bugün

sevgili ile daha fazla birlikte olmak adına, tepesine bir romantik kisve oturtularak yapılabilecek hareketler silsilesi.

sevgili hali hazırda yanınızdadır. onun yanınızda oldugunu bilmenin verdigi bitmek tükenmek bilmeyen huzuru yaşarsınız. zaten her kelimede sacmalamaktasınızdır, bir de yıldızlara bakmak adına kafayı yukarıya kaldırıp beyne giden kanı ve oksijeni engeller, bu sayede iyice sacmalarsınız. lakin iki bunye de her cumleye öylesine actır ki farkına bile varılmaz mantıksız kelamların. huzur maksimumdur.

zaman ilerler, hatun kişinin koca kafası yer cekimine yenik duser. * * o arada kafasını koyacak bir sey arar. ortada bu iş için en uygun tasarım er kişinin omuzu oldugundan yakın menzil öpücük mesafesine girilir.

lan ne güzel şeymiş yıldız seçmek, bak hiç sonunun böyle biteceginiz kestirememiştim.

yeni tanım : o ne güzel seydir öyle.
ayda arazi almak isteyen ama imkansizliklardan ötürü bunu gerceklestiremeyen yahutta kucuk prens kitabindan fazla etkilenmiş bunyenin yapacaği eylem.

--spoiler--

Ve altı yıl geçip gitti bile. Bu öyküyü kimseye anlatmadım. Döndüğümde beni karşılayan dostlarım beni hayatta gördüklerinden dolayı mutluydular. Ben üzgündüm, ama onlara, "Yorgunum," dedim.
Üzüntüm biraz hafifledi artık. Yani tümüyle geçmedi. Ama onun gezegenine döndüğünü biliyorum, çünkü gün doğduğunda gövdesini bulamadım. Öyle, çok ağır değildi ki... Ve geceleri yıldızları dinlemeyi çok seviyorum. Sanki beş yüz milyon çan gibiler.
Yalnız hâlâ aklıma takılan bir şey var. Koyunu için ağızlık çizdiğimde ağızlığı bağlayacak kayışları çizmeyi unutmuşum. Ağızlığı koyunun ağzına asla bağlayamayacak. Bu yüzden orada neler olduğunu çok merak ediyorum. Belki de koyun çiçeği yedi...
Bazen kendi kendime, "Tabii ki, hayır," diyorum. "Küçük prens her gece çiçeğinin üzerine cam fanusu kapatıyor, gündüzleri de koyununa göz kulak oluyordur..." O zaman mutlu oluyorum. Yıldızların gülüşleri çok hoş geliyor.
Ama bazen de diyorum ki:
"Herhangi bir gün dalgınlığına gelse, yeter! Bir akşam fanusu kapatmayı unutsa, ya da koyun bir gece sessizce kalksa ve..." işte o zaman küçük çanlar gözyaşlarına dönüşüyorlar...

işte bu büyük bir sır. Küçük prensi benim kadar seven sizler için de, benim için de hiç bilmediğimiz bir yerlerde, hiç göremediğimiz, bir koyunun bir gülü yediği ya da yemediği (acaba hangisi?) öyle çok şeyi değiştirir ki...
Gökyüzüne bakın. Kendi kendinize sorun: Yedi mi? Yemedi mi? Ne kadar çok şeyin değiştiğini göreceksiniz...
Hiçbir büyük bunun ne kadar önemli bir sorun olduğunu anlayamaz!

