bugün

toplumda büyük ses getiren olaylar.
bazı gerizekalı insanların kendi açtığı başlığı ilgi çekmek için tekrar tekrar uplamak için kullandığı bakınız.

nick vermiyorum o gerizekalı kendini biliyor.
tanım:
şok haber. beklenmedik-ani negatif yüklü gelişme.

içerik:
önceki gün sadece istanbul'da e devlet sorgusu sonucu Korona virüsünden 20 kişinin öldüğü yazıyor ama sağlık bakanı açıklamaları tüm türkiye'de 16 kişinin öldüğü yönünde.

kaynak:
https://twitter.com/velia...tatus/1244281618338021376

yorum:
bari şu durumda şeffaf olun amına koyayım ya. hastalık sonrası abd'de bu kadar insan öldü ama akp'li türkiye'de şu kadar can kaybı oldu diye seçim politikasına döndüreceksiniz bu işi biliyoruz. yapmayın yeter. bu işi hala ciddiye almayan insanlar var. verin gerçek sayıları, soksunlar kafalarını artık içeri.
https://www.goodreads.com...e_Keeler_And_John_Profumo

her ülkenin kendine özgü skandalları vardır. bir süredir kitaplığımda bekleyen bir ingiliz skandalı ile ilgili kitabı bitirdim. konu bir hayli eski olmasına rağmen belki de ingiltere tarihinin en ünlü skandallarından biri.

2007 yılında ölen John Profumo'dan bahsediyorum.

Eski ingiltere Savunma Bakanı John Profumo, ünlü skandalın kahramanıydı. her ne kadar skandalın üzerinden tam elli dört yıl geçmiş olsa da kesinlikle bu kitap okumaya değer!

Belki kulağınıza çalınmıştır böyle bir olay;

Bu Profumo zampara bir adammış, kiralık kız severmiş, parasıyla becerirmiş. Kızları "tedarik" eden de sosyete dişçisi Doktor Stephen Ward diye bir pezevenk (bileceksiniz canım, olayı anlatan filmde John Hurt oynuyordu)... Hafta sonları bir kır evinde partiler martiler tertipliyorlar (yanılmıyorsam Lord Astor'un malikanesi), Dr. Ward da kadın gönderiyor. Bu partilere önde gelen politikacılar, diplomatlar falan katılıyor.

Doktorun elindeki en iyi iki "sermaye", Christine Keeler adında bir esmer güzeliyle, Mandy Rice Davies adında bir sarışın bomba. Şimdi artık ikisi de nine! (Christine Keeler 75 yaşında, Mandy Rice Davies ise 2014 yılında nalları dikmişti).

O sıralar erkekler ikiye ayrılmışlardı, "Christineciler" ve "Mandyciler" şeklinde... Keeler "boy pos, endam ve bacak güzelliğinin" temsilcisi, Davies de "göğüs, kalça, dudak ve göbek tutkunlarının" gözdesiydi.

Savunma Bakanı Lord Profumo bu kızların hepsini, tabii ücreti mukabilinde, götürmüş. En çok da Christine'i... Fakat işe bakın ki, Christine, Sovyetler Birliği'nin Londra askeri ataşesi Yevgeniy ivanov ile de yatarmış! ivanov'un KGB ajanı olmayacağını düşünebilene deli derler.

Ortaya çıkınca kıyamet koptu. Bakan ilişkiyi hemen yalanladı. Yalan söylediği ortaya çıkınca da hem kendisi, hem de başbakan ünlü Harold Macmillan istifa ettiler, yani hükümet düştü. Seçimi de muhalefet kazandı.

Bu arada pezevenk dişçi de utancından intihar etti.

yani neymiş? ibneliğin sonu dedelik, orospuluğun sonu ebelik, şairliğin sonu da dergicilik!

Fakat şimdi, elli dört yıl sonra bu kitabı okuyup dönüp geriye bakınca insan şaşıyor; Lord Profumo'ya yöneltilen en büyük suçlama, kiralık kızlarla yatıp kalkması değildi (o zamanlar "tele-kız" deyimi henüz icat edilmemişti), bu onun özel hayatıydı, eşi de onu bağışladı zaten. Kızın aynı zamanda bir Sovyet subayıyla da yatması, yani birinden ötekine "laf taşıması" ihtimaliydi.

Oysa bu kanıtlanamadı. Keeler'in herhangi bir askeri sırrı yatakta ilişki sonrası sigara içerken Profumo'nun ağzından alıp ivanov'a aktardığı ispat edilemedi. Çünkü kızcağız böyle bir şey yapmamıştı. Harama hile karıştırmayan "namuslu" bir kızdı. Üstelik mahkemede ivanov'tan hiç mi hiç hoşlanmadığını, onun alt tarafı "kıllı bir Rus ayısı" olduğunu, ayının altına sırf ekmek parası için yattığını da açık açık söyledi.

