sokak çocuğuyduk ve alkol başka içiliyordu sotelerde.

Hergün yürüdüğümüz sokakları depremden sonra bulamıyor, bizi neyin beklediğini bilmez bir halde şehrin nöbetini tutuyorduk. Bazı akşamlar neşemizden söylemediğimiz şarkı kalmaz, bazen efkar bile lanet okurdu sessizliğimize. Atkıları gözümüze kadar çeker, şişelerimizle hayallere dalar, sevgimizi çalan tabiata küserdik. Ustası olmuştuk birbirimizin, gözlerimizden ruh halmizi anlar ve hiç konuşmadan sotedeki yerimizi alırdık. Bir şehrin göbeğinde, sokak ortasında, anılarımızla kalmıştık. Bazı akşamlar o kadar çok oluyorduk ki; üçerli beşerli gruplar halinde paylaşıyorduk sote yerlerimizi. Şarkılarımızı bile ağır makamlarda söylüyorduk zamanı kazanmak için, lakin yarın bizi hiçbir şey beklemiyordu. Gitmiyorduk, kaçmıyorduk doğayla inatlaşıyorduk. Artçı depremler tribün arkadaşımız olmuştu, yeşil-siyah çekiyorduk.

Çevre illerden yardıma gelen insanlar için, insanlık için içiyorduk bir akşam; bir akşam ise sigaraları iki katı fazlasıyla satan büfeciyi öldürmediğimiz için. Hiçbir şey geri gelmiyordu, orada şu vardı, o binanın altında şu dükkan vardı. A o adam mı? öldü. Onlar antalya`ya göçtüler, gittiler ve hepimize yavaş yavaş geldiler. Mahallenin en eski müstakil evleri sağlam kalmıştı. Onlar da bu değişimde bizi yalnız bırakmadılar, sotemize ve gönlümüze mezeler gönderdiler. Karanlığa alışmıştı gözlerimiz ama; çok bedava kapak kaybettik zifiri karanlıklarda. Çok özlüyorduk şehrimizin, mahllemizin sokaklarını, dayanılmaz oluyordu acısı.

Sakaryasporumuz ligden çekilmişti, nefes almak daha bir zorlaşmıştı bizim için. Bıkmadan deprem, bıkmadan eskiler, bıkmadan şarkılar ve sokakta sotede geçen deprem günlerimiz. Maç hastalığı bizi genç takımımızın peşine sürükledi ve orada keşfettik Tuncayımızı. Depreme inat koşuyordu, gözü görmüyordu ve freni patlamıştı.

Geceleri boş stadımıza gizlice girip "oley" çekiyor, bir tribünden bir tribüne koşuyorduk. Çadırlar evimizdi, zeminle ve toprakla kucak kucağa yatıyorduk. Atatürk lisesinin karşısında depreme yakalanan, şimdilerde abisinin cezasını yatan (deli) burakınaynı evinde sabahladığımız da çok oldu. Her taraf enkazdı ve yakacak sorunumuz yoktu. Ev, lisenin tam karşısında olduğu için sabahları çocuklara konuşma yapan müdürün borazan sesiyle küfür kafir kalkıyorduk. Elinde kağıtlarla ölen, yakasına gül değil haşhaş yaprağı takan abilerimizi, eski halimizi ve biz kendimizi geri istiyorduk. Askerimizi bile sote mekanlarda içirip uğurluyorduk. Her taraf inşaat, her taraf prefabrik, her taraf çadır ve her taraf biz. Mahallemizin deli musa abisi bir akşam çadırları yakmaya kalkıyor ve onun durumunu polislere anlatana kadar biz deliriyoruz. Musa abimiz ki; 1980lerde, bir Sakaryaspor maçında, mahallenin kurnaz abileri tarafından anlaşmalı olarak. "Hadi ısın musa. Sen de oynayacaksın" diyerek saha kenarına yollanır. Musa abimiz de, "Ne zaman gircem be olum" diyerek koşar durur.

Orta hasarlı, ağır hasarlı, göz boyamalı boyalı, "Elveda Sakarya" yazılı binaların arasında büyür bir gençlik. Bir ovanın üzerine kurulmuş Adapazarı; seni kim. nerenden tutup, neyini nasıl anlatsın ki... Kız Kadir de dayanamadı bir gece, "Ah be dede! Millet boğazları parsellemiş, en güzel yerleri almış, siz de gele gele ovaya gelmişsiniz!" diyerek sitem etti. Otuzar senelik periyotlarla misafir ettiğimiz deprem, kuşkusuz ki yine gelecek, üçü dördü çekilen korku filmleri gibi. "Deprem öldürmez, bina öldürür..."

