bugün

1943 doğumlu amerikalı aktrist..roman polanski'nin eşi olduğu dönemde ve de hamileyken,charles manson çetesi tarafından katledilerek öldürülmüştür..
http://www.sharon-tate.org/love/layout.jpg
charles manson kurbani.
kendisiyle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarıyla birlikte yaşadığı vahşetin kelimeleri kifayetsiz bıraktığı aktris.

doğumuna 2 hafta kala, susan atkins denen charles manson müridi bir orospu tarafından acımasızca, zevk uğruna katledilmiş. kendisi dünyalar güzeli, kaderiyse korkunç. katili de bir kadınmış ve benim anlamadığım, o psikopat orospunun neden idam edilmediği. gerçi hapiste 61 sene sürüne sürüne gebermiş, daha da iyi olmuş.
*ABD'li aktris. 1960'larda televizyon rolleri ile başladığı aktristlik hayatına Hollywood filmlerinde devam etmişti. 1968'de ünlü yönetmen Roman Polanski'yle evlendi. 8,5 aylık hamileyken Charles Manson'ın dört müridi tarafından evinde katledildi.

1964'te "The Cincinnati Kid" filminde Steve McQueen'le oynamak için elemeleri katıldı ancak deneyimsizliği yüzünden kabul edilmedi. Bu yüzden küçük televizyon dizilerinde oynamaya devam etti. En sonunda "Eye of the Devil" filminde oynadı. Promosyon amaçlı olarak aynı zamanlarda "All Eyes on Sharon Tate" adlı belgeseli yayınlandı. Bu filmle beraber şansı açılan Kate film sonrası Londra'da moda dünyası ve gece klüpleriyle ilgilenmeye başladı. Bu klüplerden birinde Roman Polanski ile tanıştı.

Polanski o dönemde The Fearless Vampire Killers filmini çekmek için kadın oyuncu arıyordu. Yönetmen Martin Ransohoff Sharon Tate'i önerdi. Polanski Tate'in kızıl peruk giymesi şartıyla onu kabul etti. Filmde de Tate'in rolündeki kıza aşık bir genci canlandıran Polanski önceleri Tate'ten etkilenmese de film çekimleri sonunda ona aşık olmuştu. Film çekimi sonrası Sharon Tate Polanski'nin Londra'daki evine taşındı. Bu dönemde eski sevgilisi Jay Sebring Londra'da Polanski'yle buluşup konuştu ve Tate'in en iyi dostlarından biri olmaya devam etti.

"Don't Make Waves" filmi için Amerika'ya dönen Tate, uzun süre bikini giymek zorunda kaldığı filmden hiç hoşnut kalmadı. Film Sharon Tate'in gerçek boyutlarında bikinili resimlerinden kartonlarla promosyon yapsa da film hiç tutmadı. Polanski de bu ara yeni filmi Rosemary'nin Bebeği için Amerika'ya döndü. Kendisinin teklif etmesi uygunsuz kaçacağı için birilerinin Sharon Tate'i önermesini beklese de olmadı. Mia Farrow başrol oynasa da Tate filmin önemli sahneleri için Polanski'ye yardım etti. Filmin bir sahnesinde de göründü.

1967'de Playboy dergisi "Sharon Tate'in yılı" deyimini kullanıyordu. "Valley of the Dolls" filmide baş rollerden birini oynamak için anlaşmıştı. Bazı eleştirmenler Tate'i bu filmdeki diğer rol arkadaşlarıyla karşılaştırıp başarısız bulsa da film ekibi iyi arkadaşlıklar kurmuşlardı. Ancak film, yayınlanınca herkes tarafından çok kötü bulundu.

1967'nin ortalarında Londra'ya dönen Tate ve Polanski gazete ve dergilerin odak noktasıydılar. Tate, önceleri çiftlerin evlenmeden de beraber yaşayabileceğini belirtse de 20 Ocak 1968'de Londra'da evlendiler. Sharon Tate daha geleneksel bir evlilik istese de Polanski daha çapkın karakterli birisiydi. Sharon Tate, Polanski'yi böyle kabul ettiğini söylüyordu. Bu dönemde Polanski, Tate'in Ransohoff'la iş ortaklığını bitirmesini istedi. Tate de film hayatına daha az önem vermeye başladı. Çiftin aktörler, aktrisler, müzisyenlerden oluşan büyük bir arkadaş çevresi vardı. Evleri çoğu zaman yabancı insanlarla doluydu. Sharon Tate bunun dönemin tarzı olduğunu savunuyordu.

1969'da "The Wrecking Crew" adlı komedi filminde oynadı. Aksiyon sahnelerini kendisi oynayıp, Bruce Lee'den ders aldı. Film çok güzel eleştiriler toplamıştı. Ayrıca "Valley of the Dolls" filmiyle Altın Küre ödüllerinde "Yılın Yeni Yıldızı" dalında aday gösterilmişti. 1968'in sonunda hamile kalan Tate, 1969 Şubat'ında kocasıyla yeni evlerine taşındılar. Komedideki başarısından dolayı yeni filmi "The Thirteen Chairs" filminde oynamaya karar verdi ve italya'ya çekimlere gitti.

20 Temmuz 1969'da Tate tek başına Los Angeles'a döndü. Polanski 12 Ağustos'ta doğum için gelecekti. O gelene kadar arkadaşları Frykowski ve Folger'a Tate ile kalmalarını rica etti.

