bugün

can yücel'in "yalnızlığım benim, sidikli kontesim" diye sevdiceğine hitap etmesiyle ortaya çıkan sıfat tamlamasıdır. * * *
· save your kisses for me
· sidikli kontes
yeni bir yazar, hoşgelmiş.
an itibariyle küçükken kırdığı cevizlerle karşılaşan yazardır, nesildaşımdır, hoşgelmiştir.
ah hangi koyda şimdi, sahibidir (bkz: can yücel)
can yücelin şiirdeki kalite(!)sini ortaya koyan süper tamlamalardan biri.
zirvenin şenlendiricisi. hüsnü şenlendirici gibi bir şey.*. benim en büyük

destekçim. kafam yeni yeni ayıldığından mütevellit inanılmaz bir baş ağrısıyla

kendisinin durumuna yardımcı olamadığım insan. zirveye üstün çaba ve yalvarışlarımla

gelmiş ama ancak bir kaç dostu aradıktan sonra kendisine yardımcı olabildiğim.

(bkz: alsancak da icmeyen olsun zirvesi)
ayaklı yardım sever, gönüllü. planlarımız doğrultusunda birçok çocuğu aydınlatmamız yakındır.
ezginin günlüğünün (bkz: ebruli) albümünde seslendirdiği can yücel şiiri..
zirvede pek konuşma fırsatı bulamadığım yazar. ama aynı masada içmişliğimiz vardır * zirvede bizleri onurlandırmıştır.
yazar olmadan tanıştığım * yazar kişisi...sen benim yerime psikolog olabilirsin ben sıkıldım artık da...* *
zirvelerden, sözlüklerden, hatta internet'in icadından çok daha önce tanıdığım sevdiğim insan. marjinal kişilik.
(bkz: bu şehir fazla sana)
süpürge saçlı sidikli kontesle şarap kokan sohbetlerin kulakta bıraktığı tat felekten kıskanacağı bir zamanı çalmak gibi birşey olsa gerek.
sanıldığı üzere ben değilim efendim sidikli kontes. Bu isimle biliniyorum; ancak bu sidikli ben değilim.. Fakeim falan da değil, yeni bir yazar kişisi. Hoşgelmiştir..
Zirveye geç katılsa da, ortama alışmakta zorluk çekmeyen ve sosyal konulardaki yapıcı düşünceleriyle ön plana çıkan yazar. Sıcakkanlı bir kimliğe sahip ve sağdan soldan bulduğum sözlük yazarı arkadaşlarıma gösterdiği içten ve sıcak ilgisi ayrıca takdire şayandır.
alsancak da içmeyen ölsün zirvesi nin sevgi pıtırcığı olmuştur. zirvenin başından beri bir sidikli kontes gelecek muhabbetidir başladı ve kapı her açıldığında herkes nedense o mu geldi acaba diye kapıya baktı.

neyse geldi, ortamı neşelendirdi. sonra aramızda koyu bir evlilik nedir ne değildir muhabbeti başladı. sonra kızınca bize aba altından sopa gösterdi. sustuk kaldık.

yine de tanıştığımıza memnun olduk. umarım eve istediği şekilde ulaşabilmiştir.
insan olarak yaratılmayıpta hangi canlı türünde yaratılınırsa yaratnılınırnıtırılsın yine de sevilecektir .. hattaaa ..... hattaaa dır.
uzun zamandır çeşitli sebeplerden dolayı konuşma fırsatı bulamadığım ve özlediğim user.
Ben ellerini öptükçe güzelim sen parmak uçlarınla dokundukça..
Kalp odacıklarımın en ücra köşelerinde elinde içki kadehin etrafta mis yasemin kokusu ve bir sokaktan geçtik biz yıldızı bol,karanlığı derin,ütopyalarda kar topu oynadık..yazdı sıcaktı ben beklerken bi akasya altında tüm gözlerden sakladım kendimi,avuçlarımdaki yaprakları teslim ederken rüzgara..vapur iskelesine oturup bi sigara yaktım akşam üstünün kalabalığına karşı;geniş omuzlu erkekler,sarışın kadınlar,biçimli göğüsler..peh! gözlerimi kapasam yolu bulabilirmiydim?içtiğim sigaradanda bişey anlamadım ya sen yokken neyse..ben uçsuz bucaksız gözlerinde dalarken geçmişine binbir bıçak dayandı kemiğe sustum..sustuk
- of sonra konuşalım gerçekten iyi değilim iyi geceler..
-sanada..
hangi iyi gecenin kollarındayım iyisi buysa kötüsünü bulup getirsinler çıkmak için dibe batayım.şimdi anladım anakha şimdi anladım kaamosun darağacına astığı gecenin ziyalığını,anlıyorum çünkü terk ettiğim bir devri kapattım mö öncesi yada sonrası tarih yok saat yok ruska yok korse takmış hoş göğüslü kabarık etekli Fransız usulu asil gecelerimin boynuna ilmeği geçirmişim hangi şuursuz sabahımdı bilmem..telefon çalar ..yüzünde aptal bir gülümseme ama gayet tok bir sesle,
-efendim
-napıosun?
-hiç.sen?
-bende (sesizlik seviyorum seni ) öyle işte..
-hııı
-kitap okur uyurum
-peki
-sen napıcaksın?
-müzik dinlicem yatağımda
-aç yatma bişiler ye açsan
-yok değilim
-iyi ozaman
-yatmadan ararım seni tamam?
-tamam
-varmı bi problem?
-hayır (var evet var geçmişin önümde sis perdesi 'beyaz ışık saçan siyah çukura' doğru dar bir patika yolda yürüyorum dizlerim kan içinde anlamıyorsun..anlatamıyorum ben konuşamam bilirsin yine suscaksın onuda biliyorum senin bağışıklık kazanmış ruhun ve bedenine sarılıp uyumanın verdiği haz,peşinden beni sürükleyen acıların..biliyorum sen hiç benim olmıcaksın ben boşa hayaller kurmaktan vazgeçtim bu gece saat 4 sularında boğuluyorum)
-tamam canım öptüm seniii
-hoşça kal hayatım..