Bu doğru ise yine öleceğiz bir otuz sene sonra. Bir şehrin yarı deli insanları mı? Unutmayacağız sote akşamlarını, unutmayacağız gördüğümüz muameleyi. Sana besteler yaptık koca şehir "Bazıları sokaklarda, bazıları barakada, yaşıyoruz Sakaryada, alayına isyan olsun, Sakaryama yemin olsun, bu şehirde ölüm olsa, kaçanlar da kancık olsun." Bu şehri tribünden seven insanlar, sana maraton tribününden kuş bakışı baktılar; her yer sote, her yer şişe. Sen en çok ölen, en çok darbe yiyen, en çok yıkılan, en az ilgi gören akreplerin şehri, okey de, hep sahte okey, tribünde hep açık oldun. Şeytan soteyi görür mü, görmez mi bilinmez ama bu yürek senden gelecek daha büyük acıyı kaldırmaz. Ve siz Sakaryasporumuzu çalmaya kalkışanlar, siz ideolojinizle, biz yüreğimizle, siz paranızla, biz sesimizle, siz villanızla, biz sotemizle... Bir şehir yıkılır yenisi kurulur, ama bu kırılan gönül yol vermez artık kara cahile. Çekin kirli ellerinizi. Bizi hayallerimizle başbaşa bırakın. Biz yeşilin de siyahın da anlamını biliriz. Siz çadırda sevemezsiniz. Ne patetesimiz kaldı, ne kabağımız, naylon fatura gibi bir şehir yaptınız. Başarısızlıklar ve kara bulutlar adresiniz olmuş. Düzcede, Boluda, izmitte depremin yıldönümleri meşalelerle anılırken, Sakarya`da sokağa çıkma yasağı koyanlar, hiç hayra alamet değil bu sessizlik. Ve biz sote akşamcıları boşuna "Tatanga" koymadık ismimizi.

Bugün Adapazarında Ambarlı sokakta Yakamoz Kahvehanesi yok artık... Soran olursa, aynı sokakta Turgay abi ve Okan Abilerle, Sahaf Kahvehanesinde hayatımız devam ediyor.

ps:alıntıdır
http://www2.yonja.com/profile.jsp?u=161645898
bursa ve kocaeli seyircisinin tatangay olarak adlandırdığı taraftar topluluğu.
izmitliler arasında aşağlayıcı bir laftır.bir izmitliye tatanga demek kavga sebebidir.kıro ve keko ile aynı anlamda kullanılır.
bugünden itibaren aradaki bütün düşmanlıkları kaldırmış büyük taraftar topluluğu. aynı davranışı diğer taraftar gruplarından da bekliyoruz ama yine de soruyoruz illa birinin ölmesi mi lazım?
sakaryaspor'un bir çok maçı taraftarsız oynama cezasını almasının ana nedenlerinden biri olan asabiyet timsali tribun grubu, taraftar kitlesi.
--spoiler--
"Çevre illerden yardıma gelen insanlar için, insanlık için içiyorduk bir akşam"
"Geceleri boş stadımıza gizlice girip "oley" çekiyor, bir tribünden bir tribüne koşuyorduk "

"yakasına gül değil haşhaş yaprağı takan abilerimizi, eski halimizi ve biz kendimizi geri istiyorduk. Askerimizi bile sote mekanlarda içirip uğurluyorduk. "

--spoiler--

Tatanga edebiyatını bize tanıtan bu enfes yazıdan anlasılmıstırkı futbolda taraftar olmak ne yazıkki bazılarımız ıcın kimlik dir.
Yonja da yazılmıs bu carpıcı edebiyat eserinden anlasılmaktadırki tatanga nufusu derhal devlet korumasına alınmalıdır.
(bkz: kucuk dilini yutmak)
(bkz: cifte afallamak)
anadolunun bir numaralı taraftar grubudur.tek dostları manisa taraftarıdır.dakika 45 *tatangalar manisaspor diye bağırır, dakika 54*de manisalılar sakaryaspor diye bağırır.
bu yıl manisada oynanan karşılaşmada görülmüştür ki futbolcular sahada kavga etmiştir. fakat manisa ve sakarya taraftarları kolkola tribünlerde maç izlemişlerdir.

manisakarya