Fakat "tehlikesi" bile yeterli görüldü bu sır taşıma ihtimalinin.

kitap yine de kafamı kurcalayan bazı soru işaretleri bırakmadı değil! mesela; "tersini" niçin hiç kimse göz önüne almamıştı? Öyle ya, Christine Keeler pekala Sovyet sırlarını askeri ataşeden alıp savunma bakanına getiriyor da olamaz mıydı?

Acaba doksan bir yaşında ölen ve böyle hem hoş hem de hazin bir anı olarak tarihe geçen Lord Profumo, ingiliz değil de Türk olsaydı, "ne skandalı hemşerim, biz burada vatan hizmeti yapıyoruz, Rus'tan istihbarat koparacağım diye devlete masraf yazmadan hem kendi cebimizden para harcıyoruz, hem de şu moruk halimizle on dokuzluk çıtırla başa çıkmaya çalışıyoruz da anamız ağlıyor, istifa mistifa etmem, madalyamı da isterim" diye çamura yatar mıydı?

(bkz: nasıl bağladım ama)
görsel
(ingilizce özgün adıyla Notes on a Scandal, 4 dalda Oscar'a aday gösterilmiş, 2006 ingiltere yapımı film. 2003 yılında yayınlanmış olan aynı isimli Zoë Heller romanından uyarlanmıştır. Senaryosunu Patrick Marber yazmış, filmi Richard Eyre yönetmiştir. Filmin müziklerini ise Philip Glass yapmıştır. Film En iyi Kadın Oyuncu (Judi Dench), En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Cate Blanchett), En iyi Uyarlama Senaryo (Patrick Marber) ve En iyi Film Müziği (Philip Glass) dallarında Oscar'a aday gösterilmiştir.

31 Aralık 2007 tarihi itibari ile film eleştirmenlrinin yorumlarının yer aldığı Rotten Tomatoes sitesinde film hakkında yapılmış 163 eleştiriden %87'sinde film hakkında olumlu görüş belirtilmiştir. (Fresh: 141 Rotten: 22)

https://tr.wikipedia.org/wiki/Skandal_(film)
bu ülkede, onsuz yaşayamadığımız olgudur.
gün geçmiyor ki yeni bir bomba patlamasın.
erkek ismi olarak kullanılmış olan sözcük.
.com uzantılı bir siteyi tdknin skandalı diye vermektir.
verilen sitedeki kendine tdk sözlük yakıştırması yapanların skandal açıklamasında yankıuyandıran sözcüklerini bitişik yazmasıdır.
tdk'nın skandalı işte budur:

http://www.tdksozluk.com/s/skandal/
rezalet... utanç verici durum...
(bkz: irfan beyaz/#2520519)
vasat bir richard eyre filmi..
http://www.spor3.com/haber.php?haber_id=142094
(bkz: watergate)
güzel bir queen şarkısı. zaten güzel olmayanını bulana ödül var
Scandal - now you've left me all the world's gonna know
Scandal, they're gonna turn our lives into a freak show,
They'll see the heart-ache, they'll see our love break,
They'll hear me pleading, I'll say for Gods sake,
Over and over and over again,
Scandal - now you've left me there's no healing the wounds,
Hey scandal, and all the world can make us out to be fools,
Here come the bad news, open the floodgates
They'll leave us bleeding, we say you cheapskates,
Over and over and over again,
So let them know when they stare, it's just a private affair,
They'il have us hung in the air and tell me what do they care,
It's only a life to be twisted and broken,
They'll see the heart-ache, they'll see our love break - yeah,
They'll hear me pleading, I'll say for Gods sake,
Over and over and over and over again,
Scandal, scandal,
Scandal, yes you're breaking my heart again,
Today the headlines, tomorrow hard times,
And no-one really knows the truth from the lies,
And in the end the story deeper must hide,
Deeper and deeper and deeper inside,
gündemde kalmak ya da meşhur olunduktan sonra gündemde yer bulmak üzere başvurulan senaryodur
bazı skandal örnekleri;
(bkz: chevrolet skandali)
(bkz: ferrari skandali)
(bkz: kadir inanir in motive mesaji skandali)
(bkz: abd senatosundaki kurdistan skandali)
(bkz: eurovision da porno skandali)
(bkz: londra da seks karsiligi vize skandali)
(bkz: banka skandali)
(bkz: lisedeki cinsel anket skandali)
büyük yankı uyandıran, saklanan kirli çamaşırların gün yüzüne çıkması olayı.
buyuk yanki uyandiran, utanc verici yada kucuk dusurucu olaydir.