8 Ağustos 1969'da Tate'in doğumuna iki hafta vardı. Evde akşam yemeği için arkadaşları aktris Joanna Pettet ve Barbara Lewis ile beraberdi. Onlara Polanski'nin eve dönüşünün gecikmesinden duyduğu sıkıntıyı anlatıyordu. Öğlen Polanski'yle telefonda konuştu. Kardeşi Debra, öteki kardeşi Patti ile Sharon'la kalmak istediğini söyledi ama Tate gerek olmadığını belirtti. Saat 10:30'da arkadaşı Sebring ve Polanski'nin dostları Frykowski ve Folger ile akşam yemeği yedikten sonra eve döndü. Gece Charles Manson'ın "ailesi"nden üyeler tarafından hepsi öldürüldü ve sabah Tate'in kahyası tarafından bulundular. Tate boynunda uzun bir ip ve 5'i ölümcül olmak üzere 16 kere bıçaklanmış olarak bulundu.

13 Ağustos'ta Kaliforniya'da Sharon Tate ve kollarında oğlu Paul Richard Polanski (ölümünden sonra aileleri tarafından ismi konulmuştu) defnedildi. Ölümünden sonra filmleri tekrar yayınlandı ve başarı kazandı. Kocası Roman Polanski de katiller yakalanana dek paranoya hastalığı geçirdi. Hollywood starları da yer değiştirmeye ya da güvenlik sistemlerini arttırmaya başladı.
ölümü ilgili daha fazla bilgi için;

http://www.crimeshots.com/Carnage69.html
polanski; tate ile geçirdiğim yıllar hayatımın en güzel yıllarıydı ve o onun ölümünden sonra tüm dinlere inancımı kaybettim minvalinde bir şeyler söylemiştir. manson azmettirmiş çetesi katletmiş karnında 8 aylık çocuğuyla acımasızca, üst üste bıçaklayarak üstüne bu olayı birde kayda almışlar. kanıylada kapıya domuzlar* yazılmış.
charles manson denilen ruh hastasının aile üyelerini azmettirerek öldürttüğü kadın. yanında da 6 arkadaşı daha öldürülmüş hemde. bende yalan yok şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlar listesinde ilk 3'e rahat girer. 26 yaşında 1969 yılında cinayete kurban gitmiş. hayatta hiç bir şeyi trajedi diye adlandırmamıştım ta ki buna kadar..
edit: şu videoya bakar mısınız? ne kadar mutlular arkadaşlarıyla evlerinde. doğacak bebeklerinin kıyafetlerini bile almışlar be. az gibi geliyor ama kaç yıl geçmiş aradan şimdi yaşasa 70 yaşından fazla olacaktı belki de..
link vermemişim. o diğer link bulamadım bu da güzel. kocası da tam sümsük. şimdilerde genç hatun almış diyolla. ne kadar gamsız insanlar..
http://youtu.be/2Qf31v0kwro
8,5 aylık hamileyken charles manson ın müritleri tarafından beraberindeki 4 kişiyle beraber vahşice katledilmiş döneminin en güzel kadın aktrislerinden biri. ayrıca roman polanski nin karısı. cinayet mahallini gösteren fotoğrafları insanın kanını donduracak cinsten. rivayete göre öldürülmeden önce beni tutsak alın 2 hafta sonra bebeğimi doğurayım demiştir. 'mercy me mercy my baby' diye yalvardığı fakat susan atkins in 'sana merhamet göstermeyeceğim' diyerek 8,5 aylık hamile kadını 16 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü 1969 yılının en kanlı cinayeti. ayrıca tate in kanıyla kapıya 'pigs' yazmışlardır. susan atkins sharon tate i öldürdükten sonra kanlı elini yalayıp ' vay be hakikaten uçtum' demiştir. gerçekten insanı derinden etkileyen bir cinayet allah düşmanımın başına vermesin (bkz: susan atkins) (bkz: charles manson)
8,5 aylık hamileyken öldürülmüş, öldürülmeden önce oğlunu doğurmak için yalvarmış, doğurduktan sonra kendisini öldürmelerini söylemiş, oğlunun yaşayabilmesi için uğraşmıştır.

ölümünden sonra sharon tate, kollarında oğlu ile defnedilmiştir.
ölümü beni çok etkilemiş artiz kişisi ki sanıklardan birinin oğlunu doğurmak için yalvardığını anlatması nasıl bi vahşetin yaşandığının göstergesi.
Roman Polanski nin bir tarikat tarafından öldürülen karısı.
roman polanski'nin tarikat lideri kocası.
(d. 24 Ocak 1943 - ö. 9 Ağustos 1969), ABD'li aktris. 1960'larda televizyon rolleri ile başladığı aktrislik hayatına Hollywood filmlerinde devam etmişti. 1968'de ünlü yönetmen Roman Polanski'yle evlendi. 8,5 aylık hamileyken Charles Manson'ın dört müridi tarafından evinde katledildi.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sharon_Tate
Charles Manson tarikatı tarafından katledilen eski Hollywood yıldızı.
Kesinlikle rothschildlerin (illuminati) bir ayinine kurban gitti bu karı. Sapık kocası roman polanski de yahudi zaten. Kim bilir ne şeytanca plan yaptılar sonra da suçu hippilere attılar. Millet de yiyor tabi yıllar boyu medya onların elinde çünkü.