yatmadan önceki telefon konuşması her zaman huzur verici kapatılır,yoksa akreple yelkovan terk eder o gece saati,geçmiycek olan dakikalar geçer..üşürsün yorgan altı hıçkırıklarla aldığın sakinleştirici seni şuursuz uykuya bırakır sabah gözünü açar açmaz nemlidir kirpiklerin hissedersin,tek kişilik ruhun ve çayınla bi sigara yakar hatırlarsın gülümser ve en çok özlersin..

petra ve rendall
oldukça aşık bir birlerine 'tek olmaz' demiş 'memleketimde olsa tek olmaz' çıkmış gelmiş almanyadan sabaha karşı sesleri penceremi çarpıyor özlem gitmek bilmedi onlardan bendende..

'ayrılsakta üzülmeni istemem' yıkılırım bilirsin,her şeyden bu kadar eminken paranoyak düşünceler sözlere düşer damla damla en fantastik gecede;takılı kalmış taş plakta msg never ending nightmare bitti dediğin anda solosuyla ilkilir yıldızlar gecenin koynunda.kelebek gibi yaşamak lazım anlık ama uçabileceğin kadar yaklaşmak uçuk maviye.. daha uçamamış ölü kelebekler doluşmuş odama penceremi hep kapamamı söylerdi annem sonbaharda babam ençok mfö dinlerken hüzünlenir akşam üstüleri.ince dudaklarıma deyen o enfes rüzgar saat epeyce geç sokaktasın her adım attığında sana atılan lafları kulak ardı ederken sadece huzuru diledin tanrıdan ve dilinden düşürmediğin mucizeni sonra aptalca gülümsedin bir arabaya bindin cumartesi gecesiydi arkamızdan elinde geçmişim olan birisi koşuyordu ezdik geçtik hiç tanımadığın biriyle geçmişinin katili olursun..

-sen intihar ettin mi hiç?
korkuyorum aslında korkması gereken o çünkü umutla cesaretin birleştiği noktada hep ben olmuştum hayır korkuyorum tedirginim ve çaresiz çok mu alkol almıştı acaba..
-sarhoşmusun?
-hayır
sarhoş olan bir insanın sarhoşum dediği nerde görülmüş..
anlamıyorum anlamsızlaşıyor nerdeyim ne yapıyorum başım ağrıyor ölü kelebekler öptü saçlarımı gözlerime düştü kayan yıldızlarda tutulan umutsuz dilekler (taşmadan)
-bi sigara içiyim ben
niye yaptım bilmiyorum neden yaptım bi başkası olsaydı onun yerine olmazdı olmadı ki hiç..
(elimi tutman en iyi cevaptı sorularıma)
Uyuyabilirim onunla o yüzüme hiç bakmasada..yaz,sıcak,pencereden içeri giren eşsiz rüzgar,buram buram soluduğum bir huzur..huzurun zehrini ellerini öperek kustum geceye..
Ya yarın?
düşündükçe menekşeler ölüyor gözlerimde, yüzümü yıkıyayım aksın maskem..bir dünya yarattım kendi küçük masallarımdan kağıttan uçakları bol,eşsiz rengarenk uçurtmalar mor geceleri sundum önüne gittikçe tükenmesi gereken masallarım büyüdü göz yaşlarımla..geceme uyku damlıyor melodilerin üzerine düşüyor ruhum herkes hep bir ağızdan sölüyor seni eicca toppinen silüeti düşüyor gözlerime hey ilk aşık olduğum adam diyor bir kahkaha basıyorum uzaktan bir çello sesi tırmalıyor kulağımı bu gece dolunay diyorum bi sigara içilir gazetelerimi yırtıp pencereden dışarı bırakıyorum zifiri karanlık saat 4 falan olmalı merak etmiyorum..'kimin için ölemiyorum?' diyorum murat kapkınerin ağzından ADINI UNUTAN ADAMIN Petrasını görüyorum çıplak denize giriyor işte orda.Bir sigara uzattım tüttürdük yalnızlar barının konsomatrisi olan geceyle..ya işte dedim elimdeki kadehi bıraktım yere en bakir duygularımla bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi kadar tehlikeli ve zarar vericiyim artık ıhtıyaclarım da yalvarmaz hayranlıgına ya da ınkarına...ne kadar zor olacağının bir önemi yok.. ızlıyorum sımdı .. gidiyorum simdi... cünkü zaman günleri sayıyor içimde.akasya ağacından elindeki içki kadehi etrafta mis yasemin kokusu bir sokağa geldik