Bu, benim için dünyadaki en güzel ve en hüzün dolu görüntü. Bir önceki sayfadakinin aynısı, ama unutmanızı istemediğim için bir daha çizdim. Küçük prensin Dünya'da belirdiği ve sonra da yok olduğu yer burası.
Çok dikkatli bakın ki, eğer bir gün Afrika'daki çöle yolunuz düşerse tanıyabilesiniz. Bu noktaya geldiğinizde lütfen acele etmeyin. Yıldızın tam altında biraz durun. Ve eğer gülen, altın saçlı, sorularınıza yanıt vermeyen küçük bir adamla karşılaşırsanız, onun kim olduğunu biliyorsunuz. Eğer böyle bir şey olursa, ne olur beni de rahatlatın; döndüğünü haber verin bana.
--spoiler--
yıldızların sabit, sevgililerin ise muteharrik olması ihtimali nedeniyle riskli bir eylemdir.
kız: aşkım hadi bir yıldız seçelim mi kendimize?
erkek: ayın kaçı haberin var mı senin? bekle ay başında seçersin.
- yok öyle değil, gökyüzünden seçeceğiz, bedava bunlar..
+ haa tamam o zaman seçelim hadi. hatta hepsi bizim olsun yaa..
- yok yok.. bak mesela şurda bir tane var, sürekli hareket ediyor.
+ haa gif hesabı diyorsun ama uçak o.
- hadi ya..
+ yildiz olsam ilk sana kayardim biliyor musun?
- çok romantiksin sevgilim.
+ sende çok sarışın..
+ gotik balinam su yildiz varya..
- ahh ne guzelde parliyor, ee?
+ sana girsin!! zuhahahaha*

seklinde diyalog olusturan olay.
gün boyu aylak aylak gezdikten sonra yorulup yere uzanınca yapacak başka iş bulamama durumunda yapılan iş.
artık maalesef yapılmayan, ve eskileştirilmiş ve önemsizleştirilmiş bir eylem. şimdi sevgililer eczaneye gidip prezervatif seçiyor. maalesef
bir gun sevgili gider, sectiğiniz yıldızla bir başınıza kalakalırsınız...
çılgın dersane filmini izledikten sonra mustafa topaloğlu hayranı olduğunu gizleyememenin insana ancak bu kadar üretkenlik veren hissi yoğunluk hali.

nasa türkiye müdürlüğünden istenilen koordinatlardaki yıldızlar satışa sunulmuştur. müracat içeri.
+ şu nası nartanem?
- bana onu mu layık görüyosun? allah belanı versin!
+ şaka yaptım aspirinim*. arkadaki nası?
- hayır ben sirius'u istiyorum
+ sirius? ar yu siriyus?
- badegül öyle mutluyum ki seninle.
* bende fevzican bende...şuan kumsalda uzanıp yıldızları seyretmek öyle güzelki seninle...hayal gibisin...
- her parlayan yıldızda umudumuzu, hayallerimizi görüyorum badegül...
* öyle güzelsin ki. aşk bu olsa gerek fevzican.
- sana bi yıldız seçelim hadi en parlağından.?
* gerek yok fevzican, benim tek "yıldızım" sensin...( sarılırlar )
* fevzican dur napıyosunnn????
- yıldızlarda kayar badegül, yıldızlarda kayar...
bir görünüp, bir kaybolan sevgiliyse; yıldız seçelim bahanesiyle, tabanları yağlayabilir. siz gökyüzüne bakarken, boş yere boynunuzu ağrıtmış olursunuz. sevgiliyi sıkı sıkı tutmadan yıldız seçilmemelidir.
yıldız diye uydu da seçilebilir aman dikkat.
istanbul'un bir çok yerine ve özellikle izmit'te yapılamayan hadise. yıldız mıldız görünmediği için hiç birini seçemezsiniz.
(bkz: kucuk prens)
bedava olduğu için öğrencinin sevgilisine en çok verebileceği şeydir.
oldukça romantik bir olaydır.
(bkz: sevgiliye seçilen yıldızın kayması)
kardeşim bizde bu cenabetlik varken seçtiğimiz yıldız kayar.
Puhhhh çocukkendi onlar.
en mantıklı seçim orion olacaktır.
vıcık vıcık akan, gereksiz romantizmdir. Zorlamadır.
aşıklar farklı şehirlerdeyse keyfinden yenmeyecek durum.

(bkz: yazar burda deyim aktarması yapmış)
çok romantik kusucam şimdi.
Kaymayanını bulmak önemli bu eylemde.