Ve..

tıkandığım zamanlarda umutsuzca parçalardım kendimi felaketimi yaşamak isterken kendimce yaşadığım bu dünyadan feragat etmiştim.. bedenime zarar verirken alkolle aslında zamandan çalıyordum ben sizden habersiz çocuklugumu yitik hayallerde unutup kitapların içinde büyükmek yerine zerafetle dans eden sokak lambalarının arasında geçmişti tutarsız çocukluğum... yasemin kokusu sokagı sardı belki balkonunda onu büyüten yaşlı teyze düşünememişti bu kadar büyüceni bu işin ama artık aşmıştı olay onu koku burun deliklerimden damarlarıma dogru inerken kalp atışlarım hızla artmaya başlamıştı gögüs kafesim sıkışıp nefeslerim sıklaştıı belki son böyle gelcekti bana..

'masumiyetim erdemin olsun... bekaretim de vicdanım... kanım bana kalsın..'
şu ana kadar görmüş olduğum en yalın güzelliklerden biri. *
uzun zamandır konuştuğum en mükemmel; sinema, yönetmen ve kitap muhabbetinde katkı sağlayan, nobrankisi'nin de dediği gibi grip olmasına rağmen yalın güzelliği gözlerden kaçmayan, en kısa zamanda sağlığına kavuşmanı dilediğimiz, zirve başlarında 21 ve bana bakıp bakıp ne konusuyo ulan bunlar dediğini duyar gibi olduğumuz, yazar kişisi.
Yüzünü Dökme Küçük Kız
Bırak Üzülmeyi
Yalnız Sen misin Bir Düşün
Unutan Sevilmeyi!

Her Siyahın Bir Beyazı
Gecelerin Gündüzü de Vardır

Yüzünü Dökme Küçük Kız
Kızma Onlara
Yalnız Sen misin Bir Düşün
Zincir Oranda Buranda
Her Tutsağın Bir Kaçışı
Uykunun Uyanışı da Vardır

Yüzünü Dökme Küçük Kız
Yaşamın Anlamını Bul
Sonra Dinle Kendini
Yolunu Bil

Her Siyahın Bir Beyazı
Gecelerin Gündüzü de Vardır

senin o güzel yüreğin güzel gözlerine yansımış zaten
gerisi hepten hikaye...
serbest çağrışım böyle bir şey olsa gerek...

Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat sevicileri
Derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
Aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin elleriyle okşardın beni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece sevgi duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
Başucumda bir sen varsın bir de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can yücel
son zamanlarda tanıdıgıma bir hayli mutlu oldugum insan yavrusu...
hüznü gözlerinin arkasında saklayan canpare...
amelie filminin ortasından çıkıp gelmiş askerlik arkadaşım...
dünya'da .mına koyulcak o kadar çok şey bulmamda yardımlarını esirgemeyen cicoz...
balkanlardan gelen sıcak hava dalgası. * *
piercingine bağdaj kurdugumun ebleh dünyalısı... *
vb. bir çok özelliğe ve güzelliğe sahip yitik şehrin yakışıklısı.
Birisi, dünden daha çok mektup yazdığımı söyleyebilir mi...
Beni dünden daha az sevdiğini.
Yüzünü, geçen yaz denizden çaldığım taşla Tem yoluna çizdim.
Omuzlarıma sürdüğüm gül kremini kokladım, tanrıya dua ettim.
SEN YOKTUN, NiÇiN GELEYiM... diyen bir aşk mektubunu anımsadım.
En son kötülüğün kaldı bende, en son ben sevebilirdim seni diye biten.
Arabamı sağa çekip dikiz aynasında makyaj yaptım.
Sana ihanetlerin en büyüğünü hazırladım, en kanlısını; bir gün beklediğin gibi benden.